Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/1953 E. 2019/716 K. 15.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1953
KARAR NO : 2019/716
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEME : BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/10/2018
DOSYA NUMARASI : 2018/370 Esas – 2018/934 Karar
DAVA : Tazminat (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 15/05/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin, davalı Banka’da 23.08.2016 tarihinde hesap açtığını, bu hesaba toplam 400.000 TL para yatırdığını, 15/02/2018 günü, hesabını kontrol etmek amacıyla, davalı bankanın Güngören Şubesine gittiğini, işlem yapmak için vezneye başvurduğunu, banka görevlisinden hesabının boşaltılmış olduğunu, paranın tamamının 26/08/2016 günü sahte bir talimatla … isimli tanışmadığı bir şahsa eft yapıldığının belirlendiğini, EFT talimatını talep eden müvekkilinin, bilgisayar yazısı ile hazırlanmış Eft talimatının incelediğini, sahte imza ile imzalandığını gördüğünü ve bu duruma itiraz ettiğini, müvekkilinin, davalı banka ile mağduriyetinin giderilmesi için başvurularda bulunduğu halde mağduriyetinin giderilmediğini bildirmiş, müvekkilinin zararının şimdilik ve kısmen 20.000 TL’sinin davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davaya konu işlemlerin, davacının yazılı talimatı ile gerçekleştirildiğini, bu doğrultuda banka nezdindeki sisteme taralı imza örnekleri banka yetkilileri tarafından talimat altındaki imza örnekleri ile karşılaştırıldığını, akabinde davacının, müvekkili banka nezdinde hesap açılırken sisteme kaydedilmiş olan telefon numarasından aranarak haberdar edildiğini, iş bu durumun açıkça mezkur olay bakımından davacının bilgisinin tam olduğunu, banka prosedürüne göre işlem bildirilerek onayı alındığını, uzunca bir süre sonra bu tür bir iddia ile banka karşısına dava ile çıkılşımş olmasının en basit deyimi ile kötü niyetli olduğunu bildirmek suretiyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 18/10/2018 tarih 2018/370 Esas – 2018/934 Karar sayılı kararında; ” … 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3/1-k maddesinde tüketicinin; “ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi ”, 3/1-l maddesinde ise, tüketici işleminin; “mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi” ifade edeceği düzenlenmiş, aynı Kanun’un 73/1 madde ve fıkrasında da, tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalara bakma görevinin Tüketici Mahkemelerine ait olduğu hüküm altına alınmıştır. Somut olayda, tüketici konumundaki davacı tarafından açılan ve 6502 sayılı Yasa kapsamında olan bankacılık sözleşmesinden kaynaklanan işlemlerin de tüketici işlemi ve anılan sözleşmelerle ilgili uyuşmazlıkların çözüm yerinin Tüketici Mahkemeleri olduğu nazara alınarak mahkememizin görevli olmaması…”gerekçesi ile, 1-Mahkememizin görevli olmaması nedeniyle, HMK’nun 114/.1.(c).b,115. maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğundan reddine, 2- HMK’ nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli Bakırköy Tüketici Mahkemesine gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğine, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, Davacı… müvekkili bankada bulunan hesabından yazılı talimat ile 399,616,75 TL miktarı üçüncü kişi olan… … Bankası nezdinde bulunan hesabına 399.616,75 TL transferinin edildiğini, mevcut hesabın şahsi hesap niteliğinde olmayıp, ticari hesap tanımıyla uyuştuğunu, hesap hareketlerinde ticari faaliyetlerin yer aldığının görüldüğünü, davacı daha öncesinde yaptığı işlemlerin, ticari işlemlere ait yoğunluğunun olduğunu, Kapalı Çarşı ve Laleli şubelerinden yüklü miktarlar ile havaleler gerçekleştirilmiş olması sonucunda, davacının tacir olarak hareket etmekte olduğuna dair davalı tarafının kanaatine ve diğer muhakeme esnasında açığa konması gereken sorulara neden olduğunu, davacının Türkiye ekonomisine ve şartlarına göre normal karşılanamadığını, Dosyaya bakmakla görevli mahkemenin; Asliye Ticaret Mahkemelerinin olduğunu, Türk Ticaret Kanunu’ nun 4/f.maddesi gereğince; Bankalara ilişkin düzenlemelerde öngörülen düzenlemelerden doğan davaların ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari işlerden sayıldığını, ticari işlerden sayılması gerektiği kanunun maddesinde izah edilen uyuşmazlığın; aynı Kanunun 5.maddesi gereğince Asliye Ticaret Mahkemelerinde görülmesi gerektiği hususunun da tartışmadan uzak olduğunu, İleri sürerek, istinaf başvurusunun kabulü ile, yapılacak istinaf incelemesi sonucunda, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yargılamanın Asliye Ticaret Mahkemelerinde devamına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, davalının eylemi sonucu uğranılan maddi zararın tazmini istemine ilişkindir. Eldeki davada, iddianın sunuluş biçimi esas olmak üzere davalı bankanın gerekli özeni göstermemek suretiyle kendisine müracaat eden ve gerekli evrakı ibraz eden kişinin belgelerini ve imzasını kontrol etmeden, EFT talimatını kabul ettiğini ileri sürmekle, davalı bankanın eyleminin haksız olduğu ileri sürülmektedir. TTK’ nun “Ticari işler” başlığı altında düzenlenmiş bulunan 3. maddesinde bir ticarethane veya fabrika yahut ticari şekilde işletilen diğer bir müesseseyi ilgilendiren bütün muamele, fiil ve işlerin ticari işlerdendir. Davada davacının banka nezdindeki esnek hesaptan sahte talimatla EFT yapıldığı iddia edildiği görülmüştür. Somut olayda; uyuşmazlığın yasada geçtiği tanımıyla davacının davalı banka nezdindeki mevduat hesabından( esnek hesap) kaynaklı olduğu, hesabın ticari veya mesleki amaçla kullanıldığına dair delil ibraz edilmediğinden, bu hesaptan kaynaklanan hukuki işlemlerin tüketici işlemi olduğunun kabulü gerekir. 6502 sayılı yasanın 73. maddesi, bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir.Tüketici Mahkemesinin görevli olduğu anlaşılmakla, ilk derece mahkemesinin görevli olmadığından bahisle dava şartı yokluğundan ret kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmıştır. Sonuç olarak; davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 35,90 TL istinaf karar harcı istinaf eden davalı tarafından peşin olarak yatırıldığından, yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden davalı üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 15/05/2019 tarihinde HMK’ nun 362/1-c maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.