Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/1673 E. 2020/337 K. 05.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1673 Esas
KARAR NO: 2020/337 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEME: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİH: 31/10/2017
DOSYA NUMARASI: 2016/678 Esas 2017/924 Karar
DAVA: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 05/03/2020
İlk Derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilİ şirketin, yıllardır kendi sektöründe faaliyet gösteren, köklü ve saygın bir şirket olduğunu, davalı şirketin borcu nedeniyle İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … E.sayılı dosyası üzerinden icra takibi yapıldığını, davalı vekili tarafından haksız ve kötüniyetli olarak itiraz edildiğini, tarafların ticari defter ve kayıtları incelendiğinde oraya çıkacağı üzere, davalı-borçlunun 10.07.2015 t.li cari hesap doğrultusunda müvekkili şirkete 50.941,35-TL borcu bulunduğunu, davalı-borçlu, tamamen haksız ve kötüniyetle, müvekkilinin alacağına kavuşmasını geciktirme maksadıyla takibe itiraz ettiğini, ayrıca davalı vekilinin takibe itiraz dilekçesinde faiz itirazında bulunulmuş olup, hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, zira müvekkilinin tamamen iyiniyetle hareket ederek, takip tarihinde kadar faiz talep etmemiş, takip tarihinden itibaren de reeskont avans faizi işletildiğini, talep edilen faiz oranının hukuka uygun olduğunu, davalının tüm itirazları haksız ve kötüniyetli olduğunu, davalı-borçlunun borca, faize ve tüm ferilerine ilişkin itirazı, açıkça haksız, kötüniyetli ve hukuki dayanaktan yoksun olduğundan, davaya konu icra dosyasında vaki itirazın iptali ile takibin devamına ve %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. Davalıya dava dilekçesinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen, davaya cevap vermediği anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi 31/10/2017 tarih ve 2016/678 Esas – 2017/924 Karar sayılı kararında; “… Her ne kadar davacı tarafça iş bu davada cari hesap alacağının tahsili nedeniyle davalı aleyhine başlatılan icra takibine davalının itirazının iptali ile icra inkar tazminatı talep edilmişse de; İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/167 Esas sayılı dosyasında davacı tarafından iflasın ertelenmesi davası açıldığı, 15.02.2016 tarihinde davacı hakkında yeni icra takibi başlatılmasının ihtiyati tedbir kararı ile önlenmesine karar verildiği, Mahkememiz dosyasında itirazın iptali davasına konu İstanbul …icra müdürlüğünün … Esas sayılı icra takibinin ihtiyati tedbir kararından sonra 24.05.2016 tarihinde başlatılmış olduğu anlaşılmakla, davanın reddine karar vermek gerekmiş…”gerekçesi ile; ”Davanın REDDİNE, Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereği hesap ve takdir olunan 5.953,55 TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine, ” karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, kararın istinaf yoluyla kaldırılması ve maktu vekalet ücretine hükmedilmesinin gerektiğini, AAÜT madde 7/2 ‘ye göre; “Davanın dinlenebilmesi için kanunlarda öngörülen ön şartın yerine getirilmemiş olması ve husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde, davanın görüldüğü mahkemeye göre Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı miktarları geçmemek üzere üçüncü kısımda yazılı avukatlık ücretine hükmolunur.” Dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi halinde nisbi vekalet ücretine değil, maktu vekalet ücretine hükmedilmesinin gerektiğini, (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E. 2013/19-587 K. 2014/125 T. 19.2.2014 ) Dava şartı yokluğundan reddedilen dava, noksan dava şartı tamamlandıktan sonra yeniden açılabilir ve davalı bu yeni davaya karşı kesin hüküm ( m. 427 ) itirazında bulunamayacağını, çünkü ilk karar, davanın esası hakkında verilmiş olmayıp, yalnız belli bir dava şartının yokluğuna ilişkin olduğunu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ( HMK )’nun 114/h maddesinde, hukuki yarar açıkça dava şartları içerisinde sayıldığını, Avukatlık ücreti tarifesi 7/2 maddesi hükmü gereğince;” konusu para veya para ile değerlendirilmesi mümkün bulunan bir şey olan davanın dava şartlarından birinin bulunmaması ( noksan olması ) nedeniyle usulden reddine ilişkin kararda, vekalet ücreti nispi tarifeye göre takdir edilir; ancak, bu nispi vekalet ücretinin miktarı, maktu vekalet ücretini geçemez.” Dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar veren yerel mahkemenin nisbi vekalet ücreti yerine maktu vekalet ücretine hükmetmesinin gerektiğini, bu nedenle yerel mahkeme kararının istinaf incelemesi sonucu kaldırılmasını ve maktu vekalet ücretine hükmedilmesini talep ettiğini, İleri sürerek, istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının yapılacak istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, talepleri doğrultusunda maktu vekalet ücretine hükmedilmesine, tehiri icra kararı verilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, açık hesap ticari ilişkiden kaynaklı bakiye alacağın tahsili için yapılan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır. Mahkemece, Davanın reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Uyuşmazlık, mahkemece davalı lehine hükmedilen vekalet ücretinin yerinde olup olmadığı noktasındadır. Bir davanın itirazın iptâli davası olarak nitelendirilebilmesi ve davaya itirazın iptali davası olarak devam edilebilmesi için, borçlu davalı hakkında geçerli bir icra takibinin bulunması ön koşul olup HMK 114/2.maddesine göre bir dava şartıdır. Somut davada, ilk derece mahkemesince, İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/167 Esas sayılı dosyasında görülmekte olan iflasın Ertelenmesi davasında verilen 15/02/2016 tarihli tedbir kararına aykırı olarak ve anılan tedbir kararından sonra davaya konu icra takibinin 24/05/2016 tarihinde başlatıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği görülmüştür. İtirazın iptali davalarında geçerli bir icra takibinin bulunması dava şartı olduğuna göre, dava şartı yokluğundan reddedilen işbu davada karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’nin 7/2 maddesindeki ”Davanın dinlenebilmesi için kanunlarda öngörülen ön şartın yerine getirilmemiş olması ve husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde, davanın görüldüğü mahkemeye göre Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı miktarları geçmemek üzere üçüncü kısımda yazılı avukatlık ücretine hükmolunur,” düzenlemesi uyarınca kendisini vekil ile temsil ettirdiği anlaşılan davalı lehine maktu vekalet ücretine hükmetmek gerekirken, anılan husus nazara alınmaksızın yazılı şekilde vekalet ücreti takdiri doğru görülmemiş ve davacı vekilinin istinaf sebebi yerinde görülmüştür.(Benzer mahiyette Yargıtay 11 HD.nin 2016/12132 Esas, 2016/8844 Karar) Sonuç itibariyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkeme kararının vekalet ücreti yönünden HMK 353/1-b2 maddesi uyarınca kaldırılmasına, dairemizce yeniden esas hakkında hüküm kurularak; davanın, dava şartı yokluğundan usulden reddine, davalı yararına AAÜT 7/2 maddesi gereğince tarife hükümlerine göre maktu vekalet ücretine hükmedilmesine dair karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 31/10/2017 tarih ve 2016/678 Esas, 2017/924 Karar sayılı kararının HMK 353/1-b2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA ve dairemizce yeniden esas hakkında hüküm kurularak; 1-Davanın 6100 Sayılı HMK.’nın 114/2 ve 115. maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN: 2-Karar tarihinde yürürlükte olan Harçlar Kanununa göre ilk derece mahkemesi yönünden alınması gereken 54,40 TL harcın, davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 615,25 TL harçtan mahsubu ile bakiye 560,85 TL’ nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, 3-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden dairemiz karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T.’ nin 7/2. fıkrası uyarınca 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 5-Bakiye gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine,
İSTİNAF YÖNÜNDEN : 6-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 35,90 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine, 7-Davacı tarafından sarf edilen 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 24,00 TL dosyanın istinafa gidiş dönüş gideri olmak üzere toplam: 122,10 TL’ nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 8-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 9-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 05/03/2020 tarihinde HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.