Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/210 E. 2018/1160 K. 28.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/210
KARAR NO : 2018/1160
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME : İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/10/2017
DOSYA NUMARASI : 2015/377 Esas – 2017/898 Karar
DAVA : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 28/11/2018
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket tarafından borçlulara karşı …(IMO: …) gemisine verilmiş ihrakiye hizmeti uyarınca 24/04/2014 tarihinde fatura düzenlendiğini, alacağına ilişkin İstanbul Anadolu … İcra müdürlüğü’nün … E sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, borçlular tarafından itiraz edildiğini,… (IMO: …) isimli geminin donatanı … A.Ş.’nin anılan gemi için ambargo limanında 150 ton Fuel oil ihrakiye hizmeti talebinde bulunduğunu, davalı tarafından davacıya iletilen 22/04/2014 tarihli talepte anılan hizmete, hizmet bedeline ve vadeye ilişkin bilgilerin açıkça belirtildiği, 26/04/2014 tarihinde verilecek hizmete ilişkin GB seri ve 0438961 sıra nolu Gümrük Beyannamesi düzenlendiğini, anılan satışa ilişkin 24/04/2014 tarihli, A seri, 054043 sıra nolu 94.950,00 USD bedelli fatura düzenlendiğini ve davalıya gönderildiğini, faturanın vade tarihinin teslim tarihinden itibaren 45 gün olarak belirlendiğini beyan ederek, itirazın iptali ile takibin devamına, davalıların haksız itirazına karşı alacak miktarının % 40 ından az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yüklenmesine karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Alacağın temlikinin, alacağı devreden ile alacağı devralan arasında yapılan yapılan bir sözleşme olduğunu, borçlunun sözleşmenin yapılmasına katılmasının gerekmediğini, ancak temliğin borçluya bildirilmemiş olmasının, temlikten haberdar olmayan borçlunun iy niyetle eski alacaklıya ödemede bulunmasına neden olabileceğini, böyle bir durum olduğnda yapılan ödemenin geçerli olacağını, davacının müvekkili şirkete gönderdiği 26/11/2014 tarihli temlik ihbarname”si ile takip/dava konusu 94.9500,00 USD alacağı 13/11/2014 tarihinde …bank A.Ş’nin Kozyatağı İstanbul adresinde bulunan Anadolu Kurumsal Şubesine Temlik ettiğini ihbar ederek ödemenin temlik alana yapılmasını ihbar ettiğini, temlik sözleşmesi ile tüm hakları devralana geçtiğinden artık sözleşmede devrolunan miktar için davacının alacaklı sıfatının kalmadığını, bu nedenle dava ehliyeti bulunmadığını, müvekkili şirketin temerrüde düşürülmediğinden faiz talebinin ve inkar tazminatı talebinin hukuka ve kanuna aykırı olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 19/10/2017 tarih ve 2015/377 Esas – 2017/898 Karar sayılı gerekçeli kararı ile;
” … Davacı takip alacaklısının takibe konu 24/04/2014 tarih 054043 nolu ve 94950 USD bedelli faturadan kaynaklı alacağının 13/11/2014 tarihinde ….bank A.Ş.’ye kullanılan kredilerin geri ödemesini temini amacıyla temlik ettiği, temlik alan temlik eden … A.Ş.’ nin de temlik işlemini davalı takip borçlusuna 26/11/2014 tarihinde temlik ihbarı gönderdiği ancak …bank tarafından gönderilen müzekkere cevabında Temlik sözleşmesine atılan imzaların yetkisiz kişilere ait olduğu tespit edildiğinden temlik teminatına alınmadığının bildirildiği, daha sonra davacı … A.Ş. tarafından …bank A.Ş. Genel Müdürlüğü’ ne Beyoğlu …. Noterliği’ nin 31/08/2015 tarihli… yevmiye nolu ihtarnamesini keşide ederek …bank A.Ş’ye olan kredi borcunu 04/08/2015 tarihi itibari ile sona erdiğini ve bu kredi sözleşmesine bağlı teminat sözleşmelerinin konusuz kaldığını bildirdiği, …bank A.Ş’nin … A.Ş.ye gönderdiği 04/09/2015 tarihli Beyoğlu … Noterliği’ nin… yevmiye nolu cevabi ihtarnamesinde … A.Ş.’nin kredi borcunun sona erdiğini ve teminat sözleşmesine konu alacaklar yönünden bankanın tasarruf hakkının kalmadığının bildirildiği, davalı takip borçlusunun ne temlik alan …bank A.Ş.’ ye ne de temlik eden TBS …cilik A.Ş.’ye takibe konu fatura bedelinin ödendiği iddiasının bulunmadığı, takibe konu faturanın her iki tarafın ticari defterlerinde de kayıtlı olduğu, borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi (faturaları deftere kayıt öncesinde ya da sonrasında süresi geçtikten sonra itiraz ve iade etmiş olması) halinde alacaklının (hizmet vermiş olsun ya da olmasın) HMK’nın 222. maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği (Yargıtay 23. HD’ nin 10/02/2016 tarih ve 2015/4576 Esas – 2016/621 Karar sayılı ilam), her ne kadar davalı tarafı temlik sözleşmesi nedeni ile davacının takibe konu faturadan kaynaklı alacağı talep hakkının bulunmadığını iddia etmiş ise de gerek …bank A.Ş. tarafından mahkememize gönderilen yazı cevabında temlik sözleşmesinin yetkisiz imzalar nedeni ile işleme alınmadığının bildirilmesi, gerek temlik sözleşmesinin davacı bankanın kredi alacağını temin amacı ile verilmiş olması, gerekse temlik sözleşmesinin ivazlı olup temlik edenin temlik alana karşı fatura borçlusunun ödeme gücüne sahip olduğunu garanti etmiş olması nedeni ile temlikin borcu sona erdirmemesi karşısında bu iddiaya itibar olunamayacağı, bu nedenle davalı takip borçlusunun asıl alacak yönünden icra takibine itirazının haksız ve yersiz olduğu, aksine bir sözleşme olduğu veya taraflarca vade belirlendiği iddia ve ispat edilmediği gibi icra takibinden önce davalı/takip borçlusu temerrüde düşürülmediğinden takip tarihine kadar işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı, davacının tacir olması ve taraflar arasında ticari ilişki bulunması(TTK m. 19/2) ve takibin yabancı para cinsinden açılması nedeniyle alacağa takip tarihinden itibaren devlet bankalarınca mevduata uygulanan en yüksek faizin(3095 sy. m. 4/a) uygulanması gerektiği, alacağın likit olması nedeni ile kabulle sonuçlanan kısım üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi şartlarının oluştuğu(İİK m. 67/2), takibin yabancı para cinsinden açılmış olması nedeni ile icra inkar tazminatının takibe konu asıl alacağın takip tarihindeki Türk Lirası cinsinden değeri üzerinden belirlenmesi gerektiği, takip tarihi olan 16/04/2015 tarihi itibariyle Merkez Bankası kayıtlarına göre 1 USD’nin Türk Lirası cinsinden efektif satış değerinin 2,7055 TL olduğu ancak davacı takip alacaklısının takibinde 1 USD yi 2,67 TL üzerinden hesaplayarak takip açmış olması nedeni ile taleple bağlı kalınarak 1 USD’nin değeri 2,67 TL kabul edilmek kaydıyla davaya konu 94.950 USD’nin takip tarihi itibariyle Türk Lirası karşılığının 253.516,50 TL olduğu sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın kısmen kabulüne karar vermek gerektiği … ” gerekçeleri ile;
” 1-Davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
2-Davalı takip borçlusunun İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün…Esas sayılı dosyasında yürütülen takibe vaki itirazının 94.950,00 USD asıl alacak yönünden iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca değişen oranlarda devlet bankaları USD cinsinden açılmış bir yıl vadeli hesabına ödediği en yüksek faizin uygulanmasına,
3-Takibe konu asıl alacağın takip tarihinde ki TL cinsinden karşılığı olan 253.516,50 TL ‘nin % 20 ‘si olan 50.703,30 TL’nin icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle;
Yerel mahkemenin eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile karar verdiğini, karara dayanak aldığı belgeye ilişkin gerekli hiçbir incelemede bulunmadığını dava konusu alacağın, takip tarihinden önce …bank’a temlik edildiğini fakat takibin temlik alanca değil, usule aykırı şekilde temlik eden tarafından başlatıldığını, takibe kendileri tarafından itiraz edildikten sonra, yargılama sırasında edinilen belgelerle, temlik eden ve temlik alanın, işbu dava açılmadan hemen önce kendi aralarında muvazaalı, çelişkili, hukuken anlam ifade etmeyen işlemler yaptıklarınızİtiraza konu icra takibinin, 15.04.2015 tarihinde başlatıldığını, bu tarihten önce 27.11.2014 tarihinde dava dışı …bank yetkilisi tarafından, ” Temlik İhbarname ” başlıklı, davacı firma tarafından kaşeli ve imzalı ihbarname iletildiğini, yazı içeriğinde alacağın temlik edildiğine açık açık yer verildiğini, temlik ihbarnamesinin gönderildiğinin taraflar arasında zaten tartışmasız olduğunu, temlik ihbarnamesinin davacının ve …bank’ ın da kabulünde olduğunu, davadaki sorunun, temlikin sonradan davacı TBS ve …bank tarafından bertaraf edilmeye çalışılması olduğunu, hal böyleyken kendileri tarafından husumet itirazında bulunulduğunu ancak yerel mahkeme tarafından haksız ve usule aykırı şekilde itirazlarının reddedildiğini,
Mahkemenin, itiraza uğramış ve tarafsız olmaktan uzak bilirkişi raporuna dayalı karar verdiğini,
Bilirkişilerin hukuki değerlendirmelerde bulunmasının, madde 279/4 uyarınca HMK’ya aykırı olduğunu, buna rağmen bilirkişi tarafından hazırlanan 15 sayfalık raporun hukuki değerlendirmelerle, davacı lehine yorumlamalarla ve satırlarca yapılan tekrarlarla, birebir aynı paragraflarla dolu olduğunun görüldüğünü, bilirkişinin raporun muhtelif yerlerindeki ifade ve vurgularıyla, neredeyse bilirkişilik görevinden sıyrılıp taraf yerine geçerek davacı adına ve lehine savunmalarda bulunmaktan kaçınmadığını, bilirkişi raporuna itirazlarının dosyada mübrez olduğunu beyanla;
İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/377 Esas – 2017/898 Karar sayılı ve 19.10.2017 tarihli kararının Tehir-i İcra talepli İstinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasına ve talepleri doğrultusunda davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE DEĞERLENDİRME:
Dava, ihrakiye olarak adlandırılan gemiye yakıt sağlama edimi karşılığının alınamadığı iddiasıyla yapılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.
HMK 355. maddesine göre istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak, kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.
Uyuşmazlık konusu, icra takibine konu edilen deniz alacağının var olup olmadığı varsa miktarı davacının alacağının dava dışı bankaya temlik edip etmediği bu bağlamda davacı sıfatının bulunup bulunmadığı noktasındadır.
6102 sayılı TTK’nın 1352/1-l maddesi uyarınca geminin işletilmesi kapsamında yakıt v.b verilen hizmetler deniz alacağı olarak tanımlanmıştır.
Uyuşmazlık, Ticaret Kanunu’ nun 5. kitabında düzenlenen deniz hukukuna ilişkin alacaklardan kaynaklanmakta olup, davaya bakmakla görevli mahkeme, denizcilik ihtisas mahkemesidir.
6102 sayılı TTK’nun 5/2. Maddesine göre: “…Bir yerde asliye ticaret mahkemesi varsa, asliye hukuk mahkemesinin görevi içinde bulunan ve 4 üncü madde hükmünce ticari sayılan davalarla özel hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer işlere asliye ticaret mahkemesinde bakılır. Bir yerde ticaret davalarına bakan birden çok asliye ticaret mahkemesi varsa, iş durumunun gerekli kıldığı yerlerde Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca, asliye ticaret mahkemelerinden biri veya birkaçı münhasıran bu Kanundan ve diğer kanunlardan doğan deniz ticaretine ve deniz sigortalarına ilişkin hukuk davalarına bakmakla görevlendirilebilir…”
6762 sayılı TTK’nın 4.maddesi ve Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun 24.03.2005 tarih ve 188 sayılı kararının 18. maddesi ile Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun 20.07.2004 gün ve 370 sayılı Kararı ile İstanbul’da kurulup faaliyete geçirilen Denizcilik İhtisas Mahkemesinin yargı alanı İstanbul ili mülki hudutları olarak belirlenmiştir.
6103 sayılı Türk Ticaret Kanunun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 8/1.maddesine göre: “6762 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca kurulmuş bulunan denizcilik ihtisas mahkemesinin görmekte olduğu davalar, Türk Ticaret Kanununun 5 inci maddesinin ikinci fıkrasının ikinci cümlesi gereğince, Türk Ticaret Kanununun yürürlüğe girmesinden itibaren bir ay içinde, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından, Türk Ticaret Kanunu ile diğer kanunlardan doğan deniz ticaretine ve deniz sigortalarına ilişkin hukuk davalarına bakmakla görevli kılınacak asliye ticaret mahkemesine devredilir.”
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Birinci Dairesi’nin kararıyla İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi İstanbul mülki sınırları dahilinde deniz ticaret ve deniz sigortalarından kaynaklanan uyuşmazlıklarda görevlendirilmiştir.
İstanbul ili mülki hudutları içerisinde bulunan İstanbul Anadolu Mahkemeleri bakımından da Deniz Ticaret ve Deniz Sigortaları’ndan kaynaklanan uyuşmazlıklarda HSK tarafından görevlendirilen Ticaret Mahkemeleri ihtisas mahkemesi olarak görevlidir.
HMK 114/1-c maddesine göre mahkemenin görevli olması davanın görülebilmesi için gerekli dava şartıdır. HMK 115/1. maddesine göre mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını yargılamanın her safhasında resen nazara almak durumundadır.
HMK 355. maddesine göre istinaf konusu olmasa da kamu düzenine aykırılık halinde bu durum resen istinaf incelemesinde nazara alınır.
HMK 353/1-a-3. maddesine göre mahkemenin görevli olmamasına rağmen davaya bakmış bulunması nedeniyle kararın kaldırılmasını gerektirmektedir.
Açıklanan nedenlerle görevli mahkemenin yukarıda belirtildiği gibi İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu anlaşılmakla; ilk derece mahkemesi kararının HMK’ nun 353/1-a3 maddesi gereğince kaldırılarak, dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 19/10/2017 tarih ve 2015/377 Esas – 2017/898 Karar sayılı kararının HMK 353/1-a3 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Kayıtların kapatılarak dosyanın görevli İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne (Denizcilik İhtisas Mahkemesi Sıfatıyla) gönderilmek üzere kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
3-Harçlar Kanunu gereğince istinaf yönünden davalı tarafça yatırılan 85,70 TL başvuru harcının hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf aşamasında davalı tarafından yatırılan 4.381,4 TL ( 31,40 TL + 4.350,00TL) istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
5-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
6-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine,
7-Kararın ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğe gönderilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 28/11/2018 tarihinde HMK’ nun 353/1-a3 maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.