Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/1908 E. 2020/583 K. 04.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1908 Esas
KARAR NO : 2020/583 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEME : İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DOSYA NUMARASI: 2016/203 Esas- 2018/512 Karar
TARİH : 17/05/2018
DAVA: İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
KARAR TARİH : 04/06/2020
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili şirketin, davalı yana ait emtianın uluslararası taşımacılığını çeşidi zamanlarda üstlendiğini, davalı yana vermiş olduğu taşıma işlemi karşılığında muhtelif zamanlarda navlun ücretine ait faturaları düzenlediğini, taraflar arasındaki ticari ilişki neticesinde müvekkilinin, davalı yandan kalan 12.075,06 TL alacağının bulunduğunu, davalı yanın bu tutarı ödemediğini, bunun üzerine alacağın tahsili amacıyla davalı yan aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra dosyası ile takip yapıldığını, ancak davalı yanca söz konusu takibe itirazda bulunulduğunu ve takibin durduğunu, bu nedenle işbu davanın açıldığını, davalı yanca yapılan itirazların iptaline, takibin devamına, %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalıya dava dilekçesinin usulüne uygun tebliğe rağmen davaya cevap veremediği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 17/05/2018 tarih ve 2016/203 Esas -2018/512 Karar sayılı kararında;” Dava hukuki niteliği itibariyle, İstanbul Anadolu … .İcra Müdürlüğünün … E sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir. Dilekçeler aşaması tamamlanmakla ,ön inceleme duruşması sonrası dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile , uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip deliller toplanmıştır. İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğünün … E sayılı takip dosyası getirtilmiş, incelenmesinde davacı alacaklının davalı borçlu aleyhine kaynaklı icra takibine giriştiği, davalı borçlunun borcunun bulunmadığından dolayı itiraz ettiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, açılan davanın süresinde olduğu tespit edilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. İncelenen tüm dosya kapsamı ve yapılan yargılama neticesinde, dosyamıza celbedilen İstanbul Anadolu ….icra müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası incelendiğinde , davacı alacaklı tarafından 16/09/2013 tarihinde takibe başlanıldığı, davalı borçluya yapılan tebligat sonrasında borçlunun 7 günlük süresi içerisinde “ikametgahının Bursada olduğu , İstanbul Anadolu İcra Dairesinin yetkili bulunmadığı , bu nedenle yetkili icra dairesinin Bursa İcra Dairesi olduğunu “belirttiği görülmüştür. İİK 50.maddesinde yetki ve itirazlar düzenlenerek bu düzenlemede HMK nun yetkiye ilişkin hükümlerinin kıyas yolu ile uygulanacağı belirtilmiş, HMK nun 5 ve devam eden maddelerinde yetki hususu düzenlenerek genel yetkili mahkemenin davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olacağı belirtilmiştir. Bunun yanında HMK 17.maddesinde taraflar arasında yapılan yetki sözleşmesine ilişkin hükümler düzenlenmiştr.İtirazın iptali davasının görülebilmesi için geçerli bir takibin yapılmış olması dava şartları arasındadır. Geçerli icra takibinin ise borçlunun yetkiye itirazı halinde yetkili icra dairesinde yapılması gerekir. Geçerli bir takibin bulunmadığı durumlarda itirazın iptali davasının görülmesine usulen olanak yoktur. İcra dairesinin yetkisine itiraz edildiği hallerde bu itiraz incelenip sonuçlandırılmadığı sürece açıklanan şekilde geçerli bir takibin bulunmayacağı ortadadır. Somut olayda davacı alacaklı taşıma sözleşmesinden kaynaklı navlun ücretini talep etmektedir. Taraflar arasındaki ticari ilişkiye göre söz konusu talep edilen alacak genel yetki kuralı çerçevesinde HMK 6.madde uyarınca genel yetkili mahkeme olan davalının ikametgahında açılması gerekli olup yine icra takibinin de davalının adresinde yapılması gereklidir. Anacak takip Anadolu İcra Müdürlüğünde başlatılmıştır. İcra takibinin yetkili yer icra dairesinde yapılmadığı , davalı borçlunun da bu yönde itirazı bulunduğu gözönüne alındığında 6100 Sayılı Yasanın 144/2 maddesinde düzenlenen yasal düzenlemede gözönünde bulundurularak aynı yasanın 115 maddesi gereğince açılan davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur …”gerekçesi ile, ”Dava şartı yokluğu nedeniyle davanın REDDİNE, ” karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile;Yerel mahkeme kararında yasal takibin yetkisiz icra dairesinde başlatıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiğini ancak davaya konu yasal takibin yetkili icra müdürlüğünde başlatıldığını, İtirazın iptali davasına konu icra takibinin dayağı müvekkili şirketin navlun ücreti alacağına ilişkin fatura ve cari hesap ekstresi olduğunu, navlun ücreti alacağının para borcu doğurmakta olduğunu, TBK 89. Maddesi gereğince alacaklının ikametgahında ödenmesi gerektiğinden yetkili icra dairesinde yapıldığını, -Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 02/05/2005 2004/7974 E. – 2005/4509 K. – Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 29/05/2014 2014/3226 E. – 2014/10030 K.- Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 22/12/2015 2015/28945 E. – 2015/30485 K. Örnek Yargıtay kararları uyarınca, davalının yetki itirazının haksız ve mesnetsiz olup reddi gerektiğini, ileri sürerek davalı müvekkili şirketin istinaf başvurusunun esastan kabulüne karar verilmesini, yerel mahkeme kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasını ve yeniden yargılama yapılarak talep doğrultusunda haksız ve mesnetsiz olan davanın kabulüne karar verilmesini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, karayoluyla CMR hükümlerine tabi taşımadan kaynaklı bakiye navlun bedelinin tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, Dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Somut olayda, icra müdürlüğünün yetkisine itiraz edilmiştir. Uyuşmazlık; davanın temelini oluşturan icra takibinin para alacağına ilişkin olup olmadığı, buradan varılacak sonuca göre icra dairesinin yetkili olup olmadığı ve mahkemece verilen kararın dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.Davacı vekilinin icra müdürlüğünün yetkili olduğuna yönelik istinaf sebebi incelendiğinde; Her ne kadar dava konusu alacağın sebebini teşkil eden taşıma ilişkisi CMR hükümlerine tabi ise de CMR Konvansiyonu’nda navlun alacağına ilişkin bir düzenleme bulunmadığından bu yöne ilişkin ihtilaflarda iç hukuk kuralları uygulanmalıdır. Taraflar arasındaki taşıma ilişkisi sabit görüldüğünden bu taşıma ilişkisinden kaynaklı navlun alacağının tahsili hususunda hangi yer mahkeme ve icra dairelerinin yetkili olduğu yukarıda açıklandığı üzere iç hukuk kuralları uyarınca belirlenecektir. Dava navlun alacağının tahsili istemine ilişkin olup navlun alacağı para borcu olması hasebiyle 6098 sayılı TBK’nın 89 maddesi gereğince alacaklının ifa zamanında mukim bulunduğu yerde ödenmelidir. HMK’nın 10. maddesi uyarınca sözleşmeden doğan davalarda sözleşmenin ifa yerinde de dava ve takip yapılabilecektir. (Yargıtay 11 Hukuk Dairesi’nin 2015/15452 Esas, 2016/369 Karar sayılı içtihadı benzer mahiyettedir.)Somut olayda, davacı alacaklının muamele merkezi Sultanbeyli/İstanbul olup Yargıtay 11 HD.nin 06/12/2017 tarih ve 2016/12801 Esas, 217/6955 Karar sayılı içtihadı ve yerleşik içtihatları gözetildiğinde 6098 sayılı TBK’nın 89. madde hükmü uyarınca davacı alacaklının muamele merkezinin bulunduğu İstanbul Anadolu İcra Daireleri ve İstanbul Anadolu Mahkemeleri’nin de yetkili olduğunun kabulü ile işin esasına girilmesi gerektiği düşünülmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığından, davacı vekilinin istinaf sebebi yerinde görülmüştür. Sonuç itibariyle, davacı vekilinin istinaf talebi yerinde görülmekle, yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda ilk derece mahkemesi kararının, HMK 353/1-a4 maddesi uyarınca kaldırılmasına, yukarıda belirtildiği şekilde işlem yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; 1-İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 17/05/2018 tarih ve 2016/203 Esas – 2018/512 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a4 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 98,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 35,90.TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine, 3-İstinaf kanun yoluna başvurma harcı 98,10.TL ile dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gidiş-dönüş masrafı 23,50.TL olmak üzere; toplam: 121,60.TL’ nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 4-Artan gider avansı olması halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 04/06/2020 tarihinde HMK’nın 353/1-a4 maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.