Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/1764 E. 2020/525 K. 30.04.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1764 Esas
KARAR NO: 2020/525 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/07/2018
DOSYA NUMARASI: 2016/974 Esas – 2018/852 Karar
DAVA: Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 30/04/2020
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, davacının ortağı olduğu ve çift imzayla temsil edilen … Ltd. Şti. tarafından … A.Ş.’ den satın alınacak mobilya yan ürün mallarının karşılığı olarak farklı tarihlerde olmak üzere toplam 450.000,00 TL meblağlı çeklerin şirketin sigortalı elemanı olan …’a teslim edildiğini ve teslim edilen çeklerin imzaya yetkili diğer ortak …’ın iş amacıyla şehir dışında bulunması nedeniyle sadece şirket yetkililerinden davacı … tarafından imzalandığını, söz konusu çeklerde imza eksikliği giderilmeden 3. kişilere ciro edilemeyeceğinin taraflarca kararlaştırıldığını, bu nedenle dava konusu çekin mevcut haliyle geçersiz olduğunu, … A.Ş. tarafından mobilya yan ürün mallarının da davacının ortağı olduğu … Ltd. Şti.’ne teslim edilmediğini, bu çeklerden dava konusu … Bankası Torbalı Şubesi’nin 30.07.2016 keşide tarihli, … çek numaralı ve 50.000,00 TL meblağlı dava konusu çekin davalı şirket tarafından bankaya ibraz edildiğini, … A.Ş.’ nin İstanbul Anadolu 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/1238 esas sayılı dosyasıyla iflasın ertelenmesi davası açıldığını, davalı şirket tarafından çeklerin nakde çevrilirken dikkate alınmadığını, davacının ortağı olduğu ve çift imzayla temsil edilen … Ltd. Şti. tarafından … A.Ş.’ ye karşı dava konusu çek ve diğer çeklerle ilgili olarak İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/717 esas sayılı dosyasıyla menfi tespit davası açıldığını davanın halen derdest olduğunu, beyanla davacının borçlu olmadığının tespiti ile dava konusu … Bankası Torbalı Şubesi’nin 30.07.2016 keşide tarihli, … çek numaralı ve 50.000,00 TL meblağlı çekin geçersizliğine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davalı şirketin, dava dışı … A.Ş.’ye uzun zamandır hammadde sattığını, dava dışı şirketin, davalı şirkete olan borcu nedeni ile davaya konu çekin verildiğini, davalı şirketin de söz konusu çeki iş yaptığı … A.Ş. borcuna karşılık verdiğini, çekin ödenmemesi nedeni ile davalı şirketin bu firmadan çeki geri iade aldığını, davalı şirketin dava dışı … A.Ş.’den olan alacağına istinaden davaya konu çeki teslim aldığını, bu durumun davalı şirketin kötü niyetli olmadığını açıkça gösterdiğini beyanla davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 09/07/2018 tarih 2016/974 Esas 2018/852 Karar sayılı kararında; ” Dava; Davacının ortağı olduğu ve çift imzayla temsil edilen … Ltd. Şti. tarafından … A.Ş.’ den satın alınacak mobilya yan ürün mallarının karşılığı olarak farklı tarihlerde olmak üzere toplam 450.000,00 TL meblağlı çeklerin şirketin sigortalı elemanı olan …’a teslim edildiği ve teslim edilen çeklerin imzaya yetkili diğer ortak …’ın iş amacıyla şehir dışında bulunması nedeniyle sadece şirket yetkililerinden davacı … tarafından imzalandığı, söz konusu çeklerde imza eksikliği giderilmeden 3. kişilere ciro edilemeyeceğinin taraflarca kararlaştırıldığı, bu nedenle dava konusu çekin mevcut haliyle geçersiz olduğu, … A.Ş. tarafından mobilya yan ürün mallarının da davacının ortağı olduğu … Ltd. Şti.’ ne teslim edilmediği, bu çeklerden dava konusu … Bankası Torbalı Şubesi’nin 30.07.2016 keşide tarihli, … çek numaralı ve 50.000,00 TL meblağlı dava konusu çekin davalı şirket tarafından bankaya ibraz edildiği, … A.Ş.’ nin İstanbul Anadolu 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/1238 esas sayılı dosyasıyla iflasın ertelenmesi davası açıldığı davalı şirket tarafından çeklerin nakde çevrilirken dikkate alınmadığı, davacının ortağı olduğu ve çift imzayla temsil edilen … Ltd. Şti. tarafından … A.Ş.’ ye karşı dava konusu çek ve diğer çeklerle ilgili olarak İzmir 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/717 esas sayılı dosyasıyla menfi tespit davası açıldığı davanın halen derdest olduğu nedenle davacının borçlu olmadığının tespiti ile dava konusu … Bankası Torbalı Şubesi’nin 30.07.2016 keşide tarihli, … çek numaralı ve 50.000,00 TL meblağlı çekin iptali talepli davadır. Alınan bilirkişi raporuna göre, Davalı ile dava dışı şirketin ticari ilişkisi 2015 öncesi dönemden gelmektedir. Dava dışı şirketin önceki ünvanının Limited şirket iken 2015 yılında unvan değiştirmiş ve unvanını Anonim Şirket Yapmıştır. Davalı şirket dava dışı şirket Limited ünvanlı iken 2015 yılı içerisinde 6 adet fatura ile 624.651,88 TL satış yapmış olduğu ticari defterlerine kayıtlıdır. Davalıya ait ticari defterlerde, dava dışı şirket ile ticari münasebetinden dolayı 10.12.2015 tarihi itibariyle 65.450,64 TL alacağına karşılık dava konusu … numaralı 50.000 ve yine aynı seri olup henüz icra aşamasında olmayan … seri numaralı 50.000,00 TL bedelli ve … seri numaralı 50.000,00 TL bedelli çekleri ciro yolu ile fatura karşılığı alındığı tespit edilmiştir.Davalı ile dava dışı çeki ciro eden şirket arasında 2015 yılı içerisinde, davalının, dava dışı şirkete 975.102,52 TL tutarlı mal/hizmet sattığı, dava dışı şirketin ise satın almış olduğu bu mal/ve hizmet bedeli faturalarına karşılık davalıya içerisinde dava konusu 50.000 TL tutarlı çekinde çekin bulunduğu bir takım çek ile ödemelerini yaptığı görülmüştür. TTK.nun 677-(l). maddesi “Bir Poliçe, poliçe ile borçlanmaya, ehil olmayan kimselerin imzasını, sahte imzaları, hayali kişilerin imzalarını yahut imzalayan ya da adlarına imzalanmış olan kişileri herhangi bir sebeple bağlamayan imzaları içerirse, diğer imzaların geçerliliği bundan etkilenmez” hükmünü amirdir. Bu hüküm gereğince, senetteki ciro silsilesinin düzgün olması ve senedi devralanın kötü niyeti veya iktisabında ağır kusuru bulunmaması halinde, senedi ciro ile devralan iyi niyetli ve yetkili hamil sayılır. Çek Keşidecisi dava dışı … olan ve yine dava dışı …A.Ş. emrine düzenlenmiştir. Buradan davalı … Ltd. Şti’ne ciro yolu ile geçmiştir. Ciro silsilesi düzgündür. Davalı şirket ile dava dışı çeki ciro eden … şirketi arasında eski yıllardan gelen ticari bir ilişki olduğunun tespit edildiği ve davalı şirketin, dava dışı şirkete 2015 yılı içerisinde 2014 yılından gelen 80.647,32 TL alacak ile birlikte 2015 yılında 894.455,20 TL mal/hizmet satışı yaptığının tespit edildiği gibi, çeki iktisap ederken fatura karşılığı iktisap etmiş olduğundan çekin meşru hamilidir. TTK.nun 792. maddesi, emre yazılı çeklerle ilgili olarak, hamile yazılı senetlere ilişkin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 990. maddesine paralel bir koruma sağlamaktadır. Maddeye göre, “zilyet, iradesi dışında elinden çıkmış olsa bile, para ve hamile yazılı senetleri iyi niyetle edinmiş olan kimseye karşı taşınır davası açamaz.” Ancak, çeki kötü niyetle iktisap ettiği veya iktisabında ağır kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür. Kötü niyetten maksat, senedin önceki hamilin elinden rızası hilafına çıktığını bilmek veya bilebilecek durumda bulunmaktır. Ağır kusur ise, -örneğin, hamilin hüviyetinin sorulmaması gibi- senedin iktisabında olağan özenin gösterilmemesini ifade eder. Yine, TTK.nun 686/2. maddesindeki “poliçe hamilin elinden herhangi bir surette çıkmış bulunursa…” ibaresi, poliçenin önceki hamilin elinden rızası hilafına çıkmış olmasını, yani çalınmasını, tehdit ya da hile ile alınmasını, kaybedilmesini veya rıza ile fakat devri sakatlayan hukuki olgularla elden çıkmasını ifade etmektedir. Ancak senedi çalan veya hile ile hamilinden alan ya da bulan kişinin sahte ciro ile devretmesi halinde, bunu bilmeyen ve bilebilecek durumda da olmayan; eş söyleyişle, kötüniyetli ve ağır kusurlu bulunmayan (yeni) hamil korunur. (Poroy-Tekinalp, Kıymetli Evrak Hukuku Esasları, Genişletilmiş 15. baskı, s. 154 vd.). Yargıtay kararları da bu yöndedir. TTK’nın 704. maddesinde “Çek herhangi bir suretle hamilinin elinden çıkmış bulunursa – ister hamiline yazılı bir çek bahis mevzuu olsun, ister ciro suretiyle nakledilebilen bir çek bahis mevzuu olup da hamil hakkını 702. maddeye göre ispat etsin çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle mükellef olduğu öngörüldüğü, Belirtilen kanun hükmü uyarınca davacının, kendisinin yetkili hamili olduğunu kanıtlaması yanında, yeni hamilin çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğunu veya iktisapta ağır kusurlu bulunduğunu kanıtlaması gerekip, çeki elinde bulunduran davalı hamil, çeki edinme nedenini kanıtlamakla yükümlü olmadığı, Aksi halin kabulü kıymetli evrakın “mücerretlik” ilkesini ortadan kaldıracağı, Hukuk Genel Kurulu 2012/19-185 E. , 2012/386 Kararında da; Kötü niyetten maksadın, senedin önceki hamilin elinden rızası hilafına çıktığını bilmek veya bilebilecek durumda bulunmak olarak kabul edilmiştir. Keşidecisi dava dışı … olan ve yine dava dışı … A.Ş. emrine düzenlenen ve bu şirket tarafından ciro yolu ile davalı … Ltd. Şti’ne geçen … Torbalı Şubesi 30.07.2016 Keşide Tarihli, … Seri Numaralı 50.000,00 TL bedelli çekin davalı şirket ile dava dışı çeki ciro eden … şirketi arasında eski yıllardan gelen ticari bir ilişki sonucu mal/hizmet satışı nedeniyle davalı tarafından düzgün ciro yolu ve fatura karşılığı iktisap edildiğinin tespit edildiği, davalının çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğunu veya iktisapta ağır kusurlu bulunduğunu davacının kanıtlayamadığı …”gerekçesi ile, Davanın reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, Öncelikle davalı tarafın, batık durumda olan … A.Ş. ‘den çekleri almakla iyiniyetin istisnası sayılan ve TTK m.687 ve 6361 sayılı kanunun 9. maddesinde açıkça belirtildiği üzere müvekkilin zararına hareket ettiğini. ayrıca davalı tarafın dava konusu 30.07.2016 tarihli, … numaralı, 50.000,00.-TL. meblağlı çekten başka yine borca batık şirketten kendilerine geçen 30.12.2016 tarih, … numaralı, 50.000,00.-TL. meblağlı çek ile yine 31.01.2016 tarih, … numaralı ve 50.000,00.-TL. meblağlı çeki de aldığı, burada en önemli hususun ise kabul anlamına gelmemek kaydıyla davalı şirketin dava dışı … A.Ş. ‘den 69.549,36.-TL. cari olarak alacaklı olduğu halde müvekkilin ortağı olduğu şirketin toplam 150.000,00.-TL. meblağlı çeklerini alması olduğunu, kaldı ki bilirkişi raporunda 90.000,00.-TL. çeki dava dışı … A.Ş.’ne iade ettiğinin belirtildiği, Sonrasında ise hükme esas bilirkişi raporunda iade edildiği tespit edilen iki çek ile dava konusu olan çek İzmir …İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyasıyla davalı şirket tarafından icra takibine konu yapıldığı, dolayısıyla Yerel Mahkemece … A.Ş.’ye geri iade edildiği tespit edilen iki adet çekin davalı şirket tarafından takibe koyulmasının kötüniyetli olarak hareket ettiklerinin açık kanıtı olduğu, sırf bu hususun bile davalı şirketin kötüniyetli ve müvekkilin zararına olacak şekilde hareket ettiğini gösterdiği, ancak Yerel Mahkemece bu hususun göz ardı edildiği, Müvekkilinin ortağı olduğu şirketin çift imzayla temsil edildiğinin gerek ticaret sicil kayıtlarından, gerek banka kayıtlarından ve gerekse internetten ticaret sicil gazetesine girilmek suretiyle kolayca anlaşılacağını, bu durumun bile davalı şirketin gerekli araştırmaları yapmadığı, basiretli bir tacir gibi davranmadığı ve kötüniyetli olduğunu gösterdiği, Yine müvekkilin ortağı olduğu … Ltd. Şti. tarafından aralarında dava konusu çekin de olduğu çeklerle ilgili olarak … A.Ş. aleyhine İzmir 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/ 717 esas sayılı dosyasıyla açılmış olan menfi tespit dosyasının da yargılamada dikkate alınmadığı, açılan bu dava sonucunda müvekkilin ortağı olduğu … Ltd. Şti.’nin dava konusu çeklerden dolayı … A.Ş.’ye borçlu olmadığının tespitine karar verildiğini,… A.Ş. tarafından İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/1238 esas sayılı dosyasıyla iflasın ertelenmesi davası açılmış olduğunun da yargılamada dikkate alınmadığını, Yukarıda açıkça izah edildiği üzere davalı şirketin, … A.Ş. ile el ve işbirliği içerisinde ve birlikte kötüniyetli olarak hareket ettiklerinin açıkça anlaşıldığını, Davalı … Ltd. Şti. tarafından, müvekkil … ile müvekkilin ortağı olduğu … Ltd. Şti. aleyhine İzmir …İcra Müdürlüğü’nün … Esas numaralı dosyası ile dava konusu çeklerle ilgili olarak ilamsız takip başlatılmış olup mahkeme ilamlarının icrasında ilamsız takip yoluna gidilemeyeceğinin kanunun açık hükmü olduğu, ayrıca dava, menfi tespit davası olması nedeni ile verilen kararlar kesinleşmeden icraya konulamayacak türden ilamlar olduğu, bu nedenle davalının kötü niyetli olarak ve kanuna aykırı bir biçimde dava konusu çekleri takibe koyduğunu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/974 Esas – 2018/852 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, davaya konu çekten dolayı borçlu olunmadığının tespiti ile çek istirdadı davasıdır. Davacı, yetkilisi olduğu şirkete ait çeki dava dışı şirkete avans olarak keşide ettiğini, çek hesabı olan şirketin çift imza ile temsil ve ilzam edildiğini, buna rağmen çekin sadece kendisi tarafından imzalandığını, diğer şirket yetkilisinin imzasının bulunmadığını, çekin imza eksiği tamamlanmadan ciro edilmeyeceğinin kararlaştırıldığını, ayrıca çeki verdikleri dava dışı şirketten çek karşılığı mal almadıklarını bu nedenle çekin bedelsiz kaldığını, dava dışı şirketin anlaşmaya aykırı olarak söz konusu çeki ciro ederek davalıya verdiğini, imza eksikliği ve bedelsiz kalması nedeniyle çekten dolayı borçlu olmadığının tespiti ile çekin istirdadını talep etmiş, mahkemece davalının çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğunu veya iktisapta ağır kusurlu bulunduğunu davacının kanıtlayamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davaya konu çek keşidecisi dava dışı şirket olup çek lehdarın cirosu ile davalıya geçmiştir. Davalı çekte meşru hamildir. Davacı, keşideci şirket yetkilisi olup çeki şirket adına keşide etmiştir. Keşideci şirket ile davalı arasında doğrudan ilişki bulunmamaktadır. Dosyadaki belgelere göre keşideci şirket çift imza ile temsil ve ilzam olunmaktadır. Buna rağmen davaya konu çekte tek imza bulunmaktadır. Davacı yetkilisi olduğu şirket adına çift imza ile temsil ve ilzam söz konusu olmasına rağmen tek imza ile çek keşide ederek dava dışı lehdara çeki vermiştir.TTK’nın 818/1-c. maddesi yollamasıyla 678. maddesi uyarınca, temsile yetkili olmadığı halde çeke imzasını koyan kimse, o çekten dolayı bizzat sorumlu olur. Aynı durum yetkisini aşan temsilci için de geçerli bulunmaktadır TTK.nun 790. maddesinde; “Cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kimse son ciro beyaz ciro olsa bile kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde yetkili hamil sayılır. Çizilmiş cirolar yazılmamış hükmündedir. Bir beyaz ciroyu diğer bir ciro takip ederse bu son ciroyu imzalayan kimse çeki beyaz ciro ile iktisap etmiş sayılır” düzenlemesi getirilmiştir. Yine TTK 818/1-e maddesi yollaması ile çeklerde de uygulanacak olan 687/1 maddesine göre bedelsizlik iddiası çek keşidecisi ile çek lehdarı arasında ileri sürülebilecek bir konu olup bunun iyiniyetli yetkili hamile karşı ileri sürülmesine imkan bulunmamaktadır. Dosyada bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup, bilirkişi raporuna göre davaya konu çekin lehdarı olan şirket ile davalı hamil arasında ticari ilişki bulunmakta ve çekte bu ilişki kapsamında lehdarın cirosu ile davalıya geçmiştir. Davacı söz konusu çekin davalı tarafça kötü niyetli olarak iktisap edildiğini ispatlayamadığından istinaf sebepleri yerinde değildir. Ayrıca, açılmış olan menfi tespit ve iflas erteleme davalarının tarafları ve dava sebepleri farklı olup sonuçlanmalarının beklenmesi görülen davanın sonucuna etkili olmayacağından, davacının bu istinaf sebebi de yerinde değildir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 98,10.TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40.TL istinaf karar harcından, istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 35,90.TL harcın mahsubu ile bakiye 18,50.TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 30/04/2020 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.