Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/1795 E. 2020/529 K. 30.04.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1795 Esas
KARAR NO: 2020/529 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/06/2018
DOSYA NUMARASI: 2015/639 Esas – 2018/717 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
KARAR TARİHİ: 30/04/2020
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili şirket tarafından 26/07/2013 tanzim tarihli nakliyat emtia sigorta poliçesi ile sigortalı olan … Ltd Şti’ye ait emtianın davalılardan … Ltd. Şti. adına tescilli araçlar ile Gebze Kocaeli Türkiye’den Kazakistan’a taşınması esnasında zarar gördüğünü, Almaata Sanayi Odasının 26/09/2013 tarihli denetim raporu ile tespit edildiğini, sigorta poliçesi kapsamında müvekkilinin sigortalısına ait emtiaların davalı … Ltd. Şti. tarafından yapılan taşıma esnasında tırlardan aktarma yapılan vagona yükleme esnasında elleçleme ve vagon içi yapılan hatalı istifleme nedeniyle meydana gelen zararın müvekkili tarafından 28/11/2013 tarihinde 3.639,04 TL olarak ödendiğini, ödemenin tahsili için davalılara Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından yapılan takibe haksız olarak itiraz edildiğini, itirazın iptali ve % 20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesi ile, Gebze -Kazakistan arasında taşımanın müvekkili tarafından üstlenildiğini, hasarın meydana gelmesinde müvekkili şirkete atfedilecek kusurun bulunmadığını, hasarın meydana gelmesinin malın ambalaj ve paketlenmesinin düzgün şekilde yapılmaması olduğunu, Gebze Kazakistan arasında uzunca bir yolda taşınacak olan bu tür emtianın ambalajlanmasının gerekli yol şartları düşünülerek yapılması gerektiğini, müvekkilinin sorumluluğu bulunmadığından ve meydana gelen zararın sigorta kapsamında olmadığından davacının halefiyet şartları oluşmadığından rücu talebinin mümkün olmadığını, taşıma işinin gereği gibi yerine getirilmediğini, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Sigorta vekili tarafından verilen beyan dilekçesinde; müvekkili şirketin davalı … Ltd. Şti.’nin sorumluluk sigortacısı olmadığını, müvekkili şirket tarafından düzenlenen nakliyat abonman sigorta poliçesinin … ile yapıldığını, bu derneğin taşıma işine dahil olmadığını, sigorta poliçesine göre poliçe kapsamında risk gerçekleştiğinde sigorta tazminatını isteyecek olan sigortalının … işletmesinin olduğunu, davacının icra inkar tazminatı talep etme hakkının bulunmadığını, davacının ancak gerçek zararı talep edebileceğini nakliye bedelinin gerçek zarar olmadığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 20/06/2018 tarih 2015/639 Esas 2018/717 Karar sayılı kararında; “Sigorta teminatına konu emtia dava dışı sigortalının deposundan poliçede plaka noları belirtilen araçlarla davalı taşıyıcı firma sorumluluğunda alınarak Gürcistan’a taşınmış, vagona aktarılmak suretiyle Almaata’da bulunan alıcı firmaya teslim edilmek üzere sevk edilmiştir. Bu davada uygulanması gereken kural davalı taşıyıcı eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içerisinde eşyanın zıyaından hasarından veya teslimindeki gecikmelerden doğan zarardan sorumlu olup zıya hasar ve gecikme taşıyıcının en yüksek özeni göstermesine rağmen kaçınamayacağı ve sonuçlarını önleyemeyeceği sebeplerden meydana gelmişse taşıyıcı sorumluluktan kurtulur. Sigorta teminatına konu yükün taşınması işinde davalı fiili taşıyıcı sıfatında olup kara yolunda tamamlanan kısmını takiben emtianın tren vagonuna yükleme işinin davalı fiili taşıyıcı tarafından yapıldığı anlaşılmış olmakla yükün aktarılmasına yapılan hatalı istif sonucu tren yolu koşullarında emtiaların kayması ile meydana gelen ezilmelerin neden olduğu hasarın davalı taşıyıcı tarafından yük ilgilisine davacı tarafından ödenmiş olması sebebiyle rücuen tazminat talebinde bulunması mümkündür. Tazminatın belirlenmesinde özel çekme hakkı üst sınır olarak belirlenmiş olup üst sınırın 18.696,34 USD olup gerçek zararın 3.639,05 TL olduğu göz önüne alınarak bu miktar üzerinden itirazın iptaline, alacak likit olmadığından tazminat talebinin reddine karar verilmiştir. Davalılardan … Sigorta A.Ş. ile diğer davalı … Ltd Şti düzenlenmiş sigorta poliçesi bulunmadığı, bu davalının sorumlu olduğunu gösterir hukuki bir gerekçe olmadığı anlaşıldığından bu davalı yönünden davanın reddi gerekmiştir. …”gerekçesi ile, 1-Davalı … Sigorta yönünden davanın reddine, 2-Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından yapılan takipte davalı … Ltd Şti yönünden itirazın 3.639 TL üzerinden iptaline, 3-Takip tarihinden itibaren % 9’u aşmamak üzere yasal faizi ile birlikte takibin davamına, 4-Davacının tazminat talebinin reddine, karar verilmiş ve karara karşı davalı … Ltd. Şti. vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … Ltd. Şti. vekili istinaf dilekçesi ile, Yargılama sırasında birçok kere beyan ettikleri üzere; anılan hasarın oluşmasında müvekkile atfedilebilecek herhangi bir kusurun bulunmadığını, hasarın meydana gelmesi, taşınan emtianın, ambalajlama, paketleme ve istiflemesinin davacının sigortalısı tarafından usulüne uygun şekilde yapılmaması sonucunda olduğunu, bu işlemlerin davacının sigortalısı dava-dışı … Ltd. Şti.’nin sorumluluğunda olduğunu, Davacının sigortalısı … Ltd. Şti.’nin çalışanları tarafından paketleme ve istiflemesi yapılan malların müvekkil şirket tarafından taşınması sırasında meydana gelen hasardan müvekkilimin sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, 09.11.2016 tarihli beyan dilekçeleri ekinde sunulu, davacının sigortalısı … Ltd. Şti. yetkilisi tarafından müvekkili şirkete gönderilen 14.06.2013 tarihli yüklemeye ilişkin bilgilendirme yazısında; açıkça şirketler arasındaki tüm taşıma işlerinde vagon yüklemelerinin davacının sigortalısı dava-dışı … Ltd. Şti.’nin kendi yükleme personeli gözetimi altında gerçekleştirileceğinin belirtildiğini, Ortada davacının sigortalısının kusurundan meydana gelen bir zararın söz konusu olduğunu, uluslararası olarak taşınacağı bilinen malların istiflenmesinde ve ambalajlanmasında gerekli özen gösterilmiş olsaydı dava konusu hasarın meydana gelmeyeceğini, bu sebeple müvekkile kusur atfedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, Nitekim, Emtia Nakliyat Sigortası Genel Şartları’nın 5. maddesine göre; ‘… malların gereği veçhile hazırlanmamış veya tertiplenmemiş olmasından veya ambalaj kifayetsizliğinden ileri gelen ziya ve hasarlar; … sigortaya dahil değildir.’ denildiğini, Yukarıdaki maddede belirtildiği üzere, malların gereği gibi hazırlanmamış, ambalajlanmamış ve istiflenmemiş olmasının, meydana gelen zararın sigorta kapsamı dışında kalmasına sebep olduğunu, davacı sigortacının bu sebeple sigorta poliçesi kapsamı dışında kalan bir hasarı ödediği için halefiyet şartlarının gerçekleşmediğini, dolayısıyla yapmış olduğu ödemeyi müvekkili şirkete yöneltemeyeceğini, davanın husumet nedeniyle reddi gerekirken kısmen kabulü yolunda hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğunu, Düzenlenen bilirkişi raporlarına karşı yaptıkları itirazlar gözetilmeden karar oluşturulduğunu, 06.04.2016 tarihi rapora itirazları sonucu oluşturulan ve karara esas teşkil eden ek bilirkişi kurulu raporunun kendi içerisinde çelişkilerle dolu olduğunu, iş bu bilirkişi heyet raporunun dosyaya sundukları 14.06.2013 tarihli yüklemeye ilişkin bilgilendirme yazısı evrağı dikkate alınmadan eksik ve hatalı değerlendirmeler sonucu tanzim edildiğini, raporun ‘Ek Değerlendirmeler’ bölümünün 1. ve 3. paragraflarında açıkça hasarın istiflemeden kaynaklandığının belirtildiğini, bölümün 4. ve 5. paragraflarında ise yüklemenin müvekkili davalı şirketin sorumluluğunda olduğundan, gönderici dava-dışı … A.Ş. tarafından yükleme yapıldığını ise ispatlayamadıklarından bahsedildiğini, bu değerlendirmelerden sayın bilirkişilerin 09.11.2016 tarihli beyan dilekçelerini ve ekinde sundukları 14.06.2013 tarihli yüklemeye ilişkin bilgilendirme yazısını hiç dikkate almadıklarının anlaşıldığını, Bilirkişi raporunda taşımaya hangi hükümlerin uygulanacağının dahi değerlendirilmediğini, Davaya konu olayda hasarın, emtianın gereği gibi ambalajlanmamasından kaynaklandığını, taşımacının kaçınması ve sonuçlarını önleyebilmesinin mümkün olmadığını, gönderilen emtianın yüklenmesi işinin davacının sigortalısı tarafından yapıldığı bilindiğine göre müvekkilin nezaret sorumluluğundan söz edilemeyeceğini, CMR’nin 17. Maddesine göre; ‘Eğer ziya hasar ve gecikme, talep sahibinin hukuka aykırı davranışı veya ihmalinden, taşımacının hukuka aykırı davranışı ve ihmalinden kaynaklanmamış olması kaydıyla, talep sahibinin verdiği talimattan, eşyaya has gizli ayıptan veya taşımacının kaçınmasına ve sonuçlarını önlemesine olanak bulunmadığı olaylardan ileri gelmiş ise, taşımacı sorumluluktan kurtulur.‘ denildiğini, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/639 Esas – 2018/717 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, davacı tarafından nakliyat abonman sigorta poliçesi ile sigortalı emtianın taşıma sırasında hasarlanması nedeniyle davacı sigortacının dava dışı sigortalısına ödediği tazminatın fiili taşımacıdan rucüen tahsili amacıyla yapılan takibe itirazın iptaline ilişkindir.Davaya konu taşıma işi Gebze/Türkiye – Almata/Kazakistan arasında davalı taşıyıcı tarafından gerçekleştirilmiştir. Taşımanın Gebze- Soçi ayağı davalıya ait tırlar ile Soçi- Almata arası ise demiryolu aracılığı ile yapılmış olup tüm taşıma davalının sorumluluğu altında gerçekleşmiş, söz konusu hasar ise taşımanın demiryolu ile yapılan kısminda yükleme ve istiflemenin hatalı olması nedeniyle yükün kaymasına bağlı olarak meydana gelmiştir. Davaya konu taşıma karma (multimodal) taşıma niteliğinde olduğundan, bu tip taşımalar Birleşmiş Milletler Cenevre Konvansiyonuna tabi olmasına rağmen bu konvansiyonu Türkiye henüz onaylamadığından, oluşan boşluğa Dünya Taşıma İşleri Aracıları Dernekleri Federasyonun ülkemizde de kabul gören kuralları teamülen uygulanmakta ise de bu kuralların konvansiyon hükmünde olmadığı, dava konusu taşımaya Uluslararası Demiryolu ile Eşya Taşımalarına İlişkin Sözleşme hükümlerinin de uygulanamayacağı, çünkü hasarların meydana geldiği demiryolu ile taşıma aşamasının yapıldığı ülkeler (Gürcistan- Kazakistan) konvansiyona üye olmayıp taraflar arasında bu konvansiyon hükümlerinin uygulanacağına dair özel bir anlaşma da bulunmadığı, bu nedenle yabancılık unsuru bulunmayan olayda iç hukuk kurallarının uygulanması gerektiği anlaşılmaktadır. TTK 875/1 maddesine göre Taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın zıyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan sorumludur. Taşıyan eşyanın yükletilmesi, istifi, elden geçirilmesi, taşınması, korunması, gözetimi ve boşaltılmasında tedbirli bir taşıyıcıdan beklenen dikkat ve özeni göstermekle yükümlüdür. Ambalajın hatalı olması veya yükleme ve boşaltmanın hatalı yapılması hâllerinde bile taşıyıcının, malın emniyetle taşınmasını sağlamak üzere gereken her türlü tedbiri alması, anılan işlemlere nezaret etmesi, varsa hatalı ambalaja, yüklemeye ve boşaltmaya karşı çıkması, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) dürüstlük kuralına işaret eden 2. maddesi gereği olduğu gibi TTK’nın 18/2 maddesi gereğince, basiretli bir taşıyıcıdan beklenen davranışı göstermeli ve durumu gönderene veya alıcıya bildirerek gereken uyarıda bulunmalıdır. Somut olayda ise hasarın meydana geldiği demiryolu ile taşıma işinde emtianın tren vagonuna yükleme işini davalı taşıyıcı yerine getirmiştir. Emtia ise hatalı istifleme nedeniyle kayma sonucu hasara uğramıştır. Buna göre hatalı istifleme yapan davalı taşıyıcı meydana gelen hasardan sorumludur. Dava dışı gönderenin yükün demiryolu ayağında trene yüklenmesine refakat etmiş olması taşıyıcının sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Davalı taşıyıcı TTK’nın 876 ve 878. maddesinde öngörülen sorumluluktan kurtulma hallerinin olayda gerçekleştiğini ispatlayamamıştır. Bu nedenle davalının istinaf sebepleri yerinde değildir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davalı … Ltd. Şti. vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı … Ltd. Şti.’nin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı tarafından yatırılan 98,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 248,60.TL istinaf karar harcından istinaf eden tarafından istinaf aşamasında yatırılan 65,00.TL harcın mahsubu ile bakiye 183,60.TL’ nin istinaf eden davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 30/04/2020 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.