Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/229 E. 2018/1020 K. 24.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/229
KARAR NO : 2018/1020
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME : İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/11/2017
DOSYA NUMARASI : 2014/879 Esas – 2017/798 Karar
DAVA : Menfi Tespit – İpoteğin Fekki
KARAR TARİHİ : 24/10/2018
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkillerinden …un cari hesabına teminat teşkil etmesi için diğer müvekkili …in mülkiyetindeki İstanbul İli,… nolu bağımsız bölüm üzerine davalı . …. Ltd. Şti. Lehine ipotek tesis ettiğini, ipoteğin teminat amaçlı olup kesin borç ikrarını içermediğini, davacı … ‘ un anılan davalıdan emre muharrer senet mukabilinde takribi 200.000,00 TL civarında mal aldığını, senetlerin bir kısmının banka kanalı ile ödendiğini, bir kısmının vaktinde ödenemediği için protesto olduğunu, ancak davacı …’ un borcunun tamamına karşı olarak bu davalıya kıymetli evrak verdiğini ve hesabını kapattığını, kıymetli evraklardan sadece 2.150,00 TL lik bir adet senedi ödemediğini, diğerlerinin tamamını ödeyerek senetleri geri aldığını, son senedi de ödemek istediğini ancak muhatap bulamadığını, davalı . … Ltd. Şti. ‘ nin müvekkilinden alacaklı olduğunu iddia ederek olmayan alacağını teminatları ile birlikte 06/01/2012 tarih ve 27489 yevmiye nolu temlikname ile diğer davalıya temlik ettiğini, davalı …yetkilisinin müvekkili ile irtibat kurarak davalı . …. Ltd. Şti. ‘ den yüksek miktarlarda alacaklı olduklarını, ipotek üst limiti olan 100.000,00 TL nin kendilerine ödenmesi karşılığında ipoteği kaldırabileceklerini ifade ettiğini, haksız ve dayanaksız bu talebin müvekkilleri tarafından reddedildiğini, müvekkillerinin davalılara hiçbir borcu bulunmadığını, eğer son senet bu iki davalıdan birinde ise bedelini ödeyip senedi geri almaya hazır olduklarını beyanla müvekkillerinin davalılara borçlu olmadıklarının tespitine, davalılardan birinde müvekkiline ait kıymetli evrak var ise bedelinin mahkeme veznesine depo ettirilmesini, kıymetli evrakın istirdatına, olmadığı taktirde iptaline, taşınmaz üzerindeki 17/12/2007 tarih ve … yevmiyeli ipoteğin fekkine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı …Ş. vekili cevap dilekçesinde; menfi tespit davasının belli bir kişi veya kurumdan borçlu bulunmadığının tespiti için açılamayacağını, ancak belli bir borçtan borçlu bulunmadığının tespiti için talep edilebileceğini, bu itibarla davalı şirketlerden borçlu bulunmadığının tespiti istemli belirsiz davanın öncelikle bu yönden reddi gerektiğini, dava değerinin nasıl hesaplandığı, harcın neye göre yatırıldığının belli olmadığını, davacıların iş bu davayı açmalarının hukuki yararı olmadığını, …Şirketine olan borcun müvekkiline ödenmesi gerektiğini, davacıların bu iddialarının binaen menfi tespit talep edemeyeceklerini, belirsiz borç için alacaklı bulunmayan şirkete yapılan belirsiz ödeme iddialarına istinaden davacıların borçlarına karşı konulmuş ipoteğin fekki söz konusu olmayacağından davacıların bu talebinin de reddi gerektiğini, davacıların temlik alacaklısı yerine alacağını devreden, alacağın temliki neticesinde alacaklı bulunmayan … şirketine ödeme yaptılar ise bu ödemenin davacıları müvekkiline olan borcundan kurtarmayacağını, iyi niyetli müvekkilinin alacağının baki olduğunu, müvekkilinin … şirketi ile davacılar arasındaki ticari ilişkiyi, taraflar arasındaki alacak borç ilişkisini, davacıların … şirketine hangi belge ve evraklar ile borçlu olduğunu bilmesinin mümkün olmadığını, müvekkilinin sadece ipotek alacağını temlik aldığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı . …. Ltd. Şti. cevap dilekçesi sunmamış, anılan davalının vekili tarafından 19/08/2014 tarihinde sunulan dilekçe ile davacıların defterlerinin usulüne uygun tutulmadığı için kendi lehine delil teşkil etmesinin mümkün olmadığını, davacının müvekkiline borcunun olmadığının bu defterlere dayandırılamayacağını, davacının müvekkiline karşı iade faturası düzenlemiş olmasının bu faturanın müvekkilinin eline ulaştığı ve davacının borçtan kurtulduğu anlamını taşımadığını, davacının defterlerinde iade faturası haricinde herhangi bir kayıt bulunmadığını, davacının 2.150,00 TL bedeli depo etmesi halinde borçtan kurtulacağı ve ipoteğin fek edilmesi gerektiği iddiaları gerçeği yansıtmadığını, davacının mahkeme kasasına sunduğu senetlerle fekki istenen ipotek arasında illiyet bağı kurulamadığını, davacının dilekçesinde müvekkiline herhangi bir borcunun kalmadığını ve ticari ilişkisinin bittiğini belirttiğini, bu bağlamda davacının şimdiye kadar neden ipoteğin fekkini istemediğinin anlaşılamadığını beyanla ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 01/11/2017 tarih ve 2014/879 Esas – 2017/798 Karar sayılı gerekçeli kararı ile;
” … İddia, savunma, toplanan deliller ve bilirkişi raporları kapsamları birlikte değerlendirilmiştir. Taraflar arasındaki akdi ilişki kapsamında davacı tarafça tanzim edilip, davalı … Ltd. Şti.’ ne verilen senetler davacı tarafça ibraz edilmiştir, bir adet ve 2.150,00 TL bedelli senedin ise talebe rağmen ödeme için ibraz edilmediği saptanmıştır. Senetlerin davacı elinde olması senet bedellerinin ödenmiş olduğuna karinedir ve bunun aksine başkaca bir delil de ibraz edilememiş, keza davacı tarafça münhasıran adı geçen davalı şirket ticari defterlerine dayanıldığı belirtilmiş olmasına ve bu hususta davalı yana da uyarılı davetiye tebliğine rağmen ticari defterleri ibrazdan kaçınılmıştır. Yukarda yer verilen ve senet bedellerinin ödendiğine dair karine karşısında, bu noktada, adı geçen davalı yanın, ticari defterlerin zayi olduğu yönündeki beyanına, TTK’nun 82/7.madde düzenlemesi karşısında hukuki sonuç bağlanabilmesi mümkün değildir. Keza davalının, davacı taraftan alacağı olmadığı halde, diğer davalı ile mevcut ticari ilişkisi kapsamında doğan borcu nedeniyle, alacağın temlikine dair yaptığı işlem de, davacıyı borçlandırıcı nitelikte olmayıp, davacı açısından geçerli değildir. Davacı ile davalı …arasındaki ticari ilişki kapsamında doğan borcun (ibraz edilmeyen bir adet senet dışında) ödenmiş olması karşısında, menfi tesbit isteminin, talebe rağmen ödeme için ibraz edilmeyen senet bedeli dışında kabulü ile, bu ilişki kapsamında tesis edilen ipoteğinde, anılan senet bedelinin depo edilmesi kaydıyla fekki gerekir. Açıklanan tüm bu nedenlerle; davaya konu mal satımından dolayı taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davacıların davalılara 2.150-TL miktar dışında borçlu olmadıklarının tespiti ile bu miktarın bononun ibrazı halinde ibraz eden hamile ödenmek üzere kamu bankasında açılacak faiz getiren bir hesapta davacılar tarafından depo edilmesine, depo işlemi yerine getirildiğinde İstanbul İli Bayrampaşa İlçesi … nolu bağımsız bölüm üzerindeki ipoteğin fekkine ilişkin aşağıdaki gibi hüküm kurulması gerektiği … ” gerekçeleri ile;
” Davaya konu mal satımından dolayı taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davacıların davalılara 2.150-TL miktar dışında borçlu olmadıklarının tespiti ile bu miktarın bononun ibrazı halinde ibraz eden hamile ödenmek üzere kamu bankasında açılacak faiz getiren bir hesapta davacılar tarafından depo edilmesine, depo işlemi yerine getirildiğinde İstanbul İli … nolu bağımsız bölüm üzerindeki ipoteğin fekkine, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı davalı …Ş. vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı …Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle;
Yerel Mahkemenin 01.11.2017 tarihli hüküm gerekçesinde, davacı tarafın münsahıran davalı …Şirketi’nin defterlerine dayandığını kabul etmiş ise de, maddi gerçeğin böyle olmadığını, davacının yargılama esnasında münhasıran davacı defterlerine dayanmayıp, başkaca deliller bildirdiğini, hal böyle iken HMK 222/5. madde hükme dayanılarak, davanın kabulüne karar verilmesinin haksız olduğunu,
Mahkemece yemin teklifinin hatırlatıldığını ve davacı tarafça yemin deliline dayanılmış olmasından sonra, bu ara karardan rücu dahi edilmeden, yemin eda ettirilmeksizin verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu,
Aleyhine herhangi bir icra takibi yapılmamış davacının, borcunu tam olarak ödemeden, menfi tespit talepli ipoteğin fekki davası açmasının mümkün olmadığını, Mahkemenin bu yönden de hataya düştüğünü,
Mahkemenin, davacı …/ Sıla Mobilya’ nın …Şirketi’ ne olan toplam borcunu tespit etmeden, davacının bir kısım borçtan borçlu olmadığına dair hüküm kurabilmiş olmasının kabul edilebilir olmayıp, hükmün hiçbir hukuki dayanağı bulunmadığını,
Davacının temlikten önce ipoteği fek ettirmeyerek veyahut ipoteğin fekki için hukuki işlem başlatmayarak, işbu davanın açılmasına kusur ve ihmali ile sebebiyet verdiğini, buna karşın müvekkilin, tapu kaydına güven ilkesi gereğince işlem yapmış iyi niyetli 3. kişi olduğu gibi, davacının müvekkile bir ödeme yaptığına dair bir iddiasının da bulunmadığı nazara alındığında, davanın açılmasına sebebiyet veren kişi olmayan müvekkil aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı, haksız ve hukuka aykırı olduğunu beyanla;
Fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla; İstanbul 11. Ticaret Mahkemesi’ nin 01.11.2017 tarih ve 2014/879 E.- 2017/798 K. sayılı usul ve yasaya aykırı kararının istinaf yolu ile incelenerek kaldırılmasına ve yapılacak inceleme neticesinde davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE DEĞERLENDİRME:
Temel uyuşmazlık konusu, davacıların davalılara borçlu olup olmadıklarının tespiti, bu bağlamda borcun teminatı için verildiği anlaşılan ipoteğin fekki koşullarının oluşup oluşmadığı noktasındadır.
Davacılardan …..ile davalı … firması arasındaki ticari ilişki kapsamında davacılardan…sahibi olduğu taşınmaza 17/12/2007 tarihinde … firmasının ipotek alacaklısı olduğu ipotek tesis edilmiştir. İpotek resmi senedinde …’nin …. firmasından senetli ve senetsiz olarak mübayaa ettiği ve edeceği emtia maline, v.s den mütevelli borçlandığı ve borçlanacağı meblağın 100.000,00 TL teminat karşılığı olmak üzere birinci dereceden, fekki alacaklı şirket tarafından bildirilinceye kadar süreli bila faiz nisbetinde borçlu sıfatıyla ipotek tesis edildiği ifade edilmiştir.
Bu durumda ipoteğin fekkedilebilmesi için davacı …’ un davalı…firmasına borçlu olup olmadığı, borçlu ise miktarı belirlenmelidir.
İpotek alacaklısı …firması, 19/08/2010 tarihinde ipoteği, …. de 27/12/2012 tarihinde davalı … firmasına temlik etmiştir. Temlikname başlıklı yazılı belgede, davalılardan … firmasının davalı … firmasına olan 124.000,00 TL lik cari hesap borcunun ödeme taahhüdüne bağlandığı 19/08/2009 tarihli protokolün 3. Maddesine göre ipoteğin temlik edildiği belirtilmiş olmakla birlikte belirtilen protokol dosyada bulunmamaktadır. Davalı …firmasının davalı … firmasına olan borcundan davacılar sorumlu olmayıp, davacılar … firmasına 100.000,00 TL üst sınır ipoteği ile temin edilen ve ipotek anında belli olmayan borçtan sorumludurlar.
Mahkeme davalı … firmasının diğer davalı … firmasından alacaklı olduğunu bilirkişi raporuyla belirlemiştir.
Davalı …. firması defterlerini sunmamıştır.
Davacı tarafın 2008 yılında tasdike tabi olmayan işletme defteri tuttuğu ve defterlerin hesaplar bazında ayrıntı içermediği, davacının borcunu ödeme amacıyla verdiğini öne sürdüğü 2009 yılı vadeli 148.310,00 TL bedelli ticari senetlerin davacı tarafın 2009 yılı ticari defterlerinde işlenmediği, senetlerin 2008 yılında verilip verilmediğinin belirlenemediği bilirkişi raporunda ifade edilmiştir.
Davacılar davalılara yemin teklif etmiş, davalı … firması yetkilisi davacılardan ipotek limiti dahilinde alacaklı olduğuna yemin etmiştir.
Davacılar ile davalı … firması arasında doğrudan bir ticari ilişki bulunmamaktadır. Davalı … firmasına ipotek temlik edilince, ipoteğin bağlı olduğu alacağın da temlik edildiği kabul edilse bile, davalı … firmasının yeminine hukuki bir sonuç bağlanamaz zira yemin, 6100 sayılı HMK’ nın 225 v.d maddelerine göre kişinin kendisinden kaynaklanan vakıalara ilişkin olabilir.
Davacılar dava sürecinde davalı …firmasının ticari defterlerine dayandıklarını belirtmişler, bunun üzerine …. firmasına ihtar tebliğ olunmuşsa da davacılar münhasıran davalı …firmasının ticari defterlerine dayanmamış olup, başka delillere de dayanmışlardır. Bununla birlikte davalı firmaya çıkartılan mazbatada ticari defterlerin HMK 222 maddesi gereği ibrazı, aksi takdirden HMK 220 uyarınca işlem yapılacağı yazılmış ise de bu maddelerin içeriğini oluşturan ihtarlar ayrıntılı yazılmamıştır.
Mahkeme davalı … firması hakkındaki yemine ilişkin ara kararın icrasının 17/09/2015 tarihli celsede kararlaştırılan ara kararların yerine getirilmesinden sonra karara bağlanmasına şeklinde hüküm kurmuşsa da bu husus karara bağlanmamıştır. Davalı …. firması defterlerinin zayi olduğuna ve yemine hazır olduklarını beyan etmiş olup, bu husus da mahkemece değerlendirilmemiştir. Davalı ….r firmasının, dava tarihi itibariyle davacılardan olan alacağını diğer davalı … firmasına temlik ettiği kabul edildiğine göre ipotek ve bağlı olduğu alacağa ilişkin davada taraf olma sıfatını taşıyıp taşımadığı (husumet) mahkemece değerlendirilmemiştir.
Dava konusu ipotek 4721 sayılı TMK’nın 851/1.maddenin ikinci cümlesi ve 881/1. Madde kapsamında ileride doğması muhtemel, ipoteğin tesisi anında belirli olmayan fakat ileride gerçekleşecek alacaklar için teminat amacıyla konulmuş bulunan bir üst sınır ipoteğidir. Bu tür ipoteklerde taşınmazın temin ettiği alacak, ileride tahakkuku muhtemel olan alacağın tahakkuk eden fakat üst sınır olarak belirlenen tutarı geçemeyecek olan miktarıyla sınırlıdır.
Teminat için tesis edilen üst sınır ipoteğinde alacaklı olunan miktarın ispatı alacaklıya ait bulunmaktadır. (Yargıtay 19. H.D. 28/09/2017 Tarih ve 2016/12021 E-2017/6386 K. Sayılı Kararı) Bu bağlamda ispat yükü, ipotekle üst sınırı teminat altına alınan alacağın miktarı, dava tarihi itibariyle ipoteği temlik alan davalıya ait olduğundan, temlikten önce ve sonrayı da içerecek şekilde dava tarihi itibariyle alacak miktarı, 6100 sayılı HMK’nın 187 v.d maddelerinde belirtilen uygun delillerle davalı alacaklı tarafından ispat edilmelidir.
Davacı taraf, davalı …firması ile mutabakat yapıldığını ve borcun temlikten önce sıfırlanarak 2.150,00 TL borçlarının kaldığını öne sürdüğünden, bu konuda yazılı bir mutabakat belgesi varsa bunun davacı taraftan istenmesi ve davacının ibraz ettiği bonoların lehdarlarının ve son hamillerinin kimler olduğu, senetlerin mal karşılığı verilip verilmediği, tahsil amacıyla bankalara ciro edildiği belirtilen senetlere ilişkin bankalarca yapılan işlemler ve davalı … firmasının senetleri bankalardan geri alıp almadığı bu bağlamda davalı tarafından ispatlandığı takdirde var olduğu kabul edilen alacağın davacı tarafça ödenip ödenmediği, bu bağlamda ipoteğin fekki koşullarının oluşup oluşmadığı tespit edilmelidir.
Belirtilen eksiklikler ile ispat yükünün yanlış tarafa tahmiliyle yürütülen tahkikat sonucu verilen karar 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi kapsamında delillerin hiçbiri toplanmadan yahut değerlendirilmeden karar verilmiş olması anlamına geldiğinden, belirtilen delillerin toplanmasından sonra karar verilmesinin sağlanması amacıyla dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davalı …Ş. vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
1-İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 01/11/2017 tarih ve 2014/879 Esas – 2017/798 Karar sayılı kararının HMK 333/1-a6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA ve dosyanın mahkemesine İADESİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf yönünden davalı tarafça yatırılan 98,10 TL başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 1.707,75 TL karar harcının talep halinde davalı …Ş. ‘ ye iadesine,
3-İstinaf yönünden yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafa ait avanstan sarf edildiği anlaşılmakla; bu masrafların davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansı olması halinde istinaf talep eden davalıya iadesine,
5-Kararın ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğe gönderilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 24/10/2018 tarihinde HMK 353/1-a6 maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.