Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/259 E. 2018/1041 K. 31.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/259
KARAR NO : 2018/1041
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME : İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/11/2017
DOSYA NUMARASI : 2016/748 Esas – 2017/910 Karar
DAVA : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 31/10/2018
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında 01.04.2016 tarihinde …. Tic. Ltd. Şti. varlık ve satış ve rekabet yasağı adı altında sözleşme akdedildiğini, iş bu sözleşme ile müvekkilinin, davalının sahip olduğu firmayı varlıkları ile birlikte satın aldığını, sözleşmenin konusu başlıklı bölümünde satıcının tek ortağı sıfatı ile sahip olduğu şirketin bir kısım varlıklarının alıcıya satışı, satıcının sahip olduğu şirketi bu sözleşmeye konu varlıkların satışı akabinde tasfiye edeceğini, satıcının şahsen ve bizzat işbirliği içerisinde olduğu her hangi bir firma aracılığı ile varlıkları satışa konu olan şirketin faaliyet gösterdiği alanda hiçbir ticari faaliyette bulunamayacağı ve alıcının bu alandaki rekabeti ihlal etmeyeceği konusunda anlaştıklarını, Sözleşmenin IV md. Rekabet yasağı ve cezai şartlar başlığını düzenlediğini, Satıcı ve satıcının sahip olduğu şirket esas itibari ile otel ve hastane başta olmak üzere üniformalı çalışanların ağırlıklı olduğu şirketlere iş kıyafeti temin ettiğini, Satıcı ve satıcının sahip olduğu şirketin 5 yıl boyunca iş bu kolda faaliyet göstermeyeceğini, Satıcı veya satıcının sahip olduğu şirketin bu durumu ihlali halinde bu sözleşme kapsamında satıcıya ödenen bedeli defaten alıcıya ödeneceği, karşılıklı taahhüt altına alındığını, Müvekkilinin sözleşme gereğince tüm edimlerini yerine getirdiğini satıcının şirketinin tüm varlıkları ile birlikte satın aldığını, satın aldığı portföy üzerinden satışlara başladığını, ancak davalının üzerine düşen edimleri yerine getirmeyerek … marketlerine ve müvekkilinin iş sahasını giren diğer iş yerlerine de formalar yaptığını, faturalar düzenlediğini, bu nedenle Bakırköy … Noterliği’ nin vasıtası ile 11.05.2016 tarih …yevmiye sayılı ihtarları ile 43.831,00 TL tutarındaki sözleşme bedelini talep ettiklerini,İhtara rağmen ödememe yapılmaması üzerine İstanbul … İcra Müdürlüğü’ nün … E. sayılı dosyaları ile yapılan takibe davalı borçlunun itiraz ederek takibi durduğunu, icra dosyasına vaki itirazın iptalini takibin kaldığı yerden devamı ve haksız yapılan itirazın % 20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalının 10/02/2017 tarihli dilekçesinde müvekkilinin 01/04/2016 tarihinde yapılan sözleşme sonucu iş yerindeki malzemeleri davacıya devir ettikten sonra her hangi bir ticari faaliyette bulunmadığını, iş yerini kapatarak hissedarı olduğu şirketi de 25/05/2016 tarihinde devir ettiğini, devir alan kişide şirketin iştigal konusunu değiştirdiğini, davacının iddia ettiği mal ve ürünler satış yapılmadan önce siparişi alınan bir iş ile ilgili olup teslim edildikten sonra faturalama işlemlerinin yerine getirildiğini,dava dışı … Gıda pazarlama Itd. Şti. tarafından 24/03/2016 tarihinde siparişlerin verildiğini 25/03/2016 tarihinde ise siparişlerin onaylandığını, 25/03/2016 tarihinde ise ön ödemelerin alındığını buna istinaden ürünler teslim edilen ürünler ile ilgili faturalama işlemlerinin gerçekleştirildiğini, Olayın davacının iddiası gibi gerçekleşmediğini, müvekkilinin sözleşme tarihinden sonra her hangi bir sipariş almadığını ve ürün yapmadığını, buna ilişkin mail yazışmaları ve ödemeler yapılan işleri tevsik ettiğini,müvekkilinin ticari faaliyetinin bulunmaması nedeni ile ticari defterleri ibraz edemeyeceklerini yargılama esnasında ortaya çıkacak sebeplerle davacının haksız davasının reddi ile kötü niyetli takibi sebebi ile % 20′ den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 08/11/2017 tarih ve 2016/748 Esas – 2017/910 Karar sayılı gerekçeli kararı ile;
” … Tüm dosya kapsamı dikkate alınarak; Her nekadar davalı taraf icra dosyasına itiraz ile borçlu olmadığını iddia etmiş; Mahkememize hitaben verdiği cevap dilekçesi ile davalının müvekkilinin 01/04/2016 Tarihinde yapılan sözleşme sonucu iş yerindeki malzemeleri davacıya devir ettikten sonra her hangi bir ticari faaliyette bulunmadığını, iş yerini kapatarak hissedarı olduğu şirketi de 25/05/2016 tarihinde devir ettiğini, devir alan kişide şirketin iştigal konusunu değiştirdiğini, davacının iddia ettiği mal ve ürünler satış yapılmadan önce siparişi alınan bir iş ile ilgili olup teslim edildikten sonra faturalama işlemlerinin yerine getirildiğini,dava dışı … Ltd. Şti. tarafından 24/03/2016 tarihinde siparişlerin verildiğini 25/03/2016 tarihinde ise siparişlerin onaylandığını, 25/03/2016 tarihinde ise ön ödemelerin alındığını buna istinaden ürünler teslim edilen ürünler ile ilgili faturalama işlemlerinin gerçekleştirildiğini sözleşme tarihinden sonra her hangi bir sipariş almadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiş ise de; Dosya kapsamına ibraz edilen deliller ve düzenlenen Bilirkişi raporu ile davacı ile davalı arasında 01/04/2016 Tarihli … Ltd. Şti. Varlık Satış ve Rekabet Yasağı Sözleşmesinden doğan ticari ilişki bulunduğu,davacı tarafın icra takip talebinin davalının rekabet yasağına aykırı hareketinden dolayı tahakkuk ettirilen alacağın tahsiline yönelik olduğu, icra takibinin davalı tarafın borcunun bulunmadığına yönelik itirazı ile takibin durduğu, davacı tarafın davasının İ.İ.K.’ nun 67. maddede ifadesini bulan İtirazın İptali davası olduğu ve hak düşürücü süre içinde davanın açıldığı görülmüştür. Taraflarca ibraz edilen ve talep edilen delillerin toplanılmasını müteakiben Mali Müşavir Bilirkişi vasıtası ile yapılan inceleme ile; davacı tarafın ibraz edilen defterlerinin 6102 Sayılı Kanun’ un 64.md/3f kapsamında usulüne uygun tutulduğu, 6100 Sayılı Kanunun 222.md uyarınca davacı tarafın lehine delil olma niteliğinin bulunduğu görülmüştür. Taraflar arasında 01/04/2016 tarihinde düzenlenen…. Tic.Ltd.Şti.Varlık Satış ve Rekabet Yasağı Sözleşmesinin varlığına ilişkin bir ihtilaf bulunmadığı, Taraflar arasında ki ihtilafın davalı tarafça düzenlenen ve inkar edilmeyen 13/04/2016, 19/09/2016 ve 30/04/2016 Tarihli faturaların taraflar arasında düzenlenmiş bulunan …. Ltd. Şti. Varlık Satış ve Rekabet Yasağı Sözleşmesine aykırı eylem olup olmadığı hususuna ilişkin olduğu görülmüştür. Davalı taraf, her ne kadar davaya konu faturaların siparişini ve avansını Sözleşmenin düzenlenmesinden önce aldıklarını faturalandırmanın teslimden sonra yapıldığını beyan etmiş ise de; … Tic. Ltd. Şti. Varlık Satış ve Rekabet Yasağı Sözleşmesi’ nin III- Tarafların Sorumlulukları başlığı altında 7. Maddede ” Varlıkları satışa konu olan şirketin bu güne değin satışa sunduğu ürünler için kullandığı kumaş, tela vb. hammaddeler ile bu ürünlerin üretiminde kullandığı fason üreticilerin, ürün tanıtımı, ürün/üretim birim fiyatları ve iletişim bilgilerinin bir liste halinde teslim edilecektir.” hükmü ile davalı tarafın tüm ürünleri teslim etmesinin gerektiği, Sözleşmenin 1V. bendinde ise Rekabet Yasağı ve Cezai şartlar başlığı altında ”… Satıcı ve satıcının sahibi olduğu şirketin 5 yıl boyunca iş bu iş kolunda faaliyet göstermeyecek, mevcut ve potansiyel müşteri portföyüne doğrudan veya dolaylı herhangi bir satış yapamayacaktır.” hükmü ile rekabet yasağı getirildiği anlaşılmakla birlikte sözleşmenin genelinde Sözleşme tarihinden önce alınan siparişlerin sözleşme kapsamı ve rekabete aykırı davranış kapsamına alınmadığına yönelik bir düzenleme bulunmadığı, davalı tarafın sözleşme tarihinden sonra Mal teslimi yapmasının ve fatura düzenlemesinin aynı iş kolunda faaliyet yürütmek olarak değerlendirilmesi gerektiği yönünde Mahkememizce kesin kanaat oluşmuştur. Sunulu nedenlerle;Davalı tarafın taraflar arasında düzenlenen 01/04/2016 Tarihli…Tic. Ltd. Şti. Varlık Satış ve Rekabet Yasağı Sözleşmesinin IV . Bendi kapsamında rekabet yasağı kapsamında mal teslimi yaparak fatura düzenlediği, Mali müşavir bilirkişi vasıtası ile yapılan Sözleşmeye ve ihtarnameye ilişkin yapılan hesaplamalar yerinde görülmüş olmakla davacı tarafın davasının kısmen Kabulü yönünde hüküm tesis edilmiş,davalı tarafın icra dosyasına yapmış olduğu itirazın haksız ve davacı tarafın alacağını geç almasına sebep olacak nitelikte bulunduğu anlaşılmakla davalı taraftan icra inkar tazminatının alınarak davacı tarafa verilmesi … ” gerektiği gerekçeleri ile;
” 1-)Davacı tarafın davasının KISMEN KABULÜ ile, davalı tarafın İstanbul … İcra Dairesinin … sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazın 43.831,56.TL.asıl alacak, 294.TL. takip tarihine kadar işlemiş Faiz ve takip tarihinden sonra asıl alacağa faiz yürütülmesine yönelik İTİRAZIN İPTALİNE, Fazlaya ilişkin talebin reddine;
2-)Davacı tarafın icra inkar tazminat talebinin kabulü ile (44.125,56.TL) nin %20′ si oranında İcra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle;
Yerel Mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu ve kaldırılması gerektiğini,
Dava dışı …. Ltd. Şti. tarafından 24.03.2016 tarihinde siparişlerin verildiği, 25.03.2016 tarihinde siparişlerin onaylandığı, hatta aynı tarihte ön ödemelerin alındığını, buna istinaden teslim edilen ürünler ile ilgili faturalama işleminin sonradan yapılmasının rekabet yasağını ihlal etmesinin mümkün olmadığını, Mahkemece buna hiç dikkat edilmediğini, müvekkilce faturalandırma olarak yapılan işlemin zorunluluktan ibaret olduğunu,
Bu siparişlerle ilgili mail yazışmalarının da dosyaya sunulmasına rağmen gerek bilirkişinin gerekse de Mahkemenin buna dikkat etmemesinin eksik inceleme için başlı başına bir done olduğunu, 24.03.2016 ve 25.03.2016 tarihli dava dışı …. Gıda ile yapılan yazışmalar ve ödemelerin 01.04.2016 tarihli sözleşmenin ihlal edilmesinin tarih olarak olanaksızlığını göstermekte olduğunu, faturaların ise 13.04.2016, 19.04.2016, 30.04.2016 tarihli faturalar olduğunu, 19.09.2016 tarihli faturanın ise dosyada olmayan bir delilin müvekkilin ticari faaliyetine devam ettiğinin kanıtı olarak yanlışlıkla rapora eklendiğini, böyle bir fatura tarihinin hiç olmadığını ve bilirkişinin yanlışlıkla eklediği bu tarihin rekabet yasağı için de Mahkemeye kanaat uyandırmada tamamen yanlış bir bilgiye dönüştüğünü,
Ticari hayatta rekabetin; işletmelerin verimini arttırıcı, üretilen mal ve hizmetlerin kalitesini yükseltici ve fiyatları düşürücü fonksiyonları bulunduğu ileri sürülmekte olup; bu yönüyle yararlı olan rekabetin dürüstlük kuralları içinde yapılması ve kötüye kullanılmaması gerektiğini, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ESAS: 2013/13-412 KARAR: 2013/1708 sayılı kararında gerek iş hukuku, gerek borçlar hukuku, gerekse de ticari hukuka rekabet yasağının dürüstlük kuralları ve hakkın kötüye kullanılmaması için de yapılması gerektiğinin altını çizdiğini, öyleyse davalı müvekkilin davacı ile yapmış olduğu sözleşmeden sonra hiçbir şekilde davacının iş kolunda yer aldığı bir faaliyeti gözükmemesi karşısında sözleşmenin davacı lehine olağanüstü geniş yorumlanmasının bir başka deyişle hakkın kötüye kullanılmasının yerel Mahkeme tarafından dikkat edilmediğini gösterdiğini,
Yukarıda bahsedilen ve davacının da sözleşmeden önce haberinin olduğu bitmiş siparişlerle ilgili sözleşmeye de buna dahil etmek istemesinin tamamen kötü niyetli olduğunu gösterdiğini, başta bu olgu değerlendirilmeyip, ayrıca siparişlerin zamanı ve ödemelerle ilgili sözleşme tarihinden önce mi sonra mı olarak derinlemesine bir araştırılma yapılmadan eksik inceleme ile davacının davasının kabul edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ve kararın bozulması gerektiğini beyanla;
İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2016/748 Esas ve 2017/910 K. sayılı kararının kaldırılmasına, yeniden yargılama ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE DEĞERLENDİRME:
HMK’nın 355. Maddesi uyarınca istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve varsa kamu düzenine aykırılık halleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Uyuşmazlık konusu, davalının taraflar arasındaki rekabet yasağı sözleşmesine aykırı davranıp davranmadığı, bu bağlamda davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı ve ilamsız icra takibinde talep edilen tutarın ve itirazın yerinde olup olmadığı noktalarındadır.
Taraflar arasında…Ltd. Şti. Varlık Satış ve Rekabet Yasağı Sözleşmesi bulunmaktadır. 01/04/2016 tarihli sözleşmede “satıcı konumundaki …’ın sahibi olduğu şirkette dahil olmak üzere tüm iş portföyünü davacıya sattığı iş kolunda 5 yıl boyunca faaliyette bulunmayacak ve müşteri portföyüne doğrudan veya dolaylı satış yapmayacaktır. Bunu ihlal ettiği takdirde satış bedelini alıcıya iade edecektir. Satış bedeli 43.831,56 TL olarak ifade edilmiştir.”
Davalının sözleşmeyi ihlale dayanak gösterilen faturaları getirtilmiş, davalının sözleşme tarihinden sonra 13/04/2016, 19/04/2016 ve 30/04/2016 tarihlerinde ..ltd. Şti adına gömlek faturaları düzenlediği (faturalarda irsaliye tarihlerinin de aynı olduğu belirtilmektedir) anlaşılmaktadır. Davalının bu faturalara konu sözleşmeden önce siparişleri alınan mallara ilişkin olduğunu savunmakla birlikte bu konuda bir ispat vasıtası bulunmamaktadır. Bu konuda davalının 24/03/2016 tarihinde … firmasına gönderdiği e.posta fotokopilerinde belirtilen bedenlerin onaya sunulduğu ve istenen gömlek bütçesinin bilgi ve onaya sunulduğu, İnci hanıma renk kartelalarının görselinin yollandığı ifade edilmekte olup bunlardan davalının sözleşme öncesi aldığı siparişlerin faturasını sözleşme sonrası gönderdiği sonucu çıkarmak mümkün görülmediği gibi sözleşmede devam eden işler kısmında bu firmadan bahsedilmemiştir. Ayrıca ticari faaliyetini sonlandıran ve sonlandırması gereken, bu yüzden ticari defterlerini sunmayan, bu yönde savunma yapan davalı, sözleşme sonrası tarihlerde nasıl fatura düzenleyebildiğini izah edememiştir.
Sözleşmesel haksız rekabetin oluştuğu anlaşılmaktadır. Sözleşmede haksız rekabet ihlali halinde ödenmesi kararlaştırılan bedelin hakkaniyete uygunluğu konusunda bir istinaf nedeninin bulunmadığı, tarafların tacir olduğu, haksız rekabet yasağının ihlali halinde ön görülen cezai şartın davalının mahvına yol açacak bir nitelik de arzetmediği, resen değerlendirilebilecek kamu ve hukuk düzenine aykırılık teşkil edecek bir usulsüzlük olmadığı verilen kararın dosya içeriğine usul ve yasaya uygun olup istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı kanaatine varılarak yerinde olmayan davalı istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi yönünde aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı tarafından yatırılan 98,10 TL başvurma harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 3.014,22 TL istinaf karar harcından istinaf eden davalı tarafından istinaf aşamasında peşin olarak yatırılan 789,45 TL ( 35,90 TL + 753,55 TL ) karar harcının mahsubu ile bakiye 2.224,77 TL’ nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden davalı üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansı varsa yatıran tarafa iadesine,
6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 31/10/2018 tarihinde HMK’ nun 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.