Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/1754 E. 2020/523 K. 30.04.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1754 Esas
KARAR NO: 2020/523 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEME: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/06/2018
DOSYA NUMARASI: 2017/541 Esas – 2018/570 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 30/04/2020
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili …’ın, kendisine ait servis aracı ile davalının ihalesini aldığı Cezaevi taşımacılık işini yaptığını, hizmet faturasını keserek davalıya yolladığını, ancak ödeme yapılmadığını, alacağın tahsili için Anadolu … İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası üzerinden takibe geçilmiş ise de itiraz üzerine takibin durduğunu, itirazın iptali ile % 20 inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiş, Davalı süresinde cevap dilekçesi vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 05/06/2018 tarih 2017/541 Esas 2018/570 Karar sayılı kararında; “Dava, faturaya dayalı alacağın takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı vekilinin, taraflar arasında ticari ilişkinin olduğunu, müvekkilinin, davalının ihalesini aldığı taşımacılık işini yaptığını, verdiği hizmete ilişkin olarak düzenlenen faturalar gereğince alacaklı olduklarını iddia ettiği, davalının, borca itiraz ettiği görülmüştür. Taraflara ait defter, kayıt ve belgeler üzerinde bilirkişi aracılığı ile yapılan incelemede; davacı kayıtlarında 4.211,42 TL’ lik alacak faturasının kayıtlı olduğu, takip konusu olan diğer 743,99 TL’ lik faturanın 2017 defterlerinin ibraz edilmemiş olması sebebiyle tespit edilemediği, davalı kayıtlarında her iki faturanın kayıtlı olduğu tespit edilmiştir. Ticari defterlerle ispat 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 64 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Faturaya dayalı alacağın ispatı için, faturada yazılı malların teslim edildiğinin veya hizmetin sunulduğunun ispatı gerekmekte ve bu konuda ispat yükü davacıdadır (HGK 2014/11-1159 E-2016/967 K sayılı ilamı). Davaya konu faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olduğu, davalının ticari defterlerindeki bu kayıtlar davalı aleyhine delil niteliğinde olduğu, bu kayıtlar kapsamında faturaya dayalı hizmet olgusunun kanıtlandığı (Y. 19. HD 2016/6440-2017/244 E-K sayılı ilamı) kabul edilerek davacının, takip tarihi itibariyle davalıdan faturalara dayalı olarak toplam 4.955,41 TL alacaklı olduğu anlaşılmıştır ancak, takipten evvel davalının temerrütünün ispatlanamamış olması sebebiyle işlemiş faiz isteminin yerinde olmadığı …”gerekçesi ile, Açılan davanın KISMEN KABULÜ ile KISMEN REDDİNE, Davalının İAA … İcra Müd. … esas sayılı dosyasından yapmış olduğu itirazın asıl alacak olan 4.955,41 TL yönünden iptaline, takibin bu miktar yönünden aynen devamına, İşlemiş faiz isteminin reddine, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, müvekkilinin davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını, eksik inceleme ve hatalı değerlendirmelerle düzenlenen bilirkişi raporuna istinaden karar verildiğini, haliyle verilen kararın da aynı ölçüde hukuka aykırı ve hatalı olduğunu, bilirkişi incelemesinde, açılış – kapanış tasdikleri usulüne uygun olarak yapılmamış olan belge ve kayıtların değerlendirmeye tabi tutulduğunu, bu itibarla hukuka aykırı olarak bilirkişi raporu tanzim edildiğini, Genel itibariyle alacağın tümüne itiraz etmekle birlikte, mahkemenin %20 oranında inkar tazminatına hükmetmesine de itiraz ettiklerini, zira davacının talep ettiği miktar üzerinden davanın kabul edilmediğini, davanın kısmen kabulü söz konusu olduğu için artık alacağın likit olduğundan söz edilemeyeceğini, bu durumda likit olmayan bir alacak için inkar tazminatına hükmedilmesinin de hukuka aykırı olduğunu, Davalı vekili olarak lehlerine hükmedilen vekalet ücretinin AAÜT’ye uygun olarak hesaplanmadığını, vekalet ücretinin hukuka aykırı ve son derece düşük olduğunu, Gerekçeli kararda takibin hangi miktar üzerinden devam ettiğine ilişkin açıklık bulunmadığını, gerekçeli kararın kanuna ve Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına aykırı olduğunu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/541 Esas – 2018/570 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, faturaya dayalı alacağın tahsili için yapılan takibe itirazın iptaline ilişkindir. Davacı, davalının ihalesini aldığı taşıma işini yaptığını, fatura düzenlediklerini davalının fatura bedelini ödemediğini, yaptıkları takibe haksız itiraz ettiğini belirterek itirazın iptalini talep etmiş, mahkemece davacının takipten önce davalıyı temerrüde düşürdüğü ispatlanamadığından faiz talep edemeyeceği gerekçesi ile asıl alacak yönünden talebin kısmen kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davaya ve takibe konu fatura davalı ticari defterlerinde kayıtlıdır. HMK 222/4 maddesine göre usulüne uygun tutulmamış olsa bile ticari defter kayıtları sahibi aleyhine delil olur. Buna göre davalı ticari defterlerinde fatura kayıtlı olduğundan fatura içeriği mal veya hizmetin davacı tarafça verildiği ispatlanmıştır. Davalı faturaya süresinde itiraz ettiğini, faturayı iade ittiğini iddia ve ispat edememiştir. Davalı fatura bedelinin ödendiğini de ileri sürmemiştir. Takip faturaya dayalı ve likittir. Mahkemece asıl alacak yönünden dava kabul edilmiş olup davada reddedilen kısım talep edilen faize ilişkindir. Takipte talep edilen miktar belirlenebilir ve likit olduğundan İİK 67/2 maddesinde öngörülen şartlar oluştuğundan mahkemece kabul edilen miktar üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 13/2 maddesinde tarifeye göre hükmedilecek vekalet ücretinin kabul veya reddedilen miktarı geçemeyeceği belirtilmiştir. Davada reddedilen miktarı geçmemek üzere davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmiştir. Ayrıca mahkeme kararında davanın kısmen kabulü ile itirazın kısmen iptaline karar verilmiş olup takibin devam edeceği miktar açıkça yazılmıştır. Bu nedenlerle davalının istinaf sebepleri yerinde değildir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 98,10.TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 338,50.TL istinaf karar harcından istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan toplam 120,90.TL harcın mahsubu ile bakiye 217,60.TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa, avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 30/04/2020 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.