Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/1738 E. 2019/110 K. 30.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/428 Esas
KARAR NO : 2019/109 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2014/1130 Esas 2017/796 Karar
TARİH : 02/10/2017
DAVA : Banka Teminat Mektubunun İadesi Ve Depo Edilmesi (Depo Edilmesi İstemli)
KARAR TARİHİ: 30/01/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili bankanın Necatibey Şubesi ile davalı … Sanayi ve Maden Tic.Ltd.Şti. firması arasında yapılan kredi sözleşmesine istinaden gayrinakdi çek kredisi hesabı açıldığını, diğer alacaklılarca (Bankalarca) firma hakkında takip işlemi başlatılması üzerine verilen çek karnelerine ilişkin olarak muhatabı banka olan çek yapraklarının iade edilmesi için davalı asıl borçlu ve kefillerine Ankara … Noterliği nin 13.06.2012 tarih ve … yevmiye no.lu ihtarnamesinin keşide edildiğini ancak çek yapraklarının iade edilmediğini, halen müşterinin elinde bulunan 67 adet çek yaprağı için 3167 sayılı yasanın 10. Maddesi gereğince müvekkili bankanın sorumlu bulunduğu 44.200.- TL tutarın bankada açılacak faiz getirmeyen bir hesapta depo edilmek üzere davalıdan tahsiline, alacağın nakde dönüşme (tazmin) tarihlerinden itibaren ödeme tarihinde geçerli faiz oranın % 25 fazlası eklenmek suretiyle bulunacak temerrüt faizi ve faizin BSMV tutarı ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalılardan …İnşaat Sanayi ve Maden Tic Ltd.Şti. ve … vekili cevap dilekçesi ile; Dava konusu takibe dayanak gösterilen genel kredi sözleşmelerinin bir kısmındaki imzaların müvekkillerinin elinin ürünü olmadığını, atılı imzalara karşı öncelikle inceleme yapılması gerektiğini, şirket temsilcilerinden …’un sözleşmedeki imzasının …’un eli ürünü olmadığından dayanak kredi sözleşmesinin müvekkili açısından hükümsüz olduğunu, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı nın 2013/65850 Sor. Sayılı dosyası ile yürütülen soruşturmanın bu davada bekletici mesele yapılmasını talep ettiklerini, şirket ortaklan olan … ve …’un taklit imzalar kullanarak bir çok bankadan kredi kullandıkları ve kullandıkları kredileri şirkete aktarmadıkları ve diğer şirket ortaklarını zarara uğrattıkları ve grup bünyesindeki bir çok şirkette bu eylemleri gerçekleştirdikleri ve bankaların da grup bünyesinde bulunan bir çok şirket hakkında takip işlemleri başlattığını, … ve …’un taklit imzalar kullanmalarındaki asıl amacın borçları şirketin kullandığı kredilere ilişkin sözleşmelerde gerçek imzası bulunan … üzerine yıkmak istemeleri olduğunu, müvekkili bulunduğu şirketin dava dışı ortağı … tarafından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğunu ve soruşturmanın devam ettiğini savunarak, açıklanan nedenlerle müvekkilleri aleyhine haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
İlk Derece Mahkemesi 02/10/2017 tarih 2014/1130 Esas 2017/796 sayılı kararında;
“Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, Dava; davacı bankanın Necati Bey Şubesi ile davalı kredi borçlusu/lehtarı …Sanayi Maden Tic. A.Ş. ile Genel Kredi Sözleşmesine istinaden gayri nakdi çek kredisi hesabı açıldığı diğer bankalarca firma hakkında takip işlemi başlatılması üzerine verilen çek karnelerine ilişkin olarak muhatabı banka olan çek yapraklarının iade edilmesi için davalı asıl borçlu ve kefillerine Ankara … Noterliğinin 13/06/2012 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamenin keşide edildiği, çek yapraklarının iade edilmediği, halen müşterilerin elinde bulunan 67 adet çek yaprağı için 3167 sayılı yasanın 10. Maddesi gereğince bankanın sorumlu olduğu 44.200 TL ‘nin bankada açılacak faiz getirmeyen bir hesapta depo edilmesi talepli davadır. Mahkememiz dosyası arasına alınan bilgi belgeler, taraflar arasındaki Genel Kredi Sözleşmesi, ihtarname üzerinden bilirkişi raporu alınmış bilirkişi raporunda davalı asıl borçlu… İnşaat San. Maden Tic. Limited Şirketinin bankadan kullandığı gayri nakdi çek kredi hesabı nedeni ile borçlu olduğu, diğer davalıların asıl borçluya kullandırılmış bulunan nakit krediler yönü ile temerrüte düştüğünü bildiren dosyada bir delilin bulunmadığı bu nedenle gayri nakdi çek kredisi risklerinden sorumlu bulunmadıkları belirtilmiş olup, mezkur bilirkişi raporu denetime elverişli olduğundan mahkememizce hüküm kurmada esas alınarak…”gerekçesi ile, Davanın …İnşaat Sanayi ve Maden Limited şirketi yönünden kabulü ile talep gibi 67 adet çek yaprağından dolayı 3167 sayılı çek kanunun 10. Maddesi uyarınca 44.220 TL’nin banka nezdinde faiz getirmeyen bir hesapta depo edilmesine ve davacının sorumlu olduğu bedellerin ilgililere ödenmesi halinde genel kredi sözleşmesinin 50. Maddesi uyarınca dava tarihinden itibaren bankanın kısa orta uzun vadeli kredilere uyguladığı faizin %25 in fazlası üzerinde %35,56 oranında faizle birlikte ve bu faizin %5 BSMV si ile davalı … Sanayi ve Madelen Limited Şirketinden alınarak davacıya ödenmesine,
Diğer davalılar …, …Inşaat Tic. Aş. , … Sanayi ve Tic. AŞ. …İnşaat tur. San. Aş., … a karşı açılan davanın reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesi ile,
İlk derece mahkemesi tarafından davanın kısmen reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, Genel Kredi Sözleşmesini imzalayan kefillerin, ihtarnameye konu edilen gayrinakit riskten sorumlu olduklarını,
3167 sayılı Çek Ödemelerinin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkındaki Yasa’nın 10.maddesi hükmü gereğince muhatabı müvekkili banka olan davalıların elinde bulunan her çek yaprağı için sorumluluğu olduğunu, davalılarda muhatabı müvekkili banka olan 67 adet çek yaprağı bulunduğunu, bu nedenle davalının 3167 sayılı Çek Ödemelerinin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkındaki Yasa’nın 10.maddesine göre 44.220,00.TL gayrinakdi kredi riski bulunduğunu, söz konusu çek yapraklarından sorumluluk hesap kat tarihinde 40.200,00.TL iken bu bedelin Merkez Bankası A.Ş. Çek Defterlerinin Baskı Şekline, Bankaları Hamile Ödemekle Yükümlü Olduğu Miktar ile, Çek Düzenleme ve Çek Hesabı Açma Yasağı Kararlarının Bildirilmesine ve Duyurulmasına İlişkin Tebliğde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ uyarınca 660,00.TL’ye yükseltildiğinden dava bedelinin 44.220,00.TL’ye yükseltildiğini,
Banka ile davalılar arasında imzalanan 1999 tarihli Genel Kredi Sözleşmesinin teminat mektupları başlıklı 41. maddesinin f/1-2-3 ve g maddelerindeki düzenlemeler uyarınca davalıların, kefaletinin doğmuş doğacak tüm borçları kapsadığına ilişin düzenleme karşısında dava konusu gayrinakit riskten sorumlu olduklarını açıkça kabul ve beyan ettiklerini,
Yine 07/05/2004 tarihli imzalanan genel kredi sözleşmesinin 31.2, 33.2, 34.2 maddelerindeki düzenlemeleri asıl borçlu ve kefillerin kabul ettiklerini ve imzaladıklarını,
Dosyada bulunan genel kredi sözleşmesinin açık maddelerindeki düzenlemeler gereği depo talep davası açabilme yetkisi genel kredi sözleşmesi ile verildiğini, borcun tamamından asıl borçlu ve kefillerin sorumlu olduklarını,
İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucu kaldırılmasına, davanın müteselsil kefil olan diğer davalılar açısından da kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1130 Esas 2017/796 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
HMK 355. maddesine göre istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak, kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.
Dava, davacı banka ile davalılardan asıl borçlu… İnş. San ve Mad. Ltd. Şti. arasında imzalanan diğer davalıların müşterek kefil olarak imzaladıkları genel kredi sözleşmeleri gereğince asıl borçlu şirkete verilen çek yaprakları nedeniyle her çek yaprağı için kanunen ödemesi gereken asgari yasal garanti tutarından kaynaklanan gayri nakdî kredi riskinin depo edilmesi talebine ilişkindir.Mahkemece asıl borçlu yönünden davanın kabulüne müteselsil kefil olan diğer davalılar yönünden ise davanın reddine karar verilmiş, verilen karar davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen gerekçe ile istinaf edilmiştir.İstinaf açısından uyuşmazlık, genel kredi sözleşmesinde risk altındaki çek yaprakları nedeniyle bankanın Çek Kanunu uyarınca ödemekle yükümlü olduğu asgari miktarlarla ilgili olarak depo talebinin müteselsil kefilleri de kapsayıp kapsamayacağı noktasında çıkmaktadır.Kefalet sözleşmesi davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 581 ila 603 üncü maddeleri ile genel kredi sözleşmesinin imzalandığı tarihte yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 483-503 maddeleri arasında düzenlenmiştir.Kefalet sözleşmesi kişisel bir teminat sözleşmesidir. Diğer sözleşmeler gibi kefil ile alacaklının karşılıklı ve birbirine uygun iradelerinin birleşmesi ile meydana gelir. Bu sözleşme ile kefil, asıl borçlunun borcunu alacaklıya karşı ifa edememesi tehlikesini kişisel olarak üstlenmektedir.Kefalet borcunun feri karakteri, ferdileştirilmiş bir borç için tekeffülü zorunlu kılmaktadır.Gerek öğretide, gerekse uygulamada sınırları belli olmak şartıyla devamlı, değişik içerikli, birden ziyade yükümlülüğü içeren borç ilişkileri için geçerli olarak kefil olunabileceği kabul edilmektedir. Kefaletin asıl borçlunun çeşitli yükümlülüklerinden sadece birisi için verilmesi zorunlu değildir. Azami miktar ile sınırlı olmak üzere kefilin borçlunun belirli birden fazla yükümlülüğünü aynı kefalet sözleşmesinde tekeffül etmesi mümkündür. Ancak kefil olunan yükümlülüklerin neler olduğunun kefalet sözleşmesinden anlaşılması gerekir.5411 sayılı Bankalar Kanunu’nda “gayri nakdi kredi” kavramı tanımlanmamıştır. Ancak, 5941 sayılı Çek Kanunu’nun 3. maddesi uyarınca; muhatap banka, süresinde ibraz edilen çekin karşılığının bulunmaması hâlinde yasal sorumluluk miktarına kadar ödeme yapmak; çekin karşılığının kısmen bulunması durumunda ise, kalan meblağı tamamlamakla yükümlüdür. Aynı maddede ödeme yükümlülüğü ile ilgili bu hususun, hesap sahibi ile muhatap banka arasında çek defterinin teslimi sırasında yapılmış olan dönülemeyecek bir gayri nakdi kredi sözleşmesi hükmünde olduğu açıklanmıştır. Banka ile müşterisi arasında yapılan teminat mektubu veya çek hesabı açma sözleşmelerinde banka lehine risk gerçekleşmeden teminat mektubu bedeli veya karşılıksız çek bedelinden bankanın ödemek zorunda kalacağı meblağın depo edilmesini isteme yetkisi, söz konusu alacağın mevcut olduğunu göstermediği gibi, istenebilir olduğunu da göstermez (Yargıtay İçtihatları Birleştirme Hukuk Genel Kurulunun, 27.12.2017 tarih, 2016/1 E., 2017/6 K. sayılı kararı).Tüm bu açıklamalardan ve yasal düzenlemelerden ortaya çıkan sonuç, kefaletin verildiği anda borcun belirli ya da belirlenebilir olması gerektiği, kefalet sözleşmelerindeki belirlilik ilkesi uyarınca kefil olunan açısından belirli yani ferdileştirilmiş bir borcun varlığının arandığı, kefilin yalnızca kefalet limiti ve kendi temerrüdünün hukuki sonuçları ile bağlı olduğu, Çek Kanununun ödeme yükümlülüğü maddesi uyarınca, hesap sahibi ile banka arasında çek defterinin teslimi sırasında yapılmış olan dönülemeyecek bir gayrinakdî kredi sözleşmesi hükmünde bulunduğu, henüz risk gerçekleşmeden alacağın mevcudiyetinden de söz edilemeyeceği, belirsiz alacak için kefalet sözleşmesi kurulamayacağı, bu nedenle çek depo bedelinden hesap sahibinin sorumluluğunun bulunduğu ancak kredi sözleşmesini imzalayan müteselsil kefilin risk altındaki çek yaprakları nedeniyle bankanın Çek Kanunu uyarınca ödemesi gereken asgari miktarlarla ilgili olarak depo talebinden sorumlu olabilmesi için kredi sözleşmesinde bu yönde açık bir hüküm bulunması gerektiğidir. (Yargıtay HGK’nın 2018/19-689 E., 2018/1624 K ; Yargıtay 19. HD’nin 2015/17912 E., 2016/7998 K. ve 2014/11190 E., 2014/13455 K. sayılı kararları benzer niteliktedir.)Somut olaya gelince, dava konusu genel kredi sözleşmelerinde, risk altındaki çek yaprakları nedeniyle bankanın Çek Kanunu uyarınca ödemesi gereken asgari miktarlarla ilgili olarak depo talebinin müteselsil kefilleri de kapsayıp kapsamayacağı hususunda açık bir hüküm bulunmadığından davalı kefiller aleyhine depo kararı verilmesi talep edilemez.Bu nedenle mahkemece her ne kadar asıl borçluya kullandırılmış olan nakit krediler yönü ile temerrüde düştüğüne dair bir delil bulunmadığından gayri nakdi çek kredisi risklerinden davalı müteselsil kefillerin sorumlu olmadığı gerekçesi ile bunlar aleyhine açılan davanın reddine karar verilmiş ise de sonuç olarak genel kredi sözleşmelerinde davalı kefillerin Çek Kanunu uyarınca davacı bankanın sorumlu olduğu asgari ödeme yükümlülüklerini teminat altına aldıklarına dair açık bir hüküm bulunmadığından bu gayri nakdi riskten sorumlu tutulamayacakları açık olmakla davanın reddine dair mahkeme kararı esas itibarıyla usul ve yasaya uygun olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 85,70.TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 44,40.TL istinaf karar harcından, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 31,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 13,00.TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansı varsa yatıran tarafa iadesine,
6-Kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğe gönderilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 30/01/2019 tarihinde HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.