Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/1715 E. 2020/412 K. 19.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1715 Esas
KARAR NO : 2020/412 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2015/645 Esas 2018/570 Karar
TARİH: 17/05/2018
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TRİHİ: 19/03/2020
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, davalı ile öteden beri süre gelen ticari ilişkisi olduğunu, bu ilişki kapsamında oluşan 10.777.77 TL cari hesap alacağının tahsili amacıyla İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası üzerinden takibe geçildiğini, itiraz üzerine takibin durduğunu, yine davalının verdiği siparişler üzerine … kodlu ürünlerin dava dışı “….San. Tic. A.Ş” ye yaptırılarak hazır edildiğini, ancak davalının bu ürünleri teslim almaktan kaçındığını, davalıya gönderilen İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … E ve … E sayılı ödeme emrinde borcun sebebi açıkça zikredilmesine rağmen davalının kötü niyetli olarak itiraz etmesi sonucu takiplerin durduğunu beyanla, itirazların ayrı ayrı iptallerine ve % 20 inkar tazminatına mahkumiyetine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkili ile davacı arasında yapılan anlaşma gereğince düzenlenen 02.03.2013 tarihli proforma fatura ile davacının taahhüt ettiği verilere mutabık kalmadığını, müvekkili şirketin davacı firma koleksiyonundan 8 adet desen beğendiğini, beğendiği ve sipariş verdiği desen no … ve desen no … müvekkiline hiç teslim edilmediğini, desen no L-149 renk 701 den 27.50 mt. olarak, desen no L-149 renk 70 den 10.50 mt. olarak, desen no L-149 renk 707 den 22.20 mt. olarak, desen no L-149 renk 705 den 26 mt. olarak, desen A-1706 renk 102 den 80 mt. olarak ve desen no A- 1834 renk 101 den 359.90 mt olarak teslim edildiğini, ayıplı, eksik mal teslim edildiğini, müvekkilinin 17.05.2014 tarihli fatura ile tutarı 11.587.02 TL olan malları davacı firmaya … Kargo aracılığıyla iade ettiğini, müvekkilinin borcunun olmadığını beyanla, davanın reddine ve kötü niyet tazminatına mahkumiyetine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 17/05/2018 tarih 2015/645 Esas 2018/570 Karar sayılı kararında; “Toplanan deliller, mahkememizce benimsenen bilirkişi raporu ve ek raporu tarafların iddia ve savunmaları, takip dosyaları hep birlikte değerlendirildiğinde; Davacının İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında 09.05.2014 tarihli cari hesap alacağına dayandığı, Davacıya ait ticari defter kayıtlarına göre davacının 2013 yılında davalıya 23.797,77 TL bedelli 2 adet şatış faturası düzenlediği, karşılığında 13.020,00 TL tahsil ettiği, bakiye 10.777,77 TL alacağının kaldığı ve bu alacağını İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … esas saylı takip dosyasından talep ettiği, cari hesap alacağının dayanağı 22.05.2013 tarihli faturanın 23.069,67 TL bedelli 28.08.2013 tarihli faturanında 728.10 TL bedelli olduğu, davalının 28.08.2013 tarihli 728.10 TL bedelli fatura içeriği malı teslim aldığını kabul ettiği, 22.05.2013 tarihli 23.069.67 TL bedelli faturanın ise 800 adet kartela ücreti ve 2.196 mt polyester perdelik kumaş bedeline ilişkin olduğu, Davalının davacıdan polyester perdelik kumaş satın aldığı, kumaşların yanında bu kumaşlara ait kartela setlerinin satın alındığı ve bu kartelaların faturalandırıldığı, kartela üzerinde herhangi bir firmaya ait logo amblem vb. olmadığı, taraflar arasında kartelaların bedelli mi, bedelsiz mi olacağına ilişkin bir anlaşma olmadığı, bu durumda kartelaların bedelli olması gerektiği, davalının fatura muhteviyatı perdelik kumaşında ayıplı olduğu ve gönderilen malların sipariş edilen mallar dışında olduğu iddiasını kanıtlayamadığı, davacının İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası nedeniyle davalıdan 10.777,77 TL alacaklı olduğu, Davacının İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasındaki alacağını “B&B dekor tekstil için üretilen … kodlu ürünler karşılığı 1.167 USD lik 09.05.2014 vade tarihli cari hesap alacağı” açıklamasına dayandırdığı, Bu mallar için, davalı adına düzenlenmiş herhangi bir fatura olmadığı gibi, ticari defter kaydına da rastlanılamadığı, Ancak davacının bu malların davalıya teslim edildiğini beyan ettiği, davalının ise bununla ilgili olarak verdiği cevapta; 1.167 USD bedelli ürünlerin imalatının davacı tarafından gerçekleştirildiğini, ancak davalının sipariş ettiği tül perdenin kullanılamayacak derecede lekeli olarak davalıya teslim edildiğini, bu ürünün hatalı olması/iade edilmesi nedeniyle davacı tarafından davalıya fatura edilmediğini, malın iadesinin yapıldığı ve davacı tarafından alındığı hususunun ise kargo kayıtları ile sabit olduğunu öne sürmüştür. Buna göre davalının “1.167 USD bedelli malları teslim aldığını ayıplı olması nedeniyle davacıya kargo yoluyla iade ettiğini” iddia ettiği ancak, 1.167 USD bedelli ürünlerin ayıplı olduğu gerekçesiyle davacıya iade olarak teslim edildiğinin davalı tarafından ispatlanması halinde davalının, 1.167 USD’nin davacıya ödenmesinden sorumlu tutulamayacağı, Davalı tarafından düzenlenen iade faturasının 17.05.2014 tarih 11.587.02 TL bedelli olup, davalı ticari defterlerini ibraz etmediğinden, bu faturanın defterinde kayıtlı olup olmadığı anlaşılamadığı, kaldı ki iade faturasının üzerine büyük harflerle “İPTAL” kelimesinin yazıldığı, yani iade faturanın davalı tarafından iptal işlemine tabi tutulduğu dolayısıyla iade faturasını iptal eden davalının bu faturayı ticari defterlerine de kaydetmediği, deftere kayıt yapılmayan faturaların bir hüküm ihtiva etmeyeceği davacının davalıya teslim ettiği, davalı tarafından iade edildiği ve ayıplı olduğu kanıtlanamayan ürünler nedeniyle davacının 1.167 USD alacağı bulunduğu, Davalının yapılan takiplere haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiği belirlenmekle…”gerekçesi ile, Davanın KABULÜ ile ;1-İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin 1.167,00 USD üzerinden takip tarihinden itibaren 3095 Sayılı Yasanın 4/a maddesi gereği belirlenen faiz oranları uygulanmak suretiyle devamına,Davacının alacağı likit olduğundan 1.167,00 USD = 2.429,11 TL’nin % 20’si inkar tazminatının davalıdan tahsiline,2-İstanbul …. İcra Müdürlüğünün ….Esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptali ile; takibin 10.777,77 TL üzerinden takip tarihinden itibaren değişen ve değişecek avans faiz oranları uygulanmak suretiyle devamına,Davacının alacağı likit olduğundan % 20 inkar tazminatının davalıdan tahsiline, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, İlk derece mahkemesi kararının kanuna ve hukuka aykırı olduğunu, Davacı firmanın söz konusu proforma fatura ile taahhüt ettiği verilere mutabık kalmaksızın keyfi uygulamaları ile müvekkilinin aldığı siparişleri yerine getirememesine / iptal edilmesine / iş ve kazanç kaybına neden olduğu ayrıntıları ve kayıtlar ile sunulmuş olmasına rağmen mahkemenin bu yönde bir değerlendirmede bulunmadığını, Müvekkilinin davacı firma koleksiyonundan 8 adet desen beğendiği, bunların dosyada mevcut sunulan proforma faturada ve dayanak liste kayıtlarında sabit olduğunu, Gerekçeli kararda esas alınan bilirkişi raporunda, müvekkiline hiç teslim edilmeyen ürünler değerlendirmeye alınmayarak eksik inceleme ve araştırma yapıldığını, Müvekkili tarafından söz konusu A-1706 desen, renk 102 nolu kumaştan 150 mt. olarak istenmiş ise de 80 mt. olarak gönderildiği, bu durumun dahi davacının anlaşma harici keyfi olarak hareket ettiğinin ispatı olduğu, Sipariş edilen ürünlerin eksik veya hiç teslim edilmediği, sipariş edilenler haricinde gönderimler yapıldığının açık olduğu, bu duruma rağmen, ürün ayrımına yer vermeksizin genel fatura tanzimi ile çıkarılan ve borç olarak bildirilen perdelik tutarların ayrıntıları incelendiğinde, davacının müvekkilinden aldığı işi özensiz keyfi olarak çalıştığı, haksız alacak talep ettiğini, Davacının kartela bedelinin müvekkilinden tahsil edileceğine dair sözleşme aşamasında ve devamında hiç bir talepte bulunmamış olup, taahhüt ettiği verilere mutabık kalmaksızın keyfi uygulamaları ile müvekkilinin mağduriyetini belirtmesi, tepkisini göstermesi neticesinde, davacı firma tarafından kartela bedeli adı altında ücret alma yoluna gidildiğini, Tekstil sektöründe ürünün renk kartelası istediğiniz takdirde ücretsiz olarak anında kapıya dahi gönderildiği, müşterilere bedelsiz olarak verildiği, mahkemenin ortada bir anlaşma olmadığını, kartelalarda satıcı firmaya ait herhangi bir ibare olmadığını kabul etmesine karşın, davacı firmanın para karşılığı sattığı kanaatine ulaşılmasının anlaşılamadığını, Mallar için davalı adına düzenlenmiş herhangi bir fatura olmadığı gibi ticari defter kaydına da rastlanmadığını, MK 6. maddesine göre itirazın iptali davasında alacaklının alacağın varlığını ve miktarını ispatla yükümlü olduğu, buna göre elindeki mevcut verilerle 1.167,00 USD değerindeki alacağını ispatlayamayan davacının bu alacak yönünden de davasının reddi gerektiğini, Söz konusu malların dokuma ya da boyama aşamasında meydana gelen çizgi / lekeler mevcut olarak kusurlu biçimde teslim edildiği, söz konusu perdelerde ışığa bakıldığında görülebilecek ölçüde para büyüklüğünde lekeler ve çizgi biçiminde desen / model dışı kumaş şeklinde gönderiler ve bilirkişi ek raporunda yüzeyde kesik kesik görünen çizgi efektinin kullanılan iplik kalitesi ile alakalı olduğu yani ürünün istenen kalitede olmadığı üründe ayıp veya gizli ayıp unsurunun mevcut olduğunu göstermekte olduğunu, İlk bakışta görülemeyen bu kusurlardan dolayı müşterilerce müvekkiline iadeler gerçekleşmiş olup, müşterilerin mağduriyetinin müvekkilince giderildiği, yaşanan bu durumdan dolayı müvekkilinin müşteri ve maddi kaybı olduğu, Söz konusun nedenlerle, yapılan takiplere de haksız ve kötü niyetle itiraz edilmediği halde %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/645 Esas 2018/570 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava faturaya dayalı alacağın tahsili için yapılan takiplere itirazın iptaline ilişkindir,Davacı taraflar arasında açık hesap ticari ilişki bulunduğunu, fatura karşılığı davalıya mal satılıp teslim edildiğini, fatura bedellerinin bir kısmının davalı tarafça ödendiğini kalan bedelin ödenmediğini, bu bedellerin tahsili için yaptıkları icra takibine davalının haksız itiraz ederek takibi durdurduğunu, yine davalının siparişi üzerine fason olarak üretimi yaptırılan ürünlerin davalı tarafça teslim alınmadığı bunlar için belirlenen bedelin ödenmediğini, yapılan takibe haksız olarak itiraz edildiğini belirterek itirazın iptalini talep etmiş, davalı davacının teslim ettiği ürünlerin ayıplı ve siparişe uygun olmadığını, eksik veya sipariş edilmeyen ürünler gönderildiğini, gelen ürünlerin ayıplı olduğunu, ürünleri davacıya iade ettiğini ancak davacının kötü niyetli olarak iade almadığını davacıya borcu olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiş, mahkemece davanın kabulü ile davalının her iki takibe yaptığı itirazın iptaline karar verilmiş, davalı istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı savunmasında takibe konu ürünleri davacıdan teslim aldığını, ancak ürünlerin ayıplı olduğunu, sipariş ettiği ürünlerin yerine farklı ürünler teslim edildiğini, sipariş edilen ile teslim edilen ürünlerin miktarının farklı olduğunu, ayıplı ürünleri iade ettiğini, ancak davacı tarafça haksız olarak iade alınmadığını belirterek, takibe konu ürünlerin teslimini kabul etmiştir.Bu durumda ürünlerin ayıplı olduğunu, iade edildiğini, sipariş edilen ürünlerle teslim edilen ürünlerin farklı olduğunu ispat külfeti davalıdadır. Davalı savunmasını ispata yeterli iade faturası veya süresinde ayıp ihbarında bulunduğuna ilişkin delil sunmamıştır. Davalının sunduğu iade faturası iptal edilmiş bir faturadır. Davalı ticari defterlerini de dosyaya sunmamıştır. Her ne kadar söz konusu ürünleri davacıya iade ettiğine ilişkin kargo gönderileri bilgileri sunmuş ise de ilgili kargo firmasından gelen kayıtlardan davalının davacı adına kargo gönderisinin bulunmadığı bilirkişi raporuyla anlaşılmıştır. Davacı ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu alınan bilirkişi raporuna göre İstanbul … İcra müdürlüğünün … E. sayılı takip dosyası alacağının dayanağı faturalar davacı defterlerinde kayıtlıdır. Davalı da faturalar içeriği malların teslim edildiğini kabul etmektedir. Davalı, davacı defterlerinde kayıtlı olan dışında ödeme yaptığına ilişkin savunmada bulunmamıştır. Davalının ayıplı mal ve iade savunmaları da usulüne uygun olarak kanıtlanamamıştır. Yine İstanbul …. İcra Müdürlüğü’ nün … E. sayılı takip dosyasının dayanağı alacağa ilişkin malların teslim alındığı da davalı kabulündedir. Bu nedenle davacı defterlerinde söz konusu ürünlere ilişkin fatura kayıtlı değilse de bu ürünlerin fason olarak farkı bir firmaya davalı adına ürettirildiği ve teslim edildiği anlaşıldığından ve ürünlerin ayıplı olduğuna dair süresinde ayıp ihbarı yapıldığı veya iade edildiği davalı tarafından ispatlanamadığından bedelinden davalı sorumlu olup bedelin ödendiği savunulmamıştır. Buna göre davalının istinaf sebepleri yerinde değildir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davalı istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 98,10.TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 902,17.TL istinaf karar harcından istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan toplam 225,55.TL harcın mahsubu ile bakiye 676,62.TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa, avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 19/03/2020 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.