Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/201 E. 2018/1006 K. 24.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/201
KARAR NO : 2018/1006
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME : İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/10/2017
DOSYA NUMARASI : 2015/8 Esas – 2017/740 Karar
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
KARAR TARİHİ : 24/10/2018
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili Sigorta şirketi nezdinde … nolu Nakliyat Abonman Sigorta Poliçesine bağlı …. nolu Nakliyat Sigorta Poliçesi ile sigortalı bulunan 3 kap Tel Bükme Makine emteasının, Sigortalı … tarafından Fransa’dan ithal edildiğini, malın Erenköy Gümrüğü’ nde tahliye edilerek TASİŞ ambarına alındığını, Malın Gümrük islerinin bitimini takiben Eskişehir’de bulunan sigortalı firma adresine nakil İçin Eskişehir’den araç gönderildiğini, ancak, sevk aracı şoförünün dışarıdan gelen bir araç olarak Gümrükten mal çıkartmasına, bu gümrükte faaliyet gösteren Kooperatife bağlantılı kişilerce izin verilmediğini, şoförün kovalandığı bilgisi üzerine, malın çıkartılması ve Gebze’ de bulunan … Gümrük Müşavirliği deposuna kadar nakledilmesi için davalı … Müşaviriliğince davalı Kooperatiften araç istendiğini, Davalı Kooperatif tarafından gönderilen, Kooperatif’e üye davalı ….A ait … Plaka sayılı araca. Gümrük müşavirliği tarafından malların yüklenerek taşıma sürecinin ifası için teslim edildiğini, Sevkiyatın başlangıcında, gümrük çıkışını takiben Ataşehir TEM otoyoluna giriş sırasında Makinenin iyi bağlanmamış olmasından dolayı sevk aracından düşerek hasara uğradığını, Taşımaya konu malın hasarı sebebiyle sigortalı firmaya müvekkili sigorta şirketi tarafından 06.11.2014 tarihinde 480.401.64 TL tazminat ödendiğini, işbu ödeme ile TTK 1472 mad. gereğince müvekkili sigorta şirketi sigortalısının zarardan sorumlu bulunanlara karşı dava ve talep haklarına sahip olduğunu ve temlik aldığını, Davalılardan Subaşı Gümrük Müşavirliği’nin, sigortalı firmanın vekaletine istinaden, gümrük işlerinin takibinden sorumlu olduğunu, sigortalı firma ile akdedilmiş sözleşme hükümlerine göre, malın emniyetli şekilde nakli, istifi, yüklenmesi ve boşaltılması ve nakliye sürecinin takibinden sorumlu olduğunu. Malın Eskişehir’e taşınması sürecini bizzat organize ettiğini, taşımacı seçimi, malın sevk aracına yüklenmesi süreci ve gümrükten çıkışı işlemlerini inisiyatifi ile icra ettiğini, Davalı … Müşavirliğinin, sorumluluğu gereği malın salimen taşınmasını temin bakımından nakil aracına iyi sabitlenmesini sağlamakla yükümlü olduğunu, yükümlülüğünü gereği gibi yapmadığından malın daha sevkıyatın başlangıcında araçtan düşerek hasar gördüğünü, bu nedenle oluşan zarardan sorumlu olduğunu, Gümrük Müşavirliğinin, malın taşınmasını sağlayacak nakliyeci seçiminde ve sevk belgelerin) temin konusunda da gerekli özeni göstermediğini, davalı kooperatiften telefonla araç istendiğini, mail veya faks yolu ile taşıma organizasyonu yürütülmediğini, kooperatiften taşımayı üstlendiğini gösterir taşıma senedi ve ödenecek nakliye bedeline ilişkin navlun anlaşması ile taşıyanın sigortasına ilişkin belgeleri temin etmeden malı davalı …’ ın kamyonuna yükleyerek teslim ettiğini, Davalı … müşavirliğinin sevk belgelerini temin etmeden malı teslim ettiği için, hasar sonrası, aracın temin edildiği davalı kooperatifin, taşıma senedi ve navlun faturası kesmediğini, taşıma ile İrtibatını sağlayacak taşıma anlaşmasına ilişkin yazışma da olmadığından, malın taşınmasının kooperatif tarafından üstlenilmediğini, Kooperatif üyesi araç malikinin taşımayı üstlendiği iddiasında bulunduğunu, sorumluluk sigortasını da devreye sokmadığını, bu şekilde sigortalı malın nakliye sürecinde oluşan hasar sebebiyle, taşıyan sorumluluğuna düşen hasar bedelinin rücuen tahsili imkanının engellendiğini, davalı … Müşavirliğinin olası ziya ve hasar hallerine göre rücu haklarını koruyucu vesaikin sağlanması bakımından da özensiz davranmış olduğundan zarardan sorumlu olduğunu, bu nedenlerle ödenmek zorunda kalan 480.401,64 TL’ nin (taşıyanın sorumluluk tavanı yönünden müteselsil olmak üzere) davalı … müşavirliğinden talebi gereği doğduğunu, davalı SS 43 Nolu. Taş. Koop., Erenköy Gümrük Müdürlüğü’ nde faaliyette bulunduğunu, davalı … Müşavirliğinin talebi üzerine üye araç tayin ettiğini ve gönderdiği araca da konu malın yüklendiğini, her ne kadar bu taşımayla ilgili taşıma senedi tanzim edilmediği beyan edilse de, TTK 856/2 kapsamında tarafların uygun iradeleriyle taşıma sözleşmesi kurulmuş sayılacağından, davalı kooperatifin taşıyan konumunda olduğunu. Kooperatif Üyesi araç maliki taşıyanın, kooperatif görevlendirmesi olmaksızın, kendi imkanı ile konu işi üstlendiği iddiasının uygulama ve teamüllere uygun olmadığını, Kazanın akabinde kooperatif tarafından sorumluluk sigortasına ihbar yapılarak eksper görevlendirilmiş olduğu ve taşıma senedi olmadığından dosyanın kapatıldığı bilgisi, müvekkili tarafından görevlendirilen eksper raporunda yer aldığını getirtilecek Kooperatif, ana sözleşmesi 2014 yılı taşıma kayıtları ve üye araçlara iş dağıtımını gösteren kayıtların, çalışma prensibi ve olay gelişiminin yerleşik iş alma uygulamalarına uyumunun davalının taşımayı üstlenmiş olduğunu ortaya koyacağını, 3 nolu davalı …’ ın Kooperatife Üye olduğunu, Kooperatif tarafından sağlanan işlerle ilgili taşıma faaliyetini yürüttüğünü, gerek taşıyan olarak, gerekse araç işleteni olarak, seyir ve malın güvenliğini sağlamadan, makineyi taşıması sebebi ile oluşan hasardan TTK taşıma hukuk ve KTK işleten sorumluluğu hükümlerine göre sorumlu bulunduğunu, Açıklanan nedenlerle, davanın kabulü ile 480.401,64 TL nin 06.04.2014 ödeme tarihinden itibaren Kısa Vad. Avans faizi ile … ve SS 43 İçerenköy Taşıma Kooperatifi yönünden 74.231.00 TL İle sınırlı olmak üzere davalılardan müteselsilen tahsili ile yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalılara yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı vekili tarafından, müvekkilinin dava konusu meydana gelen zarardan sorumlu olduğu iddialarının yersiz ve tutarsız olduğunu, Müvekkilinin Gümrük Müşavirliği hizmeti verdiğini, müvekkilinin tek yetkisi ve sorumluluk altında olduğu alanın, sigortalı şirket tarafından Fransa’dan ithal edilen emtianın ‘Gümrük işlemlerinin takibi ve sonuçlandırılmasından ibaret’ olduğunu, Kanunlara, yönetmeliklere ve gümrük müşavirliği hizmetlerine dair yayımlanan yönetmelik, tebliğ vs. mevzuata göre, gümrük müşavirliklerinin nakliye işlemlerinden, emtianın yüklenmesi, istiflenmesi, boşaltılması işlemlerinden dolayı sorumlulukları bulunmadığını, Sigortalı şirket …. İle müvekkili arasında akdedilen sözleşmede, müvekkiline bu yönde bir sorumluluk yüklenmediğini, Sigortalı … Tarafından müvekkiline verilen vekaletnamede bu yönde görevlendirilmediğini, 3,5 Tonluk bir emtianın boşaltılması, taşınması, istiflenmesi ve yüklenmesi gibi hizmetlerin özel bir uzmanlık İsteyen hizmetler olduğunu, müvekkilinin bu yönde bir uzmanlığı bulunmadığını, ayrıca sigortalı şirket ile müvekkili şirket arasında akdedilen Hizmet Sözleşmesinde rücu hususunun düzenlendiğini, düzenlemelerin hiçbirinde dava konusu işleme dair tek bir ifade yer almadığını, Davacı vekili tarafından, Gümrük işlemleri tamamlanan emtianın Eskişehir’e nakli için Eskişehir’den araç gönderildiğini İfade ettikten sonra, tüm sürecin müvekkili tarafından organize edildiği beyanının çelişkili olduğunu, Müvekkilinin Nakliye işini organize etmediğini, bir an için nakliye aracını temin ettiği kabul edilse dahi, özen yükümlülüğüne aykırı davrandığından bahsedilmeyeceğini, Davacının sözleşme hükümlerine göre, malın emniyetli yüklenmesinden müvekkilinin sorumlu olduğu iddialarının sözleşme incelendiğinde kabul edilebilir olmadığının görüleceğini, Dava konusu kazanın, araç sürücüsünün %100 kusurundan meydana geldiğini, şoförle birlikte diğer sorumluların ruhsat sahibi ile araç işleten olduğunu, Kazaya ilişkin düzenlenen ekspertiz raporunda müvekkili şirketin adının dahi bulunmadığını, raporda rücu başlığı altında diğer davalıların adres ve kimlik bilgilerine yer verildiğini, müvekkilinin sorumluluğundan bahsedilmediğini, son cümlede “Sigortalı firma tarafından bu muhataplara noter kanalı ile ekli rücu ihtarnamesi gönderilmiştir” dendiğini, buna göre sigortalı şirket dahi sorumluluğun diğer davalılarda olduğu inanç ve tespiti ile diğer davalılara ihtarda bulunduğunu, müvekkiline bildirimde bulunulmadığını, Müvekkili şirketin davalı Koop. Aramadığını, koop. Araç temin etmediğini ve bu sürece dahil olmadığını, diğer davalı şevki Başkan’ı aramadığını, araç temini konusunda talepte bulunmadığını, sigorta ettiren tarafından müvekkiline araç temin etmesi hususunda bir talep iletilmediğini, müvekkilinin vekalet hükümlerine ve sözleşme hükümlerine aykırı davrandığından bahsedilmeyeceğini, taşımaya ait evrakların olup olmaması, evrakların taşıma esnasında bulunmaması gibi hususlardan dolayı müvekkilinin sorumluluğu bulunmadığını, Davacının aktif dava ehliyeti bulunmadığını, Emtea nakliyat sigortası genel şartlarının 5. Mad. Göre malların gereği veçhile hazırlanmamış veya tertiplenmemiş olmasından dolayı bir hasar meydana gelmesi halinin sigorta kapsamı dışında tutulduğunu, bu nedenle davacının emtianın istifleme hatasından dolayı zarara uğradığı şeklinde kontruksiyonunda dahi, sigorta şirketinin ödemeyi gerçekleştirmemesi gerektiğini, dolayısıyla davaci sigorta şirketi bakımından cüzi halefiyetin koşullarının da gerçekleşmemiş bulunduğunu, Yine Emtia nakliyat sigortası genel şartlarının 5.mad. göre “sigortalının veyahut bunların adamlarının vekil veya mümessillerinin fiil veya kusurlarından dolayı bir zarar husule gelirse, sigorta şirketi yine meydana gelen hasarı karşılamaz, dava dilekçesinde beyan edildiği üzere, müvekkilinin sigortalı şirketin vekili olarak davrandığı ve istifleme hatası nedeniyle zararın oluştuğuna itibar edilirse, ilgili düzenleme gereğince sigortanın kapsamı dışı olduğunun tespit edilerek, zararın bir kez daha karşılanmaması gerektiğini, ayrıca dava sigorta şirketi tarafından gerekli ekspertiz çalışmalarının tamamlandığı ve hasarın tamamının sigortalı şirkete ödendiği hususu nazara alındığında, sigortalı şirketin bir kusurunun bulunmadığının kesin olarak tespit edildiğinin kabulünün gerektiğini; davanın aktif ve pasif husumet ehliyeti itirazlarından reddine, davanın usul ve esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 05/10/2017 tarih ve 2015/8 Esas – 2017/740 Karar sayılı gerekçeli kararı ile; ” … Dosyaya ibraz edilen çıkış kontrol fişi Erenköy Gümrük Müdürlüğü Başlıklı yazıdan; “Eşyaları tam olarak teslim aldım.” beyanı ile davalının taşıma başlangıcında yükü taşıma sürecine soktuğu anlaşıldığından yükleme, istifleme gibi sebeplere bağlı olarak sorumluluğunun bulunduğu sonucuna varıldığı,
Araç içine yüklenen emtianın taşıma sırasında araçtan düşerek ağır hasarlandığı hasara yükleme ve istifleme hatasının sebep olduğu tespit edildiğinden davalının TTK nun 928. Maddesinin yollaması ile TTK nun 882/4 maddesi gereğince sınırlı sorumluluğunun hesap edilmesi gerekmektedir. Sigorta Eksperi tarafından emtiada tespit edilen 155.300 Euro’ luk hasar miktarı Mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda da kadri maruf bulunmuştur. Davacı … şirketi tarafından da dava dışı sigortalısına ödediği hasar bedelinin TTK’ nun 1472 maddesine göre taşıma işleri komisyoncusu gibi hareket eden davalı … şirketinden rücuen tahsili talep edilebilir. Ancak davalının sorumluluğu TTK nun 882/4 maddesi gereğince sınırlı olduğundan bu madde kapsamında sorumluluğunun belirlenmesi gerekmektedir. Makinenin tamamında hasar oluştuğu, 3.540 kg emtia için brüt kilo başına 8.33 Sdr hesabı ile tazminat üst sınırının 29.488,20 Sdr olduğu, taşıt ile malın iç taşımaya alındığı tarih olan 15/08/2014 tarihinde 1 Sdr nin 3,3005-TL olduğu gözetildiğinde davalının sorumluluk üst sınırını 97.325,80-TL olarak hesap edildiği, davacının dosyadan tefrik edilen diğer davalılar ile yapmış olduğu sulh ve feragat kapsamında 55.000-TL tahsilat yaptığı, yapılan 55.000-TL tahsilatın düşümü sonucunda; davacının talep edebileceği bakiye miktarı 42.325,80-TL olduğu hüküm vermeye elverişli denetime açık bilirkişi raporu ile anlaşıldığından; Davanın Kısmen Kabulüne, 42.325,80-TL tazminatın Subaşı gümrük Müşavirliği Ltd şirketinden davacı … şirketinin dava dışı sigortalısına Ödeme tarihi olan 06/11/2014 tarihinden itibaren işleycek avans faizi ile birlikte tahsiline … ” karar verilmesi gerektiği gerekçeleri ile;
” 1-Davanın Kısmen Kabulüne, 42.325,80-TL tazminatın Subaşı Gümrük Müşavirliği Ltd şirketinden Ödeme tarihi olan 06/11/2014 tarihinden itibaren işleycek avans faizi ile birlikte tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili ile davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle;
Dava konusu olayda, … adına malı taşıyana teslim eden ve sevk aracına yüklenmesini sağlayanın davalı … olduğunu, taşıyan kooperatifin ise sevk aracına yükleme işleminin gereği gibi yapılmasını gözeten konumunda olduğunu,
Hasara yol açan etkenin, malın araç üstü bağlama ve sabitleme işleminin yetersiz olması olduğunu,
Taşıyanın, yüklemeye nezaret yükümlülüğünün ihlalinden kaynaklı müterafik sorumluluğunu gerektiren zararları ile taşıma rizikolarından kaynaklı zararlar yönünden sınırlı sorumluluğu münferiden malın taşınmasını üstlenmiş olması ve makul bir bedel karşılığında malı istenilen yere salimen taşımayı taahhüt etmiş olmasından kaynaklandığını,
Davalı … müşavirliğinin ise, müvekkili adına ve hesabına vekaletindeki ve müvekkili … ile arasındaki sözleşmeye göre taahhüt ettiği işleri gereken özeni göstererek yapma yükümlülüğünün ihlalinden kaynaklı zarar yönünden sınırlı sorumluluğu söz konusu olmadığını,
Burada tazmini talep edilen zararın, taşıyanın müterafik kusurundan kaynaklı sınırlı sorumluluğunu aşan, gönderenin ve/ veya adamlarının fiil ve ihmallerinden kaynaklı zarar olduğunu, bu zarardan hizmeti müvekkili adına sağlayan gümrük müşavirliği vekalet ve sözleşme yükümlülükleri kapsamında özen yükümlülüğünün ihlali nedeniyle sorumlu olduklarını,
Davalının konu mal hasarının oluşmasındaki ihmali ve özensizliği tespit edilmiş oluşan zarardan sorumlu olacağı belirlenmiş olduğu aşamada, bu sorumluluğun derecesinin hizmet sözleşmesinin 9. sayfasında açıklandığı üzere mal bedeli ve ek olarak varsa uğranılan idari ve mali cezaları kapsadığını,
Gerek vekalet ve gerekse hizmet sözleşmesi kapsamındaki özen yükümlülüğünün ihlalinden kaynaklı zarardan davalının mal bedeli nispetinde sorumlu olması gerektiği halde, sorumluluğunun müterafik kusur sorumluluğuna haiz taşıyan gibi değerlendirilerek sanki malın kg başına navlun karşılığı iş yapmış gibi taşıyanın tavan sorumluluğu nispetinde davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğundan kararın kaldırılması gerektiğini beyanla;
Esas mahkemesinin hatalı hukuki değerlendirme içeren kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini tehir- i icra talepli olarak talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle;
Aktif ve pasif husumet ehliyetinin hiç değerlendirilmemiş olmasının mutlak bozma nedeni olarak ele alınması gerektiğini,
Yerel mahkeme kararının hatalı ve zorlama hukuki yoruma dayandığını, mahkemece taraf iddia ve savunmaları alındıktan sonra dava dosyasının bilirkişi heyetine tevdi edildiğini ve bilirkişi heyeti tarafından tanzim edilen kök ve ek raporlardaki ibarelere aynen iştirak edilerek yanlış bir hüküm oluşturulduğunu, gümrük müşavirliği şirketi olan müvekkili hakkında ” taşıma işleri komisyoncusu ” sıfatıyla sorumluluğun bulunduğu şeklindeki hatalı belirlemeye itibar edildiğini, davanın esasından uzaklaşılarak vasıflandırmada büyük bir hataya düşüldüğünü,
Bilirkişi heyet raporlarına karşı gerçekleştirilen itirazlar giderilmeksizin karar oluşturulmasının mutlak bozma nedeni olarak değerlendirilmesi gerektiğini,
Müvekkili şirketin, “Taşıma İşleri Komisyoncusu” olarak vasıflandırılabilmesinin mümkün olmadığını,
Bilirkişi heyetinde gümrük müşavirinin bulunmamasının, tanzim edilen raporlara itibar edilemeyeceğini gösterdiğini, gümrük sahasındaki işlemlerin ancak ve ancak gümrük müşaviri bilirkişi tarafından bilinebilecek bir husus olduğunu, bu taleplerinin ısrarla göz ardı edilerek eksik bir heyet teşekkül etmesinin, hazırlanan raporlardaki eksikliğin de gerekçesi olarak telaffuz edilebileceği gibi, davalı savunmasının da sınırlanması anlamına geldiğini, Yerel Mahkeme tarafından bu itirazların yerine getirilmemesinin verilen kararı da hukuki denetimden yoksun kıldığını ve kararın bu nedenle de bozulması gerektiğini,
Yerel Mahkeme tarafından tanık anlatımlarının değerlendirilmemiş olmasının da başka bir bozma gerekçesi olduğunu, gerekçeli kararda tanık anlatımlarına hiç değinilmediğini, oysa maddi gerçeğe ulaşabilmek adına oldukça detaylı ve önemli beyanlarda bulunan tanıkların, nakliye sürecini de görgüye dayalı olarak ifade ettiklerini,
Sulh ve feragat nedeniyle düşümü gerçekleştirilen 55.000,00 TL üzerinden davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinin kanuna aykırı bir işlem olduğunu, hüküm kısmında 6 numaralı madde başlığı altında davanın reddedilen kısım olan 438.075,84 TL’ den davacının tefrik edilen davalılar ile yapmış olduğu sulh ve feragat sözleşmeleri gereğince tahsil etmiş olduğu 55.000,00 TL’ lik kısmının düşümü sonucunda 383.075,84 TL üzerinden davalı lehine vekalet ücretine hükmedildiğini, oysa davacı vekili tarafından tanzim edilen dava dilekçesiyle müvekkili şirketten 480.401,64 TL tazminat talebinde bulunulduğunu, davacının sonradan bir kısım davalılarla anlaşma yoluna giderek 55.000,00 TL’ lik kısımdan feragat etmesinin, hükmedilecek olan vekalet ücretini etkilememesi gerektiğini, bu nedenle davalı vekili lehine eksik hesaplanan vekalet harcı yönünden de anılı kararın bozulmasına karar verilmesi gerektiğini beyanla;
İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 05/10/2017 tarih ve 2015/8 Esas – 2017/740 Karar sayılı kararının, istinaf gerekçeleri ve itirazları nazara alınarak kaldırılmasına ve davanın tamamen reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE DEĞERLENDİRME:
Dava, davacı … şirketi ile dava dışı sigortalı arasındaki nakliyat emtia sigorta poliçesi kapsamında sigortalanan emtianın, davalının sorumluluğu tahtında taşındığı esnada kısmen hasarlandığı iddiası ile 6102 sayılı TTK’nın 1472. maddesinin sigortacıya tanıdığı kanuni halefiyete istinaden açılmış rücuan alacak-tazminat davasıdır.
Davada temel uyuşmazlık konusu taşınan emtianın hasarlanmasında davalının sorumluluğunun bulunup bulunmadığı, sorumlu ise sorumluluğunun niteliği ve miktarı ile davacının davalıya rücu koşullarının oluşup oluşmadığı noktasındadır.
DAVACININ İSTİNAF TALEPLERİ AÇISINDAN
Mahkeme, davalının taşıma işleri komisyoncusu statüsünde olduğunu kabul ederek taşıyanın sınırlı sorumluluk hükümleri esas alınarak karşılanmayan zarardan sorumluluğuna gitmiştir.
Davacı, davalının gönderen adına hareket ettiğini öne sürerek oluşan hasardan gönderen veya adamlarının kusuru ve malın sevk aracına iyi yüklenip istiflenmesini denetleme yükümlüğü bulunduğunu, malın ithalatçısı dava dışı sigortalı adına taşıyana davalı tarafından teslim edip araca yüklenmesinin sağlandığını, davalının müvekkili dava dışı sigortalı ile aralarındaki sözleşmeye göre taahhüt ettiği işleri gerekli özen altında yürütmesi gerektiğini bu yüzden sınırlı sorumlu olamayacağını öne sürmektedir.
Davalı ile dava dışı sigortalı arasında tarihsiz gümrük müşavirliği hizmet sözleşmesi bulunmaktadır. Sözleşmenin 16 no.lu maddesinde gerekli durumlarda sigortalı şirketin belirleyeceği nakliyecilerle temas etmek ve eşyanın gideceği yere zamanında ulaşmasını sağlamak için nakliye sürecinin takibini yapmak davalının yükümlülükleri arasında belirtilmiştir.
Dava konusu emtianın gümrük işlemlerinin davalı tarafından gerçekleştirildiği sabit olup, bu konuda ihtilaf da bulunmamaktadır. Davalının buna ilaveten yükün karşılanması, kontrolü, muayenesi yeniden yükleme, aktarma gibi işlemleri de yerine getirdiği bu bağlamda ithal edilen emtianın gümrük işlemleri ve eşyanın varış yerine ulaşıncaya kadar gerekli işlemleri yapmaya yetkili görünmektedir.
Dinlenen davacı tanıkları …’un beyanlarından ithalatçı firmanın Eskişehir’de olduğu, davalının İstanbul’da malın gümrük sahasından çıkarılıp Gebze’deki depoya götürülme sürecini organize ettiği, gümrük sahasındaki malların taşıma işlerinde yetkili olduğu anlaşılan Koop.ten …ı bulduğu ve malın sürücünün aracına yüklenmesi ve sabitlenmesi dahil işleri organize ettiği anlaşılmaktadır.
Davalı tanığı … firmalarının taşıma konusunda yetkili olmadığını ifade etmişse de malların ithalatçısı firma yetkililerine gümrükteki malları koop. den temin edilecek araçla alınabileceği bilgisini verdiği anlaşılmaktadır. Bu bilgi aktarımı sonrasında da davalının araç temin ve emtianın yüklenmesi işini koordine ettiği kabul edilmek durumundadır. Davalının yükümlendiği bu koordinasyon yetkisi, davalının dava dışı sigortalı ithalatçı firma ile aralarındaki gümrük müşavirliği hizmet sözleşmesinde davalının yükümlendiği hizmetlerle birlikte değerlendirildiğinde 6102 sayılı TTK’ nın 918/1. Maddesinde belirtilen taşıma işleri komisyoncusunun işlevleriyle örtüşmektedir. Adı geçen maddeye göre taşıma işleri komisyoncusu:
Eşyanın taşıtılması borcu, taşıma işinin örgütlenmesini ve özellikle;
a) Taşıma araçlarını ve taşıma yolunu belirlemek,
b) Taşıma işini fiilen gerçekleştirecek taşıyıcıyı ve taşıyıcıları seçmek, eşyanın taşıtılması için gereken taşıma, ardiye ve taşıma işleri komisyonculuğu sözleşmelerini yapmak,
c) Taşıyıcıya ve taşıyıcılara gerekli bilgi ve talimatları vermek,
d) Gönderenin tazminat haklarını teminat altına almak,
yükümlülüklerini kapsar.
(2) Komisyoncunun yükümlülüklerinin kapsamına ayrıca, taşımaya ilişkin olarak kararlaştırılmış olan eşyanın sigortalanması, ambalajlanması, işaretlenmesi ve gümrüklenmesi gibi başkaca edimlerin yerine getirilmesi de girer. Aksi öngörülmedikçe, komisyoncu, sadece bu edimlerin yerine getirilmesi için gereken sözleşmeleri yapmakla yükümlüdür.
(3) Taşıma işleri komisyoncusu, gerekli sözleşmeleri kendi veya böyle bir yetki almış olması şartıyla, gönderen adına yapar.
(4) Taşıma işleri komisyoncusu edimlerini yerine getirirken, gönderenin menfaatlerini gözetmekle ve onun talimatlarına uymakla yükümlüdür.
6102 sayılı TTK’ nın 929. maddesine göre davalı işlevini yerine getirirken yararlandığı kişilerin eylemlerinden de sorumludur. Bu maddeye göre:
(1) Taşıma işleri komisyoncusu;
a) Kendi adamlarının,
b) Taşımanın yerine getirilmesi için yararlandığı kişilerin,
görevlerini yapmaları sırasındaki fiil ve ihmallerinden, kendi fiil ve ihmali gibi sorumludur.
Komisyoncunun sorumluluğunu düzenleyen 6102 sayılı TTK’nın 928. Maddesine göre: (1) Taşıma işleri komisyoncusu, zilyetliğinde bulunan eşyanın zıyaından ve hasarından sorumludur. 876 ilâ 878 inci, 880 ve 881 inci maddeler ile, 882 nci maddenin birinci, ikinci ve dördüncü fıkraları ve 883 üncü, 885 ilâ 887 nci maddeler kıyas yoluyla uygulanır.
(2) Taşıma işleri komisyoncusu, zilyetliğinde bulunan malın zıyaından veya hasarından kaynaklanmayan bir zarardan sadece 918 inci madde uyarınca kendisine düşen bir yükümlülüğü ihlal etmesi hâlinde sorumludur. Tedbirli bir tacirin göstereceği özene rağmen zarar önlenemeyecek ise komisyoncu sorumluluktan kurtulur.
(3) Zararın oluşmasına, gönderenin bir davranışı veya eşyanın özel bir ayıbı da sebep olmuşsa, tazminat borcunun doğmasında ve kapsamının belirlenmesinde bu olguların ne ölçüde etkili olduğu dikkate alınır.
Mevcut olayda gümrük müşavirliği hizmetini yerine getiren davalının taşıma işleri komisyoncusu olarak işlev gördüğü, eşyanın gümrük bölgesinden çıkarılıp depoya nakli sürecinde eşyanın taşınacağı aracın belirlenmesi, yüklenmesi ve sabitlenmesinde gerekli özeni göstermediği, eşyanın taşındığı aracın sürücüsünün kaza tespit tutanağı ve ilgili evraktan tek taraflı kaza olması nedeniyle tamamen kusurlu olduğu, davalının da bu kusur oranı dahilinde taşıma işleri komisyoncusu olarak sorumluluğunun bulunduğu, mahkemenin bu kabulünde dosya içeriği ve belirtilen hukuk normları karşısında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Sorumluluğun sınırları ve niteliği ile üst sınırı açısından yapılan değerlendirmeye göre de dosyada davalının sorumluluktan kurtulma imkanlarını düzenleyen 6102 sayılı TTK’nın 928. maddesinin göndermesiyle aynı kanunun 876. maddesinde yer alan taşıyıcının özen yükümlülüğünü yerine getirse de hasarın oluşmayacağı ispatalanamadığından ve TTK 878. maddede yer alan özel haller bulunmadığından TTK’nın 880. maddesine göre tazminat hesabında esas alınacak değerin belirlenmesi gerekmektedir. TTK’nın 882/1. maddesine göre de gönderinin tamamının ziyaı veya hasarı halinde 880 ve 881. Maddeler uyarınca ödenecek tazminat gönderinin net olmayan ağırlığının her bir kilogramı için 8,33 Özel Çekme Hakkını karşılayan tutar ile sınırlıdır.
Taşınan emtianın brüt ağırlığı esas alınarak TTK 882 kapsamında belirlenen üst sınır kapsamında davacı … şirketinin birlikte dava açılıp daha sonra feragat edilen diğer davalılardan elde edilen tazminat tutarı düşüldükten sonra kalan tutardan (sorumluluk üst sınırı- feragat edilen tutar) davalının sorumlu tutulması, dosya içeriğine ve usul ve yasaya uygun olup, davacının istinaf nedenleri yerinde değildir.
DAVALININ İSTİNAF TALEPLERİ AÇISINDAN
Davalı Emtea Nakliyat Sigortası Genel Şartlarının 5. maddesine göre sigortalının veya vekil-mümessilerinin bir kusuruyla zarar meydana gelmişse zararın karşılanmayacağını, zararın sigorta kapsamında olmaması nedeniyle davacının sigortalısına-vekiline v.b rücu edemeyeceğini öne sürmektedir. Bu savunmasıyla dava dışı sigortalının vekili olduğunu kabul etmiş bulunmaktadır.
Adı geçen genel şart maddesi şöyledir:
“Aşağıdakı hallerin gerek doğrudan doğruya, gerek dolayısıyla doğuracağı avakıp sigortaya dahi1 değildir:
Yasak veya gizli ticaret, kaçakçılık, emtianın ithal, ihraç veya transitine müteallik kanun. ve nizamlara aykırılık, hakikat hilafı beyan, sigorta akidinin veya sigortalının veyahut bunların adamlarının vekil veya mümessillerinin fiil veya kusurları.
Aşağıdaki hususlar, sigorta hususi avarya dahil akdedilmiş olsa bile sigortanın dışındadır:
Malların sevk ve naklinde, sebebi ne olursa olsun vaki gecikmeler, karantina veya kışlama tevakkufları, yükleme veya boşaltma istarya ve süresteryaları ile bunlara ait resim, harç ve masraflar; kur ve rayiç farklan veya faiz kayıpları, teslim etmemekte temerrüt veya geç teslim tazminatı., kardan mahrumiyet; malların zati ayıbına izafe olunabilecek her türlü avarya, zayiat, bozulma ve eksilmeler, malların gereği veçhile hazırlanmamış veya tertiplenmemiş olmasından veya ambalaj kifayetsizliğinden ileri gelen ziya ve hasarlar; suhunetin ve atmosferik şartların tesirleri; mutad akma, fire ve aşınmalar fare, sıçan, kurt ve diğer haşaratın ika ettiği tahribat.
Sigortanın akidi nakliyatı bizzat yaptığı veya adamlarına yaptırdığı takdirde, kaptanın ve gemi adamlarının barataryasından, hile ve hud’asından, ihmalinden, ihtiyatsızlığından, ehliyetsizliğinden ileri gelen zıya ve hasarlar sigortaya dahil değildir.”
Davalının sorumsuzluğuna ve aktif ve pasif husumet yokluğuna dayanak yaptığı genel şartlar maddesinde yer alan sigorta akidinin veya sigortalının veyahut bunların adamlarının vekil veya mümessillerinin fiil veya kusurları maddenin yukarısında belirtildiği üzere Yasak veya gizli ticaret, kaçakçılık, emtianın ithal, ihraç veya transitine müteallik kanun. ve nizamlara aykırılık, hakikat hilafı beyan hallerine ilişkindir. Yani sigorta akidinin veya sigortalının fiil ve kusurları ile yasak ve gizli ticaret, kaçakçılık, ithalat, ihracat veya transit işlemlerinde hukuk normlarına aykırılık ve yalan beyanda bulunmaları halinde oluşan zararın sigorta teminatı altında olmadığı anlaşılmaktadır.
Sigortalı emtianın taşındığı aracın Tem yoluna girerken şoförün hakimiyetini kaybetmesi sonucu araca yüklü makinenin de aracın sol yan kısmında bulunan kapaklara çarpması neticesi karayoluna düşmesinden dolayı taşınan sigortalı emtia-makinenin hasarlandığı anlaşılmaktadır. Kazanın, sürücünün viraja girerken hızını azaltmamasından kaynaklandığı 15/08/2014 tarihli kaza tespit tutanağında ifade edilmiştir. Hasarın oluşmasında makinenin araç içine iyi sabitlenmemesi ile birlikte araç sürücüsünün hızını virajda azaltmamasının yol açtığı anlaşılmaktadır. Bu durumda emtia nakliyet genel şartlarının 5. Maddesinde belirtilen sigortalının yahut vekilinin kusurlu sayılan davranışlarından dolayı oluşan ve sigorta teminatına dahil olmayan bir zarar bulunmamaktadır. Bu nedenle sigorta teminatı ve davacının sigortalısına yaptığı ödeme geçerli olup, davacının aktif ve davalının da pasif husumet ehliyetleri bulunduğundan, istinaf nedenleri yerinde değildir.
Her dava açıldığı tarihteki haklılık durumuna göre karara bağlanır. Davacının dava açıldığı esnada davalı konumunda olup daha sonra feragat ettiği diğer davalılardan tahsil ettiği tutar, davacının haklılık durumunun belirlenmesine esas tutulacağından, yani davacı o miktar kadar davasından feragat etmeseydi davalı o miktar üzerinden de sorumlu tutulacağından dava değeri üzerinden feragat edilen tutar düşüldükten sonra kalan (reddedilen) miktar üzerinden davalı lehine nispi vekalet ücreti verilmesinde hukuka aykırı bir durum bulunmamaktadır.
Sonuç olarak yukarıda açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olup, kamu düzenine de aykırılık bulunmadığından taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekili ve davalı vekilinin istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince davacı tarafça yatırılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına,
3- Harçlar Kanunu gereğince davacıdan alınması gereken 35,90 TL istinaf karar harcı, davacı tarafından yatırılmış olduğundan hazineye gelir kaydına ve yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
4- Davacı tarafından 15/01/2018 tarih ve 3687 Sıra/ Özel Nolu Sayman Mutemedi Alındısı makbuzu ile fazla yatırılan 691,42 TL İstinaf Karar Harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
5- Harçlar Kanunu gereğince davalı tarafça yatırılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına,
6- Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 2.891,28 TL istinaf karar harcından istinaf eden davalı tarafından peşin olarak yatırılan toplam 722,82 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.168,46 TL’ nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
7- Davalı tarafından 28/12/2017 tarih ve 101234 Sıra/ Özel Nolu Sayman Mutemedi Alındısı makbuzu ile fazla yatırılan 85,70 TL İstinaf Kanun Yoluna Başvurma Harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalı tarafa iadesine,
8- İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep edenler üzerinde bırakılmasına,
9- Artan gider avansı varsa karar kesinleştiğinde avansı yatıran tarafa iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’ nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’ da temyiz yolu açık olmak üzere 24/10/2018 tarihinde oy birliği ile karar verildi.