Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/314 E. 2018/276 K. 04.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2018/314 Esas
KARAR NO : 2018/276 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2017/495 Esas
TARİH : 30/01/2018
DAVA : İtirazın İptali – İhtiyati Haciz İstemi
KARAR TARİHİ : 04/04/2018
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili tarafından verilen 25/01/2018 tarihli ihtiyati haciz talep dilekçesi ile; davalı yanın alacağın varlığına itiraz etmemekle birlikte, şirketin iflas erteleme sürecinde bulunduğunu bildirerek, davaya devamın olanaksız bulunduğunu savunduğunu, davaya cevap dilekçesinde açıkça borcu kabul ettiğini; sunulan cevap dilekçesi kapsamında borcun varlığı inkar edilmediği halde ödeme yapılmamasının yanı sıra mal verilerek ifa talebinde bulunulduğunu, davalı şirketin, İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/225 Esas sayılı dosyasından lehine verilen ihtiyati tedbir kararlarının kaldırıldığını, davalı şirketin iflas erteleme sürecinde bilanço aktiflerinde 4.787.019,00.TL azalma meydana geldiğini ileri sürerek, davalı şirketin mallarını kaçırdığı, bilanço aktiflerini anlaşmalı ve muvazalı olarak 3. şahıslar yararına elinden çıkardığı kayyım heyeti raporu ile de sabit olduğundan İİK.nun. 257. maddesi uyarınca menkul, gayrimenkulleri ile 3.şahıslardaki hak ve alacaklarına ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında cari hesapla ilgili bir uyuşmazlık söz konusu olduğunu, mevcut uyuşmazlığın çözülmesi için davalı şirketin tüm çabalarının semeresiz kaldığını, bu uyuşmazlığın giderilmesi için mutabık kalınacak borç miktarının ödenmesi için davacı şirkete 21/04/2017 tarihli yazının gönderildiğini, bu yazıya karşı davacı şirket tarafından Beşiktaş … Noterliği’nden keşide edilen 17/05/2017 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarname ile davalı şirket ile ilgisi bulunmayan iki ayrı şirketten olan alacaklının da 24 ay içerisinde ödenmesi talebinde bulunulduğunu, bu ihtarnameye karşı cevabi ihtarname gönderilerek hukuki olmayan bu talebi kabul etmediklerini, diğer iki şirketle organik bağlarının bulunmadığını, mutabık kalınacak borç miktarını ödemeye hazır olduklarını bildirdiklerini savunarak, haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 30/01/2018 tarih 2017/495 Esas sayılı ara kararında; “Talep; ihtiyati haciz kararı verilmesi istemine; ilişkindir. Kural olarak; İİK’nun 257. maddesince rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı borçlunun yedinde veya 3. şahısta bulunan taşınır ve taşınmaz malları ve alacakları ile diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyasının incelenmesinde; 17/06/2016 tarihinde başlatılan takibin alacaklısının … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi, borçlunun takip talebinde gösterilmediği; takibin, cari hesap alacağı 76.772,04 TL açıklaması ile 76.772,04 TL asıl alacağın fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu; örnek no:7 ödeme emrinin borçluya 06/04/2017 tarihinde tebliğ edildiği; borçlu … İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi vekilince verilen 12/04/2017 havale tarihli itiraz dilekçesinde borca ve fer’ilerine itiraz edildiği; icra müdürlüğünce 12/04/2017 tarihinde takibin durdurulmasına karar verildiği; görülmüştür. İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyasının incelenmesinde; 14/06/2016 tarihinde başlatılan takibin alacaklısının … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi, borçlusunun … İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi olduğu; takibin, cari hesap alacağı açıklaması ile 451.788,89 TL asıl alacağın fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu; örnek no:7 ödeme emrinin borçluya 10/04/2017 tarihinde tebliğ edildiği; borçlu vekilince verilen 12/04/2017 havale tarihli itiraz dilekçesinde borca ve fer’ilerine itiraz edildiği; icra müdürlüğünce 12/04/2017 tarihinde takibin durdurulmasına karar verildiği; görülmüştür. İncelenen tüm dosya kapsamına göre; takip taleplerinin cari hesaba dayalı bulunduğu ve takip taleplerine tarih, evrak nosu ve tutarı yazılı alım faturalarının liste halinde yazılı bulunduğu cari hesap ekstresinin eklendiği; tarihi, evrak numarası ve tutarı yazılı alım faturalarının liste halinde dökümü gösterilen cari hesap ekstrelerinin, satım konusu malların karşı tarafa teslim edildiğine ilişkin, karşı tarafın/ davalının açık kabulünü içeren belge niteliğinde bulunmadığı; ayrıca, bu belgelerin, talepte bulunan/davacı lehine belli bir borcun kayıtsız ve şartsız belli bir vadede ödeneceğine ilişkin soyut borç ikrarı niteliğinde de bulunmadığı [TBK.m.18] gibi davalının, cevap dilekçesinde, cari hesap alacağının varlığına ilişkin açık bir kabulü veya ikrarının da bulunmadığı; bu haliyle, talepte bulunan/ davacının muaccel bir alacağının varlığını sunulan belgelerle ispatını yargılamaya muhtaç bulunduğu…”gerekçesi ile, Yasal koşulları bulunmayan ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, Davada davalının alacağının varlığına itiraz etmemekle birlikte borçlu şirketin iflas erteleme sürecinde bulunduğunu bildirerek davaya devamın olanaksız bulunduğunu savunduğunu, davaya cevap dilekçesinde açıkça borcu kabul ettiğini, sunduğu cevap dilekçesi kapsamına göre borcun varlığı inkar edilmediği halde ödeme yapılmamasının yanı sıra mal verilerek ifa talebinde bulunulduğunu, Bu arada İstanbul Anadolu 4 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/225 esas sayılı dosyasında ihtiyati tedbir kararının kaldırıldığını, mahkemenin daha önce dört kez kaldırılan ihtiyati tedbiri tekrar vaz etmiş ise de dördüncü kez kaldırılan tedbirin bir kez daha konulamayacağını, Ancak İstanbul Anadolu 4 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/225 esas sayılı dosyasında sunulan iyileştirme projesi ve kayyum raporları ile bilirkişi raporlarına bakıldığında borçlu şirketin malvarlığını danışıklı işlemler ile elinden süratle çıkardığını, dosyaya en son sunulan 30.9.2017 tarihli döneme ait kayyum raporunda 21 aylık dönemde bilanço aktiflerinde 4.787.119.TL azalma meydana geldiğinin belirtildiğini, yine davalı şirketin bazı alacaklılar ile sözde anlaşma imzalayarak alacaklıların durumlarındaki eşitliği bozduklarının tespit edildiğini, davalı şirketin mallarının elinden istediği üçüncü şahıslar yararına çıkardığını, İlk derece mahkemesice ihtiyati haczin reddine ilişkin verilen kararın hukuka aykırı olduğunu, Mahkemece, İstanbul Anadolu 4.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/225 E sayılı dosyasının incelenmediğini, borçlu davalının bu dosya itibariyle üçüncü şahısları zarara uğratmak için iflas erteleme talebinde bulunup, bu dosyada mevcut bilirkişi raporu ve kayyum raporları ile sabit olduğu üzere mal varlığını elden çıkarttığını tespit etme imkanı varken, bu gerekliliğe de riayet etmediğini, İhtiyati haciz kararı verebilmenin ön koşulu borçlunun mallarını kaçırıyor olması olduğunu, davalı yanın borç ödeme teklifinde bulunduğu ve 18.05.2017 tarihli teklif belgesinin delil olarak dava dosyasına sunulduğu açık iken borç ikrarı bulunmadığına karar verilmesinin yasal olmadığını, Ayrıca davalı yanın keşide ettiği Bakırköy … Noterliği’nin 29.05.2017 tarih ve … yev. nolu ihtarnamesinin de delil olarak dosyaya ibraz edildiği, davalının bu ihtarname içeriğinde açıkça dava konusu olan borcu taksitle ödemeyi teklif ettiğini, bu nedenlerle, borcun varlığının tartışmalı bulunduğunun gerekçe olarak gösterilmiş olmasının, dosyanın yeterince değerlendirilmediğinin karinesi olduğunu, İleri sürerek, istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesinin ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin verilen ara kararın istinaf incelemesi sonucu kaldırılmasına, davalı borçlunun mallarının ihtiyati tedbir mahiyetinde olmak üzere ihtiyaten haczine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/495 Esas sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Davacı tarafından davalı aleyhine açılan itirazın iptali davasında tedbir mahiyetinde ihtiyati haciz kararı verilmesinin talep edildiği, ilk derece mahkemesince talebin reddine karar verildiği, karara karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmaktadır. Davacı tarafından davalı aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … sayılı ve İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyalarından cari hesap alacağına dayalı olarak ilamsız icra takibi başlatıldığı, borçlunun itirazı üzerine takiplerin durduğu ve eldeki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmaktadır. Davacının alacağını cari hesap ilişkisine dayandırdığı, ilk derece mahkemesince alacağın muacceliyeti dışında varlık ve tutarının yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle dava içinde talep edilen ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmiştir. Yargılamayı esastan yürütüp sonuçlandıracak olan ilk derece mahkemesinin sunulan deliller ışığında takdirine göre iddia edilen alacak ve tutarının yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle ihtiyati haciz isteminin reddi kararında yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 98,10.TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 35,90.TL istinaf karar harcı istinaf eden davacı tarafından peşin olarak yatırıldığından, yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden davacı üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 04/04/2018 tarihinde HMK’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.