Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/258 E. 2018/230 K. 21.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2018/258 Esas
KARAR NO : 2018/230 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2014/1085 Esas 2017/1094 Karar
TARİH : 19/12/2017
KARAR TARİHİ : 21/03/2018
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile, … A.Ş.nin İstanbul’un deniz ulaşımına ve trafik sorununun çözümüne katkıda bulunmak amacıyla İ.B.B. Başkanlığı tarafından 1987 yılında kurulduğunu, İDO A.Ş.nin İBB Başkanlığının yapmış olduğu İDO’nun %100 oranındaki hissesinin satışına ilişkin ihale sonucu özelleştirildiğini ve belediye hisselerinin tamamının 861.000.000 ABD Dolar bedel ile … A.Ş., …A.Ş., … A.Ş. ortak girişim grubunun kurmuş olduğu… A.Ş. şirketine devredildiğini, ancak satışın gerçekleşmesi ve hisse devrinin tamamlanmasından sonra geçen süreye rağmen davalı İstanbul Büyükşehir Belediyesinin sözleşmeden kaynaklanan beyan ve taahhütlerinin bir kısmını yerine getirmediğini, sözleşme bedellerinin Şirketçe ödenmekte olan söz konusu alanların halen İDO’ya teslim edilmediğini, iş bu sözleşmede yer alan taahhütlerine uymaması nedeniyle müvekkili şirketin büyük ölçüde zarara uğradığını, sözleşmenin 8.34 ve 8.35 maddeleri kapsamında müvekkili şirketin uğrayabilme riski bulunan tüm zarar ve zıyanlar için dava ikame etme ve taleple bulunma hakkı saklı kalmak kaydıyla huzurdaki davanın ikame edilmesi zararuriyeti hasıl olduğunu ileri sürerek, zararın değerinin tam ve kesin olarak belirlenmesi mümkün olduğu anda arttırılmak üzere, fazlaya ilişkin tüm dava ve talep hakları saklı kalmak kayıyla, asgari zarar olarak tespit edien 30.000,00 TL.nin 16/06/2011 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davanın belirsiz alacak davası olarak kabulüne ile davalıdan tahsiline, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile, öncelikle işbölümü itirazında bulunmuş, taraflardan birinin tacir olması durumunda davaya bakmaya yetkili mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, bu nedenle dava dilekçesinin görevsizliğine karar verilmesini, esas ilişkin olarak da; dava dilekçesindeki iddia edilen hususların haksız olup reddi gerektiğini, imzalanan protokolden kaynaklanan yükümlüklerini müvekkili Belediyenin yerine getirmediği ve bu sebeple proje kapsamında yatırım işlemlerine başlanılamadığı iddasının gerçekleri yansıtmadığını, reddinin gerektiğini, hisse satış sözleşmesi kapsamında İBB.nin beyan ve taahhütlerinin neler olduğunun belirlendiğini ve bu sözleşmeye göre alıcının ancak beyan ve taahhütlere aykırılıktan dolayı tazminat talep edebileceğini savunarak, davanın reddine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
İlk Derece Mahkemesi 19/12/2017 tarih 2014/1085 Esas 2017/1094 sayılı kararında;
“Dosyada rapor ve ek raporlar alınmıştır. Mahkememizde görülmekte olan dava öncelikle Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmış Asliye Hukuk Mahkemesinin görevsizlik kararı üzerine Ticaret Mahkemesine gönderilmiş ve dava dosyası mahkememize tevzi edilmekle mahkememizde görülmeye başlamıştır. Mahkememizce yapılan yargılamada alınan raporlardan anlaşılacağı üzere davacı tarafın davasını ispat etmesi halinde davacı tarafın en büyük zarar kalemini davalı tarafın yer teslimi yapmaması nedeniyle Ro Ro seferlerinin yapılamaması nedeniyle davacı tarafın uğradığı gelir kaybı oluşturmaktadır. Ro Ro seferleri deniz taşımacılığı kapsamında olup bu konuda görevli mahkeme İhtisas Mahkemesi olan ve deniz ticareti konularında görevli olan İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesidir. Bilirkişi raporlarında yapılan tespitlerin ve özellikle zarar kalemlerinde en büyük yekünu oluşturan Ro Ro seferlerinin yapılamaması nedeniyle uğranılan zarara ilişkin yapılan tespit ve değerlendirmelerin yerinde olup olmadığının tayini İhtisas Mahkemesinin görev alanına girmektedir.Mahkememizce dosyanın yapılan incelemesinde davanın bir yönünün deniz taşımacılığını ilgilendirdiği dava konusu itibariyle uyuşmazlığın çözümünde görevli yerin İstanbul 17.Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu anlaşılmış olup…”gerekçesi ile,
Dava dilekçesinin görevsizlik nedeniyle usulden reddine, süresinde talep halinde dosyanın görevli İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesi ile,
Dava konusu uyuşmazlığın hisse devir sözleşmesinden kaynaklandığı için Denizcilik İhtisas Mahkemesi sıfatını haiz İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görev alanı dışında olduğunu,
TTK 5.maddesinin ikinci fıkrası ile TTK’da yer alan deniz ticaret ve deniz sigorta işlerini görmek üzere Asliye Ticaret Mahkemelerinin bir dairesinin görevlendirileceğinin hüküm altına alındığını, bu doğrultuda TTK’da yer alan deniz ticaret işleri, Kanunun 5.kitabında sıralandığını,
Yasa tarafından sınırlandırılan sayılı işlerin haricinde bir başka nedene dayalı olarak dosyanın Denizcilik İhtisas Mahkemesine gönderilmesinin usulen mümkün olmadığını, deniz ticaretinden doğrudan kaynaklanmayan davaların Denizcilik İhtisas Mahkemelerinin iş alanında olmadığının Yargıtay’ın da emsal içtihatlarında açıkça vurgulandığını,
Yargıtay’ın müstekar içtihatları marifetiyle ortaya konulduğu üzere Asliye Ticaret Mahkemeleri ile Denizcilik İhtisas Mahkemeleri arasındaki iş dağılımı ilişkisinin son derece keskin sınırları ile çizildiğini, deniz taşıma sözleşmelerini mevcut olmadığı durumlarda, hatta uyuşmazlığın doğrudan deniz taşıma ilişkisinden kaynaklanmadığı hallerde dahi Yargıtay’a göre Asliye Ticaret Mahkemelerince verilen görevsizlik kararlarının bozulması gerektiğini,
Somut uyuşmazlıkta dava konusunun, İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından akdedilen hisse devir sözleşmesinde yer alan edimlerin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi olduğunu, bu nedenle yasada yer alan ve sayılan iş kalemleri ile somut uyuşmazlığın hiçbir hukuki rabıtasının bulunmadığını,
Dosyada bilirkişi heyetince gerçekleştirilen incelemeler ve tazminat hesaplarının bulunduğunu, dosyanın neredeyse tekemmül ettiğini,
İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi ile dosyanın gönderilmesi kararı verilen İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi arasında görev değil iş dağılımı ilişkisi bulunduğundan re’sen ve gelinen safhada görevsizlik kararı verilmesinin usulen mümkün olmadığını,
01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren TTK’nın beşinci maddesinin ikinci fıkrası ile birlikte Denizcilik İhtisas Mahkemelerinin bundan böyle bağımsız bir mahkeme statüsünden çıkarıldığını, bu mahkemelerin özel bağımsız ve ayrık bir İhtisas Mahkemesi olmak yerine anılan TTK ile birlikte Denizcilik İhtisas Mahkemesi sıfatıyla görev yapan Asliye Ticaret Mahkemelerinin bir dairesi haline geldiğini, bu nedenle aynı yargı bölgesindeki Denizcilik İhtisas Mahkemesi ile Asliye Ticaret Mahkemesi arasındaki görev ilişkisinin ortadan kalktığını,
Sonuç olarak ortada bir görev ilişkisi bulunmadığından, yargılamanın bu safhasında üstelik hiçbir şekilde davalının bu yönde bir itirazı bulunmadığı halde İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi ile İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi arasındaki iş dağılımı ilişkisi sebebiyle re’sen görevsizlik ya da gönderme kararı verilebilmesinin usulen mümkün olmadığını,
İleri sürerek, istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi görevsizlik kararının istinaf incelemesi sonucu kaldırılmasına, görevli yargı merciinin kesin olarak belirlenerek yargılamaya İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde devam edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1085 Esas 2017/1094 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Davacı tarafından davalı aleyhine taraflar arasındaki hisse devir sözleşmesi uyarınca davalının sözleşme ile yükümlendiğini ileri sürdüğü edimlerini ihlal ettiği iddasıyla açılan tazminat davasında ilk derece mahkemesince görevsizlik kararı verildiği, kararın davacı vekilince istinaf edildiği anlaşılmaktadır.
Davacı vekilince eldeki uyuşmazlıkta, davalı ile yapılan hisse devri sözleşmesi uyarınca davalının taahhüdü olduğunu ileri sürdüğü RO-RO projesi için teslim edilmesi gereken gayrı menkullerin teslimini sağlayamadığı, yine davalı yanca kiralanan diğer gayrı menkuller için idareye ecri misil ödenmek zorunda kalındığı, ihale ile alınmış olan taşıma hakkı kapsamında davalı yanca 3.kişilere taşıma izni verilmesinden kaynaklandığı ileri sürülen zararların tazmini talep edilmekle; ilk derece mahkemesince taraflar arasındaki uyuşmazlığın RO-RO seferleri taşımasından kaynaklandığı gerekçesiyle davada TTK 5/2 maddesi uyarınca deniz ticaretine ve deniz sigortalarına ilişkin davalara bakmakla görevli ihtisas mahkemesi olan İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olacağı yönündeki kararı yerinde değildir. Bu nedenle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK 353/1-a3 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi görevsizlik kararı kaldırılarak dava dosyasının mahkemesine gönderilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE;
1-İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/12/2017 tarih ve 2014/1085 Esas – 2017/1094 sayılı görevsizlik kararının HMK 353/1a-3 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA ve yargılamaya devam etmek üzere dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafça yatırılan 98,10.TL başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 35,90.TL karar harcının talep halinde iadesine,
3-İstinaf başvuru harcı 98,10.TL ve istinaf posta gideri 41,50.TL olmak üzere toplam 139,60.TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine,
5-Kararın ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğe gönderilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 21/03/2018 tarihinde HMK’nun 353/1-a3 maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.