Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/324 E. 2019/69 K. 23.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/324
KARAR NO : 2019/69
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/11/2017
DOSYA NUMARASI: 2016/1422 Esas – 2017/830 Karar
DAVA : Tazminat
KARŞI DAVA: Alacak
KARAR TARİHİ : 23/01/2019
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin murisi… ile davalının kardeş olduğunu, müteveffa …ile davalının, … İnş. San. Tic. Ltd. Şti. adlı şirketin hissedarı olduklarını, … öldükten sonra mirasçı olan davacı ile davalı arasında ortak malların ve şirketteki hisselerin paylaşımı konusunda 22/11/2012 tarihli protokol tanzim ve imza edildiğini, bu protokole göre … plakalı Ford marka aracın müvekkiline bırakılacağını, …’in kendi üzerinde olan aracı bu protokolün imzalanmasından itibaren 1 ay içerisinde müvekkiline devredeceğini, ayrıca aracın borçları ile ilgili 2.500,00 TL lik kısım haricinde 7.500,00 TL nakit paranın muhatap tarafından müvekkiline ödeneceğini, bu paranın Nisan 2013 tarihine kadar ödenmesi gerektiği halde ödenmediğini, araç devrinin de yapılmadığını, ayrıca protokolün 5. maddesine göre müvekkilinin eşi müteveffa…ve …’in birlikte satın aldıkları …. Caddesi üzerinde . . yanındak…oranındaki hissesinin …’in kızı …’e velayeten müvekkiline devredilmesi gerektiğini, bu arsanın 140.000,00 TL sinin davalı ile davacıların murisi müteveffa …tarafından ödendiği, bakiye 85.000,00 TL borcun ise davalı tarafından ödeneceğinin de protokol ile hüküm altına alındığını, bu protokol şartlarına uymayan tarafın diğer tarafın zararını karşılayacağını ve 25.000,00 TL cezai şart ödeyeceğinin de hüküm altına alındığını, davalının protokol gereklerinin hiçbirini yerine getirmediğini, bunun üzerine Gebze …Noterliğinin … yevmiye nolu ve 17/04/2013 tarihli ihtarnamesi ile protokol hükümlerinin yerine getirilmesinin istenildiğini ancak davalının protokol hükümlerine uymadığı gibi şirketle ilgili her türlü tasarruf konusunda da tek yetkili olarak şirketin zarara uğradığından ve iş yapamaz hale geldiğinden bahisle şirketin tasfiyesini talep edeceğini söylediğini belirterek şimdilik 125.500,00 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tazmin ve tahsiline, Gebze, İstasyon Mah.,… plaka sayılı aracın 3. şahıslara devrinin önlenmesi için tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili ıslah dilekçesinde özetle; davaya konu Gebze İlçesi, İstasyon mah., …Parsel nolu taşınmazın protokol gereği …2 lik kısmının davalı adına olan kısmının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, tescil talebi kabul görmediği takdirde, terditli olarak hisseye isabet eden kısmına ödenen bedel ve dava tarihindeki değeri itibariyle oluşan munzam zarar da dikkate alınarak 112.905,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tanzim ve tahsiline, dava dilekçesinde talep edilen protokol gereği ödenmesi gereken 25.000,00 TL cezai şart, 10.000,00 TL araç bedeli ve 7.500,00 TL paranın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tazmin ve tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacıların murisi … ile … Tic. Ltd. Şti.’yi kurduklarını, …n şirket müdürü ve %50 hisseli ortağı olduğunu, diğer % 50 hissenin ise müvekkiline ait olduğunu, .. .’ in 18/08/2012 tarihinde vefatı üzerine mirasçı olarak geriye davacılar eşi … ile kızı …’in kaldığını, şirketin işlerinin yürütülebilmesi için varislerin hisseleri üzerlerine almaktan imtina ettiklerini, bunun üzerine müvekkilinin şirket hisselerini devir için Gebze …Noterliğinin 13 Kasım 2012 Tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnemesini gönderdiklerini, bu ihtarname üzerine, …’in hisselerini davacılara devrinin gerçekleştiğini ve gazetede ilan edildiğini, hisse devrinden sonra şirket müdürlüğüne …’in geçtiğini, hisse devrinden sonra taraflar arasında 22/11/2012 tarihli anlaşma protokolünün yapıldığını, bu protokol hükümlerine göre, davacının hisse devrini gerçekleştirmediğini, kendi edimini yerine getirmeden karşı tarafın sözleşme hükümlerine aykırılığının iddia edilemeyeceğini, protokolün uygulanması için varislerden … için Gebze 1.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/1239 Esas, 2013/239 Karar sayılı kararı ile Av. …un kayyım olarak atandığını, kayyım atanmasına karşı davalıların hisselerini devretmeye yanaşmadığını, bunun üzerine Gebze …Noterliğinin 11/04/2013 tarih, … yevmiye nolu ihtarnamesi ile şirketin faaliyetlerinin birlikte devam ettirme imkanı kalmadığından Gebze 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/476 Esas sayılı dosyasında şirketin tasfiyesinin talep edildiğini, davalı … vekili tarafından müvekkiline, Gebze … Noterliğinin 17/04/2013 tarih ve… yevmiye numaralı ihtarnamesinin gönderildiğini, anlaşma protokolüne uyulmadığı gerekçesiyle 5 gün içinde protokol koşullarının yerine getirilmesi aksi halde yasal yollara başvurulacağının bildirildiğini, müvekkilinin bu ihtarnameye cevap olarak Gebze ….Noterliğinin 08/05/2013 tarihli ve … yevmiye nolu ihtarnemeyi gönderdiğini, cevapta protokol koşullarının yerine getirilmemesinden …’in sorumlu olduğunun bildirildiğini, bu durumun taraflar arasında güvensizliğin vardığı boyutu gösterdiğini, anlaşma protokolü ile davacının kızına vermeyi kabul ettiği Gebze İstasyon Mah., … parselde kayıtlı taşınmazın devredilecek şirket hisseleri karşılığı ve yeğeni olması nedeniyle verilmesinin kabul edildiğini, arsanın müvekkili tarafından satın alınmış ve bedelinin de müvekkili tarafından ödendiğini, … plakalı aracın anlaşma protokolüne göre davacı …’e verileceğini, aracın fiilen hemen …’e teslim edildiğini ancak davacının aracın devrini almaktan imtina ettiğini beyanla davacının davasının reddine, karşı dava talebi olarak: 22/11/2012 tarihli protokolün 6. maddesine göre tasfiye şartlarına uymayan tarafın diğer tarafın zararını karşılamaktan başka ilave olarak 25.000,00 TL cezai şart ödeyeceğinin kararlaştırıldığını diğer tarafın protokol gereklerinin hiçbirini yerine getirmediğini, davacının hisse devrini yapmayarak müvekkilini zarara uğrattığını belirterek 5.000,00 TL cezai tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 13/11/2017 tarih ve 2016/1422 Esas – 2017/830 Karar sayılı gerekçeli kararı ile;
” … Tapulu taşınmazların satış ve devrine ilişkin sözleşmelerde TMK.706, TBK. 237, Tapu K. 26 ve Noterlik K. 60. Maddeleri ile resmi şekil şartının getirildiği, resmi şekil şartını taşımayan bir sözleşmeye dayanarak tescil talep edilmesinin mümkün olmadığı belirtilerek taraflar arasındaki sözleşmenin adi şeklide yapıldığı, resmi şekil şartını ihtiva etmediği, bu nedenle davacı lehine tapu iptali ve tescil sonucunu doğurmayacağı gerekçesiyle tapu iptali tescil talebinin reddinin gerektiği,
Terditli olarak tapu iptali tescil talebinin kabul görmemesi halinde munzam zarar ve sözleşmedeki cezai şart hükümleri gereğincede cezai şart, araç bedeli ve 7.500,00 TL paranın talep edildiği, sözleşmenin 4. maddesinde hisse devri yapıldıktan sonra diğer devir işlemlerinin yapılacağının kabul edildiği, Gebze Ticaret Sicil Müdürlüğünden gelen yazı cevabından dava tarihinden sonra müzekkere tarihi olan 31/01/2017 tarihi itibariyle dahi şirketin ortaklarının …, … ve . .. olarak gözüktüğü, bu haliyle davacı dava ve ıslah tarihi itibariyle kendi edimini (hisse devri) ifa etmediğinden davalıdan sözleşmeden kaynaklanan edimlerini yerine getirmesini, borçlarını ödemesini ve cezai şart ödemesini ve bu sözleşmenin ifa edilmemesinden doğan zararından tazminini talep edemeyeceği ayrıca 2918 sayılı KTK’ nın 20/2-d maddesi (taşıt mülkiyetinin devri) ve TTK’nın 595. maddesi gereğince Noter onayı şeklindeki şekil şartı yerine getirilmediğinden sözleşmenin geçersiz olduğu da belirtilerek geçersiz sözleşmeye dayanarak karşı taraftan edimini (taşıt mülkiyeti devri, bedel ödeme gibi edimler ) yerine getirmesi talep edilemeyeceğinden bu yöndeki taleplerin de reddinin gerektiği,
Davacının ve Davalı-karşı davacının protokolde ki cezai şart maddesine dayanan talepleri açısından ise TBK’ nın 182/2. maddesine göre asıl borç herhangi bir sebeple geçersiz ise veya aksi kararlaştırılmadıkça sonradan borçlunun sorumlu tutulamayacağı bir sebeple imkânsız hâle gelmişse, cezanın ifası istenemeyeceği belirtilmiş, protokol şekil şartlarını ihtiva etmediğinden geçersiz olduğu. TBK’ nın 182/2. maddesi gereğince geçersiz sözleşme – protokole dayanılarak cezai şart talep edilemeyeceğinden cezai şart istemine dayanan asıl dava ve karşı davanın reddin gerektiği ” gerekçeleri ile;
Davanın ve karşı davanın reddine karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili ile davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı- karşı davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle;
Davaya dayanak 22.11.2017 tarihli protokolün yakın akraba olan davacı ve davalı arasında yapılmış olup dava süresince protokol içeriğine taraflarca herhangi bir itirazda bulunulmadığını,
Akraba olan davacı ve davalı arasında yapılmış olan protokolün 5. maddesinin gayet açık olduğunu, tarafları yakın akraba olan kişiler arasında yapılan ve içeriğine yargılama süresince itiraz edilmeyen protokolün şekil şartlarını taşımadığından geçersiz olduğu yönündeki Mahkeme görüş ve kararının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu,
Protokolün 5. maddesi gereğince; davacının murisi ile kardeşi davalının birlikte bir taşınmaz satın aldıklarını ve parasını da birlikte ödediklerini, ancak borcu henüz bitmediğinden taşınmazın tapu devrini alamadıklarını, Protokolün 5. Maddesine göre bu taşınmazın 140.000 TL’ sinin davacının murisi … ile davalı … tarafından ödendiğini, bu konuda taraflar arasında bir ihtilaf olmadığını, arsanın kalan bakiye borcunun davalı … tarafından ödendikten sonra tapu devrinin yapılacağını ve bu devir esnasında % 37′ lik hissenin davacılar adına kayıt ve tescil edileceğini, ancak davalının yapılan ihtara rağmen tapu hisse devrini gerçekleştirmediğini ve hakkı olmadığı kardeşi müteveffa ile bedeli birlikte ödendiği halde taşınmazın tamamını kendi üzerine kayıt ve tescil ettirdiğini,
Protokolün 5. maddesine göre taşınmazın % 37 lik hissesinin davacılara ait olduğu halde, şekil şartlarından bahisle davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu,
Dava sürecinde davayı ıslah ettiklerini ve taşınmazla ilgili olarak terditli bir taleple bulunduklarını, ancak her iki talebin de haksız ve hukuka aykırı bir şekilde reddedilmiş olmasının bozmayı gerektirdiğini,
Araç tescili ve taşınmaz tescili sözleşmelerinin şekil şartlarına uygun olarak yapılması gerektiği yönündeki tespit ve değerlendirmenin görülen davaya uygun bir değerlendirme olmadığını beyanla;
Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2016/1422 E.- 2017/830 K. Sayılı kararının istinafen incelenerek bozulmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı – karşı davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle;
Yerel Mahkemenin, davalı/ karşı davacı olarak müvekkilin taleplerini asıl borcun, şekil şartlarını taşımadığından geçersiz olması nedeniyle bu sözleşmeye dayanarak cezai şart talep edilemeyeceği gerekçesiyle reddettiğini, sözleşmenin 4. maddesinde protokolün tanzimi ile birlikte en kısa süre içerisinde önce şirket hisselerinin devredileceği ve masrafların müvekkili davalı/ karşı davacı tarafından karşılanacağının belirtildiğini, bu devir gerçekleştiğinde müvekkilin de karşı edimlerini yerine getireceğini, ancak davacı/ karşı davalı şirketin hisselerinin devrini gerçekleştirmediğini,
Sözleşmenin şekil şartlarını taşımaması gerekçesi doğru olsa bile yine de davacının kendi edimini yani hisse devrini gerçekleştirmeden davalı müvekkilden edimlerini yerine getirmesini talep ettiğinin sabit olduğunu, bu nedenle cezai şartla ilgili karşı davanın kabulü gerekirken reddedilmesinin istinafa başvurmalarını gerektirdiğini beyanla;
Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 13/11/2017 tarih ve 2016/1422 E.- 2017/830 K. sayılı kararının davacı için verilen davanın reddi kararının onanmasına, karşı davanın ise kabulüne biçiminde düzeltilerek karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE DEĞERLENDİRME:
HMK 355. maddesine göre istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak, kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.
İstinaf açısından uyuşmazlık konusu asıl dava açısından taraflar arasındaki 22/11/2012 tarihli anlaşma protokolü başlıklı anlaşmada öngörülen edimlerin yerine getirilip getirilmediği, getirilmemişse getirilmesinin (ya da yerine tazminat) istenip istenemeyeceği, karşı dava açısından ise sözleşmenin yerine getirilmemesi nedeniyle cezai şart ödeme koşullarının oluşup oluşmadığı yönündedir.
Taraflar arasındaki davaya konu protokol, dava dışı …nş. San. Tic. Ltd. Şti’nin ortakları arasındaki ortak malların ve şirketteki hisselerin paylaşımına ilişkin olup, …plakalı aracın …’e bırakılacağı, devir masraflarının 2.500,00 TL’ ye kadarının …’e ait olduğu, aşan kısmının … tarafından karşılanacağı, …’in üzerinde kalacağı belirtilen 2.500,00 TL’nın … tarafından ödeneceği ve mahsup edildikten sonra … tarafından …’e 7.500,00 TL nakit para verileceği ve bunun Nisan 2013 tarihine kadar ödeneceği, şirket üzerindeki müteveffa….’e ait hisselerin giderleri … tarafından karşılanarak …’e devredileceği, önce şirket hisse devirlerinin yapılacağı, müteveffa …ile …’in birlikte satın aldıkları Gebze İstasyon mh. Deki taşınmazın %37 sinin…’in kızı …’e devredileceği, taşınmazın 225.000,00 TL ye alındığı, paranın 140.000,00 TL’ sının İ.. ve … tarafından ödendiği, kalan 85.000,00 TL’sının ise … tarafından ödeneceği, sözleşmeye riayet edilmezse, diğer tarafın zararlarının haricinde 25.000,00 TL cezai şart ödeyeceği kararlaştırılmıştır.
Mahkeme temel olarak protokolde öngörülen hisse, taşınmaz ve araç devir sözleşmelerinin resmi şekle tabi olduğu, adi yazılı şekilde yapılan sözleşmenin geçersiz olduğu, asıl borçların geçersiz olması halinde cezai şartın ifasının istenemeyeceği gerekçeleriyle asıl ve karşı davayı reddetmiştir.
Dosyada bulunan Gebze Ticaret Sicil Müdürlüğü’ nün 31/01/2017 tarihli yazısına göre dava dışı …Ltd. Şti.nin sermayesinin % 50 si …, % 37,5 u …% 12,5 u ise … adına kayıtlıdır.
Dava konusu Kocaeli Gebze İstasyon Mh. … parsel sayılı taşınmazın 31/01/2013 tarihinde satıştan … adına tescil edildiği anlaşılmaktadır.
Dava konusu … plakalı Kamyonetin 07/01/2015 tarihli Gebze İlçe Emniyet Müdürlüğü’nün yazısına göre … adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır.
Dava dışı …Tic. Ltd. Şti’nin tasfiyesi yönünde … tarafından Gebze 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/344 Esas sayılı dosyasında açılmış derdest bir dava olduğu, mahkemenin 05/05/2015 tarih, 2013/476 E- 2015/252 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verdiği, kararın Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 15/03/2017 tarih, 2015/13688 Esas ve 2017/1534 Karar sayılı kararı ile davanın şirket dışında ortak …’ e karşı açılmış olmasından dolayı usulden bozulduğu ve yukarıdaki yeni esasını aldığı anlaşılmıştır.
Mahkemenin kabul ettiği gibi, taraflar arasındaki 22/11/2012 tarihli protokolün 3. maddesinde öngörülen şirket hisse devri, adi yazılı şekilde yapıldığından 6102 sayılı TTK’nın 595. maddesinin öngördüğü şekil şartını taşımadığından geçersizdir.
Aynı şekilde taraflar arasındaki 22/11/2012 tarihli protokolün 5. maddesinde taşınmaz mülkiyetinin devri öngörülmektedir. Tapuya kayıtlı taşınmazların satışının, TMK. 706, TBK. 237, Tapu K. 26 ve Noterlik K. 60. maddeleri gereğince resmi şekilde yapılması zorunlu olup, haricen düzenlenen satış sözleşmeleri hukuken geçersizdir. Bu nedenle taraflar arasındaki protokolde taşınmaz devrini öngören kısım taraflar akraba olsa bile resmi şekilde yapılmadığından mülkiyet hakkının devrine ilişkin hüküm de aynı şekilde geçersizdir.
Son olarak 22/11/2012 tarihli protokolün 1. ve 2. maddesinde öngörülen taşıt mülkiyetinin devrini içeren sözleşme hükmü de 2918 sayılı KTK’ nın 20/2-d maddesinin öngördüğü resmi geçerlilik şartını taşımadığından geçersizdir. Mahkeme bu sözleşme hükmünün ön sözleşme olarak kabul edilse bile ön sözleşmelerin 6098 sayılı TBK’nın 29/2.maddesi uyarınca ileride kurulacak sözleşmenin koşullarına tabi olması nedeniyle geçersiz olduğunu kabul etmiş olup mahkemenin kabulü yasa hükümlerine uygundur.
Sözleşmenin 4. maddesinde protokolün tanzimi ile birlikte en kısa süre içerisinde önce şirket hisselerinin devredileceği ve masrafların davalı- karşı davacı tarafından karşılanacağının kararlaştırıldığı diğer edimlerin hisse devrinin yapılması koşuluna bağlandığı anlaşılmaktadır. Bu durumda karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmede edimini yerine getirmeyen tarafın 6098 sayılı TBK’nın 97.maddesi uyarınca diğer taraftan edimini yerine getirmesini istemesi mümkün olmadığına göre asıl dava açısından davanın reddi kararı usul ve yasaya uygun olup istinaf nedenleri yerinde değildir. Davacı taraf istinafında taşınmaz devri talebi kabul edilmezse % 37 hissenin karşılığının reddedilmesinin doğru olmadığını öne sürmüş ise de protokol çerçevesinde kendi edimini yerine getirmediği sabit olduğundan diğer tarafın edimini istemesi mümkün olmadığına göre bu istinaf nedeni kabul edilemez. Aynı şekilde protokolde asıl edimler geçersiz olduğu gibi davacı tarafı asıl edimini (hisse devri) gerçekleştirmediğine göre TBK’nın 182/2.maddesine göre ıslah ile talep edilen cezai şart, araç bedeli, ve 7.500,00 TL’yı talep etmesi de mümkün olmadığından mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir.
Karşı dava açısından yapılan değerlendirmede ise mahkeme taraflar arasındaki protokülün içerdiği edimlerin resmi şekil şartlarını gerektirmesi nedeniyle geçersiz olduğunu isabetli olarak kabul etmiştir. 6098 sayılı TBK’nın 182/2.maddesine göre asıl borcun geçersiz yahut imkansız olması halinde cezanın ifası istenemez hükmü uyarınca geçersiz sözleşme- protokolden dolayı cezai şart istemini reddetmiş olup; açıklanan nedenlerle, davacı – karşı davalı ile davalı – karşı davacının istinaf taleplerinin HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca ayrı ayrı esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı – karşı davacı ile davalı – karşı davacının istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b1 maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince davacı – karşı davalı tarafından, asıl dava yönünden yatırılan 98,10 TL İstinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına,
3- Harçlar Kanunu gereğince davalı – karşı davacı tarafından, karşı dava yönünden yatırılan 98,10 TL İstinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına,
4-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince asıl ve karşı dava yönünden alınması gereken 44,40′ ar TL istinaf karar harcından istinaf eden davacı – karşı davalı ile davalı – karşı davacı tarafından yatırılan 35,90′ ar TL istinaf karar harçlarının mahsubu ile bakiyeleri 8,5′ er TL harcın davacı – karşı davalı ve davalı – karşı davacıdan ayrı ayrı tahsili ile hazineye gelir kaydına,
6- İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep edenler üzerinde bırakılmasına,
7-Artan gider avansı varsa karar kesinleştiğinde avansı yatıran tarafa iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’ nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’ da temyiz yolu açık olmak üzere 23/01/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.