Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/1728 E. 2020/414 K. 19.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1728 Esas
KARAR NO : 2020/414 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2016/381 Esas 2018/234 Karar
TARİH: 07/06/2018
DAVA: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 19/03/2020
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin sigortalısına ait ve nakliyat abonman sigorta poliçesi ile sigortalı çift taraflı ızgara tava emtiasının Çin’den Ambarlı limanına taşındığını, taşıma sonrası konteynere yüklenen 5976 adet üründen 448 adet kolinin ıslandığını ve tavaların kontrol edilip 273 adet ürünün piyasada satılamayacak şekilde hasarlandığının tespit edildiğini, meydana gelen hasarın 26/11/2015 tarihli ekspertiz raporu ile ve fotoğraflar ile tespit edildiğini, hasarın davalıya bildirildiğini, davalı tarafın 26/10/2015 tarihli navlun faturasını düzenleyip taşıyan sıfatına haiz olduğunu, müvekkili tarafından zararın sigortalısına ödendiğini ve TTK ‘nın 1472. Maddesi gereğince sigortalısının haklarına halef olduğunu ve hasar bedelinin tahsili amacıyla İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının haksız itirazı ile takibin durduğunu belirterek, itirazın iptali ile icra takibinin devamına, müvekkili lehine % 20 den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, dava konusu emtiaların taşıyanın …. Ltd ( ….) ünvanlı şirket olduğunu, müvekkili şirketin … acentesi veya temsilcisi olmadığını, bu nedenle kendisine tebligat yapılamayacağını …isimli geminin maliki ve donatanı olmadığını, davanın husumet yokluğu nedeni ile reddi gerektiğini, davacı tarafın halefiyet hakkını elde ettiğini ispatlaması gerektiğini, yüklerin gemiden herhangibir rezerv zabtı ve tutanak olmaksızın tam ve sağlam olarak teslim alındığını, emtianın tahliye limanında teslim alındıktan sonra zarara uğramasında sorumluluğun taşımayı yapana yükletilmesinin söz konusu olamayacağını konişmentoda (…) kaydı ile emtianın yüklendiğini bu kaydın konteynerin yükleyici tarafından yüklendiği, sayıldığı ve mühürlendiği anlamına geldiğini, konteynerin alındığı gibi aynen taşınıp ve teslim edildiğini taşıyana kusurun ve sorumluluğun yükletilmesinin mümkün olmadığını, ıslanmanın sebebinin belli olmadığını, talebin fahiş olduğunu belirterek, davanın reddine, davacının % 20 den az olmamak üzere haksız icra takibi tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 07/06/2018 tarih 2016/381 Esas 2018/234 Karar sayılı kararında; “TTK nın 1178. maddesinde, “Taşıyan, navlun sözleşmesinin ifasında, özellikle eşyanın yükletilmesi, istifi, elden geçirilmesi, taşınması, korunması, gözetimi ve boşaltılmasında tedbirli bir taşıyandan beklenen dikkat ve özeni göstermekle yükümlüdür. Taşıyan, eşyanın zıyaı veya hasarından yahut geç tesliminden doğan zararlardan, zıya, hasar veya tesliminde gecikmenin, eşyanın taşıyan hakimiyetinde bulunduğu sırada meydana gelmiş olması şartıyla sorumludur.” Hükmüne yer verilmiş olmakla birlikte somut olayda davalı taşıyıcı şirket tarafından deniz yolu taşımasının gerçekleştirilip ayrıca emtianın alıcısına tesliminde kara yolu taşıması da söz konusu olup kara yolu taşımasının davalı firma dışında fiilen başka bir firma tarafından gerçekleştirilip dosyadaki mevcut navlun faturasının sadece deniz yolu ile taşımaya yönelik olarak düzenlenip davalı şirketin kara yolu taşımasından sorumlu olmadığı, ekspertiz raporunda hasar miktarının 1.759,68 USD olarak belirtilip ayrıca fotoğraflarda konteyner içindeki kolilerin ıslak olduğunun ve ıslaklık hasarının nakliyat sırasında meydana geldiği kanaatine varıldığının belirtilip dosyadaki 10/11/2015 tarihli tutanağın depo elemanı, depo operasyon amiri ve bilgi işlem operatörü tarafından imzalanıp kara yolu taşımasını yapan şöförün tutanağı imzalamaktan çekindiği hususuna da yer verildiği anlaşılmakla, sorumluluktan kurtulma halleri başlıklı TTK nın 1179. Maddesinde taşıyanın veya adamlarının kasıtından veya ihmalinden doğmayan sebeplerden ileri gelen zarardan taşıyanın sorumlu olmadığı ve taşıyanın veya adamlarının kastının veya ihmalinin bu zarara sebebiyet vermediğini ispat yükünün taşıyana ait olduğu hükmüne yer verilmiş olup TTK nın bildirim başlıklı 1185. Maddesinde ziya veya hasarın taşıyana bildirilmesi koşullarına yer verilmiş olup buna göre taşıyanın temsilcisi tarafından imzalanan tutanağın mevcut olması gerekip bu durumda taşıyana yazılı bir ihbara gerektiği olmadığı söz konusu olup bu durumda ispat külfetinin yer değiştirdiği, TTK nın 1184 ve 1185. Maddenin 1 ve 2. fıkralarında yer alan hasarın tespiti ve deniz yolü taşıyanına yönelik ihbarına ilişkin koşulların karşılanmadığı, hasardan davalının sorumlu tutulamayacağı TTK nun 1185/6 maddesinde belirlenen şekilde usule uygun olmadığı, ihbarın TTK nun 1185/4. maddesinde “Eşyanın zıya veya hasarı ne bildirilmiş ne de tespit ettirilmiş olursa, taşıyanın eşyayı denizde taşıma senedinde yazılı olduğu gibi teslim ettiği ve eğer eşyada bir zıya veya hasarın meydana geldiği belirlenirse, bu zararın taşıyanın sorumlu olmadığı bir sebepten ileri geldiği kabul olunur. Şu kadar ki, bu karinelerin aksi ispat olunabilir.” hükmüne yer verilmiş olup, dosyada davalı taşıyanın veya temsilcisinin bulunduğu bir hasar tutanağının olmadığı kaldı ki ekspertiz raporunda ıslaklığın tespit edilip sadece hasarın nakliyat sırasında meydana geldiği kanaatine varıldığının belirtilip dosyada mevcut bilirkişi raporunda da sunulan renkli fotoğraflardan da konteynerin hasarına ilişkin herhangibir hususun belirlenemediği bu hususun fotoğrafların incelenmesinde de mahkememizce tespit edilemediği emtiada ıslaklık oluştuğu nedenle hasar oluştuğu belirtilmiş ise de söz konusu ıslanmanın deniz suyundan olup olmadığına yönelik gümüş nitrat testinin de bulunmadığı, ıslanmanın deniz suyu kaynaklı olup olmadığının belli olmadığı, oluştuğu belirtilen hasarın deniz yolu ile taşınmasında meydana geldiğinin kesin olarak ispatlanamadığı, ayrıca kara yolu taşınması yapan firma tarafından konteynerin kendisi tarafından teslim alınırken herhangi bir ihtirazi kayıt ileri sürmediği ve kendisi yükleri teslim alırken yüklerde hasar olduğunun tutanak ile tespit edilmediği, daha sonra yüklerin kendisi tarafından teslim edildiği zaman zararın meydana gelmiş olduğunun ortaya konulduğu, söz konusu teslim sırasında tutanağın tutulduğu, yükleme, istif ve sayım işlemlerinin yükleten tarafından yapıldığı ve konteynerlerin gümrük sahasından çıkarılması sırasında veya gemiden indirilmesinde dış görünüm itibariyle konteynerin hasarlı olduğuna dair herhangi bir tutanağında dosyada olmadığı bu nedenle davacı tarafından hasarın emtiaların davalı taşıyanın hakimiyetinde iken meydana geldiğinin ispatlanamadığı, konteynerin kara yolu taşıyanına teslimi sırasında haricen hasarın olduğuna dair herhangi bir tutanağın bulunmadığı, konteynerin limanda tahliye edilmesi sırasında hasarlı olduğunu gösteren bir raporun bulunmadığı, davalının sorumlu olduğu bir nedenden hasarın meydana geldiğinin ortaya konulamadığı ayrıca konşimentodaki kayıtlar gereği yükleme ve istiflemenin yükleten tarafından yapıldığı ve taşıyanın konteyneri mühürlü olarak teslim alıp mühürlü olarak teslim ettiği kara yolu taşımasında da herhangi bir görevinin bulunmadığı, konteynerin gemiden indirilirken hasarlı olduğuna dair konteynerin görünümüne ilişkin bir tutanağın bulunmadığı ve tüm bu belgeler ve bilgilere göre emtiada oluştuğu belirtilen hasarın deniz yolu taşıması sırasında emtianın davalının hakimiyetinde iken hasarlandığı ispatlanamadığından davanın reddi ile davalının likit olmayan bir alacağa itirazı nedeni ile İİK ‘nın 67. maddesindeki icra inkar tazminatına yönelik koşulları oluşmadığı nedenle bu talebin de reddi gerektiği…”gerekçesi ile, Davanın reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, Davalının süresinde sunulmayan cevap dilekçesi ve savunmalarının dinlenilmesi mümkün olmamasına rağmen davalı savunmaları nazara alınarak hukuka Yargıtay içtihatlarına aykırı hüküm kurulduğunu, Davalının TTK 1178. mad. uyarınca iyi halde teslim aldığı emtiayı iyi halde teslim etmekle yükümlü olup bu yükümlülüğünü yerine getiremediği, emtianın kendi hakimiyeti sırasında ıslanarak hasara uğramasına sebep olduğu, emtiada oluşan hasar tutanak ve eksper raporu ile de tespit edilmiş olmasına rağmen davanın reddi yönünde verilen kararın hukuka aykırı olduğunu, TTK mad.1185 hükmü koşulları yapılan ekspertiz incelemesi ile sağlanmış olup, davalının hasardan sorumlu olduğunun ispat edildiği, emtianın hasarlı olarak ulaştığı dosyada mübrez tutanakta da açıkça belirtildiğini, Davalının akdi taşıyan olarak geminin ve konteynerların yüke elverişsiz olmasından sorumlu olduğu, bu kapsamda, hasarın, deniz suyundan kaynaklı olup olmadığının önem arz ettiği, konteynerın yüke elverişsiz olmasının hasara sebep olduğundan davalının sorumluluğu açıkça ortada olmasına rağmen davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, Konşimentoda yükleme ve istiflemenin yükleten tarafından yapılacağına dair bir kayıt olmasının taşıyanın sorumsuzluğunu doğurmayacağı, zira kaptanın TTK 1091. maddesi gereğince yükleme ve istiflemenin elverişli olup olmadığına dikkat etme yükümlülüğü bulunduğu, Sigortalı emtianın ıslanmak sureti ile hasara uğradığı, davalının iyi halde teslim aldığı emtiayı iyi halde teslim etmemiş olduğundan TTK mad.1178 uyarınca sorumluluğu söz konusu olduğu, ayrıca emtianın hasarlı olarak teslim edildiğine ilişkin tutanak ve ekspertiz raporunun dosyada mübrez olduğunu, TTK mad.1185 hükmü koşulları yapılan ekspertiz incelemesi ile sağlanmış olup, davalının hasardan sorumlu olduğunun ispat edildiği, (TTK 1185 f.2, 1184 f.1, Yargıtay 11. H.D. 2002/6666 E. 2002/11379 K. 09/12/2002 T.) Davalının akdi taşıyan olarak geminin ve konteynerların yüke elverişsiz olmasından sorumlu olduğu, bu kapsamda hasar nedenin, konteynerin yüke elverişsiz olması olduğu ortada olduğundan davalının sorumlu olduğunu, (Yargıtay 11. H.D. 2003/7502 E. 2003/8997 K. 07/10/2003 T., Yargıtay 11. H.D. 2013/14743 E. 2014/12151 K. 25/06/2014 T.) Kısacası yüke elverişsiz konteyner nedeniyle meydana gelen hasardan ister deniz suyu olsun ister tatlı su olsun her koşulda akdi taşıyan olan davalının TTK’ nın 1191/4. maddesi uyarınca sorumlu olup, aksi yöndeki mahkeme kararının hukuka aykırı olduğunu, Kabul anlamına gelmemek üzere yüklemenin taşıyan tarafından yapılmadığı durumda bile TTK ve Yargıtay içtihatları gereğince kaptanın dolasıyla TTK’ nın 1178 maddesi gereğince taşıyanın TTK’nın 1091. maddesi gereğince nezaret yükümlülüğü bulunmakta olup sorumluluktan kurtulabilmesinin mümkün olmadığını, (TTK 1091.mad., Yargıtay 11. H.D. 2013/15039 E. 2014/17925 K., Yargıtay 11. H.D. 2003/13199 E. 2004/9838 K., İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/151 E. 2015/456 K.) İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, davanın kabulüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/381 Esas 2018/234 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, davacı sigorta şirketince nakliyat abonman poliçesi ile sigortalı emtianın deniz yoluyla taşınması sırasında hasarlandığından bahisle hasar bedelini sigortalısına ödeyen davacının hasardan sorumlu olan taşıyıcıya TTK 1472 maddesi gereğince rucüen tahsili için yaptığı takibe itirazın iptaline ilişkindir.Davacı, nakliyat abonman sigorta poliçesi ile sigortalı olan emtiaların davalı tarafından deniz yoluyla taşındığını, emtiaların taşımadan kaynaklı hasarlanması nedeniyle sigorta poliçesi kapsamında hasar bedelinin sigortalısına ödendiğini, hasardan davalı taşıyıcının sorumlu olduğunu belirterek hasar bedeli için rucüen yaptıkları takibe itirazın iptalini talep etmiş, mahkemece dava reddedilmiş, karara karşı davacı istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davacı, davacı şirketin ünvanının dava sırasında değiştiğini bu hususu mahkemeye bildirmiş olmalarına rağmen gerekçeli kararda eski ünvanlarının yer aldığını belirtmiş ise de söz konusu ünvan değişikliği ile davacının kararda doğru ünvanının yazılması mahallinde düzeltilebilecek basit yazı hatası olduğundan bu husus inceleme konusu yapılmamıştır.TTK’nın 1178/2 maddesine göre Taşıyan, eşyanın zıyaı veya hasarından yahut geç tesliminden doğan zararlardan, zıya, hasar veya teslimde gecikmenin, eşyanın taşıyanın hâkimiyetinde bulunduğu sırada meydana gelmiş olması şartıyla sorumludur. Maddenin 3. fıkrasında “Eşya, yükleten veya onun adına veya hesabına hareket eden bir kişiden yahut yükleme limanında uygulanan kanun ve düzenlemeler uyarınca eşyanın taşınmak üzere kendilerine teslimi zorunlu makamlardan ya da üçüncü kişilerden taşıyanca teslim alındığı andan;a) Taşıyan tarafından gönderilene teslim edildiği ana veya b) Gönderilenin eşyayı teslim almaktan kaçındığı hâllerde sözleşme veya kanun hükümlerine yahut boşaltma limanında uygulanan ticari teamüle uygun olarak gönderilenin emrine hazır tutulduğu ana ya da c) Boşaltma limanında geçerli kanun ve düzenlemeler uyarınca eşyanın kendilerine teslimi zorunlu makamlara veya üçüncü kişilere teslim edildiği ana, kadar taşıyanın hâkimiyetinde sayılır.”1179/1 maddesinde “Taşıyanın veya adamlarının kastından veya ihmalinden doğmayan sebeplerden ileri gelen zarardan taşıyan sorumlu değildir. Taşıyanın veya adamlarının kastının veya ihmalinin bu zarara sebebiyet vermediğini ispat yükü, taşıyana aittir.”1185 maddesinde “Zıya veya hasarın en geç eşyanın gönderilene teslimi sırasında taşıyana yazılı olarak bildirilmesi şarttır. Zıya veya hasar haricen belli değilse, bildirimin eşyanın gönderilene teslimi tarihinden itibaren aralıksız olarak hesaplanacak üç gün içinde gönderilmesi yeterlidir. İhbarnamede zıya veya hasarın neden ibaret olduğunun genel olarak belirtilmesi gereklidir.” hükümleri düzenlenmiştir.Somut olayda davaya konu sigortalı emtialar satıcı gönderen tarafından davacının sigortalısı alıcısına teslim edilmek üzere 30/09/2015 tarihli konişmento ile davalı akdi taşıyanın anlaştığı dava dışı …. LTD. aracılığı ile fiili taşıyan … tarafından …” isimli gemi ile Çin’den Ambarlı limanına kadar deniz yoluyla taşınmıştır. Emtiaların taşındığı konteynerin gemiden 27/10/2015 tarihinde tahliye edildiği, konişmento arka yüzüne alıcının kaşe ve imzasının bulunduğu, konişmentoda tahliye edilen yükte veya yükün içinde bulunduğu konteynerde hasar bulunduğuna ilişkin ihtirazi kayıt bulunmadığı, yani alıcının boşaltma limanında yükün bulunduğu konteynere ihtirazi kayıt ileri sürmeksizin teslim aldığı, gümrük beyanname tarihinin 06/11/2015 olduğu, gelen gümrük beyannamelerinden konişmento evraklarından anlaşılmıştır.Davaya konu sigortalı emtialar, gemiden tahliye edildikten sonra kara nakliyesi sonucunda 10/11/2015 tarihinde alıcısına teslim edilmiş, aynı gün tutulan tutanakla hasar tespit edilmiştir. Söz konusu tutanak 10/11/2015 tarihinde düzenlenmiş olup, yükün bulunduğu konteynerin … plakalı araçla karayoluyla taşınması sonucunda alıcıya tesliminde hasar tespit edildiği ve taşımayı yapan şöforün tutanağı imzalamadığı belirtilmiştir. Davalı, söz konusu sigortalı emtiaların deniz yoluyla taşınmasını üstlenmiş olup, karayolu taşımanında davalının sorumluluğunda yapıldığı davacı tarafça ispatlanamamıştır.TTK’nın 1185/4 fıkrasında yer alan ” Eşyanın zıya veya hasarı ne bildirilmiş ne de tespit ettirilmiş olursa, taşıyanın eşyayı denizde taşıma senedinde yazılı olduğu gibi teslim ettiği ve eğer eşyada bir zıya veya hasarın meydana geldiği belirlenirse, bu zararın taşıyanın sorumlu olmadığı bir sebepten ileri geldiği kabul olunur. Şu kadar ki, bu karinelerin aksi ispat olunabilir.” hükmü gereğince sigortalı eşyada hasar olduğu gemiden tahliye sırasında tespit ettirilmemiş olduğundan ve alıcı tarafından ihtirazi kayıt ileri sürülmeksizin boşaltma limanında gemiden tahliye edilerek teslim alındığından hasarın deniz yoluyla taşımadan kaynaklanmadığına ilişkin bu karinenin aksinin alıcı dolayısıyla alıcının halefi sıfatıyla davacı sigortacı tarafından ispatlanması gerekir. Davacı, hasarın deniz yoluyla taşıma sırasında meydana geldiğini, davalının hasardan sorumlu olduğunu, karayolu ile taşıma işinden de davalının sorumlu olduğunu ispatlayamamıştır.Davalının süresinde cevap vermemiş olması halinde HMK 128. maddesine göre davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaları tamamen inkar etmiş sayılır. Davalı süresinde cevap vermemiş olsa bile ispat külfeti yer değiştirmeyecek olup davacı iddiasını ispatla yükümlüdür. Bu nedenle davacının davalının süresinde cevap dilekçesi vermediği, buna rağmen mahkemenin davalı savunmasını dikkate aldığı yönündeki istinaf sebebi yerinde değildir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 98,10.TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40.TL istinaf karar harcından istinaf eden tarafından peşin olarak yatırıan 35,90.TL harcın mahsubu ile bakiye 18,50.TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa, avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 19/03/2020 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.