Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/1841 E. 2020/533 K. 07.05.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1841 Esas
KARAR NO: 2020/533 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/09/2018
DOSYA NUMARASI: 2017/741 Esas – 2018/782 Karar
DAVA: Tespit
KARAR TARİHİ: 07/05/2020
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalıların Silivri ve çevresinde bağlı bulundukları meslek odasının belirlediği asgari tarifenin altında ekmek satışı yaparak haksız rekabete sebebiyet verdiğini, 250 gr ekmeğin fiyatının 1,25 olarak belirlendiğini, davalıların 75 kuruşa sattıklarını, Silivri Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/10 dğişik iş sayılı dosyasında ekmeğin maliyetinin 1,041 TL olduğunu, ihtara rağmen ekmek fiyatlarını uygun hale getirmediklerini belirterek tedbir olarak ekmek satışının durdurulmasını, haksız rekabetin tespiti ve menine karar verilmesini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesi ile; değişik iş tespit dosyasındaki bilirkişi raporunu kabul etmediklerini, uğrandığı iddia edilen zararın miktarının belirli olmadığını, Meslek Odaları tarafından azami fiyat tarifeleri belirlendiğini, haksız rekabetin koşullarının oluşmadığını belirterek davanın reddini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesi ile; davacı derneğin dava açma ehliyetinin bulunmadığını, zamanaşımı yönünden davanın reddinin gerektiğini, belirlenen ekmek maliyetinin altında satış yapan birçok işletme bulunduğunu, fiyat tarifelerinin uygulanacak azami hadleri belirlediğini belirterek davanın reddini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … A.Ş. (Eski Ünvan … A.Ş.) vekili cevap dilekçesi ile; davacı tarafından aynı dava dilekçesi ile Bakırköy 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/733 esasına kayıtlı olarak da dava açıldığını, haksız rekabet koşullarının oluşmadığını, fiyat tarifelerinin azami hadleri belirlediğini belirterek davanın reddini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 10/09/2018 tarih ve 2017/741 Esas-2018/782 Karar sayılı kararında; “Dava, haksız rekabetin tespiti ve meni istemine ilişkin olup, uyuşmazlığın davalıların 250 gr ekmeği tedarik fiyatının altında satışa sunup sunmadıkları, 250 gr ekmeğin maliyet fiyatı, davalıların satış fiyatının maliyet fiyatının altında olup olmadığı, bu hususun haksız rekabet teşkil edip etmediği hususunda toplandığı anlaşılmıştır. İstanbul Ticaret Odasına ve Silivri Esnaf ve Sanatkarlar Odasına müzekkere yazılarak ekmek çeşitlerine göre 250 gram ekmeğin maliyeti hususunda mahkememize bilgi verilmesinini istenildiği ve müzekkerelere cevap verildiği görülmüştür. Dosya kül halinde gıda mühendisi bilirkişisi …’a tevdii edilmiş bilirkişi tarafından sunulan raporda işletmelerin ekmek üretimlerinde 250 gr. Ekmek maliyetini etkileyen birçok unsur olduğunu bunların üretimde kullanılan hammadde fiyatlarının ekmek üretim teknolojisinin,işletmedeki çalışan sayısının, işletmenin bulunduğu bölge nüfus ve fırın sayısının, işletmenin kapasite kullanımının, kira ücretinin, üretilen ekmeğin satış kanallarının, işletme elektrik su doğalgaz odun taşıt yakıtı, temizlik malz.giderlei muhasebeciye verilen ücret üretilen ekmeğin tamamının satılıp satılamaması, amortismanlar vb. Olduğunu ekmek maliyetini etkilediğini 1 çuval undan 250 gr ağırlığında yaklaşık 260 adet ekmek üretildiğini günlük 8 çuval un işleyen bir fırının ortalama 2080 adet ekmek üreteceğinin bu miktarda ekmek üreten işletmenin hesaplanan maliyetinin 1784,97TL olduğunu 250 gr ekmeğin birim başına maliyetinin üretici karı ilave edilmeden hesaplandığında 0,86 TL olduğu hususunda görüş bildirdiği görülmüştür. Bilirkişi raporuna taraf vekillerince itiraz ve beyan dilekçelerinin ibraz edildiği görülmekle dosya tarafların itirazları irdelenerek ek rapor düzenlenmesi hususunda tekrar bilirkişiye verilmiş bilirkişi tarafından sunulan ek raporda ise yine kök raporun doğru olduğu hususunda kanaat bildirdiği görülmüştür. Dava Haksız Rekabetin Tespiti ve Önlenmesi davasıdır. 6102 Sayılı TTK nın 54 ve devamı maddelerinde haksız rekabet, haksız rekabetin neler olduğu, haksız rekabetin tespiti halinde ne gibi kararlar alınacağı ve kişilere ne gibi haklar verildiği düzenlenmiştir. Yasanın tanımına göre rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına aykırı davranışlar, ticari uygulamalar haksız rekabeti oluşturur. Aynı yasanın 55/1-a-6 maddesinde seçilmiş bazı malları birden çok kere tedarik fiyatının altında satışa sunmak bu sunumları reklamlarında vurgulamak, bu şekilde müşterilerini kendisinin veya rakiplerinin yeteneği hakkında yanıltmak haksız rekabet oluşturan fiilerden birisidir. Yasanın bu maddesinde aynı zamanda bir karine getirilmiştir. Buna göre satış fiyatının aynı çeşit malların iş ürünlerinin veya faaliyetlerinin benzer hacimde alımında uygulanan tedarik fiyatının altında olması halinde yanıltmanın varlığı karine olarak kabul olunur. Davalı, gerçek tedarik fiyatını ispatladığı takdirde bu fiyat değerlendirmeye esas olunur. Dosyaya sunulan belgelerden ve toplanan delillerden davalılar tarafından satışa sunulan ekmeğin satış fiyatının maliyetinin altında satıldığı, davalıların bu eylemlerinin 6102 Sayılı TTK nın 56. maddesinde düzenlenen haksız rekabet fiilini oluşturduğu kanatine varılarak haksız rekabetin tespiti ile eyleminin önlenmesine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur….”gerekçesi ile, AÇILAN DAVANIN KABULÜNE, Davalılar tarafından üretim maliyetinin altında ekmek satışı yapılması şeklindeki eylemlerinin haksız rekabet oluşturduğunun tespitine, haksız rekabetin men’ine, karar verilmiş ve karara karşı davalılar vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … vekili istinaf dilekçesi ile; Hiçbir yasal dayanağı bulunmayan huzurdaki davanın reddi gerekirken yürürlükteki fiyat tarifesi ,Rekabetin Korunması Hakkında Kanunun 4. Maddesi Rekabet Kurulu Başkanlığının 21.01.2016 tarihli emsal kararı ve Ticaret Bakanlığının uygulaması dikkate alınmaksızın hükme esas teşkil edecek mahiyette olmayan bilirkişi kök ve ek raporların hükme esas alınması, usul ve yasaya aykırı olup verilen kararın kaldırılmasını talep ettiğini, Müvekkili … A.Ş.’nin, ekmek üretmediği, mağazalarında ekmek satışı yapmakta olduğunu,bu nedenle müvekkili şirketin ekmeğin üretim maliyetini bilebilmesinin mümkünolmadığını, ekmeğin maliyet bedelini ancak ekmeği üreten davalı …’ın belirleyebilir olduğunu, Ekmeği halka arz eden müvekkili firmanın özen gösterdiği en önemli konu ise dosyaya sunduğu tüm beyanlarında belirttiği gibi, meslek odasının belirlediği azami fiyat tarifesine uygun şekilde ekmek satışı yapmakta olduğunu, Her ne kadar davacının dava dilekçesinde, Silivri ve çevresinde, meslek odasının belirlediği tarifenin asgari tarife olduğunu ve asgari tarifenin altında ekmek satışı yapıldığını iddia etmiş ise de; Tacir ve Sanayiciler Tarafından Üretilen Mal ve Hizmetlerin Azami Fiyat Tarifelerinin Düzenlenmesi Hakkında Yönetmelik gereğince meslek odasının belirlediği ekmek fiyatı, ekmeğin asgari satış fiyatı olmadığı, ekmeğin azami satış fiyatı olduğu, ekmeğin azami satış fiyatı belirlenerek tüketicinin piyasadaki fiyat dalgalanmalarından, keyfi zamlardan korunmasının amaçlandığını, Ticaret Bakanlığının 01.10.2018 Tarihli Ekmek Fiyatlarına Yönelik Basın Açıklamasında “Ekmek fiyatları, Tacir ve Sanayiciler Tarafından Üretilen Mal ve Hizmetlerin Azami Fiyat Tarifelerinin Düzenlenmesi Hakkında Yönetmelik ile Esnaf ve Sanatkârlarca Üretilen Mal ve Hizmetlerin Fiyat Tarifeleri Hakkında Yönetmelik hükümleri çerçevesinde, illerimizde veya ilçelerimizde esnaflarımız için ilgili esnaf ve sanatkarlar odaları, tacirlerimiz için ise ticaret odaları tarafından hazırlanan fiyat tarifelerine istinaden belirlenmekte olduğunu, Ticaret Bakanlığı’nın bu duyurusuna paralel olarak halkın azami fiyat tarifesi ile belirlenen fiyatla ekmek satın alabilmesini, tüketicinin fahiş satış fiyatından korunmasını sağlayacak şekil ve şartlarda, mevzuta uygun şekilde mağazalarında ekmek satışı yapan müvekkil firmanın, piyasada haksız rekabete sebebiyet verdiği iddiasının kabul edilmesinin olanaksız olduğunu, Cevap dilekçesi ekinde dosyaya sunduğu Rekabet Kurulu Başkanlığının 21.01.2016 tarihli kararı ve ekmek üreticilerine uyarı mektubundaki esaslar incelendiğinde müvekkili şirketin hukuka aykırı bir eyleminin bulunmadığı ve davacı derneğin müvekkili şirketin mağazalarında ekmek satışını durdurmak için açtığı huzurdaki davanın yasal dayanağının bulunmadığının açık olduğunu. Hükme esas alınan gıda mühendisi bilirkişi …’ın hazırladığı kök ve ek raporlar, maddi gerçeği ortaya koyacak yeterlilikte olmayan, hatalı ve eksik değerlendirme ile hazırlanmış, taraflar arasındaki uyuşmazlık konusunu çözecek mahiyette olmadığını, yerel mahkeme, raporları esas alarak verdiği kararda, uyuşmazlığın çözümünde hataya düşdüğünü, haksız rekabetin koşulları oluşmadığından davacının davada hukuki yararının olmadığını, iddia edilen “fırıncı zararı” nın ispatlanmadığını, Ekmeği tedarik eden … A.Ş.’nin kayıtları ile ekmeği üreten …’ın üretim koşulları, yargılamada hiçbir şekilde değerlendirilmediğini, davalıların delil olarak dayandığı ticari defter ve kayıtları dahi incelenmeden, gıda mühendisi bilirkişiden alınan raporlar ile uyuşmazlığın çözülmeye çalışıldığını, Kök rapora itirazlarının ve başka bir bilirkişi heyetinden denetime elverişli rapor alınması yönündeki taleplerinin dikkate alınmadığını, Dava dilekçesinde uyuşmazlığın konusu asgari fiyat tarifesinin altında ekmek satışının yapılıp yapılmadığı şeklinde açıklanmış iken, yargılamada ekmeğin maliyet fiyatının araştırılması olduğunu, Yerel Mahkemenin gerekçeli kararında, davalı müvekkili şirketin meslek odasının belirlediği fiyat tarifesine uygun şekilde ekmek satışı yapıp yapmadığının incelenmediği, hatta hiç değinilmediğinin görüldüğünü,uyuşmazlık konusunda Sayın Mahkemeyi yanıltan da davacının dava dilekçesi ekinde dosyaya sunduğu Silivri Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/10 D.İş sayılı dosyasında ekmeğin maliyetinin 1.041-TL olduğuna ilişkin bilirkişi raporu olduğunu,Dava dilekçesinde esasen davacının, müvekkili şirketin maliyetin altında satış yaptığını iddia ettiğini, Bu yönden de yapılan yargılama ve verilen kararın hatalı olduğunu, Her ne kadar davacı, asgari tarifenin ve piyasının çok altında bir fiyatla dürüstlük kuralına aykırı olarak ekmek satışı yapıldığı, böylelikle haksız rekabet oluştuğunu iddia etmiş ise de bu iddiasının asılsız olduğunu, Haksız rekabet hâllerinin başlıcaları TTK’nun 55/1-a-6. maddesinde sıralandığını, Yerel Mahkeme davaya konu uyuşmazlıkta haksız rekabetin varlığını TTK 55/1-a-6.maddesine dayandırmış ise de bu gerekçe tüm davalılar için kabul edilebilir bir gerekçe asla olamayacağını, yukarıda da arz ettiği gibi müvekkili firmanın ekmeği fırıncıdan satın almadığı için maliyet fiyatını bilebilecek durumda olmadığını, Yerel mahkeme derneğin dava açma ehliyetinin olup olmadığını araştırmadığını,ayrıca davacının iddia ettiği “fırıncı zararı” nın ispatlanmadığını, TMK’nın 90. maddesi gereği derneklerin faaliyetleri, tüzüklerinde belirtilen çalışma konuları ve biçimleriyle sınırlı olduğunu, Derneklerin dava ehliyeti, derneklerin tüzel kişiliğini doğrudan ilgilendiren konularla sınırlı olduğunu, Müvekkili şirket mağazalarında sadece ekmek satışı yapılmadığını, Pek çok ürün ile birlikte hergün belli bir sayıda ekmeğin satışa sunulduğunu, müvekkil firmanın Silivri’de ekmek pazarında hakim durumda olmadığını, Silivri’de ekmek satışı yapan birçok fırın ile …, …, … A.Ş. gibi çok sayıda firma olduğunu, Davacının iddiasının aksine tüm fırın ve marketlerin Silivri’de rahatlıkla 1.25-TL nin altında ekmek satışı yapabildiğini, müvekkili firmanın birkaç mağazasında ekmek satarak Silivri’de ekmek pazarında hakim durumda olmasının, rakiplerine ve fırıncılara ekonomik olarak zarar vermesinin mümkün olmadığını, Üstelik … A.Ş’nin ekmek satış fiyatının da belirlenen tarifenin çok altında olduğunu, davacı derneğin huzurdaki davayı açmaktaki asıl amacının, Fırıncı Derneklerinin-Federasyonlarının asgari fiyatlara müdahale etmesini sağlamak, böylelikle fırınlar arasında daha yüksek bir taban fiyat birliği yaratarak piyasaya belli bir fiyatı dayatmakta olduğunu, Üretici, tedarikçi ve satıcı marketlerin, ekmek gibi hergün satılan ürünü, aylar-yıllarca sürekli olarak maliyetinin altında, yani zararına sattıklarını iddia etmenin ticari icaplara, ekonominin mantığına da aykırı olduğunu, Davalı üretici …’ın maliyet koşulları değerlendirilmek suretiyle yeni bir bilirkişi incelemesi yapılması taleplerinin mahkeme tarafından dikkate alınmadığını, Hükme esas alınan bilirkişi kök ve ek raporda maliyeti etkileyen unsurların sayıldığını ancak, davalı üretici …’ın ekmek üretimini aile işbirliği ile yaptıkları, işletmesinin Silivri kırsalında olması sebebiyle kirasının düşük olduğu ve sair nedenlerle maliyetlerinin ortalamanın çok daha altında olduğu yönündeki savunmaların dikkate alınmadığını, …’ın maliyet unsurlarının incelenmediğini ileri sürerek, -Aleyhine istinaf yoluna başvurdukları haksız ve hukuka aykırı Yerel Mahkeme kararının kaldırılarak davacının davasının reddine karar verilmesini, – Yargılama masrafları ile dava vekalet ücretinin davacı yan üzerine yükletilmesine karar verilmesini talep ekmiştir. Davalı … vekili istinaf dilekçesi ile; Davacı derneğin müvekkili hakkında huzurdaki dosya ve Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/733 Esas sayılı dosyası ile aynı tarihler aralığında ve aynı bölge ile ilgili iki adet ayrı dava ikame ettiğini, her iki mahkeme de kısa aralarla müvekkili hakkında aynı hükmü kurduğunu, Müvekkilimiz hakkında iki defa men, tespit ve ilan kararı verildiğini,bu hususun usule aykırı olup bozmayı gerektirdiğini, Kararın, eksik rapor ve inceleme ile verildiğini, Yargılama esnasında ve bilirkişi raporuna itirazlarında da belirtildiği üzere; müvekkili açısından yapılan bilirkişi incelemesinin mahkemeyi doğru sonuca götürecek içerik ile yapılmadığını, Dava konusu heyet oluşturulmaksızın bilirkişi incelemesi yapılabilir bir konu olmadığını, Hal böyle iken dahi, raporu yazan bilirkişi ek raporunda müvekkili …’ın şahsi maliyetinin daha düşük olacağını belirtmiş ancak sayın mahkeme tarafından itirazları ışığında müvekkili …’ ın girdileri ile kendisinin ekmeği ne kadara mal ettiğinin tespit edilmediğini, Haksız rekabetin oluşup oluşmadığı, Fırıncılar Odasının tarifesine veya ortalama maliyet hesabına göre değil, üreticinin ve satıcının maliyetine göre hesaplamayı gerektirir. Başka bir deyişle, haksız rekabetten ancak, kendi maliyetinin altında, zararına satış halinde söz edilebileceğini, hiçbir üreticinin-satıcının, rakiplerinin veya sektör ortalamasının yüksek maliyetini esas alarak, bu tutarın üzerinde bir fiyatla satış yapma zorunluluğunun olmadığını,serbest piyasanın, serbest rekabetin esasının da bu olduğunu, Bu şekilde hazırlanmış bir bilirkişi raporu ile sayın mahkemenin hüküm kurmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/741 Esas – 2018/782 Karar sayılı kararının kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılarak mükerrerlik, usul ve esasa sair hukuka aykırılıklar nedeniyle davanın reddine, yargılama, avukatlık ve İstinaf giderlerinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … A.Ş. vekili istinaf dilekçesi ile; Davanın müvekkili açısından mükerrer açıldığını, derdestlik itirazı hakkında bir karar verilmediğini, gerekçe kurulmadığını, Davacı Derneğin, 09.08.2017 tarihinde, tümüyle aynı iddia ve delillere dayalı olarak iki ayrı dava açtığını, -Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/733 E. sayılı dosyası ile Fırıncı …, Tedarikçi … (…) ve satıcı … Marketler davalı gösterildiğini ve 31.10.2018 tarihinde davanın kabulüne karar verildiğini, -Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/741 E. sayılı huzurdaki dosyası ile de, fırıncı …, Tedarikçi … (…) ve satıcı … hakkında dava açıldığını ve aynı yönde 10.09.2018 karara bağlandığını, Böylece Fırıncı ve Tedarikçi aynı iken, Market değiştirilerek ayrı bir dava açıldığını,davalarda dayanılan deliller ve iddianın tamamen aynı olduğunu, Mükerrer dava-derdestlik itirazının incelenmediğini, üretici ve tedarikçinin aynı eylemi, ekmek verdiği market sayısı kadar ayrı bir ihlal oluştururmuş gibi, market değiştirilerek üretici ve tedarikçi hakkında mükerrer dava açıldığını, aynı kişiler hakkında aynı hukuki olay, aynı yasal dayanak ve aynı kararın, iki Mahkemece 20 gün arayla verildiğini, Haksız rekabet fiilinin, belli bir ürünün maliyetinin altında fiyatla piyasaya satışı noktasında ise, tüm alıcılara yönelik fiyat uygulamasının tek bir ihlal oluşturduğunu, O nedenle ekmeğin birden çok markete veya bakkala satışı ayrı davalara konu edilemeyeceğini, örneğin somut olayda fırıncı ve müvekkili tedarikçi bakımından, Silivri’de 50 dağıtım noktasına (market vs) satış yapılıyor ise, 50 ayrı dava açılmasını gerektirdiğini, her bakkal ve markete satış bakımından ayrı ayrı men kararı verilmesi gerektiğinin düşünülmesi gerektiğini, Kararın, Eksik Rapor ve inceleme ile verildiğini, Bilirkişi seçiminin hukuka uygun olmadığını,ekmeğin maliyet hesabı tek başına gıda mühendisliğinin uzmanlık alanı olmadığını,ekonomik verilerin de değerlendirilmesi, hesaplama işlemleri bulunduğundan, fiyat ve maliyet analizleri ile konu hakkında uzman 3 kişilik heyet oluşturulması gerektiğini, Mahkemece, “ekmeğin maliyetinin altında fiyatla satıldığı” gerekçesiyle davalıların eylemlerinin haksız rekabet fiilini oluşturduğu kanaatine varıldığı gerekçesini kurmuş ise de, dosyada, ekmeği üretici-fırıncı …’ın maliyet bedelinin altında satıldığına dair herhangi bir delil olmadığını, Haksız rekabetin oluşup oluşmadığı, Fırıncılar Odasının tarifesine veya ortalama maliyet hesabına göre değil, üreticinin ve satıcının maliyetine göre hesaplamayı gerektirdiğini, başka bir deyişle, haksız rekabetten ancak, kendi maliyetinin altında, zararına satış halinde söz edilebileceğini, hiçbir üreticinin-satıcının, rakiplerinin veya sektör ortalamasının yüksek maliyetini esas alarak, bu tutarın üzerinde bir fiyatla satış yapma zorunluluğunun olmadığını,serbest piyasanın, serbest rekabetin esasının da bu olduğunu, Hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise, maliyeti etkileyen unsurların sayıldığı ancak, davalı fırıncı …’ın ekmek üretimini aile işbirliği ile yaptıkları, işletmesinin Silivri kırsalında olması sebebiyle kirasının düşük olduğu ve sair nedenlerle maliyetlerinin ortalamanın çok daha altında olduğu yönündeki savunmaların dikkate alınmadığını ve …’ın maliyet unsurlarının incelenmediğini, Bilirkişi raporu dahil dosyada mübrez hiçbir belge, davalı üreticinin gerçek maliyet bedelini ve bu bedelin altında satış yapıldığını ortaya koyar nitelikte değil iken, Mahkemece davalıların eylemlerinin haksız rekabet fiilini oluşturduğu kanaatine varmasının dayanak olup usul ve yasaya aykırı olduğunu, TTK. md. 55/1-a-6’da sayılan unsurların Mahkemece irdelenmediğini, kararda da, hangi unsurun nasıl gerçekleştiğinin tartışılıp nitelendirilmediğini, salt meslek odasının belirlediği asgari fiyat altında ekmek satışı yapılmasının haksız rekabet fiilinin oluşması için yeterli olmadığını, Kural olarak herkesin ürün ve hizmetlerinin satış fiyatını serbestçe belirleme hak ve yetkisine sahip olduğunu ve hatta tedarik fiyatının altında satış yapılması da kural olarak haksız rekabet teşkil etmeyeceğini, (Bkz. Doç. Dr. N. Füsun Nomer Ertan: Haksız Rekabet Hukuku, 2016, sh. 223 ) Azami fiyatın altında satış yapmanın haksız rekabet oluşturmadığının da içtihatlarla da sabit olduğunu (Yarg. 4. Hukuk Dairesi T. 20.11.1995, E. 1995/3475 K. 1995/8877, Yarg. 11. Hukuk Dairesi T. 12.4.2004, E. 2003/9517 K. 2004/3859, Yarg. 11. Hukuk Dairesi T. 10.5.1999, E. 1999/1945 K. 1999/3745) TTK M. 55/ı, a-6’da belirtilen haksız rekabet şartlarının birlikte gerçekleşmesi gerektiğini, dava konusu olayda bu şartlardan (b hariç) hiç birinin olmadığını,mahkemece bu şartların hiç birinin irdelenmediğini, Kararın usul ve yasaya uygun inceleme, irdeleme ve gerekçeden yoksun olduğunu, Gerek fırıncının gerekse marketlerin ucuza ekmek satışlarının hukuka uygun olduğu, Ankara’da Ekim ayında yaşanan Zam Tartışması ile de sabit olduğunu, Ekmek satışında taban fiyat olmayıp tavan fiyat sınırı olduğu, ucuza ekmek satışının haksız rekabet oluşturmayacağı, davacı derneğin ekmeğin belli bir fiyatın altında satılmasını engellemek şeklindeki çabasının kuruluş amacı ve yasaya uygun olmadığı, mal ve mamullerin azami fiyat tariflerini hazırlamak olduğunu, Mahkemece bu savunmalarının irdelemediğini ve gerekçelendirilmediğini, Ekmeğin asgari satış fiyatını belirleme ve bunu engelleme çabasının 4054 Sayılı Yasanın ihlali “Rekabet İhlali” olduğuna dair Kayseri Fırıncılar Odasının fiyatlara müdahalesi üzerine verilen Rekabet Kurulu kararının cevap dilekçesi ekinde dosyaya sunulduğunu, ancak Mahkemece değerlendirilmediğini, Bir fiilin Özel Kanun çerçevesinde Rekabet İhlali mi oluşturduğu, yoksa Genel Kanun olan TTK çerçevesinde Haksız Rekabet mi oluşturduğu konusu irdelenirken, özel kanun hükümlerinin evleviyetle uygulanması gereği çerçevesinde, her iki yasanın birlikte irdelemeye tabi tutulması gerektiğini, Neyin Rekabet İhlali neyin Haksız Rekabet olduğu konusunda Rekabet Kurumu uzman olup, kararlarının irdelenmesi gerektiğini, Kayseri’de ekmeğin maliyetin altında satıldığı iddiasıyla fırıncılara müdahale çabası 4054 Sayılı Yasanın ihlali sayılıp İdari yaptırım uygulanırken, Silivri’deki aynı durumda Dernek tarafından dava açılamayacağını, Karardan Kısa Süre Sonra Mevzuatta Yapılan Değişiklikler ve Tarifelerde Bakanlık Onay Zorunluluğuna Dair Mevzuatın İstinafta Dikkate Alınmasını talep ettiklerini, Dava açıldıktan sonra Türk Gıda Kodeksi Ekmek Ve Ekmek Çeşitleri Tebliği (Tebliğ No: 2012/2)’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Tebliğ No: 2017/23) (RG.01.12.2017-30257) ile yapılan düzenlemelerde; 1/1/2018 tarihinde yürürlüğe girmek üzere; “2) Ekmek, kepekli ekmek, tam buğday unlu ekmek, tam buğday ekmeği ve ekşi hamur ekmekleri en az 200 gram ağırlıktan başlayarak 10’ar gram arttırılmak suretiyle piyasaya arz edilir” denilmiş ve uyum zorunluluğunun getirildiğini, 08.09. 2018 tarihli Yönetmelik de dikkate alınarak, mevzuat hükümleri doğrultusunda ekmek fiyat tarifelerinin belirlenmesinde yerel düzeyde oluşturulan heyet/komisyon ile Bakanlığın görüşünün alınması gerektiği, ekmek fiyat tarifesinin belirlenmesine ilişkin mevzuatta yer alan usul ve esaslara riayet edilmeden ve Bakanlık görüşü alınmadan tarife belirlenmesinin mümkün bulunmadığının belirtildiğini, Tedarikçi olan müvekkili şirketin durumu ve konumunun irdelenmediğini, sanki üretici veya nihai satıcıymış gibi değerlendirildiğini, Müvekkili … A.Ş.nin ekmek üreticisi veya halka satan olmadığını, ekmeği diğer davalı fırıncı …’dan yüksek adetlerde alıp … ve … marketlerine toptan satan tedarikçi olduğunu, dolayısıyla ekmeğin üretim maliyeti ile ilgisiz olduğunu, Mahkemece müvekkili şirket bakımından ayrı ve farklı bir irdeleme yapılmadığını, Genel olarak da delilleri teksif etmeyen Mahkemenin, davayı aydınlatma görevini de yerine getirmediğini, Öncelikle derdestlik-mükerrerlik noktasından davanın reddine karar verilmesini, Esas bakımdan ise, mevzuatta yapılan değişiklikler de dikkate alınarak, ekmek fiyat ve maliyet hesabının üretici fırının hammadde girdisi yanında maliyeti etkileyen tüm etkenler dikkate alınarak TK md. 55/1-a-6’da sayılan dört şartın-unsurun nasıl oluştuğunun irdelenmesini talep ettiğini ileri sürerek, HMK. md. 355 gereğince re’sen gözetilecek sair nedenlerle, Mahkeme hükmünün kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılarak mükerrerlik, usul ve esasa sair aykırılıklar nedeniyle davanın reddine, yargılama ve istinaf giderlerinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : Bakırköy 2 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/741 Esas-2018/782 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi ilişkindir. Mahkemece, açılan davanın kabulüne, Davalılar tarafından üretim maliyetinin altında ekmek satışı yapılması şeklindeki eylemlerinin haksız rekabet oluşturduğunun tespitine, haksız rekabetin men’ine, karar verilmiş ve karara karşı davalılar vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davalı … A.Ş. Vekili ve Davalı … vekilinin müvekkilleri açısından mükerrer dava açıldığını, derdestlik itirazı hakkında bir karar verilmediği, gerekçe kurulmadığına yönelik istinaf sebebi incelendiğinde; Dava şartları mahkemenin davanın esası hakkında yargılama yapabilmesi için gerekli olan unsurlardır. Diğer bir anlatımla dava şartları, dava açılabilmesi için değil, mahkemenin davanın esasına girebilmesi için aranan kamu düzeni ile ilgili zorunlu koşullardır. Mahkeme, hem davanın açıldığı günde hem de yargılamanın her aşamasında dava şartlarının bulunup bulunmadığını kendiliğinden araştırıp inceler ve bu konuda tarafların istem ve beyanları ile bağlı değildir. Dava şartlarının davanın açıldığı günde bulunmaması ya da bu şartlardan birinin yargılama aşamasında ortadan kalktığının öğrenilmesi durumunda mahkemece mesmu (dinlenebilir) olmadığı gerekçesiyle davanın reddedilmesi gerekir. Derdestlik 6100 sayılı HMK’nın 114/I-ı. maddesinde olumsuz bir dava şartı olarak düzenlenmiş olup, davanın görülmekte olması anlamına gelmektedir. Derdestlik nedeni ile davanın reddi üç koşula bağlıdır. Bunlar; davanın daha önce aynı veya başka bir mahkemede açılmış olması,birinci davanın görülmekte olması ve daha önce açılmış ve görülmekte olan dava ile ikinci davanın yani bu davanın aynı olması şeklinde sayılabilir. Bir dava ile görülmekte olan başka bir davanın aynı dava olduğunu söyleyebilmek için ise, maddi anlamda kesin hüküm gibi her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve konusunun aynı olması gerekir. (Kuru Baki, Hukuk Muhakemeleri Usulü, C. IV, B. 6, İstanbul 2001, s. 4217-4244). Açıklanan ilkeler çerçevesinde somut olayın değerlendirilmesine gelince; Davalı … A.Ş. Vekili cevap dilekçesinde; huzurdaki dava ile aynı tarihte davacı tarafından müvekkili şirket, davalı … Kılıç ve dava dışı … Mağazacılık hakkında aynı eylemle ilgili olarak Bakırköy 3 ATM.nin 2017/733 Esas sayılı dosyasın da da dava açıldığını belirtip derdestlik itirazında bulunduğu halde mahkemece bu yönde bir inceleme yapılmadığı, derdestlik itirazı hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmediği ve gerekçeli kararında da bir değerlendirme yapılmadığı görülmekle; Davalı …. A.Ş. Vekili ve Davalı … vekilinin bu yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmüştür. Davalıların mahkemenin kabulüne ve eksik inceleme ile karar verildiğine yönelik istinaf sebepleri incelendiğinde, Somut olayda, davalı … fırın işletmecisi olup Davalı … A.Ş.nin tedarikçi olarak davalı …’dan aldığı ekmeği diğer davalı … A.Ş.’ye sattığı ve onunda … isimli marketinde sattığı anlaşılmıştır. Mahkemece, gıda mühendisi bilirkişiden alınan raporda 250 gr beyaz ekmeğin maliyetinin üretici karı ilave edilmeden hesaplandığında yaklaşık 0,86 TL olduğu, davalıların tespit edilen fiyattan daha ucuza ekmek satması eyleminin TTK’nın 56 maddesi uyarınca haksız rekabet teşkil ettiğini belirtip tüm davalılar hakkında yukarıdaki şekilde karar verilmiş ise de; Davalı satıcı …’in birim fiyatın altında ekmek sattığına dair davacı tarafça market fişinin dosyaya ibraz edildiği, Davalı … A.Ş.’nin ise yaptığı işin niteliğinin tedarikçi olması nedeniyle eylemin vuku bulduğu tarih itibariyle davalı üretici …’dan ekmeği kaç liraya aldığı ve davalı satıcı … A.Ş.’ye kaç liradan sattığı ve davalı üretici …’ın tedarikçi davalı … A.Ş.’ye ekmeği kaç liradan sattığına dair dosyada delil olmadığı, davalıların ticari defter ve kayıtlarını delil olarak gösterdikleri halde tarafların ticari defter ve kayıtlarının mahkemece incelenmediği ve üretim ve satış maliyeti ile ilgili inceleme ve araştırma yapılmadan ve davalıların ticari faaliyetlerine göre yerleşik Yargıtay kararları doğrultusunda davalılar yönünden ayrı ayrı değerlendirme yapılmaksızın gıda mühendisi tarafından düzenlenen rapor doğrultusunda karar verildiği görülmüştür. HMK’nın 353/1-a-6. maddesinde tarafların davanın esası ile gösterdikleri delillerin toplanmadan veya deliller değerlendirilmeden karar verilmiş olmasını inceleme yapılmadan kararın kaldırılarak yeniden karar verilmek üzere mahkemesine gönderilmesi sebeplerinden saymıştır. Tarafların taleplerinin biri hakkında her hangi bir karar verilmemesi halini de bu madde kapsamında değerlendirmek gerekecektir. Sonuç itibariyle, açıklanan nedenler ile davalıların istinaf başvurularının kabulü ile, ilk derece mahkeme kararının HMK’ nun 353/1-a6 maddesi uyarınca kaldırılmasına, yukarıda belirtildiği şekilde işlem yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalıların istinaf başvurularının KABULÜ ile; 1-Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/09/2018 tarih ve 2017/741 Esas 2018/782 Karar sayılı kararının HMK’ nın 353/1-a6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA ve dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalılar tarafından yatırılan 98,10’ar TL. istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 35,90’ar TL. istinaf karar harçlarının talep halinde davalılara iadesine, 3-İstinaf aşamasında davalı …A.Ş. tarafından sarf edilen 98,10 TL. istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi’ ne gidiş – dönüş masrafı 35,00 TL. olmak üzere toplam: 133,10 TL.’nin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine, 4-İstinaf aşamasında davalı … A.Ş. tarafından sarf edilen 98,10 TL. istinaf kanun yoluna başvurma harcının davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine, 5-İstinaf aşamasında davalı … tarafından sarf edilen 98,10 TL. istinaf kanun yoluna başvurma harcının davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine, 6-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 07/05/2020 tarihinde HMK’nın 353/1-a6 maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.