Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/1916 E. 2020/544 K. 14.05.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1916
KARAR NO: 2020/544
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİH: 01/10/2018
NUMARASI: 2017/162 Esas – 2018/938 Karar
DAVA: Alacak
KARAR TARİHİ: 14/05/2020
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen ara karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; Müvekkili Şirkete … numaralı sigorta poliçesi ile sigortalı … firmasına ait emtianın davalı şirket sorumluluğunda taşınmakta olduğu sırada maddi hasar meydana geldiğini, emtianın alıcısına teslim edildiği sırada hasarlı olduğuna ilişkin CMR üzerine şerh düşüldüğünü, detaylı incelemede teslim edilen 1 kabın neredeyse tamamının boş olduğunu, emtialarına taşınma işinin davalı tarafından navlun faturası ile üstlendiğini, sigortalı firmanın ihbarına müteakip yaptırılan Ekspertiz işlemi sonucunda düzenlenen raporla hasar miktarının 106.558,17.-TL olduğunun belirlendiğini, davalıya yapılan başvuruların sonuçsuz kalması üzerine davanın açılmış olduğunu belirterek, 106.558,17.-TL ödeme tarihi olan 15.11.2016 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile;Davacı şirket ile … arasında sigorta akdinden doğan bir ilişki olduğunu, müvekkili şirketin sebep olduğu bir durum söz konusu olmadığını, davacı şirket tarafından hazırlanan 17.10 2016 tarihli Ekspertiz Raporuna dayanak teşkii eden CMR konşimentosunun orijinal belge olmadığını, tahrifata uğradığını, orijinal CMR konşimentosunun müvekkil şirketin kasasında olduğunu, CMR belgesinin antrepo yetkililerine ait hanedeki imzalar ile ekspertiz raporuna dayanak belge ile orijinal belge arasında farklılık olduğunu, 1 kap teslim alınmıştır ibaresinin sonradan ilave edildiğini, … tarafından keşide edilen İhtarnamede … talebi üzerine 14.10.2016 tarihinde … yetkilileri tarafından düzenlenen tutanağa atıf yapıldığını, tutanakta 1 kap oto eşyasının eksik tesfim edildiğinin kayttlı olduğunu, tutanak incelendiğinde teslimata dair bir eksiklikten söz edilmediğini, sadece 1 kap eşyanın hasarlı olduğuna dair ibare olduğunu, müvekkil şirket antrepodan ayrıldıktan sonra fotoğraflamanın gerçekleştiğini, nakliyeye konu ürünlerin “kırmızı kod” işaretlendiğini, ilgili kod ile ‘ İnceleme yapma yetkisinin gümrük sorumlusuna ait olduğunu, kuşat yapma işieminde antrepo görevlilerinin yetkili olmadığını nakliyata ait eşyanın göndericisinin …’m kız arkadaşı olduğunu, nakliye malına ilişkin İnceleme sonuçlanmadan … tarafından inceleme sonucuna ilişkin ihtarname gönderilmesi ve antrepo yetkililerinin gümrük mevzuatına aykırı İşlemler gerçekleştirildiğini, müvekkil şirketin nakliye taahhüdüne, Ticaret Kanunundaki Özel hükümlere ve CMR Konvansiyona uygun hareket ettiğini, eşyayı teslim alan antrepo işletmesinin rizikosunun antrepo işletmesine geçeceğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 01/10/2018 tarih ve 2017/162 Esas-2018/938 Karar sayılı kararında; “Dava;Rücuen sigorta tazminatı alacağı davasıdır. Taraflar arasındaki ihtilafın; meydana gelen taşımada davalıya atfedilebilecek hasarlı veya eksik teslim olup olmadığı, bu hususun CMR’ ye usulüne uygun şerh edilip edilmediği, meydana gelen hasardan davalının sorumlu olup olmadığı ile hasar miktarı noktalarında toplandığı görülmüştür. Dosyanın teknik bilgi ve bilirkişi incelemesi gerektirmesi nedeniyle, dosya gümrük bilirkişisi …, lojistik uzmanı Mütteki … ve sigorta uzmanı …’a tevdi edilmiş ve bilirkişiler sunmuş oldukları raporlarında; Hasarlı olarak A Tipi Genel Antrepoya indirilen eşya noksanlığının taşıma esnasında mı, yoksa antrepoya indirildikten sonraki bir zamanda mı oluştuğunun tespit edilmesinin önem arz ettiğinden hareketle; Gümrük Müşaviri … tarafından Gümrük İdaresi Bilgisayar Sistemi (BİLGE) üzerinden 14.10.2016 tarihli … sayılı Antrepo Beyannamesinin düzenlenmiş olmasının, Antrepo İdaresinin hasarlı kap içerisindeki eşya tutarının transit belgesinde beyan edilen miktarlarda uygunluğunu görmüş olduğunu gösterdiğini, Antrepo Beyannamesinin incelenmesinde; Antrepo kayıtlarının da beyan edilen adet ve miktarlarda olduğunun anlaşıldığı, aksi takdirde antrepo stok kayıtları ile eşya sayım tutanağındaki adet ve miktarlar örtüşmediği durumlarda Gümrükçe kullanılan BİLGE Bilgisayar Sistemi üzerinden Beyannamenin tescil ve onay görmesinin mümkün olmayacağını, Antrepo Beyannamesi görevli muayene memurunca beyana uygun olarak intaç edilmiş/kapatılmış ise, dava konusu noksanlığın taşıma esnasında değil, antrepoya alındıktan sonraki bir zamanda olduğu anlaşılacağı, aksi takdirde fiziki muayene ile görevli memurca eşyanın bulunduğu hal ve durum tespit edilip beyanname üzerine not düşmüş olacaktı ki, bu tür bir bilgi olmaması nedeniyle Antrepo Beyannamesinin beyan edilen değerler üzerinden kapatılmış olduğunun düşünüldüğünü, … tarafından emtianın hasarlı olduğuna ilişkin tutanak 14.10.2016 tarihli olmasına rağmen, Küşat yapıldığına dair tutulan tutanağın 12 gün sonra 26.10.2016 tarihli olmasının ise, açıkça eşya noksanlığının A Tipi Park Genel Antrepoya indirildikten sonra olduğu kuşkusunu doğurduğunu, nitekim Gümrük Yönetmeliğinin 74./1 maddesindeki; “Türkiye Gümrük Bölgesine getirilen eşya, gümrük gözetimi altında taşıttan boşaltılacağını, boşaltmaya yetkili deniz, kara ve hava araçlarının sahipleri veya kaptan, pilot, sürücü veya acentenin yetkili personeli ile geçici depolama yeri işletmelerinin yetkili personeli tarafından eşyanın gümrük memurunun nezaretinde boşalt]İmasını müteakip yirmi dört saat içinde boşaltma listesi düzenlenerek gümrük memuru, taşıt sahibi, sürücüsü veya temsilcisi ile geçici depolama yeri işletme personeli tarafından imzalanmak suretiyle gümrük idaresine ibraz edilir.” hükmüne göre de, Gümrük Böigesine getirilen veya Gümrüklü Antrepoya davalt taşıyıcısı yetkilisi ve/veya araç sürücüsü nezaretinde boşaltılması ve tutanak düzenlenmesi gerektiğini, CMR.’nin 23/1 maddesine göre taşıyıcı, yükleme yerindeki mal kıymetine göre sorumlu olup, tazminatın, yükün taşınmak üzere kabul edildiği yer ve zamandaki kıymetine göre hesap edilmesi gerektiğinden, davacı sigorta şirketinin talep edebileceği gerçek zarar miktarının %10 değer artışı ilave edilmeksizin 96.871,06 TL olduğu, diğer taraftan CMR.’nin 23/3 maddesine göre ise, eksik brüt kg başına 8,33 SDR üzerinden hesap edilmesi halinde davalı taşıyıcının azami sorumluluğunun 688,80 TL olabileceğinden hareketle, sigorta şirketinin davalı taşıyıcıya rücu edebileceği tutarın 688,60TL olabileceğini, Sigortalı emtianın konşimento ve hamule senedinde olduğu gibi … tarafından hasarsız teslim alınmış olduğunun, söz konusu eksikliğin teslimden sonra …da meydana geldiğinin, sigortalı emtianın kısmen/tamamen hasarlı ya da noksan olarak teslim alınması halinde taşıyıcı ilgililerinin iştiraki ile tutanak düzenlenmesi gerektiği, davalı taşıyıcısı yetkilisi ve/veya araç sürücüsü tarafından imza edilmemiş olan tutanaklann, CMR.’nin 30/1 maddesine göre taşıyıcının hasardan sorumluluğunu gerektirecek nitelikte bir tutanak olamayacağa ve dolayısıyla davalı taşıyıcının herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığına dair rapor sunmuşlardır. Davacı vekili son duruşmada dosyanın tekrar bilirkişiye gönderilmesini talep etmiş ancak bilirkişi raporunun yeterli ve uygun olduğu anlaşıldığından talebi reddedilmiştir. Dava konusu hususların davacı yanca somut ve kesin delillerle ispatı gerekmektedir. Aksi halde; sigortalı emtianın konşimento ve hamule senedinde olduğu gibi … tarafından hasarsız teslim alınmış olduğunun, söz konusu eksikliğin tesliminden sonra … Antrepoda meydana geldiğinin, sigortalı emtianın kısmen yada tamamen hasarlı ya da noksan olarak teslim alınması halinde taşıyıcı ilgililerin iştiraki ile tutanak düzenlenmesi gerektiği, davalı taşıyıcısı yetkili ve araç sürücüsü tarafından imza edilmemiş olan tutanakların, taşıyıcının hasardan sorumluluğunu gerektirecek nitelikte bir tutanak olmadığı, davacı yanca bu yükümlülüklerin yerine getirilmediği ve dolayısıyla davalı taşıyıcının herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığının kabulü gerektiği kanaatiyle davanın reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. …”gerekçesi ile, ”Davacının davasının reddine,” karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; Yerel mahkeme kararının hatalı ve eksik hukuki incelemeye dayalı bilirkişi raporu hükme esas kalınarak davanın reddine karar verildiğini, kararın kaldırılması gerektiğini, Taşıyıcı, eşyanın kendisine teslim edildiği tarihten gönderilene teslim olunduğu tarihe kadar geçen müddet içinde meydana gelen hasardan sorumlu olup bu nedenle malı tam ve eksiksiz olarak alıcıya teslim etmek zorunda olduğunu, Dava konusu olayda taşıma edimini navlun faturası ile üstlenmiş olan davalının taşıma sırasında meydana gelen hasardan sorumlu olduğunun açık olduğunu bu nedenle bilirkişi raporunda yer alan aksi yöndeki tespitlerin kabulünün mümkün olmadığını, Dosya kapsamında bulunan somut belgeler ile davalı taşıyıcıya tam ve hasarsız teslim edilen yükün alıcısına eksik teslim edildiğini ve davalının iş bu zarar nedeni ile sorumlu olduğunun açık olduğunu, Hükme esas alınan bilirkişi raporunda fiili nakliyeci tarafından CMR’a düşürülen şerhin göz ardı edilerek raporun tanzim edildiğini CMR üzerinde yer alan şerh de emtianın 1 kap ve hasarlı olarak teslim alındığının yazılmış olduğunun, CMR belgesinde taşıyıcının da imzasının mevcut olduğunu,Emtialarda meydana gelen hasarın, ekspertiz raporu ve fotoğraflar ile açıkça ispatlandığının, davalı taşıyıcıya tam ve eksiksiz olarak teslim edilen emtianın müvekkili şirket sigortalısına eksik olarak teslim edildiğini, Davalı tarafça sigortalıya teslim edilen 1 kap emtianın neredeyse tamamının eksik olarak teslim edildiğini, kabın neredeyse boş olduğunu dosya kapsamında yer alan tüm belgelerle sabit olduğunu, emtianın hasarlı ve eksik olduğuna ilişkin yetkilendirilmiş gümrük müşavirinin de imzasının bulunduğu tutanağın dosyaya ibraz edildiğini, bu nedenle bilirkişi raporunda davalının zarardan sorumlu olmadığının belirtilmesinin kabul edilemeyeceğini, Davalı tarafın taşıma sırasında meydana geldiği sabit olan iş bu zarar nedeni ile sorumlu olduğunun, Davalı tarafın neredeyse tamamını eksik teslim ettiği emtia nedeniyle ağır kusurlu olduğunu, zararın tamamından sorumlu olduğunu, bilirkişi raporunda sınırlı sorumluluk tespitlerinin de kabul edilemeyeceğini, (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2008/13094 E. 2010/4578 K.) Davalı taraf emtiayı eksik teslim etmiş olduğundan dava konusu hasarın tamamından ağır kusuru ile sorumlu olduğunu, yerel mahkeme tarafından davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına davanın kabulüne karar verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : İstanbul 11 Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2017/162 Esas-2018/938 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, uluslararası kara taşıması ile taşınan emtianın eksik teslim edilmesi nedeniyle teslim edilmeyen mal bedelinin rücuan tazmini istemine ilişkindir.Mahkemece, Davacının davasının reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Uyuşmazlık, hasarın taşımadan kaynaklanıp kaynaklanmadığı, davalı taşıyanın sorumlu olup olmadığı noktasındadır. Davacı vekilinin mahkemenin kabulüne yönelik istinaf sebebi incelendiğinde; HMK 266 maddesindeki “Mahkeme, çözümü hukuk dışında özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir…” ve yine HMK 282 maddesindeki “Hakim bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir.” yasal düzenlemeleri de gözetildiğinde; İlk Derece Mahkemesince sunulan deliller, bilirkişi rapor içeriğindeki tespitler ışığında kurulan hüküm gerekçesinde davacı vekilinin istinaf nedenleri de karşılanmış olmakla; yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Sonuç olarak; dosya kapsamı, mahkemenin kabul ve gerekçesi ve istinaf sebepleri gözetildiğinde; mahkeme kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesine göre esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40 TL istinaf karar harcından, istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 18,50 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’ nın 361/1.maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’ da temyiz yolu açık olmak üzere 14/05/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.