Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/1679 E. 2020/338 K. 05.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1679 Esas
KARAR NO: 2020/338 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEME: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİH: 10/04/2018
DOSYA NUMARASI: 2016/470 Esas 2018/285 Karar
DAVA: Tazminat
KARAR TARİHİ: 05/03/2020
İlk Derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkil şirket ile davalı sigorta şirketi arasında 27/07/2015 tanzim tarihli … nolu yıllık nakliyat emtea sigortası abonman sözleşmesi ve teminat limitinin araç başına 300.000,00 TL’ye çıkartılmasını öngören 26/08/2015 tanzim tarihli … nolu zeyilnamesi düzenlendiğini, sigorta ettiren davacı müvekkili şirkete ait (… plakalı tır ve … plakalı dorsesinden ibaret) … satış tırı 17.10.2015 tarihinde saat 01:30 civarında, her zamanki gibi perakende satış yapacağı TT Arena Stadyumu karşısındaki … otopark alanına park edildiğini, müvekkili şirkete ait bahse konu satış tırının dorsesindeki yaklaşık 300.000,00 TL değerindeki ticari ürünün ve yazar kasadaki 2.000,00 TL nakit paranın kimliği belirsiz kişilerce kamera kayıtlarına göre saat 05:30 sıralarında dorsedeki kilit sistemi ve ek asma kilit kırılarak hırsızlanmak sureti ile çalındığını ayrıca dorsedeki kilit sistemi, stand malzemeleri, raf ve aksesuarlara hasar verilmiş olduğunu olay günü 11:00 sıralarında araç yanına gelen şirket çalışanlarınca tespit edilir edilmez derhal polise haber verildiğini, bu sebeplerle 17.10.2015 tarihinde sigortalı davacı müvekkili şirkete ait … plakalı … satış tırının … plakalı dorsesinden 315.718,71 TL değerinde 5423 adet ticari ürünün ve yazarkasada bulunan 2.000,00 TL nakit paranın hırsızlık neticesinde çalışması ve dorsedeki kilit sistemi, stand malzemeleri, raf, mobilya ve diğer aksesuarlara ezilme, eğilme, kırılma şeklinde 4.602,00 TL tutarında zarar verilmesi nedeniyle meydana gelen toplam 322.320,71 tutarındaki maddi zararın poliçe teminat limiti olan 300.000,00 TL lik kısmının rizikonun gerçekleşme tarihi olan 17.10.2015 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden alınarak davacı müvekkili şirkete ödenmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı şirkete tahmiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının talebinin sigorta poliçesi teminat kapsamı dışında olduğunu, … numaralı Yıllık Nakliyat Emtea Sigortası Abonman Sözleşmesine ilişkin hırsızlık hasarı poliçe teminat kapsamında bulunmamakta olduğunu, sigortalı malların içinde bulunduğu aracın geceleyin korunaksız-güvenliksiz ve işlek olmayan “yol kenarında” park edilmişken hırsızlık yapıldığını, hasar dosyası sebebiyle yapılan incelemede, 17.10.2015 günü saat sabaha karşı TT Arena Stadyumu karşısında bulunan … girişinin yanına gözetimsiz ve korunaksız ve işlek olmayan yol kenarında park halindeki …/ … plakalı … mağaza tırında, kimliği meçhul şahıs veya şahısların hırsızlık hadisesini gerçekleştirerek içerisinde bulunan emteaları çaldıkları tespit edildiğini, davacı aracı “ıssız” yol kenarına park edilmiş olduğunu, hırsızlığın meydana geldiği mahalın otopark içi olmadığını, yol kenarında, çevresinde bina ve insan bulunmayan ıssız bir bölge olduğunu, abonman sözleşmesi gereği her bir hasar ve olayda 2.500,00 TL tenzili muafiyet uygulamasının mevcut olduğunu, müvekkili şirket hakkındaki davanın reddine, red sebebiyle davacı taraf aleyhine masraf ve vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi 10/04/2018 tarih ve 2016/470 Esas, 2018/285 Karar sayılı kararında; “…Dava konusu olayda ayrıca yükün taşıyıcısı da sigortalının kendisidir. ICC (A) 1.1.82 Enstitü yük klozları yük sahibine verilen teminatları düzenlemekte olup, taşıyıcı ve yükün saklanmak ya da korunmak üzere bırakıldığı diğer kişiler yararına kullanılamaz. Buna karşın yukarıda belirtilen 11. maddedeki özel şart sigortalı tarafından taşımanın yapılması halinde taşıyıcıya hangi hallerde teminat verildiğini göstermektedir ve taşımaların sigortalıya ait araçlar ile yapılması halini düzenleyen özel nitelikteki bu şartın, TTK’nın 1425. maddesi ile taraflara tanınan hak da dikkate alınarak öncelikle uygulanması da gerekmektedir. Boyut ve dizayn şekli ile dikkat çekici nitelikte bulunan ve lisanslı ürünlerin bulunduğu Tırın ve bu haliyle geceleyin ve tüm gece boyu sürecek şekilde, yukarıda özellikleri belirtilen uygun olmayan bir “cep otoparkına” bırakılmış vaziyette terk edilmesi karşısında anılan özel şartta dikkate alınarak hasarın teminat kapsamında bulunmadığı kanaatine varılmıştır…”gerekçesi ile; ”Yerinde görülmeyen davanın reddine,” karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Dosyadaki iki bilirkişi raporunda birbiri ile zıt görüş bildirilmesine rağmen yerel mahkemece raporlar arasındaki çelişki giderilmeden, hangi raporun hangi sebeple üstün tutulduğu açıklanmadan karar verilmesinin ve 18.12.2017 tarihli bilirkişi heyeti raporunda (çoğunluk görüşü) dava dilekçesi ekinde sunulan iki ayrı uzman mütalaası ile aynı yönde mütalaa bildirilmesine rağmen yasal ve yeterli olmayan gerekçeyle davanın reddine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu Gerekçede müvekkili lehine ve aleyhine dosyada mübrez bilirkişi raporlarına yer verilmesi, bilirkişi raporları arasındaki çelişkilerin gerekçeli kararda açıklanması ve tartışılması, hangi bilirkişi raporuna neden üstünlük sağlandığının belirtilmesi, lehe ve aleyhe olan hususların açıklığa kavuşturulması, bu şekilde bilirkişi raporları arasındaki çelişkiler giderildikten sonra hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden yerel mahkemece eksik ve hatalı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, (T.C. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2016/12158 E. 2018/2066 K. 19.3.2018) Yerel mahkemenin gece park halinde en geniş teminatın geçerli olacağını düzenleyen poliçenin 2. sayfasının teminat bölümündeki hükmü göz ardı edip “olayda asla uygulanma imkanı olmayan” poliçenin 11. maddesini dayanak göstererek davanın reddine karar vermesinin hukuka aykırı olduğunu, Sigorta ettiren davacı müvekkili şirket ile davalı sigorta şirketi arasında düzenlenen sigorta poliçesinin 2. sayfasının teminat bölümündeki; “Araçların yol almaları ve gece park etmeleri esnasında ıcc (a) (1.1.82) şartları geçerlidir.” hükmü gereğince araçların yol almaları ve gece park etmeleri esnasında ICC (A) (1.1.82) “ALL RİSK” şartları, yani sigortacı açısından en geniş sigorta yükümlülüklerinin geçerli olduğunu, yine sigorta poliçesinin diğer hususlar 12. maddesine göre; “kırma, delme, yıkma, devirme ve zorlamayla” gerçekleşen hırsızlıkların teminat altına alındığını, Dava konusu olayda ise sigorta ettiren müvekkili şirkete ait (… plakalı tır ve … plakalı dorsesinden ibaret) … satış tırı 17.10.2015 tarihinde (Galatasaray- Gençler Birliği maçı öncesi) her zamanki gibi perakende satış yapacağı yere, TT Arena stadyumu karşısındaki ışıklandırılmış ve çevresinde mobese kamera sistemi mevcut olan … otopark alanına, kapı, camları ve ticari ürünlerin bulunduğu dorsesinin kapağı kapatıldığını ve kilitli vaziyette, saat 01.30 civarında, gece vakti park edildiğini, dolayısıyla davacı müvekkili şirketin poliçe şartlarına ve iyi niyet prensiplerine aykırı bir davranışta bulunmadığını, sigorta poliçesi kapsamında üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirdiği, meydana gelen zarar/ ziyan tutarının poliçe özel şartları ve ICC (A) kloz hükümlerine göre sigorta poliçesi kapsamında olduğunu, davalı sigorta şirketince tazmininin gerektiğinin açık olduğunu, Yerel mahkemenin ise davanın reddine ilişkin gerekçesini sigorta poliçesinin 11. maddesine dayandırdığını, oysa poliçenin 11. maddesi dava konusu olaya uygulanmaya asla elverişli bulunmadığını, Bir bilirkişi heyeti raporu ve iki uzman mütalaası da varken, yerel mahkemece davanın kabulü yerine yanılgılı ve zorlama yorumla dava konusu olay ile alakasız sigorta poliçesinin 11. maddesine dayalı olarak reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, ( Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/2302 E. 2017/10607 K. 16.11.2017) Davacı müvekkili şirketin satış tırını “tenha bir yere bıraktığı için kusurlu olduğu” seklindeki gerekçe dosya kapsamı ile örtüşmediğini, Davacı müvekkili şirketin, tır dorsesindeki ürünlerin kolayca çalınmasına imkan yaratmadığını ve sigorta poliçesi anlamında üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirdiğini, meydana gelen zararın davalı şirket tarafından tanzim edilen 27.07.2015 tarihli … numaralı yıllık nakliyat emtea sigortası abonman sözleşmesi (sigorta poliçesi) ve 26.08.2015 tanzim tarihli 3401.03637370.0001 no.lu zeyilnamesi kapsamında davalı sigorta şirketince tazmininin gerektiğinin açık olduğunu, ( Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2012/7298 E. 2012/8165 K. 26.06.2012 ) İleri sürerek, istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davacı müvekkili şirketin davasının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, nakliyat emtia emtia sigorta poliçesine dayalı tazminat istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davalı … SİGORTA AŞ. hırsızlık olayının yaşandığı davacıya ait aracın nakliyat emtia emtia sigorta sorumluluk sigortacısıdır. Bu nedenle davalı sigorta şirketinin poliçeden dolayı sorumluluğu poliçe özel ve genel koşullarına göre belirlenmelidir. Somut olayda, davacı şirkette satış elemanı olarak çalışan …, … ve satış müdürü olarak çalışan …ların Maslak Ş.M.A. Polis Merkezi Amirliğinde verdikleri ifadelere göre, 17/10/2015 tarihinde İstanbul Seyrantepe Türk Telekom Arena Stadında oynanacak olan Galatasaray-Gençlerbirliği maçında perakende satış yapmak üzere, … A.Ş’den satın alınan 10.168 adet lisanslı Galatasaray Spor Kulubü ürünleri yüklü bulunan ve …’a ait, Arena karşısındaki Seyrantepe Katlı Otoparkı’na parkedilemeyen …-… plakalı kapalı kasa Tırı 17/10/2015 günü saat 01.30 sıralarında TT Arena karşısı … girişinin yanına park edip ayrıldıkları, olay yeri inceleme tutanağı ve kamera kayıtlarına göre park edilen yerin etrafı çevrili olmayan yeterli ışıklandırması bulunmayan, 24 saat güvenliğin ve gece bekçisi olmayan, maç saatleri dışında görevli bulunmayan, giriş ve çıkışları kontrol altında olmayıp maç günü haricinde de tenha olan karayolu kenarında ve … Katlı Otoparkı’na yaklaşıp 100 metre mesafede bir “cep otoparkı olduğu, mahkemece yazılan müzekkere üzerine ….’dan gelen 06/12/2016 tarihli cevabi yazıya göre davacı şirkete ait … plakalı tır ve … Plakalı … tırının şirket kayıtlarında Seyrantepe Katlı (Arena Karşısı) otoparkına park etmediğinin tespit edildiğinin bildirildiği, davacı tarafça sunulan ve … tarafından kesilen fatura muhteviyatına göre organizasyon için alan tahsis bedeli olarak kesildiği, otopark park ücreti için kesilmediğinin anlaşıldığı ve görüntü inceleme tutunaklarından anlaşıldığı üzere sabaha karşı 05.16 sıralarında plakası tespit edilemeyen beyaz renkli Ford Transit marka olduğu tahmin edilen bir aracın gelerek beklemeye başladığı ve ilerleyen dakikalarda da Tırın arka kapısı zorlanmak suretiyle açıldığı, şahısların tır içerisindeki malzemeleri kendi araçlarına yükleyerek olay yerinde ayrılıp FSM Köprüsü istikametine doğru gittikleri, hırsızlık olayı sonucunda toplam 5.371 adet ve 313.811,96 TL tutarında lisanslı ürünün çalındığı anlaşılmaktadır. Davacı vekilince dosyada alınan iki bilirkişi raporunda birbiri ile zıt görüş bildirilmesine rağmen, raporlar arası çelişki giderilmeden veya hangi gerekçe ile hangi rapora üstünlük tanındığı belirtilmeden karar karar verilmiş olması istinaf nedeni yapılmıştır. HMK 282 maddesindeki “Hakim bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir” yasal düzenleme de gözetildiğinde uyuşmalığın sigorta poliçesi şartları yönünden rizikonun poliçe şartları dahilinde kalıp kalmadığı yönüyle sonuçlandırıldığı gözetildiğinde davacı vekilinin bu yöndeki istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. Somut olaya gelindiğinde uyuşmazlık, poliçedeki 11 maddedeki özel şart ile poliçe genel şartlarının ICC (A) (1.1.82) klozunda belirtilen teminatin somut olayda mevcut olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Davacı vekilinin mahkemenin kabulüne yönelik istinaf sebebi incelendiğinde, Poliçenin Teminat başlıklı genel bölümünde, araçların yol almaları ve gece park etmeleri sırasında ICC (A) (1.1.82) şartları geçerli olduğu, bu kloz teminatına sahip poliçelerin 4 istisna maddesi (madde 4,5,6,7) haricinde sigorta edilen şeyin her türlü riziko nedeniyle uğrayacağı ziya ve hasarı kapsayacağı ve hırsızlığın 4 istisna içinde olmadığı anlaşılmıştır.Sözleşmenin 12 MADDESİNDE; ”Sigortalı kıymetlerde hırsızlık hasarında aşağıda sıralanan hususlar doğrultusunda, doğrudan meydana gelen maddi kayıp ve zararlar,teminat altına alınmıştır. 1-Kırma, delme, yıkma, devirme ve zorlamayla,” hükmünü içermekte bu yöntemle yapılan hırsızlıkların teminat kapsamında olduğu belirtilmiştir. Ayrıca diğer hususlar başlıklı 11. Maddesinde; ”taşımaların sigortalıya ait araçlarla yapılması halinde, sevkiyat sırasında zorunlu hallerde konaklama yapılması veya kısa süreli mola verilmesi durumunda, nakil aracını konaklama/mola yerinin gözetimli otoparkına veya emniyetli, sürekli gözetim altında tutulan bir alana park edilmesi ve aracın kısa süreli terk edilmesi durumunda dahi hırsızlığı önlemek açısından tüm tedbirlerin alınması -araç kapı ve camları ve/veya yükün bulunduğu konteynerin kapalı ve kilitli olması- zorunludur, aksi takdirde meydana gelecek hırsızlık rizikosunun teminat kapsamı dışında olduğu,” belirtilmiştir. Bu durumda, Park yerinin korunaksız, güvenliksiz ve işlek olmayan yol kenarı olup davacının kusur durumu ve sözleşmenin diğer hususlar başlıklı 11 maddesindeki teminat şartlarına göre teminata girmediği ve davalı Sigorta Şirketi’nin sorumluluğuna gidilemeyeceğinden, ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olup, kamu düzenine de aykırı olmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 98,10.TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40.TL istinaf karar harcından, istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 35,90.TL harcın mahsubu ile bakiye 18,50.TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa, karar kesinleştiğinde ve talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’ nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 05/03/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.