Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/302 E. 2018/274 K. 04.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2018/302 Esas
KARAR NO : 2018/274 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2018/86 Esas
TARİH : 05/02/2018 (Ara Karar)
DAVA :Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) – İhtiyati Tedbir Talebi
KARAR TARİHİ : 04/04/2018
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile, İstanbul.. İcra Müdürlüğü’nün…E. sayılı dosyasından davacı şirket aleyhine 20/11/2017 tarihinde fatura alacağı dayanağıyla ilamsız takip yoluyla icra takibi başlattığını, ilgili icra müdürlüğünün, davacı şirkete 25/11/2017 tarihinde gönderilen ödeme emrine tebliğ memuru muhatap adresinde isim ve imzadan imtina eden güvenliğin muhatabın taşındığını beyan etmesi üzerine ilgili tabligatı merciye iade ettiğini, sondadan 09/12/2017 tarihinde gönderilen TK35.maddesine ilişin yapılan tebligatın kapısına yapıştırılması suretiyle tebliğ şerh edilerek takip bu surette kesinleştiğini, kesinleşme üzerine davalının talebi ile davacı şirketin kargo araçlarına haciz işlemi uygulandığı ve davacı şirkete ait bir adet tır’a yakalama kaydı çıkarıldığı bir adet tır kafasının davalı vekilinin polis nezaretinde şirkete gelmesi ile polis ekiplerince trafikten men edilmiş olduğunu, davacı şirketin bu şekilde 22/01/2018 tarihinde hakkındaki takipten haberdar olduğunu, davacı şirketin alacaklı olduğunu iddia eden şirkete böyle bir borcunun bulunmadığını, söz konusu icra takibi usulsüz şekilde ve kötü niyetli olarak davacının ticari itibarının zedelemek ve kredibilitesini bozmak amacıyla şeklen gerçekleştirildiğini, ilgili icra dosyasından davacı şirkete kargo araçları haczedildiğini, ilgili hacizlerin kaldırılması amacıyla dosya borcu ödenecek olup İİK.72. madde gereği icra veznesindeki paranın dava sonuna kadar alacaklıya ödenmemesi yönünde ihtayati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davacının iddialarının hukuki dayanaktan yoksun ve asılsız olduğunu, davacı şirketçe anlaşmaya aykırı davranılması nedeniyle müvekkilinin maddi ve manevi zarara uğradığını, kamyon şoförlerinin davacı şirketten alacaklı olmaları nedeniyle mallara el koyduklarını bu nedenle savcılığa suç duyurusunda bulunulduğunu, zararlara ilişkin olarak Binbir Kargo aleyhine dava konusu takipten önce icra takibine geçildiğini, takibin itiraz üzerine durduğunu, hasarlı ve kayıp ürünlerin bedellerinden davacı şirketin taşıyıcı sıfatıyla sorumlu olduğunu, söz konusu zararlardan taşıyıcı sıfatıyla davacı sorumlu olduğundan müvekkili şirketin davacı şirkete dava dosyasına konu üç adet fatura düzenlendiği ve tebliğ edildiğini, faturalar davacı tarafından ödenmediğinden icra takibine geçildiğini, usulüne uygun şekilde ödeme emrinin tebliğ edildiğini, tebligata davacı tarafça itiraz edilmediğini ve takibin kesinleştiğini, davacı taşıyıcı firmanın TTK 875.madde gereğince kendisine taşınması için teslim edilen malları sözleşmede kararlaştırılan yere ulaştırmakla yükümlü olduğunu, malların kararlaştırılan yere ulaştırılmaması, başka firmalarla geç ulaştırılması, eşyanın kaybolması, hasarlı olarak teslim edilmesinden sorumlu olduğunu, yine davacı şirkete ait malları taşıyan kamyon şoförlerinin kendilerine borçları olması sebebiyle mallara el koymasından da TTK 879.maddesi uyarınca davacının sorumlu olduğunu, ayrıca davacı şirketin alacak üzerinden icra inkar tazminatına mahkum edilmesi gerektiğini ileri sürerek, davanın reddine, davacının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, vekalet ücreti ve yargılama giderinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
İlk Derece Mahkemesi 05/02/2018 tarih 2018/86 Esas sayılı ara kararında;
“HMK.nun 389.maddesine göre mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkansız hale geleceğinin veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi halinde ihtiyati tedbir kararı verilebilir. HMK.nun 390.maddesine göre tedbir talep eden taraf, davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır. Davacının dava dilekçesinde belirtmiş olduğu usulsüz tebligatlarla ilgili talepleri yönünden görevli mahkemenin şikayet yoluyla İcra Hukuk Mahkemesin’de dava edilecek hususlardan olması ve dava dilekçesinde iddia edilen diğer hususların ise yargılamayı gerektirmesi nedeniyle haklılığı yapılacak yargılama sonucunda belirleneceğinden…”gerekçesi ile,
İhtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesi ile,
İlk derece mahkemesi nezdinde İİK 72. maddesine dayalı açılan menfi tespit davasında mahkemeden İİK.72/3 gereği “icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi” yönünde tedbir kararı verilmesi yönündeki talebi reddettiğini,
Mahkemenin red gerekçesinde HMK.nun 389. ve HMK.nun 390.maddesine göre tedbir talep eden tarafın davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda olduğu gerekçesine dayandığını, red kararının usul ve esas yönünden hatalı olduğunu,
Alacaklının çeşitli faturalara dayandırarak müvekkili şirkete icra takibi yaptığı ve davadaki taleplerinin ise tarafların ticari defter ve kayıtlarının incelemesi neticesi İİK 72 gereği borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesi olduğunu,
Davada İİK 72 maddeye dayalı tedbir talebinde bulunulduğu açık olup bu madde yer alan talep davacı yönünden bir hak olup bu madde kapsamındaki tedbir özel olarak düzenlendiğinden mahkemenin red kararının hatalı olduğunu,
İleri sürerek, istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin tedbir talebinin reddine yönelik kararının istinaf incelemesi sonucu kaldırılmasına, tedbir talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/86 Esas sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Davacı tarafından icra takibinden sonra davalı aleyhine açıldığı anlaşılan menfi tespit davasında, İİK 72 maddesi uyarınca tedbir talep edilmiş, ilk derece mahkemesince talebin reddine karar verilmiş, davacı vekilince karar istinaf edilmiştir.
İhtiyati tedbir yasada koruyucu önlem niteliğende olup, yargılamayı esastan yürütüp sonuçlandıracak olan ilk derece mahkemesince sunulu deliller ışığında davacı iddialarının yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle takdirini kullanarak tedbir talebinin reddi yönünde verdiği kararında yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da bulunmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 98,10.TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 35,90.TL istinaf karar harcı istinaf eden davacı tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 04/04/2018 tarihinde HMK’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.