Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/191 E. 2018/203 K. 14.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2018/191
KARAR NO : 2018/203
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME : İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 27/12/2017
DOSYA NUMARASI : 2017/434 Esas – 2017/1217 Karar
DAVA : Hisse Senedi İptali
KARAR TARİHİ : 14/03/2018
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı dava dilekçesinde özetle; babası olan müteveffa Mustafa Solmaz’ın 30/09/2012 tarihinde vefat etmiş olduğunu, babasının sağlığında İşbir Holding’e ait hisse satın aldığını bildiklerini, ancak vefatından sonra hisseleri bulamadıklarını beyan ederek; nominal değerde aynı hisseleri alabilmeleri amacıyla hisselerin iptali ile zayi belgesi verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 27/12/2017 tarih ve 2017/434 Esas – 2017/1217 Karar sayılı gerekçeli kararı ile; ” … Davacı mirasçının murisi olan babası Mustafa Solmaz’ın sağlığında İşbir Holding’e ait hisseleri satın aldığını bildiği, ancak söz konusu hisseleri murisin vefatından sonra bulamamaları nedeniyle zayi nedeniyle iptalini talep ettiği, TTK 661. maddesine kıyasen yetkili mahkemenin şirketin merkezinin bulunduğu yer Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu, yine TTK 82. maddesi uyarınca zıyanın öğrenildiği tarihten itibaren 15 gün içinde yetkili mahkemeden zayi belgesinin istenebilmesinin mümkün olduğu, somut olayda ise davacı mirasçının murisin 2012 yılındaki vefatından sonra hisselerin bulunamadığına vakıf olduğu ve iş bu davasını kanuni süreden sonra 04/05/2017 tarihinde ikame ettiği … ” gerekçeleri ile; ” Davanın kanuni süresi içinde açılmaması nedeniyle REDDİNE, ” karar verilmiş ve verilen karara karşı davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı istinaf dilekçesinde özetle;
İkame edilen davanın, Kıymetli Evrakın iptali davası olduğu, bu davanın HMK m.382/1 hükmü gereğince ticaret hukukundaki çekişmesiz yargı işleri kısmında yer aldığını, HMK 385/2 maddesi gereğince çekişmesiz yargı işlerinde aksine hüküm bulunmadıkça re’ sen araştırma ilkesinin geçerli olduğunu, Kıymetli Evrakın İptali davalarında bu konuda aksine bir hüküm bulunmamasından dolayı bu davalarda da re’ sen araştırma ilkesi uygulanacağını,
Mahkemenin, kendisinin duruşmadaki beyanında 2012 yılında ” Babamın vefatından sonra şirket payları ile ilgili davayı mirasçılardan biri olarak tek başıma ikame ettim ” demesi üzerine hakimin söz konusu kıymetli evrakın zayi olduğunu babasının vefatı üzerine hemen öğrenmiş gibi değerlendirmiş olduğunu, bu konuda zayi olduğunun öğrenilme tarihi gibi davasının esasına etki edecek çok önemli bir hususun mahkeme tarafından araştırılmamasının Yargıtay’ ın yerleşik içtihatlarına göre eksik inceleme sayılacağını,
TTK’ nın 82. maddesine göre bu hükmün uygulama alanındaki kişilerin sadece tacirler olduğunu, TTK’ ya göre tacirin bir işletmeyi kısmen de olsa kendi adına işleten kişiye denildiğini,ayrıca Şirketler Hukuki İlkeleri gereğince sermaye şirketlerinde şirkette payları bulunan ortakların tacir sıfatı bulunmayacağını, tacir sıfatının ortağı olduğu şirkete ait olduğunu, somut olayda ilgili şirketin anonim şirket olup bu şirket sermaye şirketi olduğundan dolayı şirkette hisseleri bulunan kişilerin yani şirketin ortaklarının tacir sayılamayacaklarını, burada tacir sıfatının anonim şirketin tüzel kişiliğine ait olduğunu, bu açıklamalar gereğince gerek ilgili anonim şirkette hissesi bulunan murisin gerekse de kendisinin tacir olmadığını, bu durumun sonucu olarak TTK m. 82′ nin tacir sıfatına haiz olmayan şahsı ve murisi bakımından bakımından uygulanmasının mümkün olmadığını, bu açıklamalar gereğince mahkemenin ikame etmiş olduğu davanın süresinde açılmamasından dolayı reddetmesinin hukuka ve yasaya aykırı olduğunu,
Açılan davanın kıymetli evrakın iptali davası olduğunu ve bu dava bakımından gerek TTK’ da gerekse de sair ilgili mevzuatta herhangi bir hak düşürücü veya zaman aşımı süresi öngörülmediğini,
İleri sürerek; ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak dava konusu kıymetli evrak olan pay senedinin iptal edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE DEĞERLENDİRME:
Davacı tarafından açılan dava, murisi …adına adına kayıtlı olduğu iddia edilen” …. ” e ait hisse senetlerinin zayi nedeniyle iptali istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince davanın kanuni süresi içinde açılmaması nedeniyle reddine karar verilmiş, verilen karara karşı davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
6102 sayılı TTK’nın 657. maddesi ” Aksine özel hükümler bulunmadıkça nama yazılı senetler, hamile yazılı senetlere ilişkin hükümlere göre iptal edilir” hükmünü içermektedir.
Yine hamile yazılı senetlerin iptaline ilişkin TTK’ nın 661/2. maddesi ” iptale ilişkin yetkili mahkeme, borçlunun yerleşim yeri veya pay senetleri hakkında anonim şirket merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesidir.” hükmünü içermektedir. Buradaki yetki düzenlemesi kesin yetki olup, taraflarca ileri sürülmese bile resen dikkate alınması gerekir.
İptali istenen hisse senetlerinin … e ait hisse senetleri olduğu, …’ in şirket merkezinin… Mahallesi, … Çankaya/ Ankara olduğu ve Ankara Asliye Ticaret Mahkemesinin yargı sınırları içerisinde kaldığı, buna göre davaya bakan İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin yetkisiz olduğu, ilk derece mahkemesince HMK’nın 114/1-ç ve 115/2. maddesi gereğince kesin yetkiye ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken işin esasına girilerek karar verilmesi doğru olmadığından davacının istinaf sebepleri incelenmeksizin HMK’ nın 353/1-a/3 ve 355. maddeleri gereğince ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 27/12/2017 tarih ve 2017/434 Esas – 2017/1217 Karar sayılı kararının HMK 353/1-a/3 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2- Kayıtların kapatılarak dosyanın yetkili Ankara Asliye Ticaret Mahkemesi’ ne gönderilmek üzere kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
3-Harçlar Kanunu gereğince istinaf yönünden davacı tarafça yatırılan 98,10 TL başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 35,90 TL karar harcının talep halinde davacı tarafa iadesine,
4-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
5-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine,
6-Kararın ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğe gönderilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 14/03/2018 tarihinde HMK’ nun 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.

.