Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/190 E. 2018/197 K. 14.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/190 Esas
KARAR NO : 2018/197 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2017/889 Esas
TARİH :19/10/2017 (Ara Karar)
İHTİYATİ TEDBİRE İTİRAZ EDEN
KARŞI TARAF
TALEP : İhtiyati Tedbire İtiraz
KARAR TARİHİ : 14/03/2018
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucu verilen ara karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile, davacı … ile davalı …’ın.. Limited Şirketi’nin %50’şer hisse ile ortakları olduğunu, şirket temsil ile davalı ortağın görevli olduğunu, davalı şirket temsilcisinin muvazalı işlemler ile birlikte yaşadığı iddia edilen kadının kız kardeşi olan davalı … lehine 4 adet senet düzenlendiğini, esasen senetleri gerektirecek herhangi bir ilişkinin bulunmadığını, söz konusu senetler ile dava dışı şirketin …’e borçlandırıldığını; …’inde senetleri İstanbul Anadolu .. İcra Müdürlüğünün.. sayılı dosyası ile icra takibine koyduğunu; her ne kadar şirketi temsile davalı ortak yetkili ise de, davalı ortağın diğer davalı ile muvazalı işlem yapması sebebiyle şirketi temsile yetkili olmayan davacının iş bu davayı açmaya hak kazandığı, muvazalı işlemler ile şirketin borçlandırılması sebebiyle icra takibinin iptaline karar verilmesi ve kötü niyetli takip yapan davalıdan kötü niyetli takip tazminatı tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece 08/09/2017 tarihli ara karar ile; ihtiyati tedbir isteyenin talebi yerinde görüldüğünden; İstanbul Anadolu… İcra Müdürlüğünün…sayılı dosyasında, icra veznesine girecek paranın takip alacaklısına ödenmesinin ihtiyati tedbir yolu ile durdurulmasına, iş bu kararın uygulanabilmesi için takip alacağı olan 723.664,72 TL’nin %15’i oranında teminat ( Teminat 108.549,70 TL ) karşılanmasına, karşılandığında icra müdürlüğüne müzekkere yazılmasına, davacı vekili 28/08/2017 tarihli talebinde dava dilekçesinden farklı olarak 483.302,62 TL yönünden talepte bulunduğu nazara alınarak SGK’dan dosyaya gelen bu miktar yönünden 72.495,40 TL teminat karşıladığı taktirde sadece bu para yönünden takip alacaklısına ödeme yapılmaması yönünden müzekkere yazılmasına karar verilmiştir.
Karara itiraz eden davalı … itiraz dilekçesi ile, ihtiyati tedbir kararındaki icra takip alacağının yanlış gösterildiğini ve teminatın eksik hesaplandığını, icra dosyasındaki takip talebi yeterince incelenmediğini, takip talebindeki harca esas değerin 1.443.246,46 TL olduğunu, takip alacağının 723.664,72 TL + 206.183,88 USD olduğunu, icra takibindeki bonoların bir kısmının TL bir kısmının USD cinsinden olduğundan ayrı ayrı yazılması gerektiğini, ancak takip talebinde harca esas değer açık ve net yazılmadığını, ihtiyati tedbir kararındaki takip alacağının 723.664,72 TL değil 1.443.246,46 TL üzerinden hesap edilmesi gerekiğini, dolayısı ile teminat miktarının 108.549,70 TL değil 216.486,96 TL olması gerektiğini, davacı tarafın menfi tespit davasındaki harca esas değeri dahi 1.400.000 TL üzerinden yatırdığını, icra dosyasına yatırılan para SGK’ dan gelmediğini, icra dosyasındaki 483.302,62 TL para birinci haciz ihbarnamesine istinaden.. Bankası A.Ş. Yeşilyurt Şubesinden gönderildiğini, davacı ‘nın icra takip dosyasında borçlu olmadığını, icra takibindeki alacak için menfi tespit davası açabilecek kişinin sadece borçlu olduğunu, ihtiyati tedbir kararında davacının muvazaa iddiasına dayandığı ve bu sebeple muvazaadan zarar görenlere geniş bir dava hakkı tanındığının belirtildiğini, mahkemece davacının hukuki yararının yargılama sürecinde tartışılması gerektiğine karar verdiği halde dava dilekçesini taraflara tebliğ etmeden ve davalılara savunma hakkı vermeden, ispat edilmediği sürece geçerli olamayacak muvazaa iddiasını esas alarak ihtiyati tedbir kararını kabul etmesinin hatalı olduğunu, İİK.72/3. maddesine göre icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde verilecek ihtiyati tedbir kararaları kısmi olarak verilemeyeceğini, takip alacağının tümünü kapsaması gerektiğini, bu sebeple şu anda dosyada yatan para kadar ödemenin durdurulması yönündeki bir ihtiyati tedbir kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, ihtiyati tedbir kararının icra dosyası ve diğer belgeler yeterli derecede incelenmeden sadece dava dilekçesi ve davacının beyanları esas alınarak verildiği, davalı olarak savunma hakkımızın kısıtlandığı, ihtiyati tedbir kararının fahiş hukuki ve usuli hatalar ile esasa etkili maddi hatalar içerdiğini, ihtiyati hacze yapılan itirazın kabulü ile ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
İlk Derece Mahkemesi 19/10/2017 tarih 2017/889 Esas sayılı ara kararında;
“Davalı … vekilinin tedbire itiraz nedenleri incelenmiş olup; tedbir kararının gerekçeleri, veriliş nedeni ve sebepleri karşısında; teminat dışındaki nedenlerin yerinde olmadığı, ihtiyati tedbir kararına devam edilmesi gerektiği; sadece haklı olan teminat yönünden talep kabul edilerek teminatın 216.486,96 TL’e çıkarılması…”gerekçesi ile,
08/09/2017 tarihli ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına ilişkin talebin reddine, teminatı 108.549,70 TL’den 216.486,96 TL’e çıkarılmasına; ek 107.937,26 TL teminatın 7 gün içinde karşılanmaması halinde ihtiyati tedbirin kendiliğinden kalkmış sayılmasına karar verilmiş ve karara karşı davalı … vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı … vekili istinaf dilekçesi ile,
Davacı …’nın, dava konusu icra takibinde taraf olmadığını, icra takibindeki tek borçlunun ..Tic.Ltd.Şti. Olduğunu, davacının borçlu şirket adına dava açma hakkı olmadığını, davacı borçlu şirket adına icra takibinin durdurulmasını da talep edemeyeceğini, mahkemece, davacının muvazaa iddiasını gerekçe göstererek ihtiyati tedbir talebini kabul edemeyeceğini, muvazaanın sadece bir iddia olup davalı tarafa dava dilekçesi tebliğ edilmeden ve cevap hakkı tanınmadan ihtiyati tedbir kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacının muvazaa iddialarının soyut ve dayanaksız iddialar olduğunu, davacının menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmadığını,
Davacı ile borçlu şirketin yetkilisi … arasında İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/1233 E. ve İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/1395 E. saylı dosyaları ile şirkete kayyum atanması ve şirketin feshine yönelik davaların devam ettiğini, davacının belirtilen davalardan talep ettiği şirkete yönetim kayyumu atanması taleplerinin reddedildiğini, belirtilen davalara rağmen şirketin yetkilisinin hala … olduğunu, davacının şirketi temsil yetkisi olmadığını, davacının belirtilen dava dosyalarına icra takibinin durdurulması talebini iletmiş ise de talepleri ilgili mahkemelerce reddedildiğini, belirtilen dava dosyalarının sonucu beklenmeden davacının hukuki yararı olduğu kabul edilip icra takibine yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu,
Müvekkilinin alacağı şirket kayıtları ile sabit olduğunu, davacının da müvekkilinin alacağının şirket kayıtlarında yeraldığını kabul ettiğini, borçlu şirketin iki ortağı arasındaki yönetim sorununun müvekkilini bağlamayacağını, müvekkilinin verilen ihtiyati tedbir kararı sebebiyle alacağını tahsil edemediğini, muhtemel uzun yargılama süreci gözetildiğinde müvekkilinin bu süreçte alacağını tahsil edememesi sebebiyle ekonomik olarak sıkıntıya düşeceği ve mağdur olacağını,
İhtiyati tedbir kararının icra takibindeki alacağın bir kısmını kapsayacak şekilde verilemeyeceğini, kararın bu yöneyle de hatalı olup usul ve yasaya aykırı olduğunu,
İleri sürerek, istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesinin 19/10/2017 tarihli ihtiyati tedbir kararına yönelik itirazın reddine ilişkin ara kararının istinaf incelemesi sonucu kaldırılmasına, talep gibi ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/889 Esas sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Davacı tarafından davalılar hasım gösterilerek açılan menfi tespit davasında talep üzerine ilk derece mahkemesince İİK 72/3 maddesi uyarınca teminat karşılığı verilen tedbir kararına davalının itirazı üzerine ilk derece mahkemesince tedbire itirazın reddine karar verilmiş olup, davalı … vekilince bu karar istinaf edilmiştir.
Somut olayda, davaya konu uyuşmazlığın esasını oluşturan takibe konu bonolarda dava dışı şirket borçlu olup, icra takibi de dava dışı şirket aleyhine başlatılmıştır. Gerek bonolarda gerekse takip dosyasında davacı taraf değildir. Kararı istinaf eden davalı vekili de davacının bu davada sıfatının bulunmadığını, davanın aktif dava ehliyeti yokluğundan reddi gerekeceğini, buna rağmen tedbire itirazında bu hususun gözetilmeksizin itirazın reddedildiğini ileri sürmektedir.
Tüzel kişiler ancak yetkili organları aracılığı ile (yasal temsilci/kanuni mümessil) dava açabilirlerse de;
Ancak somut olayda; davacı, davalı …’ ın muvazalı şekilde diğer davalı yanca icra takip konusu yapılan bonoları şirket adına temsil yetkisini kullanarak tanzim ettiğini, bu surette kendisinin de ortağı olduğu şirketin içini boşaltmayı ve dolayısıyla kendisine zarar vermeyi hedeflediğini ileri sürmektedir. Davalı … ın , bono ve takip borçlusu şirketin aynı zamanda ortağı ve yetkili temsilcisi olduğu, davacının da borçlu şirketin %50 hissesine sahip diğer ortağı olduğu, dolayısıyla borçlu şirketin ortakları ve aynı zamanda yasal temsilcisi arasında husumet bulunduğu görülmektedir.
Bu durumda; dava konusu bonolara dayalı icra takibinde borçlu durumunda olan şirketin, bono alacaklısına karşı muvazaa nedeniyle borçlu olmadığının tespiti bakımından açılmış olan menfi tespit davasında, talep edilen ihtiyati tedbir acil işlerden sayılabileceğinden , davacı ortağın tek başına borçlu şirket adına menfi tespit davası açabileceği ve bu dava kapsamında ihtiyati tedbir talebinde bulunabileceğinin kabulü gerekir. ( Yargıtay 12. HD. 2016/12266 E. 2017/4549 K. 23.03.2017 T. ve 2015/28270 E. 2015/28170 K. 16.11.2015 T. karar içerikleri) Bu duruma göre yargılamayı esastan yürütüp karara bağlayacak olan ilk derece mahkemesince delillerin takdiri ile teminat karşılığında İİK 72/3 maddesi uyarınca verilen tedbir kararına yönelik itirazın reddi kararında yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davalı … vekilinin davacının davada sıfatı bulunmadığı temeline dayalı istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı … tarafından yatırılan 85,70.TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 35,90.TL istinaf karar harcından istinaf eden davalı … tarafından peşin olarak yatırılan 31,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 4,50.TL’nin davalı …’den tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden davalı … üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 14/03/2018 tarihinde HMK’ nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.