Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/1849 E. 2020/513 K. 30.04.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1849
KARAR NO: 2020/513
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/06/2018
DOSYA NUMARASI: 2016/5 Esas – 2018/620 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
KARAR TARİHİ: 30/04/2020
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; Müvekkili şirket ile davalı şirket arasındaki ticari iş nedeniyle keşidecisi … A.Ş. olan … Bankası Eskişehir Şubesine ait … hesap nolu … çek nolu 22/05/2014 keşide tarihli 30.000 TL meblağlı çekin davalı şirket tarafından borca karşılık ciro edilmek suretiyle müvekkili şirkete verildiğini, çekin, müvekkili şirketin elinde iken, kaybolduğunu ve İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014 – 1127 E. 2014 – 289 K. nolu ilamı ile müvekkilinin mağdur olmaması açısından zayi nedeniyle iptal edildiğini, kararın 15.12.2014 tarihinde kesinleştiğini, zayi kararı üzerine Gaziosmanpaşa … Noterliğinin 25.05.2015 tarih ve … yevmiye nolu ihtarname ile durumun davalı şirkete ve keşideciye ihtaren bildirildiğini ve alacağın istendiğini, davalı şirketin ödeme yapmaması üzerine keşideci ve davalı ciranta hakkında İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı dosyası ile resmi alacak nedeniyle çekte yazan bedeli talep ettiklerini, keşideci tarafın iflas erteleme, davalı şirketin ise 08.06.2015 tarihinde çeke dayalı borçlarının olmadığının fatura veya cari hesaba dayalı olarak takip yapmak gerektiğinden bahisle borcu örtülü olarak kabul etmekle, haksız olarak icra takibine itiraz ettiklerini, müvekkili şirketin satmış olduğu mal nedeniyle davalı şirketten bu çeki aldığını, çekin zayii olmasının ortadaki alacağı kaldırmadığını, müvekkili şirketin, ticari defter ve kayıtlarına göre davalı şirketten alacaklı olduğunu, davalı şirketin, borcuna rağmen icra takibin öncesi ve icra takip sonrası borç ödememekte ısrar ettiğini, takip öncesi çekilen ihtarname ile davalı şirketin temerrüde düştüğünü, alacağın taraflarca bilinmekte olması nedeniyle likit olduğunu belirterek, davanın kabulüne, davalının icra takibine yapmış olduğu itirazın iptaline ve takibin devamına, alacağın % 20′ sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; müvekkili firmanın davalıya 06.05.2014 tarihinde, … Bankası Eskişehir Şubesine ait 22.05.2014 tarihli … hesap nolu … çek nolu çekin 22.05.2014 tarihli 30.000,00.-TL çek bedelini tahsilat makbuzu karşılığında ödediğini, söz konusu 30.000,00.-TL borcunu böylece davacıya ödediğini, davacıya teslim edilmiş olan tahsil makbuzu karşılığındaki 30.000.-TL çekin, davacı tarafından kendi hakimiyetinde bulunduğu halde kendi kusuruyla kaybettiğini ve bunu Ticaret Mahkemesi kararı ile sabit olacak şekilde tescil ettiğini, davalının, dava konusu ve ilamsız takip konusu 22.05.2014 tarihli çek bedeli 30.000.-TL olan çeke ait çek borcu olan 30.000,00.-TL’nin ödenmiş olduğundan, davacıya söz konusu çek tutarı borcunun mevcut olmadığını, davalının söz konusu çekte ciranta durumunda olduğunu, borcu olan çek keşidecisinin … A.Ş. olduğunu, icra takibinde yer alan … A.Ş.’nin keşideci olup müvekkilinin ciranta olduğunu, müvekkilinin sorumluluğunda olmayan bir çekin davacı tarafından süresinde bankaya ibraz edilmediğini, dava dışı … A.Ş.’nin çekin ödeme tarihinde ödeme yapmamasına rağmen daha sonra iflasın ertelenmesi kararı aldığını, davacının haksız olarak kendi kusuruyla kaybettiği çeki süresinde ibraz ederek keşideciden tahsil etme imkanı varken tahsil etmemiş daha sonra keşidecinin iflas etmesi neticesinde kötü niyetli ve hukuka aykırı, haksız olarak davalıdan söz konusu dava ve icra takibi neticesinde çekin tahsiline ilişkin yollara başvurulduğunu, davacının taleplerinin hukuken haksız olduğunu, Yargıtay kararlarının da bu doğrultuda olduğunu, müvekkilinin 30.000,00 TL çek açısından ciro edilerek davacıya çek teslim edildiğinden borç ödendiğini, icra takibinin haksız ve kötü niyetli olduğunu belirterek, davanın reddine, alacağın % 20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 22/06/2018 tarih ve 2016/5 Esas-2018/620 Karar sayılı kararında; “Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Bilirkişi tarafından alınan raporda ,” davacı şirketin incelenen ticari defterlerine göre takip konusu çekin davalıdan alındığı ile ilgili kayıt bulunmasına rağmen, karşılıksız kaydının bulunmadığı görülmesine rağmen, İstanbul Anadolu 8. Aslîye Ticaret Mahkemesinin 2014 – 1127 E. / 2014 – 289 K. 04.11.2014 tarihli kararında takip konusu çekin iptaline karar verildiğinden, nihai karar ve konunun hukuki yorumu tamamen mahkemeye ait olmak üzere davacı tarafın davalıdan alacak talebinde bulunabileceğinin söylenebileceği, davacının takipten önce istediği faiz ile ilgili ihtarnamenin tebliğ şerhi bulunmadığından, hesaplama yapılamamış olup, tebliğ şerhi sunulduktan sonra hesaplama yapılabileceği yönünde “görüş bildirilmiştir. İncelenen tüm dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmaları, denetlenebilir bilirkişi raporu içeriğine göre, itirazın iptaline konu davada taraflar arasında ticari ilişkinin varlığı ve dava konusu çekin verildiği ve çek miktarı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. İtirazın iptaline konu çekin keşidecisi dava dışı … A.Ş. olduğu, … Bankası Eskişehir şubesinin … nolu çekin 22/05/2014 tarihli ve 30.000,00 TL bedelli olduğu, bu çekin davalı … Ltd. Şti. ‘ne ciro edildiği , mal bedeli karşılığında davalı şirketin davacıya çeki ciro ederek verdiği yine taraflar arasında uyuşmazlık dışı olduğu belirlenmiştir. Bahsi geçen çek zayi nedeniyle ödeme için bankaya ibraz edilmemiş ,İstanbul 8.Asliye ticaret mahkemesinin 04/11/2014 tarih ve 2014/1127 esas 2014/289 karar sayılı ilamıyla zayi nedeniyle iptaline karar verilmiştir. Davalı yan çek bedelinin ödendiğini cevap dilekçesinde belirtmiş olmakla ispat yükünü üzerine almış bulunmaktadır. Davalı yanın cevap dilekçesine ekli ödeme konusundaki tahsilat makbuzu olarak sunulan belge 06/05/2014 tarihli çek girişine ilişkin belge olduğu ,çekin davalı tarafından davacıya teslimine ilişkin bilgi içerdiği anlaşılmıştır. Ayrıca her iki tarafın ticari defterlerinin incelenmesi neticesinde bilirkişinin verdiği rapora göre davacı şirketin takibe konu davalıdan aldığı çeki 06/05/2014 tarih ve 2301 yevmiye numarasıyla kaydını yaptığı ancak borç ve alacağın raporlanmadığı , davalı şirketin ticari defterlerinde ise keza ilgili çekle ilgili bir bilginin olmadığı ve bu çekin bedelinin ödendiğine dair kaydın bulunmadığı belirlenmiştir. Bu tespitlere göre davalı şirketin borcuna karşılık keşidecisi … A.Ş. olan … Bankası Eskişehir şubesine ait … nolu 22/05/2014 tarihli ve 30.000,00 TL bedelli çeki ciro ederek davacıya verdiği, ancak bu çekin zayi edildiğinden bankaya ibraz edilemediği ,ilgili çekin mahkeme tarafından iptal edilmiş olduğu , ancak davalı tarafça çek bedelinin ödenmiş olduğu iddia edilmiş ise de bu bedelin ödendiği ispat edilemediğinden ,davanın kabulü ile, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasında; davalının 30.000,00 TL asıl alacağa yönelik itirazının iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, asıl alacak 30.000,00 TL ye takip tarihinden itibaren yıllık 10.50 ve değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına, alacağın likit olduğu gözönüne alındığında kabul edilen asıl alacak üzerinden hesaplanan %20 İcra inkar tazminatı tutarı 6.000,00 TL nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. …”gerekçesi ile, 1-Davanın KABULÜ ile, İAA … İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasında; Davalının 30.000,00 TL asıl alacağa yönelik itirazının iptali ile takibin bu miktar üzerinden DEVAMINA, Asıl alacak 30.000,00 TL ye takip tarihinden itibaren yıllık 10.50 ve değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına, Alacağın likit olduğu gözönüne alındığında kabul edilen asıl alacak üzerinden hesaplanan %20 İcra inkar tazminatı tutarı 6.000,00 TL nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile;Davacı ve davalı ticari defter kayıtlarına göre müvekkilinin davacıya herhangi bir borcu olmadığının belirlendiğini,bilirkişi raporu ile davacı tarafından çeki tahsil ettiği,taraflar arasında 31/12/2014 tarihi itibariyle alacak-borç ilişkisinin kalmadığı ticari defter kayıtları ilede kanıtlandığını, müvekkilinin borçlu olmadığı raporla sabit olmasına rağmen mahkemece,borçlu olarak kanaat getirip hüküm kurmasının hukuka aykırı olması sebebiyle hükmün ortadan kaldırılarak yeniden yargılama yapılmasını talep ettiklerini, Davacı tarafa ait dökümlerden anlaşılacağı üzere,bahse konu çeke ilişkin karşılıksız kaydının davacı tarafından defterlerine işlenmediğini,zayi olduğu iddia edilen çeke ilişkin 30.000 TL. Zarr kalemi olarak kayıtlara girilmediğini,bu durumda çekin davacı tarafından tahsil edildiğine ilişkin bir kanıt oluşturduğunu, Müvekkilinin dava konusu çekte ciranta durumunda olduğundan çekin aslından doğrudan borçlu olmadığını,davalı ve davacı karşılıklı olarak birbirlerinden cari hesap alacak ve borçluları olduklarını,müvekkilininde davacıya cari hesap borcunun olmadığını, Çekin keşidecisinin … A.Ş. Olduğunu, davacının çeki kendi kusuru sebebiyle kaybettiğini ve zamanında bankaya ibraz etmediğini,çekin ödeme tarihinde keşidecinin ödeme yapma imkanı var iken davacı kendi hatası nedeniyle tahsil edemediğini,davacının keşideci hakkında iflas erteleme kararı alındıktan sonra haksız ve kötüniyetli olarak çekin tahsiline ilişkin yollara başvurduğunu,müvekkilinin davacı firmaya herhangi bir borcu olmamasına rağmen mükerrer tahsilatla karşı karşıya kaldığını İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına,yeniden yargılama yapılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : İstanbul Anadolu 5 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/5 Esas-2018/620 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’ nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava; İstanbul 8 ATM’ nin 2014/1127 Esas,2014/289 Karar sayılı çek iptali davasına konu zayi olan çek bedelinin tahsili için dava dışı keşideci ve davalı ciranta aleyhine yapılan ilamsız icra takibi üzerine davalı/borçlunun itirazı üzerine açılan itirazın iptali davasıdır. Mahkemece, Davanın kabulü ile, İAA … İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasında; Davalının 30.000,00 TL asıl alacağa yönelik itirazının iptali ile takibin bu miktar üzerinden DEVAMINA, Asıl alacak 30.000,00 TL ye takip tarihinden itibaren yıllık 10.50 ve değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstanbul 8 ATM.nin 2014/1127 Esas,2014/289 Karar sayılı ilamı incelendiğinde; davacı … LTD.ŞTİ.tarafından 29/05/2014 tarihinde çek iptali davası açıldığı, mahkemece 04/11/2014 tarihinde davanın kabulü ile; dava konusu edilen keşidecisi … A.Ş. Olan … Bankası Eskişehir Şubesine ait … çek nolu, 22/05/2014 ödeme tarihli,30.000,00 TL. Bedelli çekin zayi nedeniyle iptaline karar verildiği, Davacı tarafından 02/06/2015 tarihinde İstanbul 8 ATM’ nin 2014/1127 Esas,2014/289 Karar sayılı çek iptali davasına konu zayi olan çek bedelinin tahsili için dava dışı keşideci ve davalı ciranta aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’ nün … sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi yapıldığı ve davalı/borçlunun itirazı üzerine itirazın iptali davası açıldığı anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, dava konusu zayi kararı verilen 1 adet çeke dayalı olarak, davacının davalıdan çek bedelini talep edip edemeyeceği, temel ilişkide davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır. Davalı/ borçlu icra müdürlüğüne verdiği itiraz dilekçesinde ve mahkemeye verdiği cevap dilekçesinde zamanaşımı itirazında bulunduğu halde İDM.ce zamanaşımı defi konusunda karar verilmediği ve gerekçeli kararında da bu yönde bir değerlendirme yapılmadığı halde davalının bu yönde istinafı olmadığından dairemizce değerlendirme yapılmamıştır. Davalı vekilinin mahkemenin kabulüne yönelik istinaf sebebi incelendiğinde; Dava konusu çek davacıya ciro yoluyla geçmiştir. Davalı tarafından çekin varlığının inkar edilmediği, tam tersine kabul edildiği, TTK’ nın 646, 652 maddelerine göre, iptal kararı üzerine hak sahibinin hakkını senetsiz olarak ileri sürebileceği, borçlunun TTK 646/2′ ye göre, hile veya ağır kusuru bulunmadıkça alacaklı olduğu anlaşılan kişiye ödemede bulunmakla borcundan kurtulacağı düzenlenmiştir. Taraflar arasındaki karşılıklı ticari ilişki her iki tarafın da kabulünde olup uyuşmazlık davalı ödemelerinden kaynaklanmaktadır. HMK 266 maddesindeki “Mahkeme, çözümü hukuk dışında özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir…” ve yine HMK 282 maddesindeki “Hakim bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir.” yasal düzenlemeleri de gözetildiğinde; İlk Derece Mahkemesince sunulan deliller, bilirkişi rapor içeriğindeki tespitler ışığında kurulan hüküm gerekçesinde davalı vekilinin istinaf nedenleri de karşılanmış olmakla; yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Sonuç olarak; dosya kapsamı, mahkemenin kabul ve gerekçesi ve istinaf sebepleri gözetildiğinde; mahkeme kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesine göre esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 2.049,30 TL istinaf karar harcından istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan toplam: 513,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.536,3 TL’ nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-Dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ ne gidiş-dönüş masrafı 31,5 TL’ nin davacı avansından sarf edildiği anlaşılmakla; bu giderin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 30/04/2020 tarihinde HMK’ nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.