Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/1828 E. 2020/614 K. 11.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1828 Esas
KARAR NO : 2020/614 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/01/2018
NUMARASI : 2014/1112 Esas 2018/50 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİH: 11/06/2020
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Asıl davada davacı vekili dava dilekçesi ile, davacı şirketin motosiklet ve ATV araçların satışını yapan bir firma olduğunu, davalı şirket ile aralarında yüksek cirolu bir ticari alışverişin söz konusu olduğunu, davalı şirkete kesilen birçok faturadan sadece biri olan 07/06/2012 tarihli fatura alacağının bir kısmının ödenmemesi üzerine davalı hakkında İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini davalının yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davacının davalı tarafından gönderilen ihtarnameyi aldıktan sonra icra takibi başlatmasının kötü niyetli olduğunu, davacı tarafın sattığı motorları davalıya ayıplı gönderdiğini, bazı motorları hiç göndermediğini, garanti belgesi ile uygunluk belgelerini vermediğini, ticari ilişkide asıl borçlunun davacı taraf olduğunu, davacıya birçok çek verdiğini, vadesi gelenlerin tümünün ödendiğini tüm bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili karşı dava dilekçesinde, müvekkili şirketin motosiklet toptancısı olan davacı/karşı davalı ile mal alım bağlantısı yapıp toptan fiyatına alım yapabilmek amacı ile 2011 yılından itibaren 227.395,00 TL tutarında çekleri düzenleyip verdiğini, davacı/karşı davalının 183.446,00 TL tutarında mal verdiğini, davacı/karşı davalının göndermiş olduğu malların tutarı düşüldüğünde 63.797,00 TL alacaklı olduklarını bu nedenle bu tutarın davacı/karşı davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 23/01/2018 tarih 2014/1112 Esas 2018/50 Karar sayılı kararında;”Dava, itirazın iptali davası ile alacak şeklinde açılan karşı davadır.Asıl dava bakımından, davalı karşı davacı, motorlarda çeşitli ayıpların bulunduğunu ileri sürmüştür. Aynanın olmaması, garanti ve uygunluk belgelerinin olmaması iddiası açık ayıp olup davalı karşı davacının TTK.nun 25. maddesine göre usulünce ihbar etmesi gerektiği ancak bu türde bir ihtarın olmadığı açıktır. Davacının takibe koyduğu faturaya ilişkin mallarla ilgili teslim olgusu uyuşmazlık dışıdır. Fatura 07/02/2012 tarihli olup, davalının çektiği ihtarname 21/11/2012’dir. Ayıbın gizli ayıp olmadığı, süresinde ihbarın olmadığı kabul olunarak asıl davada faturadan bakiye borç kadar davacının alacak hakkı vardır. Bu gerekçeye göre de iade edildiğine dair teslim ile ilgili şöfor olan tanık …’ın dinlenmesine gerek görülmemiştir. Davacının defterlerine göre yapılan ticari alış veriş neticesinde 2011 yılında 85.377,43 TL; 2012 yılında da 103.748,85 TL olmak üzere toplamda 189.126,28 TL tutarında fatura düzenlendiği; öte yandan 2011 yılında 85.377,43 TL, 2012 yılında da 89.251,98TL olmak üzere 174.629,41 TL ödeme yapıldığı kayıtlıdır. Sonuç olarak asıl davada, 189.126,28 TL lik mal satıldığı ve bu malın alındığı her iki tarafın da ticari defterlerine kayıtlı olmakla davacının defterlerine göre davacının davalıdan bakiye fatura nedeniyle (189.126,28-174.629,41) =14.496,87 TL alacağı olduğu anlaşılarak itirazın iptali davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir. Karşı davadaki uyuşmazlık mahkeme kasasında bulunan, davalı tarafın ibraz ettiği ve bilirkişilerce de incelenen çeklere göre defterde kayıtlı bulunan tutarların birbirini doğrulamamasıdır. Burada karışıklığa yol açan rakamlar olmuştur. Karşı dava dilekçesinde davalı davacı tarafa 227.395 TL tutarında çek verdiğini beyan etmiş, ikince cevap dilekçesinde maddi hatasının olduğunu, düzelterek 234.395 TL tutarında çek verdiğini beyan etmiştir. Yargılama sırasında davalı karşı davacının dökümlü olarak verdiği listeye göre esasen davalının davacıya 254.243,00 TL tutarında çek verdiği görülmektedir, öte yandan bilirkişiler kök raporda davalının 236.345,00TL tutarında çek verdiğini belirterek rapor hazırlamışlardır. Ne var ki karşı davada, maddi hatanın düzeltilmesi ile talep 234.395 TL lik verilen çeklerle ilgili olduğundan buna göre değerlendirme yapılmış, ek raporda buna göre hesaplama yapılmıştır. Taleple bağlı kalınarak davalının 234.395 TL tutarında çek verdiği, kendi defterlerinin de teyit ettiği üzere 189.126,28 TL tutarında mal aldığı anlaşılmıştır. Birinci ek raporla ikinci ek rapor arasındaki küçük fark ise dava dışı … satışı yapıldığı için davalı tarafca iade edildiği kabul edilen motorla ilgili fiyatın KDV li tutarıdır. Ek raporda motorun fiyatı, ikinci ek raporda KDV li fiyatı baz alınmıştır. Hesaplanması gereken tutar KDV li tutar olduğundan, iade edilen motorla ilgili kısım yönünden ikinci ek rapora itibar edilmiştir. Bu nedenle ek rapor ile ikinci ek raporun hükme elverişli olduğu anlaşılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.Davacı karşı davalı her ne kadar çekle yapılan ödemenin borç nedeniyle ödendiğini, avans olarak ödendiğine dair iddiaların doğru olmadığını ileri sürmüşse de, ikinci ek raporda bilirkişice ayrıntılı ve emsal kararlarla birlikte tartışıldığı üzere, taraflar arasında başkaca bir borç ilişkisi iddia edilmeden, davacının, davalının bu çekleri başka bir borç için ödeme yapmak amacıyla vermiş olduğu iddiası dinlenmemiştir. Davacı bu çeklerin avans olarak verilmediyse, şu borcun ifası için verildi diyerek beyanda bulunmalıdır. Ticari defterlerine göre motorsiklet alım satımı dışında bir ilişkileri tespit edilememiştir. Ayrıca verilen çeklerin bir kısmı teslim edilmiş olan 189.126,29 TL lik mallar için tahsil edildiğine göre bu çeklerin motorsiklet alımı için verildiği sabittir. Davacı kendi defterlerine göre 189.126,29 TL lik mal teslim ettiğine göre fazla verilen çekler bakımından davalıya borçludur …”gerekçesi ile, Davacı-karşı davalının itirazın iptali davasının KISMEN KABULÜNE;1-İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında takibe yapılan itirazın iptali ile takibin 14.496,87 TL asıl alacak üzerinden devamına; fazlaya ilişkin kısmın reddine; Davalı- karşı davacının davasının KISMEN KABULÜNE;1-49.383,37 TL alacağın, karşı dava harcının yatırıldığı 19/11/2013 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 2/2 maddesi uyarınca işleyecek faizi ile birlikte davacı/karşı davalıdan alarak davalı-karşı davacıya verilmesine; fazlaya ilişkin kısmın reddine, karar verilmiş ve karara karşı taraf vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı-karşı davalı vekili istinaf dilekçesi ile, 21/12/2015 tarihli bilirkişi kurulu raporunda davalı / karşı davacı taraf ticari defterlerini ibrazdan kaçınmasına rağmen, davalı / karşı davacı tarafın 50.705,72 TL alacaklı olduğu saptanmıştır. Yine aynı raporda dava dışı …r’a kim tarafından satıldığı belli olmayan, müvekkili tarafından satıldığı kanıtlanamayan motorun bedelinin de müvekkil şirkete yüklendiğini, iade faturası düzenlenen motosikletlerin müvekkil şirket tarafından kabul edilmediğinin ortada olduğunu, hiçbir yazılı delille kanıtlanamayan, sadece 3. kişiye satış işleminden müvekkili şirketin motoru sattığı kanaatine ulaşılarak motor bedelinin müvekkil şirkete yükletilmesinin açıkça hukuka aykırı olduğunu,Davalı/karşı davacının, müvekkili şirket ile aralarındaki ticari ilişkiyi ilgilendirmeyen çeklerin de kötü niyetle dava dosyasına sunulduğunu, Yargıtay 19. H.D. 01/07/2009 Tarihli 2008/10239 E. Ve 2009/6540 K. Sayılı Kararında “…Çek bir ödeme vasıtası olup, kural olarak mevcut bir borcun tasfiyesine yönelik olarak verildiğinin kabulü gerekir. B.K.’nın 152/2 maddesi uyarınca aslolan peşin satış olup, peşin satışta malın ve bedelinin aynı anda verildiği kabul edilmektedir. Somut olayda davacı, belirtilen kuralların aksini iddia edip, verdiği çekler karşılığında kendisine mal teslim edilmediğini, başka bir anlatımla çeklerin avans karşılığı verildiğini ileri sürdüğüne göre, bu iddiasını HUMK/nın 290. Maddesi uyarınca yazılı delillerle kanıtlamakla yükümlüdür…” denildiğini, Huzurdaki davada da davalı/karşı davacı tarafın çekleri avans karşılığı verdiğini iddia ettiği, buna karşın ilk incelemede defterleri ibrazdan kaçındığı ve 23/05/2016 tarihli ek bilirkişi raporu incelemesinde ibraz ettiği, bu raporda da bilirkişi kurulunca davalı/karşı davacının defterlerinin kapanış tasdiklerinin bulunmadığı ve davalı/karşı davacı lehine kesin delil vasfına haiz olmadıklarının belirtildiği, davalı/karşı tarafın çekleri avans olarak verdiğini hiçbir yazılı delille ispat edemediği, fakat sayın mahkemenin hatalı olarak, davalı / karşı davacının çekleri avans karşılığı verdiği yönünde hüküm kurduğu, çeklerin kesinlikle avans olarak verilmediği, iddialarını destekler nitelikteki Yargıtay kararını aşağıda paylaştıklarını, Yargıtay 11. H.D. 23.09.1976 tarihli, 1976/3852 E. Ve 1976/3866 K. Sayılı kararında :” Davacı, davalılar ile 20.12.1974 tarihli anlaşma yaptıklarını ve yapılacak iş için 24.12.1974 tarihli 8750 ve 9500 liralık çekleri avans olarak verdiğini, davalıların 20.12.1974 tarihli mukaveleye riayet etmeyip ihlal ettiklerini bildirerek, mezkur çekten dolayı borçlu olmadığından iptallerini talep ve dava etmiştir. Davalılar savunmalarında, davaya konu çeklerin eski çalışmaları karşılığından bakiye olarak verilip, avans verilmediğini davacının iddiasının suiniyetli olduğunu ileri sürmüşlerdir…. Çek kayıtsız şartsız muayyen bir bedelin ödenmesi için yapılan bir havaledir. Bu itibarla dava konusu çeklerin avans karşılığı bulunduğunun ispatı bu genel kuralın aksini ileri süren davacıya aittir. Taraflar arasında yapılan sözleşmede böyle bir kayıt bulunmadığı gibi, çekin ödeme vasıtası dışındaki bir nedenle keşide edildiğinin tanıkla kanıtlanması da olanaksızdır…” Yukarıdaki Yargıtay kararı ışığında ticari defterlere işlenmemiş ve farklı bir ticari ilişkiye dayanan, sebepten soyut olan çeklerin, yazılı delille desteklenmeden avans karşılığı verildiğinin iddia edilmesi ve mahkemenin bu yönde verdiği kararın hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, Yazılı itirazla yeni bir bilirkişi kurulundan rapor alınması taleplerinin her seferinde göz ardı edildiğini, aralarında çelişkiler barındıran kök rapor ve iki ek rapora dayanılarak hüküm kurulduğunu, aralarında çelişkiler bulunan kök rapor ve ek raporların denetime elverişsiz olduğunu belirterek,İstinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı-karşı davacı vekili istinaf dilekçesi ile, davacı tarafın keşide ettiği 183.446,00-TL toplam tutarlı faturalar (16 adet) miktarınca mal alımı yaptıkları; bunun karşılığında davacı karşı davalı tarafın 234.395,00-TL tutarlı 27 adet çek (26 adet çek aslı ve bir adet çek fotokopisi dosyadadır.) aldığı, bilirkişi raporuyla ve tüm dosya kapsamıyla sabit olduğunu, çeklerin tümünün müvekkili tarafından ödenmiş ve davacı şirket hesabına geçtiğini, çekler toplamı 234.395,00TL- Toplam Fatura 183.446,00TL = 50.949-TL alacakları olduğunu,Davacı tarafından satılan ve ayıplı çıkan motorsikletlerin gönderilen irsaliyeli faturası ve davacıya düzenlenen iade faturası toplamının 19.848-TL olduğu, Davacı karşı davalının müvekkilinden ayıp nedeniyle iade alıp İstanbul Motorsiklet adlı bayisi aracılığıyla nihai tüketici … satıldığı faturada belirtilen tüm motorlara sadece bir örnek olup hepsinin davacıya iade edildiğinin kanıtı olduğunu, bu nedenle tek bir motor bedeli değil tüm fatura bedeli olan 19.848-TL nin alacak sayılması gerektiğini, Müvekkili şirketin peşinat olarak davacıya 234.395,00-TL tutarlı çekler vermesi ve bunun karşılığında 183.446,00-TL mal almış olması nedeniyle 50.949,00-TL çeklerden, ayrıca 19.848,00-TL müvekkilin iade faturası nedeniyle davacıdan alacaklı olması, neticeten 50.949,00-TL + 19.848,00-TL = 70.797,00-TL müvekkilinin alacaklı olduğunun açık olduğunu,Mahkemece karara esas alının 23.05.2016 günlü raporda da davacı karşı davalıya ürünlerin iade edildiği yönünde bir durum tespit edilemediği yazılmış ise de esasen bu fiili durumun tespiti için dinletilmek istenen tanığın dinlenmemesinden dolayı, ki gerekçesi de kararda bertilmiştir, bu hususta aleyhte karar verilmesinin dosya içeriğine aykırı olduğunu, yani fiili durumun tespiti için dinletilmek istenen tanığın beyanı mahkemece alınmış olmasında fiil durum tespit edilmiş olacağından bu hususta aleyhte karar verilmesinin dosya kapsamına aykırı olduğunu,Asıl dava yönünden ise toplu olarak alınan ürünlerdeki ayıpların yine ticari amaçla alınmış olmasından dolayı bu ürünlerin müşterilere satılması anında ayıplar tespit edilebileceğinden bu durumun bu şekilde değerlendirilmemesinin fakat karardaki inceleme ve değerlendirme bölümünde sanki müvekkili bu ürünleri ticari amaçla almamış da tüketici olarak satın almış gibi algılanmasının somut olaya aykırı düştüğünü ve bu yolla davacı … sebepsiz yere zenginleşmiş olacağından müvekkiline karşı başlatılan icra takibinin mahkemece devamına karar verilmiş olmasının hatalı olduğunu,Tüm bu nedenle fiili durumun tespiti için dinletmek istedikleri tanıkları dinlenilmeden iade faturasına rağmen davalarının kısmen reddedilen kısmının ve asıl dava yönünden de müvekkili de tacir sıfatı ile toplu olarak aldığı ürünlerdeki ayıbın ihbarının müvekkil tarafından müşterilere satıldıktan sonrasında ayıbın ortaya çıkacağı gözetilmeden verilmiş olmasından dolayı asıl davanın kabulüne dair verilen kararın hatalı olduğunu,İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1112 Esas – 2018/50 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Asıl dava itirazın iptali, karşı dava ise avans olarak verilen ve karşılığında mal teslimi yapılmayan çek bedelleri ile iade fatura bedeli alacaklarının tahsili davasıdır.Asıl davada davacı taraflar arasındaki ticari ilişkide davalıya düzenlenen fatura bedelinin bir kısmının ödenmediğini, alacağın tahsili için yaptıkları takibe haksız itiraz edildiğini belirterek itirazın iptalini talep etmiş, karşı dava da ise davalı- karşı davacı taraflar arasındaki ticari ilişkide karşı tarafa avans çekler verildiğini, çek bedelleri kadar mal alınmadığını, ayrıca karşı tarafın gönderiği malların bir kısmının iade edildiğini iade fatura bedeli alacaklarının olduğunu belirterek alacaklarının tahsilini talep etmiş, mahkemece asıl ve karşı davaların kısmen kabulüne karar verilmiş, karara karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.Dosyada ilk derece mahkemesince taraf ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve rapor alınmıştır. Alınan bilirkişi raporlarına göre, her iki taraf ticari defterlerinde de asıl dava davacısı tarafından düzenlenen faturalar kayıtlı olup bu husus ihtilaf konusu değildir. Yine taraf ticari defterlerine göre takip tarihi itibarıyla asıl dava davacısı takipte talep edilen miktar kadar alacaklı görünmektedir. Davalı, davacı tarafından satılan ürünlerin bir kısmının ayıplı olduğunu belirtmiş ise de mahkeme kararında da belirtildiği üzere davalının belirttiği ayıplar açık ayıp olup, davalı süresinde ayıp ihbarında bulunduğunu ispatlayamamıştır. Yine davalı iade faturası düzenlediğini, bu nedenle borçlu olmadığını savunmuş ise de iade faturası davacı defterlerinde kayıtlı olmayıp, davacı tarafından iade faturası kabul edilmeyip düzenleyen davalıya iade edilmiştir. Davalı da iade faturasını ve içeriği malları davacıya tebliğ/teslim ettiğini ispatlayamamıştır. Bu nedenle davalının asıl dava yönünden istinaf sebepleri yerinde değildir.Karşı dava avans olarak verilen çek bedeli kadar mal alınmadığından ve iade faturası nedeniyle oluşan alacağın tahsiline ilişkindir. Asıl dava davacısı, davalıdan belirtilen miktarda çek aldığını kabul etmiş, ancak bu çeklerin bir kısmının başka bir ilişki nedeniyle verildiğini, avans olarak verilmediğini savunmuştur. Taraflar arasında mal alım-satımı dışında başka bir ilişki bulunduğu, çeklerin bir kısmının mal alım-satım ilişkisi dışında başka bir nedenle verildiğini davacı- karşı davalı ispatlayamamıştır. Alınan bilirkişi raporuna göre taraflar arasında açık hesap şeklinde çalışan mal alım-satımına ilişkin ticari ilişki bulunmakta ve davalı-karşı davacı tarafça verilen çek bedelleri davacı tarafça tahsil edilmiş bulunmaktadır. Davacının, davalıya düzenlediği fatura bedelleri konusunda da bir ihtilaf bulunmamaktadır. Buna göre davacı, davalıdan avans olarak aldığı ve tahsil ettiği çek bedelleri kadar mal teslimi yapmamıştır. Aradaki fark kadar davalı-karşı davacıya borçludur. Yine davacı faturaları arasında yer alan ve davalı tarafından iade faturasına konu edilen bir adet motosikletin trafik kayıtlarına göre davacının başka bir bayisi tarafından 3. Kişiye satıldığı anlaşılmaktadır. Buna göre söz konusu motosikletin davacıya iade edildiği anlaşılmaktadır. Davalı-karşı davacı bu motosikletin iade edildiğini ispatladığından bedeli kadar alacaklı bulunmaktadır. Dosyada alınan bilirkişi raporları taraf ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan inceleme sonucu düzenlenmiş olup, raporlar arasında çelişki bulunmamaktadır. İlk rapor sadece davacı ticari defterlerine göre düzenlenmiş olup ikinci rapor ise davalının ticari defterlerini sunması üzerine düzenlenmiştir. Bilirkişi raporlarında davalı- karşı davacı tarafça verilen çeklerin taraf ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı belirtilmiş, söz konusu çeklerin alındığı davacı tarafça kabul edilmiştir. Davacının düzenlediği faturalar her iki taraf ticari defterlerinde kayıtlı olup, davalı iade faturası davacı defterlerinde kayıtlı değildir. Davalı-karşı davacının verdiği ve davacının da aldığını kabul ettiği çek bedellerinin ödendiği de banka kayıtları ile sabittiir. Bu nedenle davacı- karşı davalının istinaf sebepleri yerinde değildir.Karşı dava yönünden davalı-karşı davacının istinaf başvurusuna gelince, bilirkişi raporuna göre davalı- karşı davacı ticari defterlerinde kayıtlı bulunan davacı fatura bedelleri 189.126,28 TL olup, avans olarak verilen çek bedelleri konusunda da bir ihtilaf bulunmamaktadır. Davalının, davacıdan aldığı mallara ilişkin fatura bedellerinin daha az olduğuna ilişkin istinaf sebebi kendi ticari defter kayıtlarına göre yerinde değildir. İade faturası davacı ticari defterlerinde kayıtlı değildir. Davacı iade faturasını kabul etmemiştir. Davalı- karşı davacı da dosyada trafik kayıtları bulunan, bilirkişi raporunda belirtilen ve davacının başka bir bayisi tarafından 3. Kişiye satıldığı anlaşılan 1 adet motosiklet dışında iade faturasında belirtilen malları davacı-karşı davalıya teslim ettiğini ispatlayamamıştır. Bu nedenle davalı-karşı davacının istinaf sebebi de yerinde değildir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olduğundan taraf vekillerinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Tarafların istinaf başvurularının HMK’ nın 353/1-b1 maddesi uyarınca ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince taraflarca yatırılan 98,10’ar TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle asıl dava yönünden alınması gereken 54,40.TL istinaf karar harcından, istinaf eden davacı/ karşı davalı tarafından peşin olarak yatırılan 35,90.TL’nin mahsubu ile bakiye 18,50 TL’nin davacı/ karşı davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-Karar tarihi itibariyle karşı dava yönünden alınması gereken 3.404,45.TL istinaf karar harcından, istinaf eden davacı/ karşı davalı tarafından peşin olarak yatırılan 807,44.TL’nin mahsubu ile bakiye 2.597,01.TL’nin davacı/ karşı davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 5-Karar tarihi itibariyle asıl dava yönünden alınması gereken 990,28.TL istinaf karar harcından, istinaf eden davalı/ karşı davacı tarafından peşin olarak yatırılan 247,57.TL’nin mahsubu ile bakiye 742,71.TL’nin davalı/ karşı davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 6-Karar tarihi itibariyle karşı dava yönünden alınması gereken 54,40.TL istinaf karar harcından, istinaf eden davalı/ karşı davacı tarafından peşin olarak yatırılan 35,90.TL’nin mahsubu ile bakiye 18,50 TL’nin davalı/ karşı davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 7-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep edenler üzerinde bırakılmasına, 8-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 9-Kararın ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 11/06/2020 tarihinde HMK’ nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.