Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/1733 E. 2020/382 K. 12.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1733 Esas
KARAR NO: 2020/382 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEME: GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/02/2018
DOSYA NUMARASI: 2017/347 Esas – 2018/161 Karar
DAVA: Tazminat
KARAR TARİHİ: 12/03/2020
İlk Derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … ile … tacir olduklarını müvekkili ile … A.Ş.’nin 27.01.2012 tarihinde Şanlıurfa – Adıyaman İli ve İlçelerinin … A.Ş.’nin bayiliğini yapmak üzere distribütörlük anlaşması imzaladıklarını, sözleşmeye göre müvekkilinin … A.Ş.’nin çikolata ve kahve içerikli ürünlerinin Şanlıurfa-Adıyaman İli ve İlçelerinde satışını yaptığını ve ürünler ile ilgili gerekli altyapıyı sağladığını, müvekkili … Şti.’nin bu sözleşmeye istinaden davalı adına Şanlıurfa ve Adıyaman Bölgesinde, davalının ürünlerinin satışı ve pazarlanması faaliyetlerine başladığını müvekkilinin distribütörlük sözleşmesi gereğince, tarafların davalı tarafından üretilen, satılan ve dağıtılan ürünlerin, müvekkil şirket tarafından satın alınarak, münhasır dağıtım sistemi kapsamında belirlenen distribütörlük bölgesinde münhasıran satış ve dağıtımına ilişkin ilke ve kurallar bünyesinde mutabık kalıp ve anlaştıklarını, müvekkilinin 26.05.2016 tarihine kadar tek faaliyeti davalı firma bayiliği olduğunu ve davalı firmanın kalitesine güvenerek emek sarf ettiğini müvekkilinin davalı ile arasında yaptığı sözleşmeye istinaden sözleşme şartlarına ve ürünlerin selameti açısından tüm edimlerini yerine 26.05.2016 tarihine kadar getirdiğini, davalı tarafın hiçbir gerekçe gösterilmeden tamamen dayanaksız gerekçeler ile yine davalı firma tarafından müvekkilinin bayiliği sonlandırılarak faaliyetinin tamamen durdurulduğunu, Adıyaman İli ve İlçelerinde yürütmüş oldukları bayilik sözleşmesini hiçbir gerekçe göstermeden iptal ederek davalının Adıyaman İlinde yerleşik bayilik oluşturduğunu, aynı yılın yarısında bildirimsiz olarak müvekkilinin yerleşik olarak yürüttüğü Şanlıurfa İl ve İlçe bayiliği iptal edilerek haksız ve mesnetsiz olarak Diyarbakır distribütörüne bağlandığını, davalı tarafın bununla ilgili olarak hiçbir gerekçe göstermediğini, müvekkili tarafından davalı tarafa gönderilen Bakırköy … Noterliği’nin … yevmiye numaralı ihtarnamesinde müvekkilinin zararı hakkında davalı taraf bilgilendirildiğini ancak herhangi bir karşılık bulunamadığını, bu nedenle davalı firmanın tek taraflı, bildirimsiz, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun sözleşme feshi nedeniyle, müvekkili şirketin ciddi zarara uğradığını, zarar kalemleri doğrultusunda, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun sözleşme feshi nedeniyle, müvekkil şirketinin toplamda 1.500.000,00-TL zararının mevcut olduğunu, bu nedenle davalı … tarafından müvekkil şirketin tek yetkili dağıtıcılığının haksız biçimde feshi nedeniyle fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla, şimdilik, 20.000,00-TL fiili zarar ve 5.000,00-TL yoksun kılınan kazanç ve 5.000,00-TL portföy tazminatı olmak üzere toplamda 30.000,00-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek, en yüksek banka faizi oranında, davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacı …nın yükümlülüklerine uymadığını yükümlülüklerine aykırı davrandığını, edim ve taahhütlerini yerine getirmediğinden sözleşmeyi ihbar öneline uymaksızın fesih haklarının doğduğunu davacı …nın dava dilekçesinde ileri sürdüğü iddiaların hiç birinin doğru ve varit olmadığını, … Adıyaman ilinde … satış temsilcilerine Distribütörlük Sözleşmesine aykırı olarak … ürünlerini sattırdığını ve Adıyamana sevkiyat konusunda aksaklık çıkardığını, bunun da … A.Ş. nin satış ve dağıtımına zarar verdiğini, bu konuda satış temsilcilerine … Yöneticilerinin duymaması için baskı yapıldığını, … tarafından Sözleşme ihlal edilmiş olduğundan, konu kendilerine aktarılınca Adıyaman ilinde çalışmak istemediklerini açıkça bildirdiklerinden 31 Aralık 2015 tarihinden beri …Adıyaman ilinde herhangi bir satış ve dağıtım yapmadığını, davacının iddialarında haksız olduğunu sözleşmelerinin 8/4 maddesi gereğince haklı sebep olması halinde bildirimsiz sözleşmeyi fesih hakları olduğu halde sözleşmenin 8/2 maddesi gereğince Beyoğlu …Noterliğinin 09.06.2016 tarih, … yevmiye nolu ihtarnamesi ile 30 gün süreli ve ihbarlı fesih haklarını kullandıklarını, ihtarnamenin tebliğ tarihi olan 14.06.2016 tarihini takip eden 30 günün hitamı 15.07.2016 tarihi itibari ile sözleşmeyi fesh ettiklerini, sözleşme hükümleri gereği sözleşmenin bu şekilde fesh edilmesi halinde davacının müvekkil şirketten her hangi bir isim altında doğrudan veya dolaylı zarar, kar kaybı,müşteri portföy tazminatı, yatırımların iadesi,ödenmesi veya zararın tazminini talep edemeyeceğini, sözleşmeye bağlılık ilkesinin de bunu gerektirdiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece Mahkemesi 23/02/2018 tarih ve 2017/347 Esas – 2018/161 Karar sayılı kararında; “…İddia, savunma ve tüm dosya kapsamı gereğince; taraflar arasında 27.01.2012 tarihinde 1 yıl süreliğine Distribütörlük Sözleşmesi düzenlendiği, sözleşmenin süresi ve sona ermesi başlıklı 8/1 maddesi gereğince sözleşme süresinin sona ermesinden 3 ay önce taraflardan biri yazılı ihbar ile sözleşmeyi sona erdireceğini bildirmediği taktirde sözleşmenin süresinin kendiliğinden bir yıl uzayacağı, bu durumun birer yıllık dönemlerle devam edeceğini, 8/2 maddesi gereği …’in yazılı ihbarı üzerine, yazılı ihbarın distribütör’e gönderildiği tarihten itibaren 30.günün sonunda ve …’in her hangi bir sebep göstermesine gerek olmaksızın kendiliğinden sona ereceğini, sözleşmenin bu nedenden sona erdirilmesi halinde distribütörün …’ten her hangi bir isim altında doğrudan veya dolaylı zarar, kar kaybı, müşteri portföy tazminatı, yatırımların iadesi, ödenmesi veya zararın tazminini talep edemeyeceğinin hüküm altına alındığı, tarafların serbest iradeleri ile imzaladıkları sözleşmenin 8/2. Maddesinde yerini bulan sözleşmenin sonlandırılması nedeniyle herhangi bir tazminat talep edilemeyeceğinin kararlaştırıldığı, davacının 14/06/2016 tarihinde davacıya 30 gün sürenin sonunda sözleşmeyi feshe ilişkin fesih bildiriminde bulunulduğu, (Yargıtay 11.HD’nin 2012/16640 esas, 2013/15883 karar sayılı kararında da benzer bir durumda sözleşmenin tarafları bağlayacağını belirttiği) taraflar arasındaki sözleşme gereğince davacının davasında haksız olduğu kanaatine varılmakla …”gerekçesi ile; ”Davacının subut bulmayan davasının REDDİNE,” karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı firma arasında yapılan anlaşma gereğince müvekkili tüm şartları ve altyapıyı sağladığını, sözleşmeden doğan tüm sorumlulukları yerin getiren müvekkili, davalı tarafın hiçbir gerekçe gösterilmeden, tamamen dayanaksız gerekçeler ile yine davalı firma tarafından müvekkilinin bayiliği sonlandırılmış ve müvekkilinin faaliyeti tamamen durdurulduğunu, Müvekkili davalı firma ile tüm şartları sağlamış ve altyapıyı oluşturduğunu, hatta ve hatta yine müvekkili şirket davalı firmanın kurumsallığına ve kalitesine güvenerek, … Mah. … Cad. No: … Eyyubi’ye – Şanlıurfa Adresinde yer alan 16.000m2’lik arazi alımı yaparak 4.500m2 kapalı alan, 1.500m2 idari bina, 10.000m2 yükleme ve park alanı projesine başlanarak 2013 Mart ayına kadar projeyi tamamladığını, Arazi bedeli 4.000.000,00.Tl yapılan inşaat yatırımı 7.500.000,00TL olmak üzere toplam proje 11.500.000,00TL tutarında harcamanın yapıldığını, müvekkilinin davalı firmaya karşı güven ve kalitesi nedeniyle bu yatırım %65 öz sermayeden %35 banka kredisinden finansman sağlandığını, Müvekkili şirketi 2015 yılı sonlarına doğru davalı firmanın yeni yıl için yeni satış stratejileri gereği bayilik sistemlerini yerleşik oluşturacaklarını davacı tarafa bildirerek 2016 yılı başlangıcında Adıyaman ili ve ilçelerinde yürüttükleri bayilik sözleşmesini hiçbir gerekçe göstermeden iptal ederek Adıyaman ilinde yerleşik bayilik oluşturulduğunu, yalnız aynı yılın yarısında bildirimsiz olarak müvekkilinin yerleşik olarak yürüttüğü Şanlıurfa il ve ilçe bayiliği iptal edilerek haksız ve mesnetsiz olarak Diyarbakır distribütörüne bağlandığını, davalı taraf bununla ilgili olarak hiçbir gerekçe göstermediğini, müvekkili tarafından davalı tarafa gönderilen Bakırköy … Noterliği’nin … yevmiye numaralı ihtarnamesinde müvekkilinin zararı hakkında davalı taraf bilgilendirilmiş ancak herhangi bir karşılık bulunamadığını, söz konusu müvekkili tarafından keşide edilen ihtarnameye davalı tarafça Beyoğlu … Noterliği’nin … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile cevap verilmiş ancak ihtarname de belirtilen tüm itirazlar yerinde görülmediğini, zira davalı hukuki dayanaktan yoksun olan gerekçelere dayandığını, Müvekkili … Ltd. Şti. 2012 yılından bu zamana kadar Şanlıurfa bayiliğini başaralı bir şekilde sürdürmekle beraber, davalı firmanın taleplerinin her zaman en iyi bir şekilde yerine getirmek için özen gösterdiğini, müvekkilinin depolama şartları, araç filosu, kurumsal yapısı ve finansal durumu davalı … firması tarafından sürekli takdir edilmiş ve zaman zaman yapılan yarışmalarda başarı ödüllerine hak kazandığını, Davalı firmasının bildirimsiz ve haksız bir şekilde bayiliği tek taraflı olarak fesih etmesi, müvekkilinin nezdinde ciddi zararlara yol açtığını, müvekkilinin 1970 yılından bugüne kadar, Şanlıurfa ili ve ilçelerinde hizmet götürdüğü aktif 3000 müşteri nezdinde elde ettiği güven ve müşteri ilişkisi zarar gördüğünü, davalı firmanın son kullanım tarihleri geçen ve hasarlı ürünlerin iadesini müşterilerden toplamamasından dolayı müvekkilinin müşteri ve para kaybına neden olduğunu, Davalı firma tarafından alınan bu hukuki dayanaktan yoksun sürpriz karar sonucunda müvekkili şirketinin başka faaliyeti bulunmamasından dolayı aşağıda sıralanan zararların oluştuğunu, söz konusu zararların tespiti için dosya bilirkişiye tevdi edildiğinde bu zararların açıkça görüleceğini, – Piyasada yaşanan Prestij kayıpları, – Depo yatırımları, (Grubumuz yatırım kararını mevcut bayiliklere güvenerek yapmıştır) – Soğuk oda yatırımları, – Araç yatırımları, -Forklift ve ekipman yatırımları, -Raf Sistemi yatırımları, -Ekipman alt yapı yatırımları, (El Terminali, Bilgisayar, vb.) -Yıllık bütçe planları, -Verilen taahhütler, -Yapılan hizmet, araç ve bakım onarım sözleşmeleri (Araç kiralama, GSM operatörü, vb.), -Personel alacakları, -Müşterilerde yaşanan maddi kayıplar, Müvekkili şirketinin toplamda *1.500.000,00-TL zararının mevcut olduğunu, davalının keyfi ve soyut gerekçelere dayanan haksız fiilinin himaye edilmemesinin gerektiğini, İlk derece mahkemesi, delilleri incelemeden davanın reddine karar verdiğini, Bu bakımdan istinaf merci tarafından dosyaya sunulan delillerinin ve tanık beyanlarının incelenmesini talep etme gereğinin hasıl olduğunu, Yerel mahkeme dosyasında yer alan müvekkilinin tanık beyanlarından ve dosyaya ibraz edilen delilleri müvekkilinin keyfi bir muamele sonucu zarara uğradığını açıka gösterdiğini, İleri sürerek, istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne, yeniden yapılacak istinaf incelemesi sonucunda kararın kaldırılmasına karar icra takibine konu edildiğinden istinaf incelemesi sonuçlanıncaya kadar icranın tehirine karar verilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, davacı ile davalı arasındaki distribütörlük sözleşmesinin davalı tarafından haksız feshedildiği ileri sürülerek, şimdilik 20.000,00 TL. Fiili zarar, 5.000,00 TL. Yoksun kalınan kazanç, 5.000,00 TL. portföf tazminatı olmak üzere toplam: 30.000,00 TL tazminatın davalından tahsili istemli tazminat davasıdır. Mahkemece, davacının subut bulmayan davasının reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Uyuşmazlık, davalı tarafından yapılan feshin haklı olup olmadığı ve tazminat şartlarının oluşup oluşmadığı noktasındadır. Taraflar arasında 27/01/2012 tarihli imzalanan sözleşme ile bir (1) yıl süreli distribütörlük ilişkisi kurulduğu, ilişki sürecinde sözleşmenin 1’er yıllık sürelerle uzatıldığı ve davalı … A.Ş. Tarafından Beyoğlu … Noterliği’nden çekilen 09/06/2016 tarih ve … yevmiye nolu ihtarname ile davacı muhataba fesih bildiriminde bulunarak ihbarın muhataba tebliğ tarihinden itibaren 30.günün sonunda sözleşmenin feshedildiği bildirilmiştir. Taraflar arasında imzalanan distribütörlük sözleşmesi incelendiğinde; Sözleşmenin 8.1. Maddesinde; ”Bu sözleşme,taraflarca imzalandığı tarihten itibaren bir (1) yıl için geçerlidir.Ancak aşağıdaki hükümler uyarınca sona ermediği ve taraflardan herhangi biri, sözleşme süresinin sona ermesinden en az üç (3) ay önce, diğer tarafa yazılı ihbarda bulunarak sözleşmeye sona erdirdiğini bildirmediği taktirde,sözleşmenin süresi kendiliğinden 1 (1) yıl uzayacaktır.Bu hüküm müteakip birer yıllık dönemlerde de aynen geçerli olarak uygulanır, ancak beşinci (5) yıldan sonra taraflar bir araya gelip sözleşme hükümlerinde mutabık kalıp sözleşmeyi tekrar imzalayacaklardır,” hükmünün düzenlendiği, Sözleşmenin 8.2. Maddesinde; ” Bu sözleşme, yukarıda 8.1. Maddede yazılı süre içerisinde (uzayan süreler dahil) …’in yazılı ihbarı üzerine,yazılı ihbarın DİSTRİBÜTÖR’e gönderildiği tarihten itibaren otuzuncu (30) günün sonunda ve …’in herhangi bir sebep göstermesine gerek olmaksızın kendiliğinden sona erer.Sözleşmenin bu nedenden sona erdirilmesi halinde, DİSTRİBÜTÖR, …’ten herhangi bir isim altında doğrudan veya dolaylı zararının, kar kaybının, müşteri pörtföy tazminatının, distribütörlük ilişkisi çerçevesinde kendisinden yapılması istenmiş olan yatırımların iadesini/ödenmesini veya zararının tazmin edilmesini talep edemez,” hükmünün düzenlendiği, Sözleşmenin 8.3. Maddesinde; ” DİSTRİBÜTÖR, bu sözleşmeyi, yukarıda 8.1. Maddede yazılı sürenin sonunda veya süresi uzamışsa, uzayan süre sonunda hüküm ifade etmek üzere, en az üç (3) ay öncesinden …’e göndereceği yazılı ihbar ile erdirebilir,” hükmünün düzenlendiği, Sözleşmenin 8.4. Maddesinde; ”DİSTRİBÜTÖR’ün bu sözleşme hükümlerinden herhangi birine uymaması veya aykırı davranması ya da sözleşme ile yükümlendiği edim ve taahhütlerinden herhangi birisini yerine getirmemesi halinde, … bu sözleşmeyi yukarıda 8.2. Maddede yazılı ihbar öneline uymaksızın derhal tek taraflı olarak feshedebilir. Bu taktirde …, sözleşmeye uyulmamasından veya ihlal edilmesinden ve/veya bu nedenle feshiden ötürü doğmuş, doğacak her türlü maddi-manevi, müsbet-menfi zarar, ziyan ve kayıplarını DİSTRİBÜTÖR’e tazmin ettirmek hakkını haizdir,” hükmü düzenlenmiştir. Davalı … A.Ş. Tarafından Beyoğlu … Noterliği’nden çekilen 09/06/2016 tarih ve … yevmiye nolu ihtarname ile sözleşmenin 8.2 maddesi uyarınca iş bu ihtarnamenin davacı muhataba tebliğden itibaren 30.günün sonunda sözleşmenin feshedildiği bildirildiği,sözleşmenin 8.2. Maddesi uyarınca davalının herhangi bir sebep bildirmeksizin sözleşmeyi fesih hakkının olduğu ve sözleşmenin 8.2. Maddesi uyarınca …’in yazılı ihbarı üzerine,yazılı ihbarın DİSTRİBÜTÖR’e gönderildiği tarihten itibaren otuzuncu (30) günün sonunda ve …’in herhangi bir sebep göstermesine gerek olmaksızın kendiliğinden sona erdiği, Sözleşmenin bu nedenden sona erdirilmesi halinde, DİSTRİBÜTÖR, …’ten herhangi bir isim altında doğrudan veya dolaylı zararının, kar kaybının, müşteri pörtföy tazminatının, distribütörlük ilişkisi çerçevesinde kendisinden yapılması istenmiş olan yatırımların iadesini/ödenmesini veya zararının tazmin edilmesini talep edemez,” hükmü uyarınca davacının tazminat talep hakkının olmadığı, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, İDM.ce verilen karar yerinde olup davacı vekilinin tüm istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.(Yargıtay 11.HD’nin 2012/16640 Esas, 2013/15883 Karar sayılı kararı) Sonuç itibariyle, İlk derece mahkemesinin karar ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 98,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40.TL istinaf karar harcından istinaf eden tarafından istinaf aşamasında yatırılan 35,90.TL harcın mahsubu ile bakiye 18,50.TL’nin istinaf eden davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa karar kesinleştiğinde ve talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 12/03/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.