Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/1896 E. 2020/1337 K. 19.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1896 Esas
KARAR NO: 2020/1337 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/05/2018
NUMARASI: 2016/1023 Esas 2018/656 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 19/11/2020
YAZIM TARİHİ: 11/12/2020
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup Dairemizce yapılan duruşmalı inceleme sonucunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, taraflar arasında ticari ilişki mevcut olup, davacının davalıya verdiği hizmet nedeniyle cari hesap dökümündeki alacaklı olduğu miktara ilişkin İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında 26.967,11 TL asıl alacak üzerinden takip başlattığını, davalı şirketin ödeme emrine 16/08/2016 tarihli dilekçe ile tüm borca ve ferilerine itiraz ettiğini, itiraz üzerine takibin durduğunu, bu nedenlerle itirazın iptali ile takibin işleyecek faiziyle birlikte kaldığı yerden devamına, takip konusu alacağın %20.sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir. Dava dilekçesi davalı şirkete usulüne uygun olarak tebliğ olunmuş, davaya cevap verilmemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 15/05/2018 tarih ve 2016/1023 Esas – 2018/656 Karar sayılı kararında; “Tarafların iddia ve savunmaları, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; taraflar arasında ticari ilişkinin bulunduğu, cari hesap şeklinde çalışıldığı, davacının kendi kayıtlarına göre alacaklı olduğu 26.967,11 TL’nin tahsili için İstanbul …İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile takip başlattığı, davalının süresinde itirazı üzerine takibin durduğu davacının süresi içerisinde iş bu davayı açarak itirazın iptalini talep ettiği, yapılan bilirkişi incelemesi ile taraflar arasında 20.180,79 TL cari hesap mutabakatsızlığının bulunduğu, bu mutabakatsızlığın davacı kayıtlarında yer alan davalı kayıtlarında yer almayan 31/08/2012 tarih ve … nolu 6.355,62 TL bedelli fatura ve 30/06/2013 tarih ve … nolu 9.068,34 TL bedelli fatura ile davalının kayıtlarında yer almasına rağmen davacı kayıtlarında yer almayan 4.756,86 TL’lik SGK ödemesinden kaynaklandığı, davalı tarafından davacı adına yapılan ödemenin sabit olduğu ve takip miktarından mahsubunun gerektiği, yine her iki tarafın kayıtlarında yer alan 6.786,92 TL’lik davacı alacağının da sabit olduğunun kabulünün gerektiği, her ne kadar bilirkişi tarafından davacı kayıtlarında yer alan faturaların davalıya tebliğ edildiği ispatlanamadığından davacının iş bu faturalara konu hizmeti sunduğunu ve malları teslim ettiğini ispatlayamadığı belirtilmiş ise de, davacı vekili tarafından dosyaya sunulan mail yazışmaları ve belgeler incelendiğinde, ihtilafa konu davalı kayıtlarında yer almayan 31/08/2012 tarih ve … nolu 6.355,62 TL bedelli, 30/06/2013 tarih ve … nolu 9.068,34 TL bedelli fatura içeriğinde yer alan temizlik malzemesi ve genel temizlik hizmetinin davacı tarafından davalıya sunulduğunun kabulünün gerektiği (bilirkişi raporunda da 31/08/2012 tarihli 6.355,62 TL’nin fatura bakiyesi olarak aktarıldığı, davalı tarafından peyderpey yapılan ödemelerin faturalar ile birebir uyumlu olmadığı da dikkate alındığında bir kısmı ödenmiş olan faturaya konu hizmetin aldığının kabul edilmesi gerektiği), dosyaya sunulan muavin defter kayıtlarında da davalının davacıdan defaten temizlik hizmeti ve malzemesi aldığının sabit olduğu anlaşılmakla bu faturalar yönünden de davacı alacağının sabit olduğuna kanaat getirilmiş davalının davacı adına yaptığı SGK ödemesi mahsup edilmek suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilerek, alacağın likit olduğu inkar tazminatının yasal şartlarının oluştuğu dikkate alınarak tespit olunan alacak miktarının %20 ‘si oranında inkar tazminatına hükmolunarak aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur….”gerekçesi ile, 1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında davalı tarafından yapılan İTİRAZIN KISMEN İPTALİNE, takibin 22.210,25 TL asıl alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlardaki avans faizi ile birlikte DEVAMINA, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE, 2-İcra İflas Kanun’unun 67/2. maddesi uyarınca asıl alacak miktarının (22.210,25 TL) %20.’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, Müvekkili şirketin davacı şirkete borcunun bulunmadığını, mahkemece yargılama esnasında alınan kök ve ek raporda borç miktarının 6.786,92 TL. Olarak tespit edildiğini, müvekkili şirketin davacı şirkete 6.786,92 TL. Borçlu olduğunun tespit edildiğini, Dosyada alınan bilirkişi raporunun mahkemece hükme esas teşkil etmediğini, mahkemece,bilirkişi raporunda tespit olunan miktarın üzerinde bir miktar üzerinden davanın kabulüne karar verildiğini, mahkemece hazırlanan gerekçeli kararda dosya kapsamında hazırlanan bilirkişi raporlarının neden hükme esas teşkil etmediğinin ayrıntılı olarak açıklanmadığını, Mahkemece, hükme esas teşkil etmeyen bilirkişi raporlarının neden hükme esas teşkil etmediğinin gerekçeli kararda açıklanmadığını,mahkemenin usul ve yasaya aykırı karar verdiğini ileri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, talepleri doğrultusunda davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, açık hesap ticari ilişkiden kaynaklı bakiye alacağın tahsili için yapılan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır. Mahkemece, Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında davalı tarafından yapılan İTİRAZIN KISMEN İPTALİNE, takibin 22.210,25 TL asıl alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlardaki avans faizi ile birlikte DEVAMINA, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davalı borçlu vekili icra dosyasına verdiği itiraz dilekçesinde; alacaklı şirketin ödeme emrinde göndermiş olduğu cari hesap ekstresi ile müvekkili şirket kayıtlarının birbirini tutmadığını,müvekkili şirket aleyhine gönderilen ödeme emrini kabul etmediğini,borca itiraz ettiklerini,alacaklı tarafından takibe konan ödeme emrinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu,netice olarak ödeme emrinde gösterilen borca,borç kaynağına,cari hesap ekstresine,anaparaya faize,faiz oranına,masraf ve ferileriyle beraber itiraz ettiklerini belirtmişlerdir. Davalı davaya cevap vermemiş ve münkir sayılmışdır. Davalı vekilinin, Mahkemece, hükme esas teşkil etmeyen bilirkişi raporlarının neden hükme esas teşkil etmediğinin gerekçeli kararda açıklanmadığı, mahkemenin usul ve yasaya aykırı karar verdiğine yönelik istinaf sebebi incelendiğinde, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. HMK 190/1 maddesine göre ispat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.HMK’ nın 222/1 ve TTK’ nın 83/1 maddesine göre ticari davalarda mahkeme tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden karar verebilir. Ayrıca HMK’nın 31. maddesinde hakimin davayı aydınlatma görevi düzenlenmiştir. Maddeye göre hakim uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda maddi ve hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlarda taraflara açıklama yaptırabileceği gibi soru sorabilecek ve delil gösterilmesini isteyebilecektir. Somut olayda, Mahkemece, tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup Alınan bilirkişi raporunda; taraflar arasında TTK. nun 94. maddesi kapsamında yapılmış cari hesap mutabakatı bulunmadığı, taraf kayıtlarının karşılaştırılmasında davacı kayıtlarında, davacının davalıdan 26.967,71 TL alacaklı, davalı kayıtlarında ise davalının davacıya 6.786,92 TL borçlu gözüktüğü, taraflar arasında 20.180,79 TL cari hesap mutabakatsızlığının bulunduğu, bu mutabakatsızlığın, davacının davalı adına düzenlemiş olduğu davacı kayıtlarında kayıtlı 31/08/2012 tarih ve … nolu 6.355,62 TL bedelli faturanın davalı kayıtlarında kayıtlı olmamasından, davacı kayıtlarında davacının davalıdan bu faturadan cari hesap ilişkisi içinde 6.355,59 TL alacaklı gözükmesinden, davacının davalı adına düzenlemiş olduğu davacı kayıtlarında kayıtlı 30/06/2013 tarih ve … nolu 9.068,34 TL bedelli faturanın davalı kayıtlarında kayıtlı olmamasından, davalının davacı adına SSK Kurumuna yatırdığı 4.756,86 TL tutarındaki ödemenin davalı kayıtlarında kayıtlı olup, davacı kayıtlarında kayıtlı olmamasından kaynaklandığı belirtilmiştir. Boğaziçi Kurumlar Vergi Dairesi Müdürlüğünden davalının 2012-2013 yıllarına ait BA-BS formları gönderilmiştir. Davalı vekili tarafından 19/10/2017 tarihli dilekçe ile davalı şirketçe davacı şirketin SGK kurumuna olan borcu nedeniyle yapılan 4.756,86 TL ödemeye ait banka ödeme dekontu,SGK. tarafından davalı şirkete gönderilen haciz bildirimi yazısı ve ekleri sunulmuştur. Mahkemece, ek rapor düzenlenmesi için dosya bilirkişiye tevdi edilmiş bilirkişi tarafından ibraz edilen ek raporda özetle; faturanın davalıya tebliğ edildiğine ve fatura konusu temizlik malzemesinin davalıya teslim edilmiş bulunduğuna ilişkin olarak davacı tarafından dava dosyasına herhangi bir irsaliye veya teslim belgesi ibrazında bulunulmadığı, davacının davalı adına düzenlediği 9.068,34TL ve 6.355,62 TL bedelli faturalara dava dosyasına celbedilen BA formlarında da rastlanmadığını belirtmiştir. Yargıtay 19 Hukuk Dairesi’ nin 2016/7819 Esas ve 2017/2738 Karar sayılı içtihadı,Yargıtay 19 Hukuk Dairesi’ nin 2014/12574 Esas – 2014/16692 Karar sayılı içtihadı ve yerleşik Yargıtay içtihatlarında da belirtildiği üzere, fatura içeriği malların teslim edildiğinin ispat külfeti davacıya aittir. Tek başına fatura düzenlenmesi alacağı kanıtlamadığı gibi faturanın tebliğ edilmiş olması da fatura içeriği malların teslimi sonucunu doğurmayacak olup davacı taraf faturaların tebliğ edildiğine dair tebliğ parçası, fatura konusu malların teslim edildiğine dair irsaliye ibraz etmediği ve davalıya ait mal ve hizmet alımına ilişkin BA formlarında da ihtilaf konusu faturaların kayıtlı olmadığı anlaşılmıştır. Davacı vekili, davalı ticari defterlerinde kayıtlı olmayan faturalara ilişkin taraflar arasında mail yazışmaları olduğunu belirtip kök rapora karşı verdiği itiraz dilekçesi ekinde mailleri sunmuş olup söz konusu mailler incelendiğinde;” davalı tarafından klozet fırçası,domestos,ahşap temizleyici,genel temizlik malzemeleri,camsil,klozet temizleyici,oda parfümü,halı şampuanı,porçöz,beybi eldiven,nemli pop,mop takım aparat,vakum torbası,kat elemanlarına terlik siparişi,” verildiği, mahkemece mail yazışmasına göre davacı tarafından fatura içeriği malların davalıya teslim edildiği kabul edilmiş isede, söz konusu siparişlerin teslim edildiğine dair davacı tarafından davalıya çekilmiş mail olmadığı, faturaların teslim edildiğine dair tebliğ belgesi ve irsaliye olmadığı, davalı tarafça icra müdürlüğüne verilen itiraz dilekçesinde;”alacaklı şirketin ödeme emrinde göndermiş olduğu cari hesap ekstresi ile müvekkili şirket kayıtlarının birbirini tutmadığını, müvekkili şirket aleyhine gönderilen ödeme emrini kabul etmediğini,” beyan ettiği, itiraz dilekçesine göre davalının kendi defterlerinde kayıtlı olmayan faturaları ve içeriğini kabut etmediğinin anlaşıldığı, davacı taraf fatura içeriği malların davalıya teslim edildiğine dair belge ibraz etmediği dairemizce tespit edilmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılamada davacı delilleri arasında yemin delili bulunduğundan davacı tarafa yemin deliline başvurup başvurmayacağı sorularak sonucuna göre karar verilmesi gerekmiştir. Davacı vekili tarafından sunulan 21/09/2020 tarihli beyan dilekçesi ile,” sözleşme konusu edimler müvekkili tarafından eksiksiz olarak yerine getirildiğinden, davalı taraf ödeme yaptığını usulünce kanıtlaması gerektiği, ispat yükü davalıda olduğundan, müvekkili tarafından yemin teklif edilmesine gerek bulunmadığı,” beyan edilmiştir. Dairemiz 19/11/2020 tarihli son duruşmasında davacı vekili, iddialarını dosyadaki mevcut delillerle ispat ettiklerini, davalı tarafın borcun ödendiğini veya ödenmemesi gerektiğini ispatla yükümlü olduğu, yemin teklif etmelerine gerek olmadığını beyan etmiştir. Dosya kapsamına göre davacının teslim husunu ispatlayamadığı ve davalı ticari defterlerine göre davalının davacıya 6.786,92 TL. Borçlu olduğu anlaşılmış olup İDM.ce davalı ticari defterlerinde tespit edilen 6.786,92 TL.yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken yukarıdaki şekilde karar verilmesi yerinde olmadığından, davalı vekilinin istinaf sebebi kısmen yerinde görülmüştür. Sonuç itibariyle; Davalı tarafın istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile; İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 15/05/2018 tarih ve 2016/1023 Esas – 2018/656 Karar sayılı ilamının HMK 353/1-b2 maddesi uyarınca kaldırılarak Dairemizce yeniden hüküm kurulmak suretiyle; davanın kısmen kabulü ile; İstanbul … İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı icra takip dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın kısmen iptali ile, icra takibinin 6.786,92 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek değişen orandaki avans faizi ile birlikte devamına, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine, kabul edilen alacağın % 20′ si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, karar vermek gerekmiş aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; Davalı tarafın istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ ile; İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 15/05/2018 tarih ve 2016/1023 Esas – 2018/656 Karar sayılı ilamının HMK’nın 353/1-b2 maddesi uyarınca kaldırılarak Dairemizce yeniden hüküm kurulmak suretiyle; 1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; İstanbul … İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı icra takip dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın kısmen iptali ile, İcra takibinin 6.786,92.TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek değişen orandaki avans faizi ile birlikte devamına, 2-Davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine, 3-Kabul edilen alacağın % 20′ si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline,
İLK DERECE YÖNÜNDEN: 4-Alınması gereken 463,61.TL harçtan davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 325,70.TL harcın mahsubu ile bakiye 137,91.TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 5-Davacı tarafından sarf edilen 325,70.TL peşin harç, 850,00.TL bilirkişi gideri, 165,00.TL tebligat/posta gideri olmak üzere toplam: 1.015,00.TL yargılama giderinin haklılık oranına göre hesaplanan (%25kabul) 253,75.TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına, 6-Davalı tarafından sarf edilen yargılama gideri bulunmadığından, bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına, 7-Davacı taraf vekille temsil edildiğinden Dairemiz karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince kabul edilen miktar yönünden hesaplanan 3.400,00.TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 8-Davalı taraf vekille temsil edildiğinden Dairemiz karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince ret edilen miktar yönünden hesaplanan 3.400,00.TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 9-Bakiye gider avansı varsa, talep halinde yatıran tarafa iadesine,
İSTİNAF YÖNÜNDEN: 10-Davalı tarafından yatırılan 98,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, toplam (35,90.TL+343,40.TL=) 379,30.TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine, 11-Davalı tarafından yatırılan 98,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf aşamasında sarfedilen 117,50.TL tebligat gideri ile 31,50.TL dosyanın istinafa gidiş/dönüş gideri olmak üzere toplam: 247,10.TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 12-Davacı tarafından sarf edilen yargılama gideri bulunmadığından, bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına, 13-Davacı vekille temsil edildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 2.kısım 2.bölüm 17/c. maddesi gereğince 3.400,00.TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 14-Davalı vekille temsil edildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 2.kısım 2.bölüm 17/c. maddesi gereğince 3.400,00.TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 15-Dosyada artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 16-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olarak oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 19/11/2020