Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/325 E. 2018/383 K. 25.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2018/325
KARAR NO : 2018/383
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME : İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 09/02/2018
DOSYA NUMARASI : 2017/830 Esas – 2018/67 Karar
DAVA : Ticaret Sicil Memurunun Kararına İtiraz
KARAR TARİHİ : 25/04/2018
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; İstanbul .. İcra Müdürlüğü’ nün .. Esas sayılı dosyasında takip borçlusu hakkında icra takibine giriştiklerini, borçlunun 3.kişi şirketteki hisse haczinin tescili için icra müdürlüğünce davalı … müdürlüğüne yazı yazıldığını, davalı … müdürlüğünce haczin tescilinin harca tabi olması nedeniyle istemin reddedildiğini, söz konusu harçtan dolayı sorumluluklarının bulunmadığını ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle ticaret sicil müdürlüğünün 05/09/2017 tarihli kararının itirazen kaldırılmasına ve borçlunun şirketteki pay haczinin tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça iptali istenilen nitelikte müdürlüklerince verilmiş bir kararın bulunmadığını, dava konusu yapılan 05/09/2017 tarihli yazının bilgilendirme amaçlı olduğunu, kaldı ki borçlunun şirketteki pay haczinin tescile ve dolayısıyla harca tabi olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
İlk Derece Mahkemesi’ 09/02/2018 tarih ve 2017/830 Esas – 2018/67 Karar sayılı gerekçeli kararı ile; ” … Somut olayda, icra müdürlüğünce …ne yazı yazılarak borçlunun 3. kişi şirketteki pay haczi istenilmiş, bu doğrultuda davacı tarafça sicil müdürlüğünden talepte bulunulmuş; davalı tarafça dava konusu yapılan 05/09/2017 tarihli yazıyla istem hakkında haczin tescili için harçlandırılma yapılması gerektiği yönünde bilgilendirme amaçlı cevap verildiği görülmüştür.
Görüldüğü üzere dava konusu yapılan yazı içeriği, TTK’nın 34.maddesi kapsamında verilmiş bir karar değildir. Bir an için söz konusu bilgilendirme niteliğindeki cevabi yazı red kararı olarak kabul edilse bile, borçlunun 3.kişi şirketteki pay haczinin tescile tabi işlemlerden olması ve 492 sayılı harçlar yasası gereğince bu işlemin harca tabi olması nedeniyle ileride borçludan tahsil edilmek üzere peşin olarak alacaklıdan işlem için harç talep edilmesinde yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Bu haliyle yerinde görülmeyen davanın reddine … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle;
Dava konusu yapmış oldukları kararın, T.T.K. madde 34 gereğince itirazı kabil bir karar olduğunu, gerekçede belirtildiği üzere bu kararın bilgilendirme amacıyla verilen bir karar olduğundan bahsedilemeyeceğini, zira, zaten davalı kurumun icra dosyasında bu kararından önce yine aynı nitelikte bilgilendirme amacıyla yazı yazmış olduğunu, bu yazıya istinaden tekrardan davalı kurumun bu uygulamasının hukuka aykırı olduğunu ve taleplerinin kabul edilmesini içeren talep dilekçesi yazdıklarını, dava konusu yapmış oldukları 05/09/2017 tarihli yazının ise ilgili taleplerinin açıkça reddini içeren bir yazı olduğunu, bunun aksinin düşünülmesinin, T.T.K. madde 34′ ün hiçbir zaman işletilemeyeceği anlamına geldiğini, zira davalı kurumun kendisine yönetilen taleplerin reddini içeren yazılarının hepsini bilgilendirme amacıyla verilmiş bir yazı kılıfına sokabileceğini, taleplerinin açıkça davalı müdürlükçe reddedilmiş olduğunu, dava konusu yapılan ret kararının TTK madde 34 uyarınca verilen bir karar olduğunu, Sayın Mahkemenin bu anlamda gerekçesine katılmalarının mümkün olmadığını,
Mahkemenin diğer ret gerekçesinin ise; bu yazının ret kararı olduğu kabul edilse bile, borçlunun 3. kişi şirketteki pay haczinin tescile tabi işlemlerden olması ve 492 sayılı harçlar yasası gereğince bu işlemin harca tabi olması nedeniyle ileride borçludan tahsil edilmek üzere peşinen alacaklıdan işlem için harç talep edilmesinde yasaya aykırılık bulunmadığı olduğunu, ilgili işlemin harca tabi olup olmaması hususunda herhangi bir itirazları bulunmadığını, Harçlar yasası gereğince talep edilen işlem ile ilgili kanun ödenmesi gereken harç belirtilmiş ise bunun ödenmesi gerektiğini, ancak kendilerinin burada asıl dava konusu yaptıkları işlemin ise; bu harcın açıkça yasada borçludan alınması gerektiği söylenmesine rağmen, alacaklı olarak öncelikle kendilerinden talep edilmesi olduğunu, ilgili kanun ve dava dilekçesinin ekine eklemiş oldukları ilgili idari yazılar gereğince bu harcın borçlu tarafından ödenmesi gerektiğinin açıkça belirtilmiş olduğunu, kendilerinin alacaklı olarak kendi alacaklarını borçludan tahsil edemedikleri için icra takibine giriştikleri halde, alacaklarına ulaşmak amacıyla yapılmasını istedikleri ilgili işlem dolayısıyla yine kendilerinden harcın ödenmesinin talep edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, borçlu tarafından ödenmesi gereken ilgili harcın ödenme sorumluluğunun kendileri üzerine yüklenemeyeceğini beyanla;
İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/830 Esas – 2018/67 karar 09/02/2018 tarihli kararının usul ve yasaya aykırı olduğundan istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasına,
Taleplerinin kabulü ile; …’ nün 05/09/2017 tarih ve 84329644/ 109608-198156 sayılı kararı usul ve yasaya açıkça aykırı olduğundan itirazen kaldırılmasına ve talepleri gibi icra dosyasındaki borçlunun şirket hisse payı haczinin tesciline ilişkin karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE DEĞERLENDİRME:
Dava; Ticaret Sicil Müdürlüğü kararının iptali istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince talebin reddine karar verilmiş, verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Hisse haczinin tescilinin harca tabi olduğu hususunda taraflar arasında bir ihtilaf yoktur. Taraflar arasındaki ihtilaf harçtan borçlunun mu, yoksa alacaklının mı sorumlu olduğu ve işlem yapılmadan önce harcın yatırılmasının gerekip gerekmediği hususunda toplanmaktadır.
Ticaret Sicili Yönetmeliğinin 26.maddesi”Mahkemenin veya resmi bir kurumun, bir olgunun resen tesciline ilişkin kararını alan, müdürlük, bu kararı resen tescil eder. 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 166 ncı maddesinin ikinci fıkrası hükmü saklıdır. Mahkeme veya resmi bir kurum, verdiği hüküm veya kararda tescil edilecek olgu ile ilgili olarak müdürlüğü resen tescil ile sorumlu tutmadığı hallerde tescil istemi başvuruya yetkili kişilerin başvurusu üzerine yapılır. ” hükmünü içermektedir.
Yine, Ticaret Sicili Yönetmeliği’ nin 31.maddesi “Müdürlükten harca tabi herhangi bir istemde bulunan veya örnek isteyen kimsenin isteği, harç ödenmedikçe karşılanmaz. Resen yapılması gereken tescil, değişiklik ve silinmeler harç tahsil edilmeden önce yapılabilir. Ancak, bu işleme ait harç 492 sayılı Harçlar Kanunun 126 ncı maddesi hükmüne göre tahsili için derhal ilgili vergi dairesine bildirilir. Harcın tamamıyla ödenmemiş olmasına rağmen harca tabi işlemi yapmış veya örneği vermiş olan müdür veya müdür yardımcısı harçtan, mükellef ile beraber müteselsil olarak sorumludur.” hükmünü içermektedir.
İcra İflas Kanunu’nun 59.maddesi “takip masrafları borçluya aittir. Alacaklı, yapılmasını talep ettiği muamelenin masrafını ve ayrıca takip talebinde bulunurken borçlunun 62.maddeye göre yapabileceği itirazın kendisine tebliğ masrafını da avans olarak peşin öder. Alacaklı ilk ödenen paradan masraflarını alabilir” hükmünü içermektedir.
Yukarıdaki düzenlemeler; özellikle İİK’nın 59.maddesi dikkate alındığında; tescil edilecek işlemler arasında yer aldığı açık olan “hisse haczi” işleminin, icra takibinin devamı niteliğinde olan bir işlem olduğu, hisse haczinin tescili için yatırılması gereken harcın da başlangıçta bu işlemi talep eden alacaklı tarafından yatırılarak İİK’nın 59.maddesi gereğince borçludan talep edilmesi gerektiği, bu kapsamda ticaret sicil müdürlüğü işleminin yasal mevzuata uygun ve bu karara yapılan itirazı reddeden ilk derece mahkemesi kararının da usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince davacı tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 35,90 TL harç istinaf eden tarafından peşin olarak yatırıldığından, yeniden alınmasına yer olmadığına,
4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansı varsa yatıran tarafa iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’ nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’ da temyiz yolu açık olmak üzere 25/04/2018 tarihinde oy birliği ile karar verildi.