Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/1680 E. 2021/1247 K. 23.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1680 Esas
KARAR NO: 2021/1247 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2014/958 Esas 2018/168 Karar
TARİH: 13/02/2018
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
BİRLEŞEN İSTANBUL 42. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN
2013/289 ESAS, 2014/91 KARAR SAYILI DOSYASI
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 23/09/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup Dairemizce yapılan duruşmalı inceleme sonucunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Asıl dosyada davacı vekili dava dilekçesi ile; davalı sigorta şirketi nezdinde Tüpgaz Zorunlu Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalı davalıya ait banyoda şofbene bağlı olan tüpgazdan sızan gaz neticesinde …’nin karbonmonoksit zehirlenmesi neticesinde vefat ettiğini, müteveffanın olaydan önce Çınarcık Orman İşletme Müdürlüğünde aylık net 1.500 TL gelirle memur olarak çalışmakta olduğunu, müteveffanın ölümü nedeniyle davacıların desteğinden yoksun kaldıklarını, müteveffanın dava konusu olayda hayatının daha başındayken anılarda ve belleklerde iz bırakacak vahim bir şekilde genç yaşta vefatı nedeniyle, davacılar anne ve babasının içine düştüğü psikolojik çöküntü, çekmekte oldukları ve hayatları boyuncada çekecekleri bu acı ve elem nedeniyle, gerek olayın oluş şekline göre göre yaşanan elem ve ızdırabın derecesi gerekse duyulan manevi acıyı bir dereceye kadar yumuşatmak, bozulan manevi dengeyi onarıp düzeltmek, bir teselli, savunma ve ruhu tatmin etmek amacına matuf olmak ve adalet duygularını da tatmin etmek amacına matuf olmak üzere tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına, hakkaniyete ve elde edinmek istenen tatmin duygusuna uygun, davacıların acılarını hafifletmek, manevi açıdan adalet duygularının tatmin edilmesine ve huzur hissi duymalarına katkı sağlamak için manevi tazminat talep ettiklerini, bu nedenlerle anne … için 50.000 TL ve baba … için 50.000 TL olmak üzere cem’an 100.000 TL manevi tazminatın 07/01/2004 olay tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte … A.Ş.den tahsiline, şimdilik davacı anne … için 2.500 TL, baba … için 2.500 TL olmak üzere toplam 5.000 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı sigorta şirketinin sorumluluğu 07/01/2004 olay tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan azami poliçe teminat limitleri ile sınırlı olmak üzere temerrüt tarihinden, … A.Ş.den olay tarihinden itibaren ticari avans faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Sigorta vekili cevap dilekçesi ile; davaya konu olay tarihi itibarı ile kendilere ait herhangi bir poliçe bulunmadığını, davaya konu hadise neticesinde davacılar murisi … ile birlikte …’ında vefat ettiğini, … murisleri tarafından İstanbul 42.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/289 esas sayılı dosyası ile maddi ve manevi tazminat talepli dava açıldığını, davanın ileriki aşamalarında birbiriyle çelişen bilirkişi raporlarının alınmasını engellemek amacıyla aynı olaya ilişkin 42.ATM.dosyası ile işbu dava dosyasının birleştirilmesini talep ettiklerini, davanın olayın üzerinden 1 yıl fazla zaman geçmekle yani BK.60/1 maddesine göre 1 yıllık sürenin tüketilmesinden sonra açıldığından zamanaşımı itirazlarının bulunduğunu, davalı şirket hakkında yahut istihdam ettiği hizmetlileri hakkında suç teşkil edecek bir fiil bulunmadığından dolayı savcılık tarafından bir ceza davası açılmadığını, bu nedenle davacıların BK.60/2 maddesinde belirtilen uzamış zamanaşımından yararlanma hakları da olmadığını, poliçe genel şartları gereğince dava konusu olayın teminat dışında kaldığını, sigortalı tüpün infilakı, gaz kaçırması, yangın çıkarması halinde davalı şirketin sorumluluğundan söz edilebileceğini, Bursa C.Başsavcılığı tarafından yapılan ölü muayene ve otopsi işlemleri neticesinde müteveffanın karbonmonoksit zehirlenmesine bağlı solunum yetmezliği sonucu hayatını kaybettiğinin tespit edildiğini, Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 2002/11202 esas, 2003/3881 karar sayıl ilamında açıkça belirtildiği üzere LPG tüpünün gaz kaçırması halinde oluşan zararların Tüpgaz Zorunlu Sorumluluk Sigortası teminatı kapsamında olup, karbonmonoksit zehirlenmesinin söz konusu sigorta teminatı kapsamında bulunmadığını, dava konusu olayın şofben baca sistemindeki arızadan meydana geldiğini, davacıların murisinin tüpü uygun olmayan koşullarda kullandığını, LPG dağıtım şirketleri ile yetkili bayilerin ve tüketicilerin uymaları gereken usul ve esaslara ilişkin tebliğin tüketicilerin can ve mal emniyeti için uymaları gerekli hususlar başlıklı 18.maddesinde “yakıcı cihaz, az havalanan küçük hacimli bir yerde bulunuyorsa burası sık sık havalandırılmalıdır. Ayrıca tüp hiçbir zaman çevre kotunun altında bulunan zeminden havalandırılmayan mahallerde bulundurulmamalıdır.” hükmü düzenlendiğini, ayrıca şofbenlerle birlikte tüketicilere tanıtma ve kullanma kılavuzu verildiğini, bu kılavuzlarda mutlak surette şofbenin mutlaka bacaya bağlanması gerektiği, kullandıkları ortamın iyi havalandırılması gerektiği, kullandıkları ortamın 8 metreküpten küçük olmaması gerektiği konusunda tüketicilerin uyarıldığını, davacıların destekten yoksunluk taleplerini ispatlamaları gerektiğini, ayrıca manevi tazminat talebinden davalı şirketin herhangi bir sorumluluğu olmadığını, dava öncesi davalı şirkete herhangi bir başvuru bulunmadığından davalı şirketin yanlızca dava tarihinden itibaren faizden sorumlu olabileceğini, haksız fiillerden kaynaklı tazminat taleplerine temerrütten itibaren yasal faiz talep edilebileceğinden davacı tarafın ticari faiz talep hakkı bulunmadığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … A.Ş.vekili cevap dilekçesi ile; 6100 Sayılı HMK.nun 119.maddesi uyarınca dava dilekçesi incelendiğinde davacıların adres bilgilerinin eksik olduğunun görüldüğünü, bu itibarla davacı yana bu eksikliğin giderilmesi için süre verilmesi, eksiklik tamamlanmadığı taktirde davanın reddedilmesi gerektiğini, halen yürürlükte olan 4077 sayılı yasanın 23.maddesinde anılan yasadan kaynaklana davaların Tüketici Mahkemelerinde görüleceğine hükmedildiğini, bu düzenleme dikkate alınarak yasanın 4.maddesi hükmü incelendiğinde ise “… Tüketici bu seçimlik haklarından biri ile birlikte ayıplı malın neden olduğu ölüm ve/veya yaralanmaya yol açan ve/veya kullanımdaki diğer mallarda zarara neden olan hallerde imalatçı-üreticiden tazminat isteme hakkına sahiptir….” hükmüne yer verildiğini, bu nedenle dosyanın görevli tüketici mahkemelerine gönderilmesine karar verilmesi gerektiğini, davaya konu olayın gerçekleşme tarihi 07/01/2004 olmakla 4077 sayılı yasanın 4.maddesinde ürünün neden olduğu her türlü zarardan dolayı yöneltilecek taleplerin üç yıllık zamanaşımına tabi kılındığını, bir an için davaya konu taleplerin genel hukuk kapsamında değerlendirilmesi gerektiği kabul edildiği taktirde ise 6098 sayılı TBK.nun haksız fiil sorumluluğuna yönelik düzenlemeleri kapsamında 72.maddesinde taleplerin iki yıllık zaman aşımına tabi olduğunu, dava konusu edilmiş olan alacağın zamanaşımına uğramış olduğunu, dava konusu olayın meydana geldiği tarih itibarı ile davalı şirketin … Sigorta A.Ş.nin Oto Dışı-Endüstriyel Tüpgaz Zorunlu Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalanmış olup dava konusu uyuşmazlık doğrudan bu sigorta kapsamına girdiğinden işbu davanın anılan şirkete ihbar edilmesini talep ettiklerini, dava dilekçesinde vefata neden olayın gerçekleşmesinde davalı şirket tarafından üretilmiş tüpe herhangi bir kusur izafe edilmediği gibi, dilekçe eklerindeki belgelerde de ölüme neden olan olayın tüpteki herhangi bir kusura bağlanmadığını, tüpün olayın meydana geldiği banyoda bulunan şofbene uygun biçimde takılıp takılmadığı, şofbenin bakımlarının düzenli olarak yapılıp yapılmadığı, şofbenin baca bağlantısının doğru kurulup kurulmadığı, bacanın temiz ve ortaya çıkabilecek karbonmonoksidi ortamdan çekerek dışarıya verebilecek kapasite ve verimde olup olmadığı ve yine olayın meydana geldiği banyonun gerektiği gibi havalandırılıp havalandırılmadığı, banyoda havalandırma için açılmış menfez olup olmadığı hususlar gözönüne alınmaksızın salt ölüm nedeninin karbonmonoksit olduğu iddia edilerek tüp üreticisine gidilmesinin doğru olmadığını, olay akabinde yapılan savcılık soruşturması neticesinde 17/03/2004 tarihli kovuşturmaya yer olmadığı kararı gerekçesinde de “.. Olayda suç ve suçlu bulunmadığından ve olayın oluşumunda herhangi bir kimsenin kasıt ya da kusuru bulunmadığından..” bu yönde karar verildiğini, davacının destekten yoksun kalma konusundaki taleplerinin de müteveffanın son aylık ücreti ile davacılara herhangi bir yardımının olup olmayacağı, yaşı itibarı ile evlenmesi ve çocuk sahibi olmasının kuvvetle muhtemel olduğu da dikkate alınarak davacılara destek olmasının oldukça düşük bir olasılık olduğu da gözönüne alınarak talebin reddi gerektiğini, manevi tazminatın zenginleşme aracı olarak kullanılmaması gerektiğini, olayın meydana gelmesinin üzerinden geçmiş zamanın acının etkisini kısmen de olsa azaltabileceği dikkate alınarak manevi tazminattan tenkise gidilmesi gerekeceğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili 09/12/2013 tarihli ıslah dilekçesi ile; destekten yoksun kalma tazminatını anne … için 52.500 TL kadar, baba … için 42.500 TL kadar olmak üzere toplam 95.000 TL kadar artırarak ıslah ettiklerini beyan etmiştir. Birleşen dosyada davacı vekili dava dilekçesi ile; 07/01/2004 tarihinde müteveffa …’ın ev arkadaşı banyo yaparken davalı sigorta şirketi nezdinde sigortalı davalı … A.Ş.ne ait tüpgazdan sızan gaz neticesinde kanepenin üzerinde uyumakta iken karbonmonoksit zehirlenmesi neticesinde vefat ettiğini, müteveffanın Çınarcık Orman İşletme Müdürlğünde aylık 1.500 TL gelirle memur olarak çalıştığını, müteveffanın ölümü nedeniyle davacıların desteğinden yoksun kaldıklarını, müteveffanın dava konusu olayda hayatının daha başındayken anılarda ve belleklerde iz bırakacak vahim bir şekilde genç yaşta vefatı nedeniyle, davacılar anne ve babasının içine düştüğü psikolojik çöküntü, çekmekte oldukları ve hayatları boyuncada çekecekleri bu acı ve elem nedeniyle, gerek olayın oluş şekline göre göre yaşanan elem ve ızdırabın derecesi gerekse duyulan manevi acıyı bir dereceye kadar yumuşatmak, bozulan manevi dengeyi onarıp düzeltmek, bir teselli, savunma ve ruhu tatmin etmek amacına matuf olmak ve adalet duygularını da tatmin etmek amacına matuf olmak üzere tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına, hakkaniyete ve elde edinmek istenen tatmin duygusuna uygun, davacıların acılarını hafifletmek, manevi açıdan adalet duygularının tatmin edilmesine ve huzur hissi duymalarına katkı sağlamak için manevi tazminat talep ettiklerini, bu nedenlerle anne … için 50.000 TL ve baba … için 50.000 TL olmak üzere cem’an 100.000 TL manevi tazminatın 07/01/2004 olay tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte …A.Ş.den tahsiline, şimdilik davacı anne … için 2.500 TL, baba … için 2.500 TL olmak üzere toplam 5.000 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı sigorta şirketinin sorumluluğu 07/01/2004 olay tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan azami poliçe teminat limitleri ile sınırlı olmak üzere temerrüt tarihinden, … A.Ş.den olay tarihinden itibaren ticari avans faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş. ve … A.Ş vekilleri asıl dava dosyası ile aynı mahiyette cevap dilekçesi sunmuşlardır. Davacı vekili 09/12/2013 tarihli ıslah dilekçesi ile; destekten yoksun kalma tazminatını anne … için 43.000 TL, baba .. için 62.000 TL kadar daha artırarak toplam 105.000 TL kadar artırmak suretiyle ıslah ettiklerini beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 13/02/2018 tarih 2014/958 Esas 2018/168 Karar sayılı kararında; “Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; her ne kadar davacılar murislerinin davalı sigorta şirketi nezdinde Tüpgaz Zorunlu Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalı davalıya ait banyoda şofbene bağlı olan tüpgazdan sızan gaz neticesinde 07/01/2004 tarihinde karbonmonoksit zehirlenmesi neticesinde vefat ettiklerinden bahisle dava açmış iseler de dosyada yer alan soruşturma evrakları ve diğer delillere göre asıl dava davacılarının murisi olan …’nin şofbenden sızan gaz neticesinde banyoda oksijensizlikten boğulduğu ve sonra karboksi hemoglobin oluştuğu, birleşen dosya davacılarının murisi olan …’ın ise yatak odasına yatar halde ölü bulunduğu, banyoda biriken karbon monoksitin havadan ağır olduğu için evin içine yayılması sonucunda müteveffanın uyuduğu yatağında karbonmonoksit soluması sonucu zehirlendiği ve sonuçta hayatlarını kaybettikleri, Yalova Cumhuriyet Başsavcılığının 2004/43 soruşturma sayılı dosyasındaki tespitler dikkate alındığında müteveffalar … ve …nin şofbenden sızan karbonmonoksit gazı ile zehirlenmeye müteakip ölüm olayının gerçekleştiği, dava konusu olayın LPG tüpü gaz kaçağından, tüpün imalat veya bağlantılarının hatasından kaynaklanmadığı, tamamen şofbenden ve müteveffa …nin yanlış ve hatalı müdahalesinden kaynaklandığının kabulünün gerektiği, şu hale göre davalı Tüp Gaz firmasının tüp montajında ihmali, gerekli ve emniyet tedbirlerini almadığına, uygun ekipman kullanmadığına, yetki belgesine sahip personel görevlendirmediğine dair bilgi ve belge olmadığı için davalıya atfedilecek herhangi bir kusurun bulunmadığı, yine her ne kadar bilirkişi heyeti tarafından sunulan raporda aksi yönde kanaat bildirilmiş ise de ölüm olayının, LPG tüpü gaz kaçağından, tüpün imalat veya bağlantılarının hatasından kaynaklandığının kabulünü gerektirecek bir durumun bulunmadığı dikkate alındığında sigorta şirketinin de meydana gelen ölüm olayından sorumluluğunun bulunmadığı anlaşılmakla asıl ve birleşen davalardaki maddi manevi tazminat taleplerinin reddine karar vermek gerekmiş…”gerekçesi ile, 1-Asıl dava yönünden davacıların maddi ve manevi tazminat davalarının reddine, 2-Birleşen dava yönünden davacıların maddi ve manevi tazminat davalarının reddine, karar verilmiş ve karara karşı, asıl ve birleşen davada davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Asıl ve birleşen davada davacılar vekili istinaf dilekçesi ile, İlk derece mahkemesinin hem asıl dava hem de birleşen dava bakımından hukuka ve yerleşik yargı içtihatlarına aykırı olarak davanın reddine karar verdiğini, Mahkemece tüm kusur ve sorumluluğun hatalı olarak müteveffanın üzerine bırakıldığı, cevaba cevap dilekçesinde ve mahkemenin dikkatine sundukları Yargıtay kararlarının ve mevzuat hükümlerinin aksine tüp gaz firmasının ve sigorta şirketinin sorumluluğuna gidilmediğini, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 11/02/2002 tarih 2001/8923 E. 2002/1069 Karar sayılı kararında izah edildiği üzere sigorta ettirenin kusurunun veya imalat hatası gibi hususların dava ile ilgisinin bulunmadığını, Gerekçeli kararda her ne kadar kazanın …’nin hatalı müdahalesinden kaynaklandığı söylense de 12/01/2004 tarihli ekli tanık çilingir …’in ifade tutanağında aslında pencerenin açık olmasına karşın bu olayın gerçekleştiğini, kazanın müteveffanın kusurundan kaynaklı olmadığını tüp gaz firmasının en basit denetimi dahi yapmadığını, tüpü teslim etmemesi gerekirken satmaktan imtina etmediğini ortaya koyduğunu, (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2005/11627 Esas 2006/12327 Karar 27/11/2006 tarihli kararı, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 10/05/2007 tarih 2007/2813 Esas 2007/7203 Karar sayılı kararı) Yerel mahkeme gerekçeli kararı ile her ne kadar Yalova Cumhuriyet Başsavcılığının 2004/43 Sor.No.dosyasındaki tespitlere dayandırığını ifade etmiş ise de, soruşturma dosyası incelendiğinde 07/01/2004 tarihinde gerçekleşen zehirlenme vakıasında yalnızca bir otopsi raporu aldırılarak müteveffaların karbonmonoksit zehirlenmesine bağlı solunum yetmezliği sebebiyle öldüklerinin tespiti yapıldığı, söz konusu zehirlenme olayında kusurlu olabilecek şofben imalatçısı ya da montajcısı gibi herhangi bir şüpheli araştırılmadığı ve dosyadan bir kusur raporu dahi aldırılmayarak iki buçuk ay içerisinde takipsizlik kararı verilerek dosyanın kapatıldığını, bu nedenle yerel mahkemenin aldırdığı bilirkişi raporlarına bağlı kalmayarak, yalnızca soruşturma dosyasına bağlı kalarak hüküm tesis etmesi sonucunda eksik ve hatalı olarak davanın reddine karar verildiğini, ancak işbu davada kusur sorumluluğu söz konusu olmadığını, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/958 Esas 2018/168 Karar sayılı dosyası kapsamı.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, karbonmonoksit zehirlenmesi nedeniyle meydana gelen ölümden kaynaklı destekten yoksun kalma tazminatı ile manevi tazminat istemine ilişkindir, Asıl ve birleşen davalarda davacılar, davalı sigorta şirketi tarafından Tüpgaz Zorunlu Sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalı bulunan ve diğer davalının ürettiği tüpgazdan sızan gaz nedeniyle desteklerini kaybettiklerini belirterek destekten yoksun kalma tazminatı ile manevi tazminat talep etmişler, mahkemece davaların reddine karar verilmiş, istinafa davacılar gelmiştir. Dairemizce yapılan müzakerede davacıların istinaf taleplerinin duruşmalı olarak incelenmesine karar verilerek üye hakim tarafından tahkikat yapılarak dosya heyete tevdii edilmiştir. Karar için dosya heyete tevdii edildiğinde yapılan incelemede; birleşen dosyada …’ın ilk derece mahkemesi yargılama sırasında 12/02/2016 tarihinde vefat ettiği geriye mirasçı olarak …, …, …, …’ın mirasçı olarak bıraktığı halde mirasçıların davaya dahil edilmeden yargılamaya devam olunduğu anlaşılmıştır. Bunun üzerine davacılar vekiline muris …’in mirasçılarının davaya dahil etmesi veya vekaletnamelerini ibraz etmesi için süre verilmiştir. Davacılar vekili muris …’in mirasçılarının vekaletnamesini ibraz ederek taraf teşkili sağlanmıştır. Her ne kadar ilk derece mahkemesinde yapılan yargılamada usulüne uygun taraf teşkili sağlanamamış olması kararı kaldırma sebebi ise de, istinaf edenlerin sıfatı, yargılamanın bulunduğu aşama ve usul ekonomisi gözetilerek belirtilen eksiklik dairemizce giderilmiştir. Yine dosya heyete tevdii edildiğinde yapılan incelemede; asıl ve birleşen davada dava … Sigorta A.Ş’ye yönetilmiş ise de, dosyada … Sigortaya ait poliçe ve hasar dosyasının olmadığı ve dosyada mübrez poliçe suretinden davalı …’nin tüpgaz zorunlu sorumluluk sigortacısının … Sigorta şirketi olduğu görülmüştür. Bunun üzerine duruşmada davacılar vekiline bu husus sorularak müvekkilleri tarafından verilen bilgi doğrultusunda davayı … Sigorta A.Ş ye yönettiklerini, ilk derece mahkemesince bu konuda araştırma yapılmadığını beyan etmesi üzerine … Sigorta A.Ş ve Türkiye Sigorta ve Reasürans Birliğine yazı yazılmasına karar verilmiştir. Yazılan yazıların cevaplarının beklenildiği aşamada 08/07/2021 tarihli duruşmada davacılar vekili Av. … tarafından duruşmada zapta geçen beyanında, davalı … A.Ş yönünden tüm hakların saklı tutularak diğer davalı … Sigorta A.Ş (eski ünvan: … Sigorta A.Ş ) hakkında açtıkları davadan feragat ettiklerini beyan etmiştir. Beyanı da imzalamıştır. Davacı vekillerinin dosyada mübrez vekaletnameleri incelendiğinde; HMK 307.md. Ve devamı maddelerinde düzenlenen davadan feragat yetkilerinin bulunduğu tespit edilmiştir. Asıl ve birleşen davada davalılardan … Sigorta A.Ş (eski ünvan: … Sigorta A.Ş ) yönünden davadan feragat edildiğinden HMK’nın 353/1-b2, 310 maddeleri uyarıca ilk derece mahkemesinden bu davalı hakkında verilen karar kaldırılarak bu davalı yönünden açılan davanın feragat nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir. Davacılar vekilinin bu davalı yönünden yaptıkları istinaf başvuruları da feragat nedeniyle konusuz kaldığından, istinaf başvuruları hakkında ayrıca inceleme yapılıp bir karar verilmemiştir. Dairemizce yapılan duruşmalı inceleme sırasında, müteveffa davacıların dava tarihi olan 2013 yılı ile 2020 yılları arasında çalışmış olmaları halinde emsalleri gibi almaları gereken net aylık ücretlerinin gönderilmesi için Yalova Orman İşletme Müdürlüğü’ne yazılmıştır. Yazı cevapların gelmesi üzerine dosyada ilk derece mahkemesi bilirkişi olarak rapor tanzim etmiş olan Aktüelya Tazminat Uzmanı …’ı tevdii edilerek yeniden ek rapor tanzim etmesi istenmiştir. Bu bilirkişi tarafından dosyaya ibraz edilen 16/09/2020 tanzim tarihli ek raporda davacı hak sahiplerinin gerçek maddi zararlarının; asıl davada davacı baba …’nin indirime tabi tutulmayan nihai ve gerçek maddi zararının 89.388,33.TL, asıl davada davacı anne …’nin indirime tabi tutulmayan nihai ve gerçek maddi zararının 103.688,41.TL, birleşen davada davacı baba …’ın indirime tabi tutulmayan nihai ve gerçek maddi zararının 152.875,34.TL, birleşen davada davacı anne …’ın indirime tabi tutulmayan nihai ve gerçek maddi zararının 102.794,45.TL olarak tespit etmiştir. Düzenlenen bilirkişi ek raporundaki tespitler ve hesaplama yöntemi somut olay ve bu konudaki en son yerleşik Yargıtay kararlarına uygun olduğu görülmekle dairemizce denetlenip benimsenmek suretiyle verilen karara dayanak teşkil etmiştir. Mübrez bilirkişi ek raporuna davacılar vekili itirazları olmadığını beyan etmiştir. Davalı … vekili ek rapora itiraz ile yeniden ek rapor alınmasını talep etmiş ise de, alınan en son ek rapor önceki rapordaki eksiklikleri giderilmek ve önceki raporlara itirazlar da dikkate alınmak suretiyle düzenlendiğinden ve itirazlarının bir kısmı da hukuki nitelikte görüldüğünden davalının itirazı reddine karar verilerek yeniden ek rapor alınmamıştır. İstinafa konu karar gerekçesinde; tarafların zamanaşımı itirazlarının gerekçeli kararda 10 yıllık zamanaşımına tabii kabul edilmek suretiyle davalıların zamanaşımı itirazları yerinde görülmeyerek dosyanın esastan karara bağlandığı anlaşılmıştır. Bu husus istinaf edenlerin sıfatı ve istinaf nedenleri dikkate alınarak yeniden inceleme yapılmamıştır. İlk derece mahkemesinde davacı tarafların sosyal ve ekonomik durumlarının araştırıldığı anlamıştır. İstinafa konu uyuşmazlık; meydana gelen vefat olaylarında davalı …’nin kusuru ve sorumluluğu bulunup bulunmadığı varsa miktarının belirlenme noktasındadır. Somut olayda davacıların murisleri LPG’nin yanması esasında olaşan CO’dan zehirlenerek vefat etmişlerdir. Dosya içinde bulunan belge ve bilgilerden otopsi raporundan, davacıların murislerinin küçük bir alanda yer alan banyoda bulunan şohbene bağlı tüpgazın yanması sonucu şohben baca bağlantısının iyi olmaması, baca bağlantısında açıklık bulunması, banyo havalandırma penceresinin kapalı olması ve banyoda havalandırmayı sağlayacak menfezin bulunmaması nedeniyle içerdeki oksijen oranının düşmesine bağlı olarak yanma olayının tam gerçekleşmemesi nedeniyle oluşan ve ortama yayılan karbonmonoksit zehirlenmesine bağlı olarak vefat ettikleri sabittir. LPG dağıtım bayilerinin tüpleri cihazlara bağlamak, sızdırmazlık kontrolü yapmak, tüplerin kullanılması konusunda kullanıcıları bilgilendirmek, tüp bağlantı noktalarında hata ve hortumlarda eskime, çatlama görülmesi bu bağlamda kullanım yerinin uygun olmaması durumunda tüketiciyi uyarması, uyarmaya rağmen eksikliklerin giderilmemesi durumunda gerektiğinde tüpü takmaması gerekir. Üretici firmanın sorumluluğu yalnızca tüpün imalatı ile sınırlı olmayıp bayilerinin tedbirlere uyması bakımından denetim sorumluluğu da bulunmaktadır. Üretici bu sorumluluğunu bayileri aracılığıyla yerine getireceğinden bayilerin bu hususlardaki kusurlarından dahi sorumludur. (Yargıtay 11. HD. 25/02/2016 T. 2015/4630 E. – 2016/2025 K.) Asıl ve birleşen davada davacıların murisleri, yukarıda belirtilen şekilde LPG’yi kullanımına uygun olmayan ortamda gerekli tedbirleri almadan LPG’yi kullanmış olmaları nedeniyle oluşan zararda kusurludurlar. Davalılardan … A.Ş ise bayileri aracılığıyla kullanıma sunduğu LPG’nin, belirtilen şekilde uygunsuz ortamda kullanılmasına olanak sağlayacak şekilde gerekli uyarıları yapmadan, eksiklikler görülmesine rağmen tüpün takılarak kullanımına sunulması nedeniyle oluşan zarardan bu davalı da sorumludur. HMK’nın 282.maddesine göre hakim bilirkişi raporunun diğer verileri ile birlikte serbestçe değerlendirir. Yapılan tespitlere göre, meydana gelen zararda tarafların kusur ve sorumluluğunun tayini mahkemenin takdirindedir. Olayın oluş biçimine ve mevcut yasal düzenlemelere göre meydana gelen zararda, yukarıda belirtilen nedenlerle davacıların murislerinin yaptıkları görev, eğitim ve bilinç düzeyleri de dikkate alınarak tarafların eşit oranda kusurlu oldukları takdir ve kabul edilmiştir. (Yrg.11.HD.24/02/2020T.2019/3784 E.-2020/1961 K.) Dairemiz kabulüne göre istinafa konu karar ve gerekçesi dosya kapsamına ile usul ve yasaya uygun olmadığı anlaşıldığından, davacıların vekilinin istinaf talebinin kabulüne karar verilmiştir. Dairemizce kabul edilen kusur oranı dikkate alınarak bilirkişi … tarafından 16/09/2020 tarihli rapor ile tespit edilen indirime tabi tutulmayan gerçek maddi zarar miktarlarından %50 oranında kusur indirimi yapılmak ve davacıların ıslah dilekçesindeki talepleri ile bağlı kalınmak suretiyle hesaplanan; asıl davada baba … için 44.694,16 TL’nin, anne … için 51.844,20 TL maddi tazminatın, birleşen davada davacı Muris … mirasçıları için 64.500,00 TL’nin, birleşen davada davacı anne … için 45.500,00 TL maddi tazminatın olay tarihi olan 07.01.2004 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan … A.Ş.’den tahsiline karar verilmiştir. Davacılar vekili dava dilekçesi ile, davacılar için asıl ve birleşen davada 50.000,00.TL manevi tazminata hükmedilmesini talep etmişlerdir. Davacıların, müteveffaların anne ve babaları olmaları nedeniyle yaşadıkları elem ve ızdırabın derecesi, müteveffaların ve tarafların sosyo-ekonomik durumları, olay tarihi, olayın oluş biçimi, zarardaki kusur durumları dikkate alınarak asıl ve birleşen davada manevi tazminat taleplerinin kısmen kabul edilerek her bir davacı için takdiren 25.000,00.’er.TL manevi tazminatın davalı … A.Ş’den tahsiline karar verilmiştir. Davacılar vekili hükmedilecek tazminatlara olay tarihinden itibaren ticari avans faizi işletilmesini talep etmiş ise de, tarafların sıfatı, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin niteliği ve yerleşik Yargıtay kararları dikkate alınarak tazminatlara yasal faiz işletilmesine karar verilmiştir. Sonuç olarak; istinafa konu ilk derece mahkemesi karar gerekçesi ve sonucu itibariyle yukarıda açıklanan nedenlerle dosya kapsamına, usul ve yasaya aykırı görüldüğünden davacılar vekilinin istinaf talepleri davalılardan … A.Ş. yönünden yerinde görülerek HMK 353/1-b2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararı kaldırılmak suretiyle dairemizce yeniden aşağıda belirtilen şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; Asıl ve birleşen davalarda davacıların istinaf taleplerinin KISMEN KABULÜ ile; İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13.02.2018 tarih ve 2014/ 958 Esas – 2018/168 Karar sayılı ilamının asıl ve birleşen dosya yönünden HMK’nın 353/1-b2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, Dairemizce yeniden hüküm kurulmak suretiyle;
A- ASIL DAVA YÖNÜNDEN; 1-Davalı … Sigorta A.Ş. ( Yeni unvan: … Sigorta A.Ş. ) yönünden davanın HMK 307-310 maddeleri uyarınca FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE, 2-Davacı baba … ve anne … için talep edilen maddi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile; Baba … için 44.694,16 TL’nin, anne … için 51.844,20 TL maddi tazminatın olay tarihi olan 07.01.2004 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan … A.Ş.’den tahsiline, Davacıların maddi tazminat yönünden fazlaya ilişkin taleplerinin reddine, 3- Davacı baba … ve anne … için talep edilen manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile, Baba … İçin 25.000,00 TL’nin, anne … için 25.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 07.01.2004 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan … A.Ş’den tahsiline, Davacıların manevi tazminata ilişkin fazlaya ilişkin taleplerinin reddine, 4-Harçlar Kanunu hükümlerine göre alınması gereken 10.010,04 TL harçtan peşin alınan 358,65 TL harç ve ıslah ile tamamlatılan 324,50 TL harç toplamı 683,15.TL harcın mahsubu ile bakiye 9.326,89 TL harcın davalı … A.Ş’den tahsili ile hazineye gelir kaydına, 5-Davacılar tarafından dava açılırken yatırılan toplam 386,70 TL harç ve 324,50.TL ıslah harcı toplamı 711,2 TL harcın davalı … A.Ş.’den alınarak davacılara verilmesine, 6-İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sırasında davacılar tarafından davalı … A.Ş. aleyhine açılan dava yönünden sarf edildiği tespit edilen 133,83 TL tebligat/ posta gideri ile 4.300,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere; toplam 4.433,83 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre ( maddi ve manevi talep üzerinden % 73 kabul) 3.236,70.TL’ lik kısmının davalı … A.Ş.’den tahsili ile davacılara ödenmesine, bakiye kısmın davacılar üzerinde bırakılmasına, 7-İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sırasında davacılar tarafından davalı … Sigorta A.Ş. aleyhine açılan dava yönünden sarf edildiği tespit edilen 342,00.TL tebligat giderinin davacılar üzerinde bırakılmasına, 8-İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sırasında davalı … A.Ş. tarafından sarf edildiği tespit edilen 322,00 TL tebligat/ posta gideri ile 350,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere; toplam 672,00 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre ( maddi ve manevi tazminat talep üzerinden % 17 ret ) 114,24 TL’ sinin davacılardan alınarak bu davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı … A.Ş. üzerinde bırakılmasına, 9-İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sırasında davalı … Sigorta A.Ş tarafından yargılama gideri sarf edilmediği anlaşılmakla; bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, 10-Maddi tazminat talebinin kabul edilen kısmı ile ilgili olarak davacılar vekil ile temsil edildiğinden dairemiz karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereği hesaplanan 13.121,214 TL nispi vekalet ücretinin davalı … A.Ş. ‘den alınarak davacılara verilmesine, 11-Maddi tazminat talebinin reddedilen kısmı ile ilgili olarak davalı … A.Ş. vekil ile temsil edildiğinden dairemiz karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereği hesaplanan 3.461,64.TL nispi vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalı … A.Ş. ‘ye verilmesine, 12-Manevi tazminat talebinin kabul edilen kısmı ile ilgili olarak; davacılar vekil ile temsil edildiğinden dairemiz karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT Genel Hükümler madde 10/1 ve 10/4 maddeleri uyarınca Tarifenin Üçüncü kısmına göre davacılar lehine hesap ve takdir olunan 7.300,00 TL nispi vekalet ücretinin davalı … A.Ş.’den alınarak davacıya verilmesine, 13-Manevi tazminat talebinin reddedilen kısmı ile ilgili olarak; davalı … A.Ş. vekil ile temsil edildiğinden dairemiz karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT Genel Hükümler madde 10/1, 10/2 ve 10/4 maddeleri uyarınca Tarifenin Üçüncü kısmına göre davalı … A.Ş. lehine hesap ve takdir olunan 7.300,00 TL nispi vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalı … A.Ş.’ye verilmesine, 14-Davacılar davalı … Sigorta A.Ş. ( Yeni ünvan: … Sigorta A.Ş. ) yönünden davadan feragat etmiş olmakla; maddi tazminat yönünden davalı … Sigorta A.Ş. ( Yeni ünvan: … Sigorta A.Ş. ) lehine hesap ve takdir olunan 13.450,00 TL nispi vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalı … Sigorta A.Ş. (Yeni ünvan: … Sigorta A.Ş. )’ ye verilmesine, 15-Davacılar davalı … Sigorta A.Ş. ( Yeni ünvan: … Sigorta A.Ş. ) yönünden davadan feragat etmiş olmakla; manevi tazminat yönünden davalı … Sigorta A.Ş. ( Yeni ünvan: … Sigorta A.Ş. ) lehine hesap ve takdir olunan 13.450,00 TL nispi vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalı … Sigorta A.Ş. (Yeni ünvan: … Sigorta A.Ş. )’ ye verilmesine, 16-Artan avansın karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
B-BİRLEŞEN DAVA YÖNÜNDEN; 1-Davalı … Sigorta A.Ş. ( Yeni unvan: … Sigorta A.Ş. ) yönünden davanın HMK 307-310 maddeleri uyarınca FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE, 2-Davacı muris … mirasçıları ve anne … için talep edilen maddi tazminat talebinin KABULÜ ile; Davacı Muris … mirasçıları için 64.500,00 TL’nin, anne … için 45.500,00 TL maddi tazminatın olay tarihi olan 07.01.2004 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan … A.Ş.’den tahsiline, 3-Muris … miraçıları ve anne … için talep edilen manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile, Muris … için 25.000,00 TL’nin, anne … için 25.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 07.01.2004 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan … A.Ş’den tahsiline, Davacıların manevi tazminata ilişkin fazlaya ilişkin taleplerinin reddine, 4-Harçlar Kanunu hükümlerine göre alınması gereken 10.929,6 TL harçtan peşin alınan 358,65 TL harç ve ıslah ile tamamlatılan 360,00 TL harç toplamı 718,65.TL harcın mahsubu ile bakiye 10.210,95 TL harcın davalı … A.Ş’den tahsili ile hazineye gelir kaydına, 5-Davacılar tarafından dava açılırken yatırılan toplam 386,70 TL harç ve 360,00.TL ıslah harcı toplamı 746,7 TL harcın davalı … A.Ş.’den alınarak davacılara verilmesine, 6-İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sırasında davacılar tarafından davalı … A.Ş. Aleyhne açılan dava yönünden sarf edildiği tespit edilen 66,00 TL tebligat/ posta giderinin kabul ve red oranına göre (maddi ve manevi talep üzerinden % 76 kabul) 50,16 TL’ lik kısmının davalı … A.Ş.’den tahsili ile davacılara ödenmesine, bakiye kısmın davacılar üzerinde bırakılmasına, 7-İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sırasında davacılar tarafından davalı … Sigorta A.Ş. aleyhine açılan dava yönünden sarf edildiği tespit edilen 66,00.TL tebligat giderinin davacılar üzerinde bırakılmasına, 8-İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sırasında asıl ve birleşen davada davalı …A.Ş. ve … Sigorta A.Ş tarafından yargılama gideri sarf edilmediği anlaşılmakla; bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, 9-Maddi tazminat talebinin kabulü yönünden; davacılar vekil ile temsil edildiğinden dairemiz karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereği hesaplanan 14.400,00. TL nispi vekalet ücretinin davalı … A.Ş.’ den alınarak davacılara verilmesine, 10-Manevi tazminat talebinin kabul edilen kısmı ile ilgili olarak; davacılar vekil ile temsil edildiğinden dairemiz karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT Genel Hükümler madde 10/1 ve 10/4 maddeleri uyarınca Tarifenin Üçüncü kısmına göre davacılar lehine hesap ve takdir olunan 7.300,00 TL nispi vekalet ücretinin davalı … A.Ş.’ den alınarak davacıya verilmesine, 11-Manevi tazminat talebinin reddedilen kısmı ile ilgili olarak; davalı … A.Ş. vekil ile temsil edildiğinden dairemiz karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT Genel Hükümler madde 10/1, 10/2 ve 10/4 maddeleri uyarınca Tarifenin Üçüncü kısmına göre davalı … A.Ş. lehine hesap ve takdir olunan 7.300,00 TL nispi vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalı … A.Ş.’ye verilmesine, 12-Davacılar davalı … Sigorta A.Ş. ( Yeni ünvan: … Sigorta A.Ş. ) yönünden davadan feragat etmiş olmakla; maddi tazminat yönünden davalı … Sigorta A.Ş. ( Yeni ünvan: … Sigorta A.Ş. ) lehine hesap ve takdir olunan 14.400,00 TL nispi vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalı … Sigorta A.Ş. (Yeni ünvan: … Sigorta A.Ş. )’ ye verilmesine, 13-Davacılar davalı … Sigorta A.Ş. ( Yeni ünvan: … Sigorta A.Ş. ) yönünden davadan feragat etmiş olmakla; manevi tazminat yönünden davalı … Sigorta A.Ş. ( Yeni ünvan: … Sigorta A.Ş. ) lehine hesap ve takdir olunan 13.450,00 TL nispi vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalı … Sigorta A.Ş. (Yeni ünvan: … Sigorta A.Ş. )’ ye verilmesine, 14-Artan avansın karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
C-İSTİNAF YÖNÜNDEN: 1-Harçlar Kanunu gereğince asıl ve birleşen davalarda, davacılar tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harçlarının hazineye gelir kaydına, istinaf karar harçlarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde kendilerine iadesine, 2-Asıl dava davacıları tarafından istinaf aşamasında peşin olarak yatırılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının asıl dava davalısı … A.Ş.’den alınarak, asıl dava davacılarına verilmesine, 3-Birleşen dava davacıları tarafından istinaf aşamasında peşin olarak yatırılan 98,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının birleşen dava davalısı … A.Ş.’den alınarak, birleşen dava davacılarına verilmesine, 4-İstinaf aşamasında ve dairemizce yapılan yargılama sırasında asıl dava davacıları tarafından sarf edilen 183,25 TL tebligat/ posta gideri ve 1.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere; toplam 1.183,25 TL yargılama giderinin asıl dava davalısı … A.Ş.’den alınarak asıl dava davacılarına verilmesine, 5-İstinaf aşamasında davalılar tarafından yargılama gideri sarf edilmediği anlaşılmakla; bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, 6-Asıl davada davacılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 2021 yılı AAÜT/ İkinci Kısım, İkinci Bölüm 17/c maddesine göre takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalı … A.Ş. ‘den alınarak asıl dava davacılarına verilmesine, 7-Birleşen davada davada davacılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 2021 yılı AAÜT/ İkinci Kısım, İkinci Bölüm 17/c maddesine göre takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalı … A.Ş. ‘den alınarak birleşen dava davacılarına verilmesine, 8-Asıl davada davalı … A.Ş. ve … Sigorta A.Ş kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 2021 yılı AAÜT/ İkinci Kısım, İkinci Bölüm 17/c maddesine göre takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin asıl dava davacılarından alınarak davalı … A.Ş. ve … Sigorta A.Ş’ ye verilmesine, 9-Birleşen davada davalı … A.Ş. Ve … Sigorta A.Ş kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 2021 yılı AAÜT/ İkinci Kısım, İkinci Bölüm 17/c maddesine göre takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin birleşen dava davacılarından alınarak davalı … A.Ş. Ve … Sigorta A.Ş’ ye verilmesine, 10-Dosyada artan gider avansı bulunması halinde, karar kesinleştiğinde ve talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, Dair olarak, hazır olan taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/09/2021