Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/251 E. 2018/1024 K. 31.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/251
KARAR NO : 2018/1024
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME : İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/01/2017
DOSYA NUMARASI : 2015/691 Esas – 2017/43 Karar
DAVA : Alacak (Acentalık Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 31/10/2018
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin, 18.04.2014 tarihli ‘Türk Hava Yolları Yurtiçi Yetkili Yolcu Bileti Satış Acenteliği Sözleşmesi’ uyarınca, … ‘nun yetkili acentesi olduğunu, müvekkilinin bu sözleşme doğrultusunda, yolcudan alacağı servis ücreti karşılığı THY uçak bileti satışı yaptığını, Sözleşme gereği, acentanın sattığı THY bilet ücreti bedellerinin THY tarafından tahsili için müvekkili şirketin, …bank İncirli Şubesi, …no ‘lu hesabı açtırdığını, Davalı THY de, müvekkili şirketin satışını yaptığı biletlerin ücretini söz konusu hesaptan periyotlarla tahsil ettiğini, ancak, 03.02.2015 tarihinde davalı şirketin bu hesaptan herhangi bir gerekçe sunmaksızın ve bilet satış bedeli de olmayan 50.597,00 TL’yi çektiğini, Müvekkili şirket yetkilileri davalı THY yetkililerinden bu konuda açıklama istemiş cevap verilmemesi üzerine de 06.05.2015 tarihinde Bakırköy … Noterliği … yev. No ‘lu ihtarnamesi keşide edilerek; şirket hesabından 03.02.2015 tarihinde çekilmiş olan 50.597,00 TL’nin iadesinin talep edildiğini, Davalı THY, 25.05.2015 tarihinde ek’ li yazı ile; ”Tarafımıza gönderilen ihtarnameye konu olan 50.597,00-TL lik tutar, ekli tablodaki pnr Merde 2TX üçlü kodla faaliyet gösteren …Turizm acentesinin abuse işlemi yaparak usulsüz rezervasyonlar oluşturduğu tespit edilmiş olup rezervasyonlar 01.04.2015 öncesi oluşturulduğu için pnr deki yolcu başına 500 eur zimmet uygulanmıştır. Buna karşılık acentenizden fatura karşılığı 03.02.2015 tarihinde tahsilât gerçekleştirilmiştir” iddiasında bulunduğunu, bu iddianın hiçbir şekilde kabul edilemeyeceğini, öncelikle yazı ekinde bulunan 05.01.2015 tarihli faturanın müvekkil şirkete ilk defa gönderildiğini, 05.01.2015 tarihli faturanın şimdiye kadar müvekkili şirkete gönderilmemesinin anlaşılır olmadığını, Fatura ve içeriğini hiçbir şekilde kabul etmediklerini, müvekkili şirket hesaplarından 50.597,00-TL’nin 03.02.2015 tarihinde çekildiğini, Davalı tarafın düzenlediğini iddia ettiği faturanın tarihi 05.01.2015 olduğunu, Davalının 03.02.2015 de el koyduğu bedel için 1 ay önceden fatura kesmesi anlaşılır olmadığı gibi ticari teamüllere de aykırı olduğunu, davalı cevabında müvekkili şirketin “usulsüz rezervasyon oluşturduğunu” iddia ettiğini, müvekkili şirketin hiçbir şekilde usulsüz rezervasyon yapmadığını, müvekkili şirketin, bilet satış ve rezervasyon işlemlerini davalı THY sistemi üzerinden on-line yapabildiğini, müvekkili şirketin, cezaya konu işlemleri de THY sistemi üzerinden yaptığını, davalının kendi sistemi üzerinden yapılan işlemlerde cezayı kabul anlamına gelmemek üzere, davalı, yolcu başına 500 € zimmet uygulandığı iddiasında olduğunu, yazı ekindeki tabloya göre 28 defa 500 € zimmet uygulanmış gözüktüğünü, 28×500 €=14.000 € ettiğini, Fatura tarihi olan 05.01.2015 tarihli TCMB € efektif satış kuru 2.8023-TL, paranın hesaptan çekildiği 03.02.2015 tarihinde ise 2.7472-TL olduğunu, Bu kurlara göre 14.000 € karşılığı sırasıyla 39.232,20-TL ve 38.460,80-TL olduğunu, Davalı ise hesaptan 50.597,00-TL çektiğini, davalının bu rakamı nasıl bulduğu ve hangi kıstaslara göre fatura ettiğinin anlaşılır, kabul edilebilir olmadığını, davalının, usulsüzlük iddiası ile müvekkiline uyguladığı yolcu başına 500 € zimmet son derece fahiş olduğunu, uçak bilet bedellerinden dahi yüksek olan bu bedelin kabul edilemeyeceğini, bu bedelin nasıl belirlendiği neye göre takdir edildiğinin belli olmadığını, Davalının usulsüz rezervasyon iddiasından kaynaklanan uğradığı bir zararı olmadığını, Böyle bir zarar olmuşsa dahi müvekkiline yapılan herhangi bir ihtar veya bildirim olmadığını, bu nedenlerle …bank İncirli Şubesi, 7304878 no’ lu hesaptan 03.02.2015 tarihinde davalı şirket tarafından çekilen 50.597,00 TL ‘nin ticari reeskont faizi ile birlikte iadesine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile arasında mevcut 18.4.2014 tarihli Yurt İçi Yetkili Bilet Satış Acenteliği Sözleşmesi (YYBSA) (Ek:1) uyarınca yetkili acente olduğunu, işbu sözleşme gereği bilet bedellerini yatırdığı …bank İncirli Şubesi 7304878 nolu hesabından, 3.2.2015 tarihinde gerekçe belirtilmeden bilet satış bedeli olmayan 50.597 TL’lik bir bedelin alındığını, açıklama taleplerine müvekkil Ortaklıkça cevap verilmediğini, bunun üzerine çekilen bedelin iadesi istemiyle ihtarname keşide edildiğini, müvekkil tarafından davacıya 25.5.2015 tarihinde yapılan işlemin dayanağının yaptığı rezervasyon usulsüzlüğü/abuse işlem olduğu ve işlemlerin 1.4.2015 öncesi yapılmış olması sebebiyle yolcu başına 500 Euro zimmet uygulandığının bildirildiğini, fatura karşılığının 3.2.2015 tarihinde tahsil edildiği bildirilmiş olmakla birlikte bu açıklamaların temelsiz olduğunu; 5.1.2015 tarihli faturanın ilk defa gönderildiğini, bedelinin 3.2.2015 tarihinde alındığını, el konulan bedel için bir ay önce fatura kesilmesinin anlaşılmaz ve teamüllere uygun olmadığını, iddia edildiği gibi usulsüz rezervasyon yapmadığını, tüm rezervasyonların THY sistemleri üzerinden online yapıldığını, eğer bir hata usulsüzlük varsa bu hatanın sorumlusunun müvekkil olacağını, ayrıca yolcu başına uygulanan 500 Euro miktarı gönderilen listedeki 28 usulsüzlük ile çarpıldığında ulaşılan rakamın 14.000 Euro olacağını, bu rakamın satış kuru itibarı ile ister fatura ister tahsil tarihi dikkate alınsın azami 39.232 TL olacağını, bu itibarla hesaptan alınan 50.597 TL’lik rakama nasıl ulaşıldığının anlaşılamadığını, kaldı ki 500 Euro’luk zimmetin son derece fahiş ve uçak bileti bedelinden yüksek olduğunu, usulsüz rezervasyon olsa dahi bundan THY’nin bir zararının olmadığını, kendilerine bir ihtar yapılmış olmadığını, müvekkilin aradaki sözleşmelerin genel işlem şartlarına aykırı hükümlerine dayanarak yaptığı işlemlerin Borçlar Kanunu ve Ticaret Kanunun amir hükümlerine aykırı olduğunu iddia etmekte ve müvekkil tarafından tahsil edilen bedelin faiziyle birlikte iadesini istemektedir. Müvekkil tarafından yapılan işlem sözleşme ve hukuka uygun olup, talebin hukuki bir dayanağı bulunmadığından, davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 27/01/2017 tarih ve 2015/691 Esas – 2017/43 Karar sayılı gerekçeli kararı ile;
” … Bilirkişi raporu tüm dosya kapsamı ile birlikte değerlendirildiğinde mahkememizce yeterli görülüp itibar edildiği,bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere davalının duyurularında hangi tip davranışlara ceza uygulanacağının belirtildiği ve bu duyurulara itiraz etmeyerek sözleşmeye devam eden davacının bu duyuruların içeriğini kabul etmiş sayıldığından, onun davranışının duyurulardaki cezanın uygulanmasını gerektirdiği, davacının sözleşmeye aykırı davranışı nedeniyle davacı aleyhine davalı tarafından uygulanan cezanın sözleşmenin parçası haline gelen duyurulara uygun olduğu ve huzurdaki davanın dayanağının bulunmadığı, ve davacının davasını ispatlayamadığı …” gerekçeleri ile;
” Davanın reddine, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle;
Yerel Mahkemenin 21/06/2016 tarihli bilirkişi raporunu esas alarak karar verdiğini, ancak kendileri tarafından bu rapora itiraz edildiğini ve Mahkemece itirazlarının değerlendirilmediğini,
Yerel Mahkemenin ” uygulanan cezanın sözleşmenin parçası haline duyurulara uygun olduğu gerekçesi ” ile davalarını reddettiğini, bu gerekçeyi kabul etmelerinin mümkün olmadığını,
Öncelikle davalının, dava konusu faturayı TTK hükümlerine aykırı olarak kesmiş ve işlem yapmış olduğunu, davalı hesaptan çektiği bedel için yaklaşık 4 ay sonra kestiği faturayı müvekkil şirkete gönderdiğini, faturanın tahsilat yapılması akabinde kesilip gönderilmesi gerektiğini,
Duyurulara göre kesildiği anlaşılan, 500 Euro x 36 = 18.000 Euro cezanın sözleşmeden kaynaklanmadığını, davalı şirketin bu rakamı keyfi olarak belirlemekte olduğunu, dava dosyasında ayrıntılı olarak açıkladıkları üzere aynı konuda uygulanan cezanın daha sonra 500,00 TL’ ye düşürüldüğünü, bu keyfiliğin hakkaniyete uygun olmadığını,
Müvekkil şirketin, davalı THY sisteminde olmayan ücretler üzerinden bilet düzenleyemeyeceği ve THY sistemde yer alan ücretler olan en düşük 119.00 TL / en yüksek 319.00 TL ücretler üzerinden işlem yapmış olduğunun yerel mahkeme tarafından değerlendirilmediğini,
Davalı THY’ nin belirli bir doluluk oranını yakalayabilmek için sistemsel olarak izin verdiği bu işlemlerden ötürü kimi zaman uyguladığı kimi zaman da uygulamadığının görülmekte olduğunu,
Yerel Mahkemenin, bu hususu dahi araştırmadığını, ” married segment ” de kaç bilet satıldığını ve bu biletlere ilişkin ne kadar ceza tahakkuk ettirildiğini dahi davalıdan sormadığını,
Hakkaniyete aykırı bu cezanın, davalının uçuş başına uğrayabileceği en üst zararın 7 katından fazla olduğunu, müvekkilin tacir olmasının bu keyfi uygulamaya neden olmaması gerektiğini, yerel mahkemenin bu hususu da değerlendirmediğini beyanla;
Öncelikle tehir-i icra taleplerinin ve istinaf taleplerinin kabulü ile, istinaf incelemesinin duruşmalı yapılmasına,
İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2015/691 Esas – 2017/43 Karar sayılı kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE DEĞERLENDİRME:
HMK’ nın 355. maddesi uyarınca istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık olduğu takdirde ise bu durum resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.
Uyuşmazlık konusu, taraflar arasındaki acentelik ilişkisi kapsamında davalının davacıdan kestiği tutarın sözleşmesel ve hukuki bir dayanağının olup olmadığı, bu bağlamda davacının kendisinden tahsil edilen tutarı geri talep etme hakkının olup olmadığı noktalarındadır.
Taraflar arasında Yurtiçi yetkili yolcu bileti satış acenteliği sözleşmesi bulunmaktadır.
Davalının davacının hesabından 03/02/2015 tarihinde 50.597,00 TL çektiği sabittir.
Davalının bu parayı çekmesine dayanak yaptığı davacı rezervasyon ihlallerine ilişkin belgeler getirtilerek bilirkişilere analiz ettirilmiştir.
Davacının davalının yayınladığı rezervasyon prosedürlerine uymadan married bağlı segment olarak tanımlanmış usulsüzlükler yaptığı, bu yöntemle daha kısa mesafe satışı doğrudan satmayıp (bu kısa mesafe güzergahı içeren) farklı ve daha uzak bir destinasyondan sorgulama ve rezervasyon yapıp daha sonra bunu iptal ederek boşalan yer için oluşan rezervasyon boşluğunun telafisi adına daha düşük ücret uygulanmasına ve böylelikle davalının zararına yol açtığı, davalının bu eylemi bilinçli bir şekilde işlediği, bu konuda davalı idarenin genelgelerinin-duyurularının bulunduğu, yapılan manipülasyonlara ilişkin belgelerin getirtilerek değerlendirildiği, her manipüle işlem başına alınan 500€ ücretin ve toplam kesintinin toplam ihlal sayısıyla ve davalının bildirimleriyle uygun olup, bilirkişi incelemesinin usule uygun olup raporun yeterli olduğu, yapılan kesinti sonrası faturanın düzenlenmesinde bir usulsüzlük olmadığı anlaşıldığından, mahkeme kararının dosya içeriğine, toplanan delillere, usul ve yasaya uygun olduğu, istinaf nedenlerinin yerinde olmaması nedeniyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 35,90 TL istinaf karar harcı istinaf eden davacı tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’ nın 361/1.maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’ da temyiz yolu açık olmak üzere 31/10/2018 tarihinde oy birliği ile karar verildi.