Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/175 E. 2018/656 K. 04.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/175
KARAR NO : 2018/656
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME : GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/06/2017
DOSYA NUMARASI : 2016/916 Esas – 2017/523 Karar
DAVA : İtirazın İptali ( Taşıma Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 04/07/2018
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından Gebze …İcra Müdürlüğü‘ nün … Esas sayılı icra takip dosyası ile davalı/borçlu şirket aleyhine icra takibine girişilmiş olduğunu, davalı/borçlu şirkete ödeme emri tebliğ edildiğini,davalı/borçlu şirket tarafından Gebze … İcra Müdürlüğü ‘nün… Esas sayılı dosyasına verilen dilekçe ile; borcun tamamına ve takibin tüm ferilerine itiraz edildiğini, davalı/borçlunun yapmış olduğu itiraz ile alacağın elde edilmesini imkansızlaştırmak, zorlaştırmak gibi iyi niyetli olmayan eğilimleri olduğunu açıkça gösterdiğini,müvekkili şirketin, davalı/ borçludan olan alacağının dayanağını taraflar arasındaki cari hesap ve dayanak faturalar oluşturduğunu, müvekkili şirketin, davalı/borçludan takip tarihi itibarıyla 9.905,70 TL muacceliyet kesp etmiş alacağının halen müvekkiline ödenmediğini, beyanla, davalı/borçlu şirket tarafından haksız ve kötü niyetli olarak yapılan itirazın iptaline, Gebze … İcra Müdürlüğü ‘nün … Esas sayılı dosyası ile yapmış olduğukları takibin devamına,borçlu/davalının haksız ve kötü niyetli olarak yapmış olduğu itiraz nedeni ile % 20 ‘den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket yetkilisi cevap dilekçesinde; şirketleri ile davacı taraf arasında akdi bir ilişki veya bir taşıma sözleşmesi mevcut olmadığını, şirketi ile davacı arasında temel ilişki yönünden ne bir akit mevcut olduğunu, ne de şirketlerinin dava dilekçesinde belirtilen taşımayı yaptırdığını,davayı ispat yükünün davacı tarafta olduğunu beyanla haksız ve kötü niyetli açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi 14/06/2017 tarih ve 2016/916 Esas 2017/523 Karar sayılı gerekçeli kararı ile; ” … davacı-taşıyıcı, davalı-gönderenin eşyasını taşıdığını ve belirtilen adrese teslimini gerçekleştirdiğini, tır karnesini sunmuş olsa da karnede davaya konu faturanın içeriğini oluşturan ürünü teslim ettiğini ya da taşımış olduğunu kesin deliller ile ispat edememiş olduğu … ” gerekçeleri ile; ” … İspat edilemeyen davanın REDDİNE, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle;
Davalı tarafça dosyanın sürüncemede bırakılması gayesiyle ticari defterlerin dosya kapsamında sunulmamış olup müvekkil şirket tarafından sunulan defter kayıtlarına karşın davalı tarafın ticari defterlerini sunmaktan imtina etmesinin HMK md.220′ ye göre kendileri tarafından sunulan defter kayıtlarının bilhassa tır karnesinin lehe delil teşkil ettiğinin kabulü gerektiğini,
Davalı HMK 220. maddesinin son fıkrası uyarınca kendisine yapılan ihtarlı tebligata rağmen ticari defterlerini sunmaması durumunda davacının ticari defterlerinin yasalara uygun tutulduğunu, açılış ve kapanış onaylarının yapıldığını, alacağa dayanak fatura ya da belge ticari defterde kayıtlı ise HMK 220/son maddesinin ” duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir ” şeklindeki düzenlemesi karşısında davacının ticari defterlerindeki kayıtların lehine değerlendirileceğini,
Davalı tarafa defter kayıtlarını sunması için HMK md. 186′ ya göre tebligat yapılmış olup buna dahi cevap alınamadığını defter kayıtlarının yerel mahkemeye sunulmadığını, bu hususta da davalıca defter kayıtları sunulmadığından, kendileri tarafından sunulan söz konusu defter kayıtlarının iddialarını kanıtlar nitelikte kesin delil teşkil edeceğini,
Yerel Mahkeme tarafından yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde bilirkişi tarafından hazırlanmış olan 07/12/2016 tarihli bilirkişi raporu ile;
-Müvekkil şirketin 14/03/2013 tarihinde 9.905,70 TL ( 4.200,00 EUR ) alacaklı olduğu,
İleri sürerek; İstinaf başvurularının kabulü ile bozma sebeplerinin tespiti halinde mahkemece verilen hükmün bozulması, dosyanın yeniden hüküm kurulmak üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Hükmün bozulması yerine davanın Bölge Adliye Mahkemesi’nde yeniden görülmesine karar verilirse, ilk derece mahkemesinin hükmünün kaldırılması ve yapılacak istinaf incelemesi neticesinde dosyada yeniden hüküm tesisi ile davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE DEĞERLENDİRME:
Dava, taşıma hizmeti karşılığında düzenlendiği iddia edilen faturaya dayalı olarak başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Davalı tarafından akdi ilişki inkar edildiğinden, taşıma hizmeti verildiği yönündeki ispat yükü davacı üzerindedir.
Davacı vekili delil olarak Cari hesap ekstresi, fatura, müvekkili şirkete ait ticari defter ve kayıtlar, bilirkişi incelemesi, tanık ve yemin deliline dayanmış, davalının ticari defter ve kayıtlarına delil olarak dayanmadığından, ilk derece mahkemesince davalı tarafın ticari defterlerinin incelenmediği ve HMK’ nın 220. maddesi gereğince işlem yapılmadığı yönündeki davacı vekilinin istinaf sebebi yerinde değildir.
Davacı tarafın davasını dayadırdığı faturanın davalıya tebliğine ilişkin herhangi bir belge sunulmadığı, ayrıca faturadaki malların alıcısına teslim edildiğine ilişkin herhangi bir kayıt ve imza bulunmadığı gibi tek taraflı olarak düzenlenen fatura tek başına hizmetin verildiğini de göstermez. Hizmet verildiğinin yazılı belge ile ispatı gerekmekte olup, davacı tarafça sunulan tır karnesi de taşınan eşyanın davalıya ait olduğunu göstermediğinden taşıma hizmetin veriliğini ispata yeterli değildir. İspat yükü üzerinde olan davacı tarafça yemin teklif hakkı da kullanılmadığından ilk derece mahkemesinin kararı usul ve yasaya uygun olup, kamu düzenine de aykırı olmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 85,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 35,90 TL istinaf karar harcından istinaf eden davacı tarafından yatırılan 31,40 TL’ nin mahsubu ile bakiye 4,50 TL’ nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansı varsa talep halinde davacı tarafa iadesine,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara tebliğe gönderilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 04/07/2018 tarihinde HMK’ nun 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.