Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/1675 E. 2020/361 K. 12.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1675 Esas
KARAR NO : 2020/361 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEME : İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/10/2016
DOSYA NUMARASI : 2016/377 Esas – 2016/727 Karar
DAVA: Şirketin İhyası
KARAR TARİHİ : 12/03/2020
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, … San. ve Tic. A.Ş’nin İstanbul Ticaret Sicili müdürlüğünün … sicilinde kayıtlı olup, şirketin 14/08/2002 tarihinde İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünde tasfiyeye girdiğini ve tasfiye işlemlerinin ticaret siciline tescil edildiğini, yasal 1 yıllık süre geçtikten sonra şirket kaydının 04/06/2012 tarihinde silindiğini, şirketin 29/12/2003 tarihinden beri İstanbul 8 . İş Mahkemesi’nin 2011/909 esas numarası ile devam eden iş davası olduğunu, ancak sicilden terkin edilmiş olması nedeni ile 8. İş Mahkemesince şirketin ihyası için süre verildiğini belirterek İstanbul Ticaret Sicili Müdürlüğünün … sicilinde kayıtlı …San. ve Tic. A.Ş unvanlı şirketin tüzel kişiliğinin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesi ile, davacının, müvekkili şirkette 01/10/1995-31/05/1996 ile 01/07/1997-31/05/1998 tarihleri araında çalıştığını, bu süre dışında bir çalışmışlığı olmadığını, …. AŞ nin tasfiyesinden sonra ortakların ve şirket temsilcisinin her birinin yollarını ayırıp kendilerine göre yeni bir yaşam kurduklarını, şirketin ihyasına karar verilmesi durumunda bu insanları yeniden bir araya getirip ticari faaliyette bulunmalarını sağlamanın fiilen mümkün olmayacağını hiçbir faaliyeti olmayacak bir şirketin ihyasana karar vermenin kağıt üzerinde bir sanal kişilik yaratmaktan başka hiçbir fayda sağlamayacağını belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı Tic. Sic. Md. vekili cevap dilekçesi ile, müvekkili sicil müdürlüğünün davaya konu olayın cerayan ettiği dönemde yürürlükte bulunan 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu m.34 ve Ticaret sicil Tüzüğü m.28 hükümleri çerçevesinde işlem yaptığını, tasfiye sürecinde yetki ve sorumululuğun tasfiye memurunda olduğunu, müvekkilinin davanın açılmasına sebep olmadığını bu nedenle yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağını belirterek müvekkili yönünden davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 05/10/2019 tarih 2016/377 Esas 2016/727 Karar sayılı kararında;”…Ticaret Sicil Md.’ den gelen dava dışı … AŞ nin sicil kayıtlarının olduğu CD nin açılımı ile şirketin tüm safahat boyunca almış olduğu kararlar ve tasfiye ile tasfiye sonucu tasfiye memuru olarak davalı …’in atandığına ilişkin belgelerin çıkarıldığı, İstanbul 8. İş Mahkemesinin 2003/1059 E. 2009/981 K. sayılı kararın, davanın davalısı şirketin temyizi üzerine bozulması sonrası davanın aynı mahkemede 2011/909 E. ta halen derdest olup, 26/11/2015 tarihli ara kararı ile davacıya dava dışı …. A.Ş.’nin ihyası için verilen ara karar uyarınca bu davanın açıldığı, İstanbul 8. İş Mahkemesinde bozma sonrası 2011/909 E. ta görülen davada taraf teşkilinin sağlanması ve davanın görülmesini temin bakımından dosyaya sunulan belgelere göre davanın TTK 547 md. uyarınca kabulü ile İstanbul Ticaret Sicil Md. de 201483 noda sicile kayıtlı “Tasfiye Halinde … San. ve Tic. AŞ” nin tasfiye ile kapatılmış olan sicil kaydının İstanbul 8. İş Mahkemesi 2011/909 E. sayılı dava ve davada verilecek infaz işlemleri ile sınırlı olmak üzere ihyası ile şirketin ticaret siciline yeniden tesciline, ek tasfiye işlemlerinin daha önce tasfiye memuru olarak atanmış davalı … tarafından yürütülmesine ve tasfiye bitinciye kadar tasfiye memurunun görevine devam etmesine karar verilmesi gerektiği …”gerekçesi ile, 1-Davanın TTK 547 md. uyarınca KABULÜ İLE İst. Tic. Sic. Md. de 201483 noda sicile kayıtlı “TASFİYE HALİNDE … SAN. VE TİC. AŞ” nin tasfiye ile kapatılmış olan sicil kaydının İstanbul 8. İş Mahkemesi 2011/909 E. sayılı dava ve davada verilecek infaz işlemleri ile sınırlı olmak üzere İHYASI ile şirketin ticaret siciline yeniden TESCİLİNE, 2-Ek tasfiye işlemlerinin daha önce tasfiye memuru olarak atanmış davalı … tarafından yürütülmesine ve tasfiye bitinciye kadar tasfiye memurunun görevine devam etmesine, karar verilmiş ve karara karşı davalı tasfiye memuru vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … vekili istinaf dilekçesi ile, Davacı tarafın İstanbul 8. İş Mahkemesi’nde hizmet tespiti davası açtığını, 01/10/1992 tarihinden 31/05/1998 tarihine kadar … Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi’nde çalıştığını iddia ettiğini, fakat çalıştığı şirketin adını bilmediğini, dava dilekçesi incelendiğinde davacının çalıştığı şirketin ismini bilmediği için “684041 işyeri sicil numaralı işveren (İşverenin ünvanı ve açık adresi SSK’dan öğrenilip tebligat yapılacağını) diyerek davanın açıldığını, bu davanın 29/12/2003 günü açılmış olmasına rağmen 684041 işyeri sicil numaralı işyerinin … Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi olduğunu 4 yıl sonra 2007 tarihinde SSK’dan öğrenildiğini, bu durumun bile davacının davasında haksız olduğunu gösterdiğini, davacının …Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketinde çalıştığı sürenin 01/10/1995 – 31/05/1996 ile 01/07/1997 – 31/05/1998 tarihleri arasında olduğunu, bu süre dışında davacının … Ticaret Anonim Şirketinde çalışmışlığının bulunmadığını,. …Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi’nin tasfiyesinden sonra ortakların ve şirket temsilcilerin her birinin yollarını ayırdığını, şirketin ihyasına karar verilmesi durumunda bu kişileri bir araya getirip ticari faaliyette bulunmalarını sağlamanın fiilen mümkün olmadığını, ticari faaliyeti olmayacak bir şirketin ihyasına karar vermenin kağıt üzerinde bir sanal tüzel kişilik oluşturmaktan başka hiçbir fayda sağlamayacağını, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasını ve yeniden yargılama yapılarak talep doğrultusunda ‘davanın reddine’ karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, ticaret sicilinden tasfiye nedeniyle terkin edilmiş şirketin ihyası (ek tasfiye nedeniyle tescil) davasıdır. Davacı tarafından açılan dava; 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 547. maddesinde düzenlenen ek tasfiye istemine ilişkindir. İş mahkemesindeki dava tarihine göre şirket tasfiye olmadan önce açılan iş davası dikkate alınmadan tasfiye sonuçlandırılmıştır. Belirtilen yasa maddesinde açıkça düzenlendiği üzere; tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa davaya dayanak olan işlemlerin sonuçlandırılmasına münhasır olarak şirketin yeniden tescili talebi ile işbu davanın açılıp görülmesi mümkündür. Somut olayda davacı ile ihyası talep edilen şirketin taraf olduğu, açılıp devam eden İş Mahkemesi’ ndeki dosyanın görülüp sonuçlandırılması için terkin edilmiş şirketin yeniden tescili zorunludur. Davacının açtığı dava sonucunda davanın kabulüne karar verildiği taktirde tasfiye işlemlerinin eksiksiz olarak tamamlandığından bahsedilemeyecektir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2015/1277 E.) Bu itibarla davalı vekilinin istinaf nedeni yerinde değildir.İlk derece mahkemesi hüküm ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden davalı tasfiye memuru vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı tasfiye memurunun istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 98,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40.TL istinaf karar harcından istinaf eden tarafından istinaf aşamasında yatırılan 35,90.TL harcın mahsubu ile bakiye 18,50.TL’nin istinaf eden davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 12/03/2020 tarihinde HMK’ nın 362/1-ç (YHGK.nun 13/12/2018 tarih ve 2017/11-2924 Esas – 2018/1935 Karar) maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.