Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/1741 E. 2018/1341 K. 27.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2018/1741
KARAR NO : 2018/1341
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/05/2018 ( İhtiyati Hacze İtirazın Reddine İlişkin Ek Karar )
DOSYA NUMARASI: 2017/1320 D. İş
TALEP : İhtiyati Hacze İtirazın Reddi Kararının Kaldırılması ve İhtiyati Hacze İtirazın Kabulüne Karar Verilmesi
KARAR TARİHİ : 27/12/2018
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda ihtiyati hacze itirazın reddine ilişkin olarak verilen ek karara karşı, ihtiyati hacze itiraz edenler vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla; dava dosyası dairemize gönderilmiş olup incelendi;
TARAFIN İDDİASININ ÖZETİ: İhtiyati haciz talep eden vekili talep dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın … Şubesi ile …A.Ş. arasında akdedilen kredi sözleşmelerine istinaden krediler kullandırıldığını, diğer borçluların işbu genel kredi sözleşmelerini müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, kredi şartlarına uyulmaması ve borcun zamanında ödenmemesi sebebiyle, borçlulara 28.08.2017 tarihi itibariyle toplam 2.485.153,49 TL borcu ödemeleri hususunda Beşiktaş …. Noterliği’ nin … yevmiye nolu 28.08.2017 tarihli ihtarnamesinin keşide edildiğini, ancak ihtarnameye konu alacağın ödenmediğini, bankaları tarafından yaptırılan araştırma sonucunda, borçluların mal varlıklarını kaçırmakta oldukları ve piyasaya yüklü miktarda borçlu bulunduklarının belirlendiğini, riskli hale gelen alacaklarının tahsili amacıyla İİK 257 ve devam eden maddeleri uyarınca borçluların menkul, gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkeme bu talep üzerine 11/12/2017 tarihli karar ile; ” … alacaklının borçludan alacağı olan 2.485.153,49 -TL alınmasının temini bakımından vaki isteği İcra İflas Kanununun 257. maddesinin 1. fıkrasına uygun bulunmuş, alacak rehinle temin edilmemiş ve diğer taraflarla üçüncü şahısların muhtemel zarar ve ziyanlarına karşı kafi teminat da alınmış bulunduğundan adı geçen borçluların Yukarıda gösterilen malları ile alacaklarının; İcra ve İflas Kanunu’ nda muayyen tahditler dairesinde, İHTİYATEN HACZİNE, … ” karar verilmiştir. İhtiyati Haciz Kararına karşı itiraz edenler vekili itiraz dilekçesi ile; Müvekkilleri ..A.Ş. ve … hakkında verilen ihtiyati haciz kararına itiraz tarihi itibariyle muttali olunduğunu belirterek, alacaklının müteselsil kefillere başvurma koşullarının düzenlendiği 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 586. maddesine göre, kefilin, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girmeyi kabul etmişse alacaklının borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebileceğini, bunun için yukarıda belirttiği üzere, borçlunun, ifada gecikmesiyle ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerektiğini, buna göre somut olayda ihtiyati haciz isteyen alacaklı Banka tarafından, borçlu ile müteselsil kefile keşide edilen kat ihtarnamesinin borçlu şirkete usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini, ihtarnamenin düzenlenme tarihinden hemen sonra ihtiyati haciz talebinde bulunulduğunu, mahkemece bu hususlar gözetilmeden ihtiyati haciz kararı verildiğini, talep tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK 586/1. maddesi uyarınca müteselsil kefil gösterilen müvekkil … hakkında ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için asıl borçluya çekilen ihtarın sonuçsuz kalması ve asıl borçlunun ifada gecikmesinin beklenilmesi gerektiğinden asıl borçluya başvurulmadan hakkında İhtiyati haciz kararı verilmesi hukuka açıkça aykırı olduğunu, Alacaklı gözüken banka ile müvekkili şirket arasında; dosyaya ibraz olunan kredi sözleşmelerinin imzalanmasından sonra 20.04.2017 tarihli KGF destekli yeni bir kredi sözleşmesi yapıldığını, bununla eski tüm sözleşmeler hukuken geçersiz hale geldiğini, taraflar arasında hukuken KGF destekli kredilerinin tasfiyesine ilişkin hükümlerin geçerli olacağını, ihtiyati haciz kararını alan karşı taraf banka İstanbul (…). İcra Müdürlüğü’ nün …. E. sayılı dosyası ile ihtiyati haciz işlemini başlatıldığını, müvekkillerine ait taşınmazlara, hak ve alacaklarına ve emekli maaşına haciz için gerekli işlemlerin uygulandığını, gerekli araştırma yapılmadan verilen İhtiyati Haciz dolayısı ile müvekkillerinin zarar gördüğünü belirterek verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını, kararın infazı sebebiyle müvekkillerinin zarar görmemesi için tedbiren İstanbul (…). İcra Müdürlüğünün …. E. sayılı dosyasındaki ihtiyati hacizlerin durdurulmasını ve teminatın iade edilmemesine, karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi 15/10/2018 tarihli Ek Karar ile; “İhtiyati haciz kararının genel kredi sözleşmesi ve kat ihtarnamesine dayalı olarak verildiği, borçlunun İİK’ nun 265. maddesi hükmü gereğince, kendisi dinlenilmeden verilen ihtiyati haciz kararına yönelik haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata, huzuru ile yapılan hacizlerde haczin uygulandığı, aksi halde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde itiraz edebileceği Borçlular vekilinin daha sonra bağıtlanan kredi sözleşmesine dayalı olarak kredi kullanıldırıldığını, kefaletin sona erdiğini, kat ihtarnamesinin tebliğ edilmediğini, alacağın muaccel hale gelmediğini ileri sürerek ihtiyati haciz haksızlığını savunduğu, gösterilen nedenlerin, açılacak bir davada ileri sürelebilecek nitelikte olduğu, itiraz nedenlerinin İİK 265 maddesindeki sınırlı sebeplerden olmadığı” gerekçeleriyle ihtiyati hacze itirazın reddine karar verilmiş ve verilen karara karşı, ihtiyati hacze itiraz edenler vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati Hacze itiraz edenler vekili istinaf dilekçesinde özetle; İhtiyati haciz talebinde bulunan … Bankası A.Ş. tarafından Beşiktaş …. Noterliği’nin 28.08.2017 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile borcun ödenmesi için müvekkillerine ihtarname keşide edildiğini ve usulüne uygun tebliğ de edilmediğini, bu ihtarnameye cevaben de kendilerince keşide olunan Kadıköy (..).Noterliği’nin 06.09.2017 tarih ve … Yevmiye numaları ihtarnamesi ile borca itiraz edildiğini, uyuşmazlığın muhakeme edilmesi gerektiğini, yani ortada İİK anlamında ” kayıtsız ve şartsız borç ikrarı ” içeren bir belge olmadığını, Borçlulardan … ihtiyati kararında kefil sıfatı ile borçlu gösterilmesinde hukuka uygunluk bulunmadığını, Alacaklının müteselsil kefillere başvurma koşullarının düzenlendiği 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 586. maddesine göre, kefil, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girmeyi kabul etmişse alacaklının, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebileceğini, ancak bunun için yukarıda belirtildiği üzere, borçlunun, ifada gecikmesiyle ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerektiğini, buna göre somut olayda ihtiyati haciz isteyen alacaklı Banka tarafından, borçlu ile müteselsil kefile keşide edilen kat ihtarnamesi borçlu şirkete usulüne uygun olarak tebliğ edilmeden, ihtarnamenin düzenlenme tarihinden hemen sonra ihtiyati haciz talebinde bulunulduğunu ve Mahkemece ihtiyati haciz kararı verildiğini, bu durumda, talep tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK 586/1. maddesi uyarınca müteselsil kefil gösterilen müvekkil … hakkında ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için asıl borçluya çekilen ihtarın sonuçsuz kalması ve asıl borçlunun ifada gecikmesinin beklenilmesi gerekirken asıl borçluya başvurulmadan hakkında İhtiyati haciz kararı verilmesi ve itirazlarının reddedilmesinin hukuka açıkça aykırı olduğunu, kararın bu nedenle kaldırılması gerektiğini, konuya ilişkin Yüksek Mahkeme kararlarının da bu yönde olduğunu, Alacaklı gözüken banka ile müvekkil şirket arasında; dosyaya ibraz olunan kredi sözleşmelerinin imzalanmasından sonra 20.04.2017 tarihli KGF destekli yeni bir kredi sözleşmesi yapıldığını bu nedenle eski tüm sözleşmelerin hukuken geçersiz hale geldiğini, KGF destekli alınan kredilerde, zaten “geri ödenmeme” hali KGF tarafından garanti edildiğinden, müvekkil … kefaletinin yeni uygulamaya göre geçersiz kaldığını, bu yüzden geçerli bir kefaleti bulunmadan müvekkil hakkında ihtiyati haciz kararı verilmesi ve itirazlarının reddedilmesinin doğru olmadığını, Alacaklı gözüken … Bankası A.Ş. ile müvekkillerden … A.Ş. arasında devam eden ticari ilişkide yukarıda belirtildiği üzere tüm kredilerin KGF destekli kredi halini almış olmakla; bu noktadan sonra taraflar arasında hukuken KGF destekli kredilerinin tasfiyesine ilişkin hükümlerin geçerli olacağının aşikar olduğunu, alacaklı gözüken tarafın itiraz ile takip durmasına rağmen İhtiyati Haciz alarak icra işlemine devam ettiğini, oysa borcun henüz muaccel hale gelmediğini, borçlu gözüken müvekkil şirket hakkında – varsa – borcun muaccel hale gelmediğini, hesap kat ihtarlarına açıkça itiraz edildiğini, bu itibarla müvekkiller hakkında ihtiyati haciz kararı verilmesinin ve itirazlarının reddedilmesinin hukuken doğru olmadığını, İstenen faiz miktarının da fahiş olup, davacıya karşı, Anadolu (8). Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/445 E. sayılı dava dosyası ile kanuni faiz oranının tespiti davası açıldığını, alacak – borç ilişkisinin bu kadar çekişmeli olduğu bir uyuşmazlıkta, hukuken ihtiyati haciz kararı verilmesinin, bir açıdan da hakkın kötüye kullanılması olduğunu beyanla istinaf başvurularının kabulü ile ihtiyati haciz kararına itirazlarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE DEĞERLENDİRME: HMK 355. Maddesine göre istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise re’sen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. İstinaf açısından uyuşmazlık konusu, dosya kapsamına göre ihtiyati haciz kararı verme koşullarının oluşup oluşmadığı, bu bağlamda mahkemece verilen ihtiyati haciz kararır ve bu karara karşı itiraz üzerine verilen kararın dosya içeriğine usul ve yasaya uygun olup olmadığı noktalarındadır. İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için ihtiyati haciz talep eden tarafın sunduğu ve alacağın varlığına dayanak yapılan delillerden mahkemenin İİK 257.maddesindeki koşulların oluştuğuna İİK 258 ve HMK 390/3.maddesi uyarınca yaklaşık ispat kuralları çerçevesinde kanaat edinmesi gerekmektedir. Yargıtay 19.H.D.nin 18/04/2017 T ve 22016/9486 E-2017/3106 K. Sayılı kararına göre: “İİK’ nın 258/1. maddesi hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin ”alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması” yeterlidir. Mahkemenin ”alacağın varlığına kanaat edinmiş olmasından” anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin veya tam olarak ispat edilmesi değildir. Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç davaya ilişkin yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip, uyuşmazlığı esastan sona erdirmek değildir. Yani ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için ispat gerekmez, yaklaşık ispat için delil sunulması yeterli olup, alacaklının ilişkisinin varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin olarak ispat etmesi aranmamaktadır.” Alacaklı banka ile borçlu … A.Ş. arasındaki 3.500.000,00 TL bedelli 26/04/2017 tarihli kredi sözleşmesinden dolayı diğer borçlu …. müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla sorumlu olduğu, kredinin Beşiktaş …. Noterliği’ nin 28/08/2017 tarihl ve … no.lu ihtarnamesiyle kat edildiği ve ödenmesinin istendiği, kat ihtarının asıl borçluya ve kefile 05/09/2017 tarihinde tebliğ edildiği, sunulan belgelerin İİK’nın 257/1. Maddesi kapsamında ihtiyati haciz kararı verme koşullarını içerdiği, ihtiyati haciz kararı verilmesi için kayıtsız ve şartsız borç ikrarı içeren bir belgenin gerekmediği, borçlu itiraz ve istinaf edenler vekilinin itiraz ve istinaf nedenlerinin İİK’ın 265. Maddesinde yazılı itiraz nedenleriyle birebir örtüşmediği, ancak yargılama ile tartışılabilecek nitelik taşıdığı, bu bağlamda ihtiyati haciz kararı veren mahkemenin kefaletin geçerli olup olmadığı yönündeki itiraz nedenlerini tartışmasının hukuken mümkün olmadığı, sunulan kredi belgelerinde …. kefil olarak göründüğü, ihtarnamenin, hem borçluya hem de kefile tebliğ edildiği, alacaklının dayandığı kredi sözleşmesinden sonra yeni bir kredinin kullanıldığı ve önceki kredi borçlarının tasfiye edildiği yönündeki itiraz ve savunmanın yargılamayı gerektirdiği, İİK 257/1 kapsamında ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için İİK 257/2 maddesindeki koşulların gerekmediği, faiz oranının fahiş olduğu iddiasının da aynı şekilde ihtiyati haciz kararını veren mahkemede değerlendirilemeyeceği, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için yaklaşık ispatın sağlanmasının yeterli olduğu ve dosyada da bu gereğin karşılandığı anlaşılmakla ilk derece mahkemesi kararı usul ve esas yönünden dosya içeriğine ve hukuka uygun olup istinaf nedenlerinin yerinde olmaması nedeniyle, istinaf başvurusunun HMK 353/1/b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İhtiyati hacze itiraz eden borçlular vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden borçlular tarafından ayrı ayrı yatırılan 98,10’ar TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 35,90′ ar TL istinaf karar harcı istinaf eden borçlular tarafından istinaf aşamasında peşin olarak yatırıldığından; yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden borçlular üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 27/12/2018 tarihinde HMK’ nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.