Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/1735 E. 2020/425 K. 19.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1735 Esas
KARAR NO : 2020/425 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2014/1189 Esas 2017/1063 Karar
TARİH 24/11/2017
DAVA: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 19/03/2020
İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFIN İDDİASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili şirketin, tarımsal ürünlerinin üretimi ve pazarlanmasıyla uğraştığını, dolayısı ile yaklaşık 20 ye yakın sebze ve meyvelerin dağıtımını ve pazarlamasını yapan araçları olduğunu, bu araçların her yıl Zorunlu Trafik sigortası ve Kasko sigortası yapıldığını, söz konusu araçlara ilişkin Trafik ve Kasko Sigortalarının bir kısmının davalı sigorta şirketi tarafından yapıldığını, ancak davalı şirketin müvekkili şirkete ait olmayan ve müvekkili şirketin bilgi, izin ve imzasını almadan başkaca araçlara ait sigorta poliçelerini de müvekkili şirketin yetkilisi …. adına düzenlenmiş kredi kartından mail order sistemi ile kart bilgileri girilerek tahsil edildiğini, müvekkili şirketin, kendi araçlarına sigorta yapıldığını umarak kredi kartları ekstrelerini düzenli olarak ödediğini ve şüphe duymadığını, ancak en son 2013 mart ayında 6-7 bin TL tutarında kredi kartı çekim işlemlerinin olduğunu görünce şüpheye kapılıp hemen sigorta şirketini arayarak çekimlerin hangi aracın sigortasına karşılık yapıldığını telefon aracılığı ile sorduğunu, sigorta şirketinden de sigorta yapılan araçların ve poliçelerin müvekkili …. San. Ve Tîc. Ltd. Şti. ne ait olmayan, başka şahıs ve firmalara ait araçların sigorta bedelinin müvekkili şirketin kredi kartlarından tahsil edildiği bilgisini aldığını, bunun üzerine geriye dönük olarak kredi kartları hesap ekstrelerini incelediğini ve müvekkilinin dolandırıldığını anladığını ve hemen kredi kartlarını kapattırdığını, sigorta şirketleri ve acenteleri hakkında müvekkili şirket tarafından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na 2013/73100 Soruşturma numarası ile dolandırıcılık suçundan şikayet edilmiş olup soruşturmanın devam ettiğini, davalı sigorta şirketinin basiretli bir tacir gibi davranmayıp, üzerlerine düşen yükümlülükleri yerine getirmeyip ihmalkar davranışla sahte ve yanıltıcı belge ile kredi kartlarından haksız ve hukuka aykırı olarak tahsilat yaptığını, davalı sigorta şirketinden kredi kartlarından çekilen tutarların iadesinin talep edildiğini ancak davalı şirketinin buna rağmen kredi kartından çekilen tutarları iade etmediğini, davalı aleyhine kredi kartından tahsil edilen tutarların iadesi için İstanbul ….İcra Dairesinin … Esas sayılı icra dosyası ile takip yapılmışsa da, davalı tarafça yapılan itiraz üzerine takibin durduğunu, bu nedenle davalı itirazının iptaline ve takibin devamına, alacaklarının haksız fiilin yapıldığı tarihden itibaren avans faizi ile birlikte hüküm altına alınmasına ,%20 icra inkar tazminatı ile mahkeme masraflarının davalıdan tahsiline ve ücreti vekaletin davalıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalıya dava dilekçesi ve tensip tutanağı tebliğ edilmiş, davalı tarafça davaya süresi içerisinde cevap verilmemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi 24/11/2017 tarih 2014/1189 Esas 2017/1063 Karar sayılı kararında; “Yargılama sırasında bilirkişilerden alınan kök ve ek rapor tüm dosya kapsamı ile birlikte değerlendirildiğinde bilirkişi kök ve ek raporu mahkememizce yeterli görülüp itibar edilerek, davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 6.605,76 TL asıl alacak, 1.064,45 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 7.670,21 TL. alacaklı olduğu anlaşıldığından; davanın kısmen kabulüne, davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin; 6.605,76 TL asıl alacak, 1.064,45 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam: 7.670,21 TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, kabul edilen 6.605,76 TL asıl alacağın % 20 oranında tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine…”gerekçesi ile, 1-Davanın kısmen kabulüne, davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin; 6.605,76 TL asıl alacak, 1.064,45 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam: 7.670,21 TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, 2-Kabul edilen 6.605,76 TL asıl alacağın % 20 oranında tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, İDM kararının usul ve esas yönünden hatalı olup kararın kaldırılması gerektiğini, … adına kayıtlı kredi kartından yapılan harcamaların … bilgisi ve onayı dahilinde gerçekleştiğini, kredi kartı prim ödemelerinin … bilgisi ve onayı dışında yapıldığını kabul edilmesinin hukuka aykırı olduğunu,… kredi kartları ekstreleri incelediğinde 10 adet sigorta şirketi tarafından farklı prim tahsilatları göründüğünü, kredi kartı ekstrelerin tamamının sigorta şirketleri tarafından tanzim edilen poliçe prim harcamaları olduğunu, kişinin ekstrenin belirttiği dönemde ekstreyi gördüğünde kredi kartının izinsiz çekim yapıldığını düşünmesi ve gerekli işlemleri başlatması gerektiğini, söz konusu işlemler 2011-2012 yılları arasında yapılmış olup, her ay düzenli olarak hesap ekstrelerinin…. ulaştığını, … (…) kredi kartındaki birden fazla şirkete ait işlemleri bilmesine rağmen ne bankaya nede harcama yapılan sigorta şirketine itiraz başvurusu yapmadığı, bu durumun da davacının sözkonusu işlemleri bildiği, bilgisi ile gerçekleştiği yönünde delil niteliğinde olduğunu, Sigorta şirketlerinin ödeme ekranının mail order şeklinde değil, internetten alışveriş şeklinde olduğunu, kredi kartı ödeme sistemine yazıldığında banka tarafından kredi kartı sahibine işlem için mesaj gönderildiğini, bazı kredi kartlarında secure özelliği ile harcamanın onayı için şifre mesajı verildiğini, söz konusu harcamalar için şifre mesajı/ onayı olup olmadığının bankadan tespit edilmediğini, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2013-73100 Soruşturma dosyasının akibetinin belirlenmediğini, savcılık soruşturmasının sonucu beklenmediğinden eksik incelemeye dayalı kararın iptali gerektiğini, …. ile poliçelerin tanzimine aracılık eden acente arasında bir işbirliği sözkonusu olup, bu işbirliğinin bozulması ile … kredi kartından usulsüz çekim yapıldığını iddia ettiğini, hiç kimsenin kredi kartından 125.000 bin ve 105.000 TL (Savcılık beyanından alıntı) çekilmesini farketmemezlik yapamayacağını, bu durumun hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, kredi kartlarına banka nezdinde süresi içerisinde itiraz edilmediği ve kredi kartlarının her ay düzenli olarak ödendiğini, bu ödemeler nedeniyle de kredi kartının bilgisi dışında çekimler yapıldığını iddia etmenin akla uygun olmadığını, Dava konusu alacak likit olmayıp, hem hukuk hem de ceza yargılamasına ihtiyaç duyduğu, bu nedenle müvekkili şirketin icra takibine haklı olarak itiraz ettiği, ilk derece mahkemesi tarafından müvekkili şirket aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmiş olması hatalı olduğunu, İlk derece mahkemesi tarafından müvekkili şirketi faizden işlem tarihinden itibaren sorumlu tutmasının hukuka aykırı olduğunu, müvekkili şirket tarafından yapılan prim tahsilatlarına banka üzerinden veya bizzat kart sahibinden herhangi bir itiraz edilmediğini, müvekkili şirketin o tarihte temerrüde düşmediğini, hatta o tarihte kredi kartının izinsiz kullanıldığını bile bilmediğini, kart sahibi tarafından herhangi bir itiraz gelmediğinden müvekkili şirketin faizden çekim tarihinden itibaren sorumlu tutulmasının hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1189 Esas 2017/1063 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, haksız tahsil edildiği belirtilen sigorta primlerinin iadesi için yapılan takibe itirazın iptaline ilişkindir.Davacı, davalı sigorta şirketi ile aralarında sahibi olduğu araçların zorunlu trafik ve kasko sigortalarının yapılması konusunda anlaşma bulunduğunu, söz konusu araçların sigorta primlerinin şirket yetkilisi … adına düzenlenen kredi kartlarından mail order yoluyla tahsil edildiğini, kredi kartı hesap ekstrelerini kontrol ettiklerinde davalı tarafça her hangi bir talimat olmaksızın şirketleri adına tescilli olmayan farklı araçlara ilişkin sigorta primlerinin de tahsil edildiğinin anlaşıldığını, bu farklı araçlar için tahsil edilen sigorta primleri haksız olmakla iadesinin talep edildiğini, iade edilmemesi üzerine davalı hakkında takip başlatıldığını, davalının haksız itiraz ettiğini belirterek itirazın iptalini talep etmiş, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı istinaf başvurusunda bulunmuştur.TTK’nın 1406. maddesinde temsil hususu düzenlenmiş olup, 1. fıkrasında “Bir kişi, diğer bir kişinin adına onu temsilen sigorta sözleşmesi yapabilir; temsilci yetkisiz ise ilk sigorta döneminin primlerinden sorumlu olur.” düzenlemesi getirilmiştir.TTK’nın sigorta hukuku başlıklı 6. kitabında sigorta sözleşmesi için şekil şartı öngörülmemiştir. Sigorta sözleşmesinin kurulması için belli bir şekil şartı bulunmamaktadır. Sözlü olarak da sigorta sözleşmesinin tesisi mümkündür. Sigorta poliçesi sigorta sözleşmesinin kurulduğunu ispata yarayan bir belgedir.Sigorta sözleşmesi için bir şekil şartı öngörülmediğinden taraflar arasında sigorta sözleşmenin kurulduğu her türlü delille ispatlanabilir. Somut olayda, alınan bilirkişi raporu ve getirtilen sigorta poliçelerine göre, bir kısım sigorta poliçeleri davacı dışında farklı sigortalılar adına düzenlenmiştir. Ancak banka kayıtlarına göre bu sigorta poliçelerine ait primler davacı şirket yetkilisinin kullandığı kredi kartından tahsil edilmiştir.Buna göre, geçerli bir sigorta sözleşmesinin taraflar arasında kurulduğu, davacının başkası adına temsilen sigorta sözleşmesi yaptığı, sigorta primlerinden davacının sorumlu olduğu davalı tarafça ispat edilmelidir. Davalı sigorta şirketi ilgili sigorta sözleşmelerinin davacının talebi veya temsili üzerine yapıldığını, sigorta ettirenin davacı olduğunu, sigorta poliçelerinin süresinde davacıya teslim edildiğini, dolayısıyla ilgili sigorta poliçelerinin prim ödemelerinden davacının sorumlu olduğunu ispatlayamamıştır. Buna göre ilgili sigorta prim ödemelerinden davacının sorumlu olduğu ispatlanamadığından bunların iadesine yönelik takibe itiraz iptaline ilişkin mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır.Söz konusu kredi kartından davacının taraf olmadığı sigorta poliçelerine dayalı olarak prim tahsilatı gerçekleştiği açık olduğundan, bu prim tahsilatının suç oluşturup oluşturmadığına ilişkin Savcılık soruşturması sonucunun beklenmesi hukuki sorumluluğun tespiti için gerekli değildir. Bu nedenle soruşturma sonucunun beklenmediğine ilişkin istinaf sebebi yerinde değildir. Takipte talep edilen miktar likit olup belirlenebilir nitelikte olduğundan ve takibe itirazında davalı haksız bulunduğundan İİK 67/2 maddesinde öngörülen şartlar oluşmakla icra inkar tazminatına hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı tarafından yatırılan 98,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 523,96.TL istinaf karar harcından istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan toplam (114,00.TL+117,00.TL=) 231,00.TL harcın mahsubu ile bakiye 292,96.TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 19/03/2020 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.