Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/1759 E. 2018/1368 K. 27.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2018/1759 Esas
KARAR NO : 2018/1368 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2017/825 D.iş 2017/828 Karar
TARİH: 03/01/2018 (Ek Karar)
DAVA: İhtiyati Hacze İtiraz
KARAR TARİHİ: 27/12/2018
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen ek karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: İhtiyati haciz talep eden vekili dava dilekçesi ile, başvuru tarihine kadar toplam 1.291,15.TL ödeme düşüldükten sonra 619.716,76.TL’sine ulaşan alacağın tahsilini teminen teminatsız olarak borçluların taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine, masraf ve vekalet ücretinin borçlulara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi 07/08/2017 tarihli kararı ile, alacaklı vekilinin 02/08/2017 tarihli dilekçesi ile borçlu …TİC. A.Ş. yönünden ihtiyati haciz talebinden feragat etmiş olup, borçlu …. TİC. A.Ş. yönünden talebin feragat nedeniyle reddine, diğer borçlular yönünden 619.716,76-TL’ye ilişkin talebin kabulüne, yukarıda yazılı belgeler nedeni ile yine yukarıda açık kimlik bilgileri yazılı borçluların menkul, gayrimenkul ve üçüncü şahıslarda olan hak ve alacaklarının, yukarıda belirtilen borç tutarı ile sınırlı olmak kaydıyla ve İcra ve İflas Kanununda muayyen tahditler dairesinde, yukarıda yazılı teminatın yatırılması koşulu ile ihtiyaten haczine karar verilmiştir.
İhtiyati hacze itiraz eden …. vekili itiraz dilekçesi ile, müvekkilinin alacaklı banka ile imzalanan kredi sözleşmesinde ne borçlu olarak ne de kefil olarak hiçbir surette imzasının bulunmadığını, müvekkil eşi … tarafından imzalı eş muvafakatnamesinin olmadığını, işbu sebeple takibe konu sözleşmenin tarafı olmadığını, işbu sebeple söz konusu borçtan dolayı ne şahsi ne de kefil olarak hiçbir sorumluluğunun bulunmadığı sebebiyle ihtiyati hacze itirazlarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 03/01/2018 tarih 2017/825 D.iş 2017/828 Karar sayılı ek kararında; “Sözleşmenin incelenmesinde 09/09/2011 tarihli GKS’ de itiraz eden …. asıl borçlu ….San Tic Aş’ nin borcuna müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla sözleşmeyi imzaladığı, ihtiyati haciz talep eden alacaklının 2 adet GKS’ ye dayanarak ihtiyati haciz talebinde bulunduğu, itiraz edenin imzasının bulunduğu 09/09/2011 tarihli GKS’ nin kefalet ilişkisinin kurulduğu tarihte TBK’ nun eş muvafakatine ilişkin hükmün yürürlükte bulunmadığı anlaşılmakla…”gerekçesi ile, İtirazın reddine karar verilmiş ve karara karşı ihtiyati hacze itiraz eden …. vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati hacze itiraz eden … vekili istinaf dilekçesi ile, Müvekkili hakkında ilk derece mahkemesi dosyası ile alınan ihtiyati haciz kararına itirazları doğrultusunda mahkeme tarafından 09/09/2011 tarihli kredi sözleşmesinde müvekkilinin müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzasının bulunması nedeniyle ve imzalanan tarihte eş muvafakatinin aranmadığı gerekçesiyle itirazın reddine karar verildiğini,Müvekkilinin asıl borçlu …ile alacaklı banka arasında imzalanan sözleşmeye 09/09/2011 tarihinde müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığının doğru olduğunu, ancak sonrasında asıl borçlu ile banka yetkilileri bir araya gelerek bir sözleşme imzaladığı ve davaya konu borçlu ilişkisi bu sözleşme üzerinden devam ettiğini, ikinci sözleşmenin 17/07/2012 tarihindeimzalandığını, ikinci ve geçerli olan sözleşme tarihinde TBK’nun eş muvafakatine ilişkin hükmü yürürlükte bulunması nedeniyle müvekkilinin eşinin muvafakatinin gerektiğini, eşinin bu yönde muvafakati bulunmaması nedeniyle de yenilenen ve borç ilişkisinin devam ettiği sözleşmeninmüvekkili tarafından imzalanmadığını, Müvekkilinin alacaklı banka ile imzalanan ve imzalandığı tarih itibariyle geçerli olan kredi sözleşmesinde ne borçlu olarak ne de kefil olarak hiçbir surette imzası bulunmadığı ve hatta müvekkilinin eşi tarafından imzalı eş muvafakatnamesinin dahi mevcut olmadığı, müvekkilinin takibe konu sözleşmenin tarafı olmamakla birlikte söz konusu borçtan dolayı ne şahsi ne de kefil olarak hiçbir sorumluluğu bulunmadığını, Müvekkili hakkında alınan ihtiyati haciz kararına itirazın ilk derece mahkemesince ilk sözleşmede yer alan imza nedeniyle red edilmesinin hak ve hukuka aykırı olduğunu, ilk sözleşmenin ikinci sözleşmenin imzalanmasıyla birlikte taraflar arasında herhangi bir hükmü kalmadığını, müvekkilinin takibe konu kredi sözleşmesinde ne şahsi olarak ne de kefil olarak imzası bulunmadığını, borçlu olmadığını, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesinin 03/01/2018 tarihli ek kararının istinaf incelemesi sonucu kaldırılmasına ve yeniden yargılama yapılarak talep doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/825 D.iş 2017/828 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi istinaf nedenleriyle sınırlı olmak üzere istinaf olunan ara kararının dosya içeriğine, usul ve yasaya uygun olup olmadığı yönünde yapılmak durumundadır. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere göre, ihtiyati haciz talep eden banka ile, hakkında ihtiyati haciz kararı verilen asıl borçlu şirket ile arasında kredi sözleşmeleri imzalandığı, 5.000.000,00 TL tutar üzerinden imzalanan 09/09/2011 tarihli Genel Kredi sözleşmesinde … kefil olarak imzasının bulunduğu, asıl borçlu şirket ile kefil borçlulara kredi sözleşmelerinden kaynaklı hesap ka’t edilerek alacağın muaccel edildiği görülmüştür. Mahkemece, 09/09/2011 tarihli sözleşmenin imzalandığı tarihte eş muvakatname aranmadığına yönelik gerekçeyle ihtiyati haciz kararına itiraz kararının usul ve yasaya uygun olup, kamu düzenine de aykırı olmadığından HMK 353/1-b/1 maddesi gereğince karşı taraf vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İhtiyati hacze itiraz eden borçlu vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 98,10.TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 35,90.TL istinaf karar harcı istinaf eden tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 27/12/2018 tarihinde HMK’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.