Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/1948 E. 2020/550 K. 14.05.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1948 Esas
KARAR NO : 2020/550 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEME : İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİH : 05/06/2018
DOSYA NUMARASI : 2014/1296 Esas – 2018/650 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 14/05/2020
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili firmanın yurt genelinde vinçli taşıma ile nakliye işi yaptığını, davalı firmanın, Dudullu …. adresinde kurulu atölyesindeki tekstil makinelerinin, Sancaktepe adresine nakli hususunda 30/04/2014 tarihinde müvekkili ile anlaştığını, anlaşma gereği vinçli kamyon ile 3-4 gün süren çalışma neticesinde makinelerin taşındığını, yapılan işin bedeli olarak 05/05/2014 tarihli, 4.956,00 TL bedelli bir adet faturanın tanzim edilerek davalıya gönderildiğini, davalının faturaya itiraz etmediğini, faturanın tahsili için İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğü’ nün … E sayılı dosyası ile takibe geçildiğini, davalının icra takibine itirazı nedeniyle takibin durduğunu belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine % 20′ den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkili ile davacının, müvekkiline ait bir takım makinelerin, Dudullu …. Adresinden, Sancaktepe adresine taşınması hususunda anlaşma yaptıklarını, söz konusu makinelerden … Marka otomatik kesim makinesinin nakliye firması tarafından gerekli tedbir ve önlemlerin alınmamasından dolayı taşıma esnasında 2. kattan zemine düşerek kullanılamaz hale geldiğini, vuku bulan olayın davacı firmanın bariz kusuru neticesinde meydana geldiğini, verilen hizmetin ayıplı ve eksik bir hizmet olması nedeniyle davacının alacağa hak kazanamadığını, söz konusu olay nedeniyle kullanılamaz hale gelen … Marka otomatik kesim makinesinin 2014 yılı itibariyle yaklaşık değerinin 39.500,00 USD + KDV olduğunu, 30/04/2014 tarihinden beri kullanılmayan makine nedeniyle günlük kazanç kaybının da yaklaşık 1.200,00 TL olduğunu, müvekkili firmanın uğramış olduğu zararı halen karşılamamış olan davacının müvekkili aleyhine icra takibi başlatmış olmasının haksız ve hukuka aykırı olduğunu belirterek, davanın reddine, davacı aleyhine % 20′ den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderlerinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 05/06/2018 tarih ve 2014/1296 Esas – 2018/650 Karar sayılı kararında; “Davacı tarafından davalıya ait makinelerin işyerinden taşınması işinin üstlenildiği ve o işin ifası sırasında davalıya ait makinelerden birinin vinçtan sıyrılarak beton zemine düşmesi sonucu hasarlandığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı tarafça, söz konusu nakliye işinden kaynaklı fatura alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazen iş bu dava açılmıştır. Mahkememizce bilirkişi kurulundan teknik rapor alınmış, alınan rapor oluşan dosyadaki delil durumuna uygun, denetime elverişli bulunmakla hükme esas alınabileceği kanaatiyle davacının üstlendiği taşınma işi sırasında kusuru ile davalıya ait makineye hasar verdiği, hasara ilişkin bildirimin süresi içinde davalı tarafa bildirildiği, verilen hasarın yapılan iş bedelinden fazla olduğu, kusuru da teknik raporlarla belirlenmekle davanın reddine karar vermek gerekmiştir….”gerekçesi ile, 1-SÜBUT BULMAYAN DAVANIN REDDİNE, 2-Koşulları oluşmadığından davacı aleyhine tazminata hükmedilmesine yer olmadığına, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; ilk derece mahkemesince salt davalı anlatımlarına dayanan, tanık beyanlarına aykırı olan ve somut gerçekler ile teknik değerlendirme ve tespitten yoksun olan rapora itirazları kabul edilmeyerek davanın reddine karar verildiğini, Davalının böyle bir davada ileri sürdüğü hususları karşı dava dahi ikame etmeksizin şahit delili ile ispata yönelmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, TTK 21 ve devamı hükümleri gereği içeriğine itiraz edilmeyen fatura, taraflar arasındaki borç ilişkisinde yazılı delil teşkil ettiği, yazılı delile karşı şahit dinlenmesinin usule aykırı olduğunu, Davalının, davacı ile arasındaki ticari ilişkinin nakliye sözleşmesi olduğunu cevap dilekçesi ile beyan ettiğini, 07/05/2015 tarihli duruşmada “sözleşmenin var olmadığı” ifadesi ile çelişkiye düştüğünü, bu çelişki bir yana davanın başından beri sözleşmeden doğan edimini yerine getirmemek için geçersiz bahanelere başvurarak ayıplı ifa gibi dayanaksız bir sebebi ileri sürdüğünü, savunmayı genişletme yasağını ihlal eden bu beyanların mahkemece dikkate alınmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Başlatılan icra takibine dek davacıya herhangi bir bildirimde bulunmayan davalının iddialarını bu davada ileri sürmesinin iyi niyetten uzak ve hukuka aykırı olduğunu, Davalının hasar olgusuna ilişkin iddiasını kendisine açılan bu davadan sonra dile getirdiğini, olayın üzeriden 1 sene geçtikten sonra delil tespiti yoluna gittiği, oysa yapılan delil tespiti kusur durumuna değinmediği gibi aradan geçen 1 senelik sürede makinenin başına neler geldiği bilinmediğinden dikkate alınabilir geçerlilikte olmadığını, Usul hükümleri gereği bu davaya konu edilen ayıp olgusu ile ilgili açılan delil tespiti davasının bu mahkemede ikame edilmesi gerektiğini, oysa davalının başka bir mahkemede delil tespiti gerçekleştirerek usul ve yasaya aykırı davrandığını, mahkemece bu hususun göz ardı edilerek davalı iddialarına itibar edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, Mahkeme kararının gerçekten uzak, herhangi bir somut veriye dayanmayan, sırf davalı iddiasından ibaret tespitlerden ibaret bilirkişi raporu doğrultusunda oluşturulmuş olması nedeniyle hukuka aykırı olduğunu, Meydana gelen hasarın kırılan mapa aparatına dayanmasına rağmen mapanın kırılmasına neden olan faktör değerlendirilirken öncelikle yükün kaldırma şekli değil mevcut mapanın yüke mukavemetinin tespiti yapılmadığını, tüm itirazlarına rağmen birçok yönden eksik olan rapora itiraz edilerek karar verilmesi, dosyada yer alan eksper raporu ile tamamen çelişen bilirkişi raporundaki eksiklikler tamamlanmadan ve çelişki giderilmeden karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, Mahkeme kararının sonuç kısmında yargılama giderleri ile verilen hükümde davalı tarafından tespit dosyasına yapılan 57,00.TL dava açılış, 700,00.TL bilirkişi ücreti, 177,50.TL keşif harcı ve 27,00.TL tebligat gideri toplamı 961,50.TL’nin davacı tarafından davalıya ödenmesine hükmedildiğini, öncelikle tespit davasının dava konusu dosya ile ilgisi bulunmayıp farklı bir mahkemede ikame edilmesi nedeniyle hükme esas alınmasının hukuka aykırı olduğunu, ayrıca delil tespiti davasında yargılama giderlerinin taraflarına yükletilmesine ilişkin karar taleple bağlılık ilkesine aykırı olması nedeniyle açıkça hukuka aykırı olduğunu, davalının bu giderlerin kendisine ödemesi yönünde herhangi bir talepte bulunmadığı, usule uygun biçimde dava konusu yapmadığını, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, davacı aleyhine tazminata hükmedilmemiş olup sadece bu yönüyle istinaf yoluna başvurduklarını, Davacı tarafından, müvekkiline ait davaya konu … Marka otomatik kesim makinası kullanılamaz hale geldikten sonra, müvekkiline ait diğer kesim makinasının birçok yerinden halatla ve özellikle emniyet halatlarıyla davacı firma çalışanları tarafından bağlanarak taşındığını, söz konusu durumun dosyada mübrez olan tanık beyanlarından açıkça tespit edildiğini, iş bu durumun bile başlı başına davacı firmanın kötüniyetini ve taşıma esnasında gerekli tedbirleri almamış olduğunu açık ve net olarak gösterdiğini, Davacı nakliye firması tarafından taşıma esnasında gerekli tedbir ve önlemlerin alınmamış olduğunu ve bununla birlikte taşıma işine ilişkin verilen hizmetin … Ltd. Şti. firmasının bariz kusuru neticesinde ayıplı ve eksik yapıldığını ve bununla birlikte otomatik kesim makinasının hurdaya çıkmış olduğunu gösterir İstanbul Anadolu 20. Sulh Hukuk Mahkemesi 2014/107 D. İş sayılı delil tespitine ilişkin dosyasında mübrez olan bilirkişi raporundan açık ve net bir şekilde anlaşılacağı ve tespit edileceği üzere, müvekkilinin uğramış olduğu zararın her türlü talep ve başvuru ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 10.777,00 TL olduğunu, Davacı tarafından söz konusu alacağa hak kazanılmadığından, müvekkili firmanın otomatik kesim makinesi hurda haline gelmesine rağmen, davacı tarafından başlatılmış olan takibin ve daha sonrasındaki açılmış olan itirazın iptali davasının tamamen kötü niyetli olduğunu, yukarıda detaylı olarak belirttikleri hususlardan ötürü davacı aleyhine koşulları oluştuğundan, % 20’ den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kötü niyet tazminatı yönünden kaldırılmasına, davanın reddine ve kötü niyet tazminatı taleplerinin kabulüne yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1296 Esas 2018/650 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’ nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, taşımadan kaynaklı fatura alacağının tahsili için yapılan takibe itirazın iptaline ilişkindir.Davacı, davalıya ait emtianın taşındığını taşıma işine ilişkin faturaya itiraz edilmediğini, fatura bedelinin de ödenmediğini yaptıkları takibe haksız itiraz edildiğini belirterek itirazın iptalini talep etmiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiş, davacı vekili, davanın reddine karar verilmesinin, ayrıca dava açıldıktan sonra başka mahkemede yapılan delil tespitinin hükme esas alınmasının ve bu delil tespiti giderlerinin müvekkilinden tahsiline karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek, davalı vekili, davacının takipte kötü niyetli olduğunu kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur.Kötüniyet tazminatı İİK 67/2 maddesinde düzenlenmiştir. İİK’nın 67. maddesinin 2. fıkrası uyarınca alacaklının kötü niyet tazminatına mahkûm edilebilmesi için takibin haksız ve kötü niyetle yapılmış olması gerekir. Alacaklının icra takibini kötü niyetli olarak yaptığı hususu, borçlu tarafından kanıtlanmalıdır.Öğretide ve Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarına göre, alacağının bulunmadığını bildiği veya bilmesi gereken bir durumda olduğu hâlde, icra takibine girişen alacaklının kötü niyetli olduğu kabul edilmektedir.Somut olayda, taraflar arasında taşıma akdi yapıldığı, davacının davalıya ait emtiayı taşıdığı, bunun karşılığında fatura düzenlediği, faturanın her iki tarafın ticari defterinde kayıtlı olduğu ihtilafsızdır. Mahkemece davacının üstlendiği taşınma işi sırasında kusuru ile davalıya ait makineye hasar verdiği ücrete hak kazanmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Davacının takipte haksız olduğu yapılan yargılama sonunda alınan bilirkişi raporlarına göre verilmiştir. Olayın özelliğinden davacının takipte kötü niyetli olduğu açık olmadığı gibi davalı da davacının kötü niyetli olduğunu ispatlayamamıştır. Bu nedenle davalının istinaf sebebi yerinde değildir.Dosya içinde bulunan belgelerden, davacı tarafça tahliye ve taşıması yapılan davalıya ait tekstil makinesinin, iş yerinde tahliyesi sırasında makinenin taşıma mapalarının kırılması nedeniyle düşerek hasara uğradığı, ihtilafsızdır. Söz konusu hasar aynı gün tutulan ve taraflarca imzalanan tutanakla tespit edilmiş olup davacı sigorta şirketi eksperi tarafından da hasar incelemesi yapılmıştır. Buna göre davacı tarafından yapılan hizmetin ayıplı ifa edildiği sabittir. Davacının süresinde ayıp ve hasar ihbarı yapılmadığına ilişkin istinaf sebebi yerinde değildir.Hasar eşyanın yerinden tahliyesi sırasında meydana gelmiştir. Tahliye işlemi de davacı taşıyanın sorumluluğundadır. Davacı tahliye işlemi sırasında eşyanın emniyetle tahliyesi için gerekli önlemleri almakla yükümlüdür. Gerekmesi halinde tahliye için ek emniyet tedbirlerini de almalıdır. Tarafların kabulünde olduğu üzere davaya konu makinenin tahliye sırasında düşerek hasar görmesinden sonra diğer makine ek emniyet tedbirleri alınarak tahliye edilmiştir. Buna göre hasarın nedeni gerek makinenin taşıma mapalarının eskimiş olması nedeniyle kopması olsun gerekse hatalı tahliye nedeniyle mapanın kırılması nedeniyle oluşmuş olsun bunda ek emniyet tedbirlerini almadan eşyanın taşıma aracına yüklenmesi için tahliyesini yapan davacı taşıyıcı sorumlu olup, TTK’da düzenlenen taşıyıcının sorumluluktan kurtulma hallerinin olayda gerçekleştiğini davacı ispatlayamamıştır, TTK.nın 870/2, 875/1 ve 883. maddelerine göre davacı taşıyıcı bu durumda ücrete hak kazanamayacaktır. Bu nedenle davacının davanın kabulü gerektiği yönündeki istinaf sebebi yerinde değildir.Ancak delil tespiti HMK’nın 400 vd. maddelerinde düzenlenmiştir. HMK’nın 401/4 maddesine göre dava açıldıktan sonra her türlü delil tespitinde sadece davanın görüldüğü mahkeme yetkili ve görevlidir. İtirazın iptali davası açıldıktan sonra davalı Sulh Hukuk mahkemesinden delil tespiti istemiştir. Oysa dava açıldıktan sonra delil tespitinde tek yetkili ve görevli olan mahkeme davanın görüldüğü mahkemedir. Görevli ve yetkili olmayan mahkemede yaptırılan delil tespiti giderlerinin bu davada yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine olanak bulunmamaktadır. Bu nedenle davacının, görevli ve yetkili olmayan mahkemede yaptırılan delil tespiti giderlerinden sorumlu tutulmasına olanak bulunmamaktadır. Davacının bu yöne ilişkin istinaf sebebi yerinde olup mahkemenin yargılama giderlerine ilişkin kararı hatalı olmuştur.Bu nedenle, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun yargılama giderlerine ilişkin olarak kısmen kabulü ile mahkeme kararının yargılama giderlerine yönelik olarak kısmen kaldırılmasına, itirazın iptali davasının reddine, kötü niyet tazminatı talebinin reddine dair yeniden karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; A-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, B-Davacının istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ ile; İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 05/06/2018 tarih 2014/1296 Esas – 2018/650 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, Dairemizce yeniden hüküm kurularak; 1-SÜBUT BULMAYAN DAVANIN REDDİNE, 2-Koşulları oluşmadığından davacı aleyhine tazminata hükmedilmesine yer olmadığına, İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN: 3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 54,40.TL harcın, dava açılırken peşin olarak yatırılan 61,15 TL harçtan mahsubu ile bakiye 6,75 TL’ nin talep halinde davacıya iadesine, 4-Dairemiz karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince davalı vekili için taktir olunan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından, bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına, 7-Davalı tarafından tespit dosyasında yapılan yargılama harç ve giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 8-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, İSTİNAF YÖNÜNDEN: 9-Harçlar Kanunu gereğince istinaf edenler tarafından yatırılan 98,10’ar.TL istinaf başvuru harçlarının hazineye gelir kaydına, 10-Alınması gereken 54,40.TL karar harcından istinaf eden davalı tarafından yatırılan 35,90.TL harcın mahsubu ile bakiye 18,50.TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,11-Davacı tarafından yatırılan 35,90.TL istinaf karar harcının talep halinde iadesine, 12-Davacı tarafından sarfedilen 98,10.TL istinaf kanun yoluna başvuru harcı ile 31,50.TL dosyanın istinafa gidiş – dönüş gideri olmak üzere toplam 129,60.TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 13-Davalı tarafından sarfedilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 14-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 15-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 14/05/2020 tarihinde HMK’ nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.