Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/179 E. 2018/657 K. 04.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/179
KARAR NO : 2018/657
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME : İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/10/2017
DOSYA NUMARASI : 2017/133 Esas – 2017/671 Karar
DAVA : Alacak (Hisse Devir Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 04/07/2018
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında yapılan anlaşma uyarıca müvekkilinin 2011 yılında dava dilekçesinde belirtilen şirketlere ait hisselerini davalılara devrettiğini, davalıların da taahhütname ve ödeme tablosu düzenleyerek verdiklerini, devredilen hisselerin toplam bedeli 5.946.219,00 TL olarak kararlaştırılmasına rağmen hisse devir bedelinin stopoja dahil olduğunu belirterek 891.932,00 TL tutarında stopaj kesintisi yapıldığına, yapılan işlemde stopaj yöntemi ile vergi kesintisi yapılmasının hukuken mümkün olmadığını, bu durum aslında mümkün olmadığı halde varmış gibi gösterilmek suretiyle 891.932,00 TL az ödeme yapıldığını, ihtarname keşide edilmesine rağmen sonuç alınamadığını belirterek eksik ödenen 891.932,00 TL’nin 19/12/2014 temerrüt tarihinden itibaren yürütülecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkillerinden … ve … aleyhine dava açılmış ise de adı geçenlerin davacıdan hisse devralmadıklarını belirterek husumet nedeniyle davanı reddine karar verilmesini istemiştir. Diğer davalılarla ilgili olarak taraflar arasında hisse devirlerinin çerçevesini oluşturacak şekilde taahhütname ve ödeme tablosu bulunduğunu, buna uygun şekilde tüm hisse devir bedellerinin taksitler halinde davacıya tamamen ödendiğini, hisse devirlerinin de anılan şirketlerin yönetim kurullarınca kabul edilerek pay defterine işlendiğini, davacının ibraname düzenleyerek verdiğini, ödemelerin çekincesiz kabul edildiğini, belirterek davnın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 10/10/2017 tarih ve 2017/133 Esas 2017/671 Karar sayılı gerekçeli kararı ile; ” … davacının … şirketler grubunda yer alan bazı şirketlerdeki hisslerini 2011 yılında davalılara devrettiği, ödeme tablosunda hisse devir bedelinin toplam 5.926,219 TL olarak kararlaştırıldığı, stopaj adı altında 891.932,00 TL imdirim yapılarak net bakiyenin 5.054.286,00 TL olarak belirlendiği, ödeme planının kararlaştırıldığı ve bu plan çerçevesinde davalılarca toplam 5.054.286,00 TL tutarındaki ödemenin yapıldığı, hisse devirlerinin gerçekleştirildiği ve hisse devredilen şirketlerin yönetim kurullarınca bu devrin kabul edilerek şirket pay defterine geçirildiğinin tarafların kabulünde olduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın 891.932,00 TL tutarındaki kesintinin yasal olup olmadığına ilişkin olduğu, stopaj olarak ödeme tablosuna düşülen kaydın tarafların uzlaştıkları ve net olarak ödenmesi gereken tutarı belirlemek üzere yazıldığı, ödeme tablosunda belirtildiği şekilde yapılan ödemelerden sonra; davacının değişik tarihlerde yapılan ödemelere ilişkin olarak davalıları ibra ettiği, davacının 01/03/2011 tarihli kabul beyanı ve imzasına itirazda bulunmadığı ibranamelerin içeriğine göre, kararlaştırılan tüm ödemelerin yapıldığı ve davacının davalıları ödeme planına bağlanmış bulunan hisse devir ve temlik bedeline ilişkin olarak ibra ettiği, yapılan toplam ödeme tutarının 5.054.286,00 TL olduğu, ödeme tablosunda tarafların önce 5.946.219,00 TL olarak anlaştıkları daha sonra 891.932,00 TL tutarında indirim yapılarak net bakiye tutarının 0.054.286,00 TL olarak belirlendiği ve bu tutarın da 2013 yılı sonuna kadar davacıya tamamen ödendiği, davacının yanıtılarak iradesinin sakatlandığı yolunda dosya içeriğinde hiçbir delil bulunmadığı, hukuken yapılmaması gereken bir kesintinin yapıldğının ileri sürüldüğü, ödeme taahhüdünde “Stopaj” adı altında yapılan kesintinin stopaj vergisinin ödeneceği belirtilerek yapıldığı yolunda açık bir ifade olmadığı, tarafların irade birliği ile anlaşılan meblağdan indirim yapıldığı ve ödenecek net tutarın bu şekilde belirlendiği sonucuna varıldığı, geçen 2 yıllık süreç içinde davacı yapılan tüm ödemeleri çekincesiz kabul ederek sonucunda davalıları ibra ettiği, davacının basiretli bir tacir gibi davranması gerektiği dikkate alındığında vergi ödeneceği iddiasıyla yanıltılmış olabileceği iddiasının yerinde olmadığı, ödeme tablosunda belirtildiği şekilde ödemelerin yapıldığı, hisse devirlerinin gerçekleştirildiği, davacının iadesini isteyebileceği haksız bir kesintinin bulunmadığı ” gerekçeleri ile; ” Davanın REDDİNE, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle;
Yerel Mahkemenin Ödeme Tablosunda ve Taahhütnamede hisse devir bedelinin belirlendiğini ve bundan indirim yapılarak ödenmesi gereken net tutarın ortaya koyulduğunu gerekçe göstererek davanın reddine karar verdiğini, halbuki Yerel Mahkemenin söz konusu değerlendirmesinin dayanılan belge içeriğine ve hayatın olağan akışına aykırı olduğunu,
Devredilen hisselerin bedelinin ” Anlaşılan Meblağ ” adı altında 5.946.219 TL olarak kabul edildiğini, belirlenen bu bedelden stopaj adı altında 891.983 TL kesinti yapıldığını ve kalan 5.054.286 TL’ nin ne şekilde ödeneceğinin kararlaştırıldığını, gerçekten taraflarca uzlaşma sağlanan bedelin 5.946.219 TL olduğunu, bu hususun taraflar arasında sabit ve tartışmasız olduğu gibi, esasen mahkemenin de kabulünde olduğunu,
Mahkemenin kabulünün aksine taraf iradelerinin stopaj adı altında belirtilen tutarın ödenmeyeceği ve indirim olduğu noktasında değil, hisse devrinin stopaja tabi olduğu ve anlaşılan toplam hisse tutarından 891.932 TL stopaj ödemesi yapılması gerektiği yönünde uyuştuğunu, dolayısıyla davada sonuca gidilmesi için, taraflarca kararlaştırılmış olan bedelden, gerçekte belirtilen şekilde stopaj ödemesi yapılıp yapılmadığının tespiti gerektiğini, aksi takdirde alıcıların bu miktarda sebepsiz zenginleşmesinin söz konusu olacağını, bu itibarla ödeme tablosunda stopaj olarak belirtilen 891.932 TL’ nin davalıların mal varlığında sebepsiz olarak kaldığının kabulü ve davalılardan tahsil edilerek müvekkile ödenmesi gerektiğini,
Yerel mahkemenin gerekçesinde belirttiği gibi, davacının 2011 ve 2012 yılında davalıları tüm bedel için ibra etmesinin söz konusu olmadığını, karara dayanak yapılan ibranamelerin içeriğinden de müvekkil tarafından verilen ibranın sadece 2012 yılı 1. taksiti olan 320.000 TL, 2011 yılı 3. taksiti olan 350.000 TL ve 2011 yılı 2. taksiti olan 300.000 TL’ nin ödendiğine ve bu miktarlara ilişkin olduğunun görüleceğini, dosyada hisse devir bedelinin tamamının ödendiğini ve davalıların tüm bedel için ibra edildiğini gösterir bir belge de bulunmadığını, dolayısıyla mahkemenin bu yöndeki değerlendirmesinin de hatalı olduğunu,
Yerel mahkemenin davacı müvekkilin tacir olarak basiretli davranması gerektiği dolayısıyla yanıltılmasının söz konusu olmayacağına ilişkin değerlendirmesinin de hatalı olduğunu, müvekkilin gerçek kişi olduğunu ve tacir olmadığını, müvekkilden basiretli bir tacir gibi davranmasının beklenemeyeceğini, Yargıtay’ ın yerleşik uygulamasının da şirket ortaklarının ya da şirket adına muamelelerde bulunan gerçek kişilerin sırf bu nedenle tacir olamayacağı yönünde olduğunu, bu durumda yerel mahkemenin müvekkili tacir kabul ederek, basiretli davranması gerektiğinden bahisle hüküm kurmasının da hatalı olduğunu;
Yerel mahkeme kararının hatalı değerlendirme ve eksik incelemeye dayalı olduğundan istinaf incelemesi sonucu kaldırılarak davanın kabul edilmesi gerektiğini beyanla;
İstinafa konu kararın icrasının, istinaf incelemesi sonuçlanıncaya kadar durdurulmasına,
İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nce verilen usul ve yasaya aykırı 10.10.2017 tarih ve 2017/133 Esas – 2017/671 Karar sayılı kararının kaldırılarak davanın kabulüne dair hüküm tesis edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE DEĞERLENDİRME:
Davacı tarafından açılan dava; davacının … şirketler grubunda yer alan bazı şirketlerdeki hisselerinin devir bedellerinin ödenmesine ilişkin ödeme tablosunda stopaj adı altında yapılan 891.932 TL indirimin tahsili istemine ilişkindir.
Davacının Tetaş şirketler grubunda yer alan bazı şirketlerdeki hisselerini 2011 yılında davalılara devrettiği, ödeme tablosunda hisse devir bedelinin toplam 5.926,219 TL olarak kararlaştırıldığı, stopaj adı altında 891.932,00 TL indirim yapılarak net bakiyenin 5.054.286,00 TL olarak belirlendiği, ödeme planının kararlaştırıldığı ve bu plan çerçevesinde davalılarca toplam 5.054.286,00 TL tutarındaki ödemenin yapıldığı, hisse devirlerinin gerçekleştirildiği ve hissesi devredilen şirketlerin yönetim kurullarınca bu devrin kabul edilerek şirket pay defterine geçirildiği taraflar arasında ihtilaf konusu olmayıp, taraflar arasındaki ihtilaf 891.932,00 TL tutarındaki kesintinin iadesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
Davacının da itiraz etmediği ödeme tablosuna göre; hisse devir bedelinin toplam 5.926,219 TL olarak kararlaştırıldığı, stopaj adı altında 891.932,00 TL imdirim yapılarak net bakiyenin 5.054.286,00 TL olarak belirlendiği, bu bedelin 1.300.000 TL sinin 2011 yılında, 1.281.286 TL sinin 2012 yılında, ödenmesinin kararlaştırıldığı, toplam yapılması gereken 5.054.286 TL den 2011 ve 2012 yılında yapılacak 2.581.286 TL mahsup edilerek bakiye 2.473.000 TL nin 1.150.000 EURO’ya çevrildiği ve bununda 2013 yılında taksitler halinde ödenmek üzere tarafların anlaştıkları ve davacıların ödemelerini yaptıkları, ödeme taahhüdünde “Stopaj” adı altında yapılan indirimin stopaj vergisinin ödeneceği belirtilerek yapıldığı yolunda açık bir ifade olmadığı, tarafların üzerinde anlaştıkları miktardan indirim yapıldığı ve ödenecek net tutarın bu şekilde belirlendiği, geçen 2 yıllık süreç içinde davacı yapılan ödemeleri çekincesiz kabul ederek sonucunda davalıları ibra ettiği, davacının pek çok şirketin ortağı olması nedeniyle sözleşme imzalarken basiretli davranması gerektiği, davacının, vergi ödeneceği iddiasıyla iradesinin fesada uğratıldığı yönünde dosyaya herhangi bir delil de ibraz edilmediği, davacının imzalamış olduğu yazılı belge ile bağlı olduğu anlaşılmakla; ilk derece mahkemesinin kabul ve gerekçesine göre yerinde görülmeyen davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 85,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 35,90 TL istinaf karar harcından istinaf eden davacı tarafından yatırılan 31,40 TL’ nin mahsubu ile bakiye 4,50 TL’ nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’ nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’ da temyiz yolu açık olmak üzere 04/07/2018 tarihinde oy birliği ile karar verildi.