Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/1914 E. 2019/692 K. 08.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO 2018/1914
KARAR NO : 2019/692
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEME :İSTANBUL ANADOLU 9.ASLİYE TİCARET
TARİHİ : 01/08/2018
DOSYA NUMARASI : 2018/859 Esas – 2018/854 Karar
DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 08/05/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, davalı … müvekkiline ait işyerinde 06/04/2015 tarihli belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ile Müşteri Yöneticisi olarak çalışmaya başladığını, iş sözleşmenin feshinden itibaren iki yıl geçmeden rekabet yasağı maddesine aykırı davranarak müvekkili şirket ile aynı mesleki faaliyet içerisinde bulunan 43918 sicil numaralı … Mah., … Cad., No: … …-İstanbul adresinde bulunan …Ticaret Türk Anonim Şirketinde Customer Executive (Müşteri Yöneticisi) görevinde çalışmaya başladığını, davalının müvekkili şirkette yaklaşık 3 yıl 2 ay süreyle Müşteri Yöneticisi görevinde çalıştığı ve müvekkile ait sırları, müşteri çevresine ilişkin elde ettiği bilgi, ticari sır ve teknik verileri paylaşması halinde müvekkilinin zarara uğratacağının açık olduğunu, tüm bu nedenlerle taraflar arasındaki sözleşmede iş sözleşmenin bitiminden itibaren iki yıl süre ile aynı ve benzer pozisyonda çalışması halinde son 6 aylık toplam ücreti karşılığı olan 29.004,00 TL cezai şart ödeyeceğinin belirtilmesi nedeni ile 29.004,00 TL ceza şartın, davalının rakip firmada işe girdiği tarihten itibaren karar tarihine kadar işletilecek en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Dava dilekçesi henüz davalı tarafa tebliğ edilmeden dosya üzerinden görevsizlik kararı verilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 01/08/2018 tarih 2018/859 Esas – 2018/854 Karar sayılı kararında; ” … Davalının, 06/04/2015 tarihinde yürürlüğe giren iş sözleşmesine istinaden davacı şirket nezdinde müşteri yöneticisi ünvanıyla çalıştığı ve 04/05/2018 tarihli istifa dilekçesi ile ayrıldığı, davalının iş sözleşmesinin 4. maddesinde iş ilişkisinden sonra rekabet yasağının düzenlendiği, davacı tarafça davalının … A.Ş. nezdinde müşteri yöneticisi sıfatıyla rekabet yasağı süresi içerisinde çalışmaya başladığının öğrenildiğinin iddia edildiği, bu nedenle sözleşmenin 5. maddesi uyarınca kararlaştırılan cezai şartın davalı işçinden tahsilinin talep edildiği, iş sözleşmesine bağlı olarak çalışan işçinin iş sözleşmesi sona erdikten sonra sonraki dönem için rekabet etmeme yasağının TBK’ nun 6. bölümünde yer alan 444. ve devamı maddelerinde düzenlendiği, İş Mahkemeleri Kanunu gereğince Türk Borçlar Kanunu’ nun İkinci Kısmının Altıncı Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuki uyuşmazlığın İş Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılmasının gerektiği, davanın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olmaması nedeni ile ticari dava niteliğinde olmadığı, taraflardan yalnızca birinin ticari işletmesi ile ilgili olması halinde davanın ticari dava olarak kabul edilemeyeceği, Mahkemenin görevini tayininde Ticaret Kanununda düzenlenenler hariç uyuşmazlığa konu mal ve/veya hizmetin türünün ve ticari iş karinesinin etkili olmadığı, Ticaret Kanununu ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlediği (Hukuk Genel Kurulunun 16/09/2015 tarih, 2014/1026 Esas ve 2015/1765 Karar), uyuşmazlığın Mahkemenin görevine girmediği, 25/10/2017 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğü giren 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanuna göre TBK’ nun hizmet sözleşmesine ilişkin 6. Bölüm düzenlenen hususlara ilişkin uyuşmazlıklardan kaynaklı davalara bakma görevinin İş Mahkemesine (İşM. m 5/1-a ) ait olduğu, mahkemenin görevli olmasının (HMK m.114/1-c) dava şartlarından olduğu, mahkemece, dava şartlarının mevcut olup olmadığının, davanın her aşamasında kendiliğinden (HMK m. 115/1) nazara alınacağı, tespit edilen dava şartı noksanlığının giderilmesinin mümkün olmadığı Mahkemenin görevsizliğine karar vermek gerektiği…”gerekçesi ile, 1-Mahkemenin görevsizliğine, bu nedenle 6100 sayılı HMK’nın 115/2. maddesi uyarınca dava şartı noksanlığından davanın usulden reddine, 2-Taraflardan birinin, karar süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dosyanın görevli İstanbul Anadolu Nöbetçi İş Mahkemesine gönderilmesine, 3-Yasal süre içinde mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde, mahkememize davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin iş bu kararın tefhim/tebliği ile ihtarına, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, İlk derece mahkemesi kararının kanuna ve yerleşik Yargıtay İçtihatlarına aykırı olduğunu, davalının, müvekkili şirketle olan iş ilişkisi son bulduktan sonraki bir tarihte, 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’ nun rekabet yasağını düzenleyen 444. maddesine ve imzaladığı belirsiz süreli iş sözleşmesine aykırı bir biçimde davrandığını, bunun dosyanın esasının incelenmesi ile anlaşılacağını, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinin 1. fıkrasının ( c ) uyarınca, 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447 maddelerinin ticari dava sayılacağının belirtildiğini, aynı kanunun 5. maddesi ise bu nitelikteki davalara bakmaya görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olacağının belirtildiğini, (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2011/11-781 Esas, 2012/109 Karar, 29.02.2012 tarih- Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 2011/52388 Esas, 2014/3111 Karar, 04.02.2014 tarih- Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 2012/9107 Esas, 2013/28992 Karar, 12.11.2013 tarih) Belirtilen Yargıtay ilamları ile birlikte daha pek çok içtihatta, iş sözleşmesinin feshinden sonra gerçekleşen rekabet yasağına aykırı eylemlere ilişkin görevli mahkemenin, Asliye Ticaret Mahkemesi olacağının hükme bağlandığını, bu nedenle ilk derece mahkemesi tarafından verilen kararın kaldırılmasının gerektiğini, (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 25.04.2018 tarihli, 2017/13-647 Esas, 2018/980 Karar ) Yargıtay içtihatlarının, 7036 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu hükümlerinin devam eden iş ilişkileri için uygulanacağı yönünde olduğunu, Yargıtay’ın Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevine ilişkin süreklilik arz eden içtihatlarının, 7036 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun yürürlüğe girmesiyle de değişmediğini, (Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin 2017/41731 Esas, 2017/28540 Karar, 13.12.2017 tarih)İlk derece mahkemesinin kanunu hatalı yorumladığını, iş ilişkisinin devam süresi dışında da rekabet yasağına ilişkin uyuşmazlıklarda görevli mahkemenin iş mahkemesi olacağının kanısına vardığını; ancak Yargıtay içtihatlarının Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olacağı hususunda tutarlı olduğunu ileri sürerek, istinaf başvurusunun kabulü ile, yapılacak istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın esasına geçilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava işçinin iş sözleşmesinde düzenlenen rekabet etmeme yasağı nedeniyle iş akdinin sonlanması sonrasında rekabet etmeme yasağına aykırılık iddiasına dayanan cezai şartın tahsili davasıdır. Uyuşmazlık konusu davaya bakma görevinin hangi mahkemeye ait olduğu noktasındadır.Davalının 04/05/2018 tarihinde istifa suretiyle sonlandırdığı taraflar arasındaki 06/04/2015 başlangıç tarihli iş sözleşmesinde 4. maddesinde iş akdinin sonlandırılmasından sonra Marmara Bölgesinde 2 yıl süreyle davacının iştigal mevzuunda faaliyette bulunan bir işyerinde rekabet yasağına ilişkin düzenleme yapıldığı anlaşılmaktadır. Davanın yasal dayanağı 6098 sayılı TBK’nın 444-447.maddeleri arasında yer almaktadır. 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’ nun 5/1-a maddesine göre: ” 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun İkinci Kısmının Altıncı Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren veya işveren vekilleri arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarına iş mahkemelerinde bakılır. Davalı işçinin iş akdinin sona erdiği tarihte yürürlükte olan 7036 sayılı yasa 6102 sayılı TTK’ dan sonra yürürlüğe girmiş ve TTK’nın 4/1-c maddesindeki düzenlemeyi değiştirmiştir. Bundan önce iş akdinin son ermesinden sonra oluşacak rekabet yasağına ilişkin davalarda ticaret mahkemelerinin görevli olduğu yönündeki Yargıtay kararları hükmünü yitirmiş olduğundan, mahkemenin verdiği karar yerindedir. Açıklanan nedenlerle; mahkemece verilen karar usul ve yasaya uygun olup, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 35,90 TL istinaf karar harcı istinaf eden davacı tarafından peşin olarak yatırıldığından, yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden davacı üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 08/05/2019 tarihinde HMK’ nun 362/1-c maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.