Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/243 E. 2018/1023 K. 31.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/243
KARAR NO : 2018/1023
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME : İSTANBUL 17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ( Denizcilik İhtisas Mahkemesi Sıfatıyla )
TARİHİ : 26/10/2017
DOSYA NUMARASI : 2015/577 Esas – 2017/331 Karar
KARAR TARİHİ : 31/10/2018
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından 80760959 numaralı nakliyat abonman alt sigorta poliçesi ile sigortalanan …. AŞ’ye ait hamur işi unu emtiasının İstanbul Ambarlı Limanından Gana – Takoradi Limanı’na nakliyesi işleminin …. gemisi ile davalı ana nakliyesi – … Dış Tic. Ltd Şti. Sorumluluğunda fiili taşıyıcı sıfatıyla davalı .. A izafeten … Ltd Şti tarafından üstlenildiğini, 1 nolu davalı … Dış Tic. Ltd Şti.’ ye navlun faturasını düzenleyen nakliyeci firma sıfatıyla tüzel kişilik olarak dava açıldığını, 2 nolu davalı CHM S.A izafeten …Tic. Ltd Şti.’ ye ise konşimentoyu düzenleyen taşıyıcı sıfatı ile dava açıldığını, sigortalıya ait emtianın İstanbul’ dan … gemisi ile davalı ana nakliyeci … Dış Tic. Ltd Şti sorumluluğunda fiili taşıyıcı sıfatıyla davalı… izafeten … Tic. Ltd Şti ‘ tarafından taşındığını, daha sonra emtianın … gemisine aktarıldığını, boşaltma işlemi sırasında sözkonusu emtiaların bulunduğu 2 konteynerin Takoradi limanındaki konteyner istasyonuna götürüldüğünü burada konteynerler kamyona yüklenerek bunları teslim alan tesislerde boşaltıldığını , bu esnada bazı torbaların ıslak olduğunun fark edildiğini, konteynerin tavanında delik, pas ve kesik olduğunun tespit edildiğini, fatura ve yapılan tespitler gereğince 4.638,53 TL sigortalı zararı , müvekkili şirket tarafından tanzim edildiğini, TTK ve poliçe hükümleri ile ibraname gereğince halefiyet ve temlik esasına göre sigortalısının haklarını devralan müvekkilinin TTK ilgili hükümleri gereğince davalıya rücu hakkı doğduğunu, buna ilişkin icra takibinin 19/12/2014 tarihinde başladığını, 1 nolu davalı…. Tic. Ltd Şti nin 05/01/2015 tarihinde 2 nolu davalının 05/01/2015 tarihinde borca itiraz ettiğini belirterek, müvekkilinin 4.638,53 TL alacağına ilişkin icra takibine yapılan itirazın iptaline takibin devamına, % 20’ den az olmamak üzere icra inkar tazminatı yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Ltd Şti vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin taşıma komisyoncusu olduğunu taşıma işlemini gerçekleştiren taraf olmadığını 2 nolu davalının temsilcisi de olmadığını 2 nolu davalının temsilcisinin … A.Ş olduğunu , konşimentonun 2 nolu davalı tarafından imzalandığını TTK nın 1188. Maddesine göre hak düşürücü sürede davanın açılmadığını İİK nın 67. Maddesinde öngörülen 1 yıllık hak düşürücü sürede de davanın açılmadığını , konşimentodaki klozların tercümesinin yapılmadığını CIF satış olması nedeni ile hasar ve zararın alıcıya geçtiğini, davacı sigorta şirketi tarafından kanuna uygun ödeme yapılmadığını yapılan ödemenin hatalı bir ödeme olup davacının rücu hakkının bulunmadığını emtianın ekspertiz raporuna göre teslim tarihinin 28/06/2014 tarihi olduğunu rapor için talep tarihinin ise 07/07/2014 tarihi olup raporun hasara esas alınarak davacı sigorta şirketi tarafından ödeme yapılmasının kabul edilemeyeceğini belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin ( Denizcilik İhtisas Mahkemesi sıfatıyla ) vermiş olduğu 26/10/2017 tarih ve 2015/577 Esas – 2017/331 Karar sayılı gerekçeli kararı ile;
” … TTK’ nun hak düşürücü süre başlıklı 1188/1. maddesinde “Eşyanın zıyaı veya hasarı ile geç tesliminden dolayı taşıyana karşı her türlü tazminat istem hakkı, bir yıl içinde yargı yoluna başvurulmadığı takdirde düşer.
(2)Bu süre taşıyanın eşyayı veya bir kısmını teslim ettiği veya eşya hiç teslim edilmemişse, onun teslim edilmesinin gerektiği tarihten itibaren işlemeye başlar.
(3)Sorumlu tutulan kişinin rücu davası, 1. Fıkrada öngörülen hak düşürücü sürenin sona ermesinden sonra da açılabilir. Ancak, rücu davası açma hakkı, bu hakka sahip olan kişinin , istenen tazminat bedelini ödediği veya aleyhine açılan tazminat davasında dava dilekçesini tebellüğ ettiği tarihten itibaren doksan gün içinde kullanılmadıkça düşer ” hükmüne yer verilmekle; davanın sigorta şirketi tarafından ödemenin yapıldığı tarihten itibaren 90 günlük süre içerisinde açıldığı anlaşılmakla, davanın bu maddede belirtilen hak düşürücü süre içerisinde açıldığı, TTK’ nun 1178. maddesinde taşıyanın navlun sözleşmesinin ifasında özellikle eşyanın yükletilmesi, istifi, elden geçirilmesi, taşınması, korunması, gözetimi ve boşaltılmasında tedbirli bir taşıyandan beklenen dikkat ve özeni göstermekle yükümlü olduğu belirtilmiş ise de, ayrıca aynı maddenin 2. fıkrasında hasarın taşıyanın hakimiyetinde bulunduğu sırada meydana gelmiş olması şartıyla sorumlu olduğu belirtilmekle, dosyadaki mevcut ekspertiz raporunda, konteynerlerin gümrük ve liman idaresindeki formalitelerin tamamlanması sonrası farklı kamyonlara yüklendiği ve teslim alınan tesislerde boşaltıldığının belirtildiği, ayrıca konişmentonun kombine ve konişmento olmadığı, ve tahliye limanı olarak Takoradi Limanının gösterildiği, taşıyanın sorumluluğunun konteyner gemiden tahliyesi ile sona erdiği ve konteynerin gemiden tahliyesi sırasında hasarlı olduğuna dair bir tutanak olmadığı, konteynerin kara yolu ile alıcı tesislerinde boşaltıldığının belirtildiği söz konusu emtianın taşındığı konteynerin dış tarafının hasarlı ve darbeli olduğuna dair herhangi bir belge bulunmadığı, hasarın davalının sorumluluğunu gerektiren bir nedenden ileri gelmediği, TTK’ nun 1091.maddesine göre geminin yüklemeye ve boşaltmaya elverişli olup olmadığına dikkat etme başlığı altında kaptanın yükleme, boşaltma ve istiflemede nezaret etme yükümlülüğünün bulunduğu belirtilmiş ise de, dava konusu taşımada emtianın konteyner içerisinde taşıyana teslim edildiği ve taşıyanın konteyneri açarak kontrol etme yükümlülüğünün bulunmadığı, davalının sorumlu olmasının söz konusu olmadığı hasarın davalı taşıyanın hakimiyetinde iken meydana geldiğinin taşıyanın taşıma süresince davalı taşıyan tarafından gerekli özenin gösterilmediğine dair hususların davacı tarafından ispatlanamadığı ve söz konusu konteynerin gemiden boşaltılması ile hasarlı olduğuna dair herhangi bir rezerv tutanağının dosyada bulunmadığı, hasarın oluşumunda davalının sorumlu olduğu belirlenemediği nedenle davanın reddine karar vermek gerektiği …” gerekçeleri ile;
” Davanın reddine, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle;
Davalıların kusurunun ispat edilemediği yönündeki tespitin, taşıma hukukunun temel prensibi gereğince taşıyıcının ters çevrilmiş ispat yükü söz konusu olduğundan kabul edilemeyeceğini, İlk derece mahkemesinin davanın reddinde esas olarak gerekçe gösterdiği bu husus hakkında yapılan değerlendirme ve varılan sonucun hatalı olduğunu,
Bilirkişinin, müvekkil tarafından emtianın taşımanın hangi aşamasında hasarlandığını ispat etmesini beklemesinin tamamen hatalı bir değerlendirme olduğunu, davalı taşıyanın emtiaları teslim alırken taşıma belgelerine herhangi bir çekince şerhi koymamış olması nedeniyle emtiaların ‘her türlü ayıptan ari ve tam’ olarak teslim edildiğinin kabulü gerektiğini, bununla birlikte delilleri arasında yer alan Navlun Faturası dikkate alındığında, davalının taşıma sürecinin tamamını organize ettiği, hasarın davalı sorumluluğunda iken meydana geldiğinin anlaşıldığını, davalıların işbu tespitin aksini ispat eder hiçbir delilleri bulunmadığını, ayrıca taşıyıcının ters çevrilmiş ispat yükü bulunduğunu,
Davalı …. Ltd. Şti.’ nin, düzenlemiş olduğu navlun faturası dikkate alınarak taşıma işi ile birlikte nakliye işlerini organize sorumluluğunu üstlendiği tespiti ile pasif husumet ehliyeti bulunduğunun bilirkişilerce tespit edildiğini,
Davalının forwarder sıfatıyla, deniz taşıması ile birlikte iç taşıma, taşıma, gümrükleme, yükleme, yükleme ve istife nezaret etme vb. sorumlulukları da bulunmakta olduğunu, zira davalının taşıma işlemini organize eden forwarder firma olduğunu, ücret veya komisyon karşılığında malın teslim alınmasından varış noktasında yetkili kişiye teslim edilmesine kadar tüm taşıma organizasyonunu üstlenen kişi veya şirketlere forwarder denildiğini,
….firmaların kendi sorumluluğunda ne kadar fazla taşıyıcı olursa olsun, taşımanın tamamından sorumlu tutulacaklarını, bu sebeple malın alıcısına hasarlı teslim edildiğinin kanıtlanması durumunda hasarın taşımanın hangi aşamasında ve hangi taşıyıcının sorumluluğunda meydana geldiğinden bağımsız olarak forwarder firmasına rücu imkanı bulunduğunu,
Davalının, hasara ilişkin tespit ve incelemeler için davet edilmesine karşın bu incelemelere katılmadığını, hasar tespitinin uzman eksperler tarafından gerçekleştirildiğini, davalının aksi yönde herhangi bir ispat vasıtası bulunmadığını,
Yerleşmiş içtihatlara göre müvekkil sigortalısının herhangi bir ispat külfeti bulunmamasına karşın gerekli incelemelerin ve tespitlerin sağlandığı, hasarın taşıyıcı sorumluluğunda meydana geldiği hususunun ispatlandığını, buna karşın mahkemenin aksi yönde gerekçeler ile ret kararı vermesinin hatalı olduğunu,
Defter incelemeleri sonucu hazırlanan bilirkişi raporunda müvekkil sigortalısının işbu tazminatın kendisine ödenmesinde menfaati olduğu ve dolayısıyla müvekkilin aktif husumet ehliyetinin bulunduğunun tespit edildiğini,
Dava dışı sigortalının dava konusu emtiaları müvekkile sigortalattığı ve bunun sonucu olarak da ilgili defter kayıtlarından yapılan tespitler sonucu müvekkil tarafından 4.296,87 TL’ lik hasar bedeli/ sigorta tazminatının ödendiğinin anlaşıldığını, müvekkilinin TTK. 1472 hükümlerine göre sigorta tazminatını ödeyerek sigortalının yerine geçtiğini, müvekkilinin halefiyet kuralı gereğince sigortalıya yaptığı ödemeyi ispat edebilmekte olduğunu beyanla;
Tehir-i icra taleplerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi Kararının bozulmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE DEĞERLENDİRME:
HMK’ nın 355. maddesi uyarınca istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık olduğu takdirde ise bu durum resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.
Uyuşmazlık konusu deniz yoluyla taşınan emtianın kısmen hasarlanmasında taşıyanın sorumlu olup olmadığı, bu bağlamda davacının sigortalısına ödediği tutarı davalılardan rücuan tazmin talep koşullarının oluşup oluşmadığı noktalarındadır.
Taşınan emtianın (un) taşıyan gemiye konteynerler içinde teslim edildiği konusunda ihtilaf yoktur.
Taşınan ve hasarlanan emtianın … no.lu konişmento kapsamında …no.lu konteyner içinde yüklenmiş vaziyette 01/04/2014 tarihihde taşımanın gerçekleştirildiği … gemisine yüklendiği, 13/05/2014 tarihinde Takoradi limanına ulaştığı ve burada … gemisine aktarılarak liman konteyner sahasına götürüldüğü, 27/06/2014 tarihinde gümrük işlemlerinin tamamlanmasının akabinde 28/06/2014 tarihinde konteyner istasyonunda kamyona yüklendikten sonra alıcının tesisine nakledildiği ve boşaltma sonrasında 7/07/2014 tarihinde ekspertiz talebi yapılması üzerine alıcı … firması ambar müdürü, firma temsilcisi ve yükleme boşaltma şirketi temsilcisinin hazır bulunduğu 10/07/2014 tarihli survey raporu ile hasarın tespit edildiği dosyada bulunan taşıma evrakı, survey raporu, tercümesi ve bilirkişi raporu ile ilgili evraktan anlaşılmaktadır.
Taşıyıcı teslim aldığı emtiayı aldığı gibi taşımak ve teslim etmek zorundadır. Taşınan emtia konteyner içinde ve konteynerle birlikte taşımanın yapıldığı gemiye yüklenmiştir. Emtianın durumunu (konteynerin içini) taşıyanın kontrol etme imkanı yoktur. Bununla birlikte, konteynerin taşıma sonrası tavan sacında delik olduğu survey raporunda ifade edilmekle birlikte bu durumun konteynerin 13/05/2014 tarihinde varış limanında yer alan konteyner alanına tahliyesi esnasında belirlenmediği, konteyner alanında bekletilen konteynerin 28/06/2014 tarihinde alıcının tesislerine nakledilmesi esnasında belirlendiği buna rağmen 07/07/2014 tarihinde ekspertize haber verildiği anlaşılmaktadır.
CIF satışı yapılan emtianın satıcı-gönderen dava dışı sigortalısı olan ..firması, emtianın taşıma gemisine yüklenmesiyle sorumluluktan kurtulmuş olup, sigortadan yararlanan ise alıcıdır. Yani sigorta sözleşmesi, üçüncü kişi yararına sözleşme mahiyetindedir. Malların gemiye yüklenmesinden sonra meydana gelen hasar ve talep hakkı alıcı firmaya geçmiştir. Aynı şekilde konişmentoda varış yeri olarak Takoradi limanı gösterilmiş olmakla, taşınanın limana teslim edilmesiyle taşıyıcının sorumluluğu sona ermiştir. Bu durumda taşıyıcının sorumlu tutulabilmesi için öncelikle davacının kanuni halefiyetinin geçerli olup olmadığının belirlenmesi ve hasarın taşıyıcının sorumluluğu tahtında gerçekleşip gerçekleşmediği, davacı sigortacının taşıyıcıya rücu koşullanın oluşup oluşmadığı hususlarının değerlendirilmesi gerekir.
Taşıyan 6102 sayılı TTK’ nın 1178/2. maddesi uyarınca eşyanın ziyaı veya hasarından yahut geç tesliminden doğan zararlardan, ziya, hasar veya tesliminde gecikmenin, eşyanın taşıyanın hakimiyetinde bulunduğu sırada meydana gelmiş olması şartıyla sorumludur.
Mevcut dava konusu olayda davacı sigortacının, sigortalısı ile aralarındaki nakliyat emtia abonman alt sigorta poliçesi kapsamında taşınan emtianın gemiye yüklenmesiyle sigortalanan emtia üzerindeki sorumluluğu ve sigortalanabilir bir menfaati olmayan sigortalısına yaptığı ödeme ile kanuni halefiyet koşullarının oluşmadığı kabul edilmelidir.
Bunun dışında yükün konteynere satıcı-gönderen dava dışı sigortalı firma tarafından yapıldığı anlaşılmaktadır. Konteynerin yükleme sırasında hasarlı olup olmadığı belli olmamakla birlikte konteynerin varış limanında hasarlı olarak teslim edildiğine yönelik geçerli bir tespit ve süresinde bir ihbar bulunmadığına göre konteynerin taşıyıcı tarafından teslim alındığı şekliyle teslim edildiği, Ziya ve hasar bildiriminin 6102 sayılı TTK’ nın 1185/1. maddesine uygun sürede yapılmadığı, hasar tespitinin davacı ile dava dışı sigortalı arasındaki poliçenin özel şartlar kısmında yer alan 15. maddeye uygun olarak taşıyıcı ve alıcı yetkililerinin imzaladığı bir tutanakla belirlenmediği, davacının sözleşmeye uygun olmayan bir hasar tespitini esas alarak talep hakkı alıcıda olan hasar bedelini dava dışı sigorta ettiren satıcıya ödediği anlaşılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle mahkemece verilmiş olan kararın dosya içeriğine, usul ve yasaya uygun olduğu, istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 35,90 TL istinaf karar harcı istinaf eden davacı tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine,
6- Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara tebliğe gönderilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 31/10/2018 tarihinde HMK’ nun 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.