Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/1688 E. 2020/368 K. 12.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1688 Esas
KARAR NO : 2020/368 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEME : İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/06/2018
DOSYA NUMARASI : 2016/1012 Esas – 2018/600 Karar
DAVA: İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 12/03/2020
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFIN İDDİASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin iş yerinde 17/01/2016 tarihinde kasa içerisinde bulunan birçok çekle birlikte … Bankası Kağıthane Şubesi’ne ait 03/05/2016 tarihli, … nolu, 8.500,00 TL bedelli, keşidecisi … olan çekin çalındığını, dava konusu çekin iptali için İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/73 E. sayılı dosyası ile çek iptali davası açıldığını, mahkemece çek için tedbiren ödeme yasağı konulduğunu, … Bankasının 15/07/2016 tarihli yazısı ile çekin davalı firma tarafından ibraz edilmiş olduğunun bildirildiğini, müvekkilinin davalı ile herhangi bir iş ilişkisinin olmadığını beyanla dava konusu çek bedelinin muhattap banka tarafından ödenmemesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesine, dava konusu çekin müvekkili lehine istirdatı ile haklı hamil sıfatıyla alacaklı olduğunun tespitine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafa usulüne uygun dava dilekçesi tebliğine rağmen, davaya karşı cevap dilekçesi sunmamıştır,
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 05/06/2018 tarih 2016/1012 Esas 2018/600 Karar sayılı kararında;”Dava; TTK’ nın 792. maddesi (6762 sayılı TTK m.704) uyarınca açılan çek istirdadı istemine ilişkindir. Davacı, davaya konu çekin kendi uhdesindeyken hırsızlandığını, gerçek hamil olduğunu, davalının kötüniyetli olduğunu, bu nedenle çekin istirdadını talep etmiştir. Davalı davaya cevap vermemiştir. 6102 sayılı TTK’nın 792. maddesinde “Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790’ıncı maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür.” hükmü düzenlenmiştir. Zayi olan çekin istirdadı talebiyle açılan iş bu davada ispat yükü davacıda olup davacının çekin rızası hilafına elinden çıktığını ve çeki elinde bulunduran şahsın kötüniyetli veya iktisabında ağır kusurlu olduğunu ispat etmesi gerekir. Çekin arkası incelendiğine ciro silsilesinde şeklen bir kopukluk olmadığı görülmektedir. Davacının dava konusu çekle birlikte çalınan diğer çeklerin arkasının aynı şirketlerce cirolandığı iddiası da tek başına davalının kötüniyetli veya ağır kusurlu olduğunu kanıtlamaya yeterli değildir. Bu nedenle tüm dosya kapsamından, ispat yükü üzerinde bulunan davacının kendisinin yetkili hamil olduğunu kanıtlaması yanında, davalının çeki iktisabında kötüniyetli veya ağır kusurlu olduğunu da kanıtlaması gerektiği ve bu hususun kanıtlanamadığı…”gerekçesi ile, davanın REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, Davanın; TTK’nın 792. maddesi (6762 sayılı TTK m.704) uyarınca açılan çek istirdadı istemine ilişkin olduğunu,Dosya kapsamında alınan 20.02.2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davaya konu çek üzerinde davacının cirosunun bulunmadığını, davacının ticari defter ve kayıtlarına göre davaya konu çekin davacı ile keşideci … arasındaki ticari faaliyet nedeniyle alındığını, çekin ciro silsilesinde bulunan ….San. ve Tic-…, ikinci ciranta … San. ve Tic. olup son hamilin davalı ….A.Ş. İsimli şirketlerle davacı arasında ticari ilişki olmadığını, mahkeme kararına dayanak yapılan 6102 sayılı TTK’nın 792. Maddesinin açık olduğunu ancak Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 2010/6851 Esas, 2011/1255 Karar ve 2.3.2011 tarihli ilamında belirtildiği gibi, mahkemece eksik inceleme sonucunda karar verildiğini, Davanın temelini oluşturan vakılarda bilirkişi raporu davalı şirket aleyhine verildiğini, bu nedenle HMK’nın 169 ve 170. Maddeleri gereğince Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2013/3560 esas 2013/19889 karar ve 16.12.2013 tarihli ilam içeriğinden anlaşıldığı gibi, davalı şirketin yetkilisinin kendi aleyhlerine olan konuda isticvabı sağlanmamış ve konunun aydınlatılamadığını, Davalı tarafın duruşmalara katılmayıp, davaya konu çeki kimden ne suretle aldığını açıklayamadığını, ticari defter ve belgelerini de sunamadığını, çek bedelinin tahsili için de her hangi bir girişimde bulunmadığını ve icra takibi açmadığını, Müvekkilinin dava konusu çekin gerçek hamili olduğunu ve zilyetliğini devretmediğini, iş yerinden hırsızlık sonucunda elinden alındığını, davalının kötü niyetli olduğunu, çalınan 38 adet çekin yaklaşık tamamında davalının şirketin cirosunun bulunmadığını,Bu nedenlerle devralan davalı Şirketin iyi niyetli meşru hamili olmadığının kabulünün gerektiğini,İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, çek istirdadı davasıdır. Davacı vekili, davaya konu keşidecisi dava dışı … olan ve keşide edilerek müvekkiline verilen müvekkilinin yetkili hamil olduğu çekin işyerinden çalındığını, zayi nedeniyle çek iptali davası açıldığını, ilgili çekin davalı tarafından bankaya ibraz edildiğini, davalı ile müvekkili arasında ticari ilişki bulunmadığını, çekin rıza hilafına müvekkilinin elinden çıktığını, davalının yetkili hamil olmadığını belirterek çekin istirdadını talep etmiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı istinaf başvurusunda bulunmuştur. TTK 792. maddesine göre, çekin herhangi bir şekilde hamilin elinden çıkması halinde yeni hamil ancak çeki iktisabında kötü niyetli ise veya ağır kusurlu ise çeki geri vermekle yükümlüdür. Somut olayda, davaya konu çek bankaya ibraz edilmiş olup, bankadan gelen çek örneğinde davacı çekte lehdar veya ciranta olarak yer almamaktadır. Çek hamiline keşide edilmiş olup davalı ciro yoluyla hamildir. Buna göre davalının çeki iktisabında kötü niyetli olduğu veya ağır kusurlu olduğu davacı tarafça ispat edilmelidir.Davacı, davalının kötü niyetli olduğunu veya ağır kusurlu olduğunu ispat edememiştir. Bu yönde herhangi bir delil dosyaya sunmamıştır. Buna göre davacının istinaf sebepleri yerinde değildir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’ nın 353/1-b1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 98,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40.TL istinaf karar harcından istinaf eden tarafından istinaf aşamasında yatırılan 35,90.TL harcın mahsubu ile bakiye 18,50.TL’nin istinaf eden davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep edenler üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 12/03/2020 tarihinde HMK’ nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.