Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/1665 E. 2019/57 K. 16.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1665 Esas
KARAR NO : 2019/57 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2018/509 Esas
TARİH : 09/07/2018 (Ara Karar)
DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) – İhtiyati Tedbir Talebi
KARAR TARİHİ: 16/01/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile, davalı şirketin 15.03.2018 tarihli , 2018-02 karar sayılı hisse devirlerine ve 21.03.2018 tarihli, 2018/02 karar sayılı sermaye artırımına ilişkin Genel Kurul Kararlarının iptali, bu mümkün olmadığı takdirde müvekkilinin geçmişe etkili olarak toplantı tarihindeki şartlarla rüçhan hakkının kullandırılması, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla, yoksun kalınan kâr ile müspet, menfi zararlarının HMK 107. Maddesine göre belirsiz alacak olarak tespiti ile şimdilik 5000 TL maddi tazminatın avans faiziyle davalıdan tahsili ve TTK 61. mad uyarınca iptali talep edilen Genel Kurul Kararlarının icrasının dava kesinleşinceye kadar geri bırakılması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davacı tarafça ihtiyati tedbir kararı verilmesi talep edilmişse de davanın neticesi olan bir hususta ihtiyati tedbir kararı verilmesinin hukuka aykırı olacağını, ihtiyati tedbir kararı verilmesinin müvekkili şirket için telafisi mümkün olmayan zararlar vereceğini belirterek davanın ve ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
İlk Derece Mahkemesi 09/07/2018 tarih 2018/509 Esas sayılı ara kararında;
“Dava, davalı şirketin 15.03.2018 tarihli 2018/02 karar sayılı hisse devirleri ve 21/03/2018 tarihli 2018/02 karar sayılı sermaye arttırımına ilişkin genel kurul kararlarının iptali, olmadığı takdirde geçmişe yönelik toplantı tarihindeki şartlarla davacıya rüçhan hakkının kullandırılması ile 5.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
TTK 449. Madde hükmü Genel Kurul Kararlarının geri bırakılmasını düzenlemiş bulunmaktadır. Herşeyden önce genel kurul kararı aleyhine öncelikle iptal yada butlan davası açılması gerekir ki genel kurul kararının uygulanmasının geri bırakılmasına karar verilebilsin. Talep tehiri icra biçiminde olup ihtiyati tedbir niteliğini taşıdığından, TTK 449. Madde hükmünün HMK 389 ve 390. Maddeleri ile bir bütün olarak değerlendirilmesi gerekir. HMK 390/3 maddesinde; “Tedbir talep eden taraf dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır. ” hükmü yer almaktadır. Dosya kapsamı itibari ile henüz HMK 390/3 maddesindeki yaklaşık ispata ilişkin yasal koşul oluşmadığı…”gerekçesi ile,
Davacı tarafın davaya konu genel kurul kararlarının yürütülmesinin durdurulmasına ilişkin ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, Davalı şirket ortağı ve yetkilisi … ile müvekkilinin boşanma sürecinde olup …’un, boşanma davası öncesi müvekkilinin boşanmadan ve mal rejiminin tasfiyesinden doğacak yasal alacaklarını azaltmak, yok etmek, aynı zamanda şirketteki hak ve yetkilerini kısıtlamak, müvekkilini zarara uğratmak kastıyla, ilk olarak 15.03.2018 tarihli 2018-01 Karar No’lu ortaklar kurulu kararı ile şirkette mevcut hisselerinin büyük çoğunluğunu kız kardeşi .. ve oğlu …’a devrettiğini, Söz konusu kararın müvekkilinin kardan pay alma, genel kurulda oy kullanma gibi mali ve idari haklarının gücünün azaltılması, zarara uğratılması amacıyla alındığı aşikar olup, bu hususun hisse devirlerinin müvekkilinin rüçhan hakkı engellenmek suretiyle gerçekleştirilmesinden ve hisselerin müvekkilinin boşanmak üzere olduğu eşinin yakınlarına muvazaalı devrinden de belli olduğunu, 21.03.2018 tarihli 2018-02 Karar No’lu karar ile de hisselerini usulsüz ve muvazaalı devrettiği yeni ortakları kız kardeşi ve önceki evliliğinden olma oğlu ile birlikte şirketin geçmiş yıl karlarının sermayeye ilave edilerek, şirket için gerekli olmamasına rağmen keyfi ve hukuka aykırı olarak sermaye artırımına karar verilmesinin sağlandığını, şirketin sermaye artırımına gidebilmesi için bir takım yasal koşulların oluşması gerektiğini, yasal koşullar oluşmamasına ve söz konusu Genel Kurul kararlarına ilişkin tutanaklara müvekkili ve diğer şirket ortağı rüçhan haklarını kullanmak istediklerinden bahisle şerh düşmüş olmalarına rağmen; müvekkilinin rüçhan hakkının hukuka aykırı olarak engellendiğini, Yine bu bağlamda aynı saikle daha önce ortaklar kurulu kararı ile 15 yıl için şirket müdürlüğüne atanan müvekkilinin 21.03.2018 tarihli 4790 sayılı Genel Kurul Kararı ile münferit ve müşterek olan tüm temsil ve ilzam yetkilerinin iptal edilerek tüm yetkiler münferit olarak …’ta bırakıldığını, Ayrıca, şirket yönetiminin, genel kurul tarihinden en az 15 gün önce, şirket merkezinde ve şubelerinde, bazı belgeleri hissedarların incelemesine hazır bulundurmak zorunda iken tam aksine müvekkilinin eşi ve şirket ortağı olan … tarafından, müvekkiline şirketten bilgi, belge ve para verilmemesi, şirkette kimsenin müvekkiliyle görüşmemesi, talimatlarına uyulmaması, kredi kartlarının ödenmemesine dair sözlü ve yazılı talimatlar verildiğini, …’un buna ilişkin el yazılı talimatının dosyada bulunduğunu, Davalı …’un, kendi ailesinden şahıslara hisselerini devretmek suretiyle, şirket için gerekli olmayan kararların alınmasını sağladığı ve yalnızca boşanma süreci sebebiyle eşi ve ortağı olan müvekkilini zarara uğratmak, şirketteki hak ve yetkilerini sınırlandırarak, şirketteki etkililiğini azaltmak saikiyle hareket ettiğini, …tarafından şirket çalışanlarına kendi el yazısı ile verilen talimatların bu hususun açık bir göstergesi olduğunu, İptal hakkının kanun tarafından azınlık pay sahiplerinin haklarının çoğunluk pay sahiplerinin haklarını kötüye kullanmalarına karşı başvurabilecekleri bir savunma mekanizması olarak verilmiş bir hak olduğunu, fakat iptal kararı verilinceye kadar müvekkilinin telafisi imkansız zararlara uğraması söz konusu olup bu sebeple … ve ailesi tarafından alınan kararlarının icrasının durdurularak, hukuka aykırı yeni kararlar alınmasının ve alınan kararlar çerçevesinde işlemler yapılmasının önüne geçilmesi için ivedilikle ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerektiğini, ilk derece mahkemesince ara kararda her ne kadar ihtiyati tedbir için gereken yaklaşık ispat koşulunun oluşmadığı belirtilmişse de; taraflarınca …’un müvekkilinin şirketteki hak ve yetkilerini kısıtlamak ve şirketten uzaklaştırmak, Genel Kurul kararlarının alınmasındaki etkinliğini azaltmak için gerçekleştirdiği işlemlere ilişkin pek çok delil gösterildiğini, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2013/1854 E. ve 2013/3274 K. sayılı ilamında “Somut uyuşmazlıkta karşı tarafın ihtiyati tedbir isteyen aleyhine yanlış veya yanıltıcı yayınlar yaptığı ileri sürüldüğüne ve bu hususta bir kısım deliller ibraz edildiğine göre mahkemece HMK’nın 389. vd. maddeleri uyarınca ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerekirken..” denmek suretiyle delil gösterilmiş olması durumunda ihtiyati tedbir kararı verilebileği ifade edildiğini, buna göre dosyaya sunulan gerek …’a ait talimat yazısı, gerek …’un hisselerini sebepsiz bir şekilde oğlu ve kız kardeşine devretmesi, gerekse müvekkilinin şirketteki tüm temsil ve ilzam yetkilerinin kaldırılması gibi hususlar …’un müvekkilini saf dışı ederek zarara uğratma kasıtının açık bir göstergesi olduğunu, İptali istenen 21.03.2018 tarihli hukuka aykırı sermaye artırım kararının süresi içinde tescil ve ilan edilmediğinden karşı tarafça dava tarihinden sonra işbu usulsüz ve hukuka aykırı kararın tavsiye niteliğinde olduğunun iddia edildiğini ve 21.06.2018 tarihinde 2018-02 Karar No’ lu karar ile yeni bir sermaye artırım kararı alındığını, işbu kararın da müvekkili tarafından onaylanmadığı ve tüm hakları saklı tutularak karara itiraz edildiğini, şirket tarafından müvekkilinin rüçhan hakları engellenmek suretiyle hukuka aykırı olarak Genel Kurul Kararı alınmasına ve bu kararların hukuka aykırı olarak uygulanmasına devam edildiğini,
Bu sebeple; söz konusu genel kurul kararlarının kanuna, esas sözleşmeye ve dürüstlük kurallarına aykırılığı sabit olduğu gibi, alınan kararların müvekkilini zarara uğratmak, ortaklıktaki kar, tasfiye payı ve oy oranlarını azaltmak amacıyla yapıldığı ve rüçhan haklarını da ihlal ettiğinden ivedilikle genel kurul kararlarının icrasının dava kesinleşinceye kadar durdurularak, hukuka aykırı yeni kararlar alınmasının ve alınan kararlar çerçevesinde işlemler yapılmasının önüne geçilmesi için ivedilikle ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerektiğini, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesinin 19/07/2018 tarihli ara kararının istinaf incelemesi sonucu kaldırılmasına, ivedilikle genel kurul kararlarının icrasının dava kesinleşinceye kadar geri bırakılması ve gerekli önlemlerin alınması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/509 Esas sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Talep genel kurul kararlarının iptali davasında dava sonuçlanıncaya kadar iptali talep edilen kararların yürütmesinin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesine ilişkindir.
TTK 449. maddesinde “Genel kurul kararı aleyhine iptal veya butlan davası açıldığı takdirde mahkeme, yönetim kurulu üyelerinin görüşünü aldıktan sonra, dava konusu kararın yürütülmesinin geri bırakılmasına karar verebilir.” hükmü düzenlenmiştir. Maddeye göre genel kurul kararı aleyhine iptal davası açılması halinde mahkemeye dava konusu kararın yürütmesinin geri bırakılması konusunda takdir hakkı verilmiştir.
İptali talep edilen genel kurul kararları şirket hisse devrinin onanmasına ilişkin karar ile sermaye arttırımına ve davacının şirket müdürlüğü yetkisine son verilmesine ilişkin kararlar olup, dava dilekçesine göre iptali talep edilen sermaye arttırımına ilişkin karar ticaret sicil gazetesinde yayınlanmamıştır. Mahkemece yönetim kurulunun görüşü alınarak ihtiyati tedbir talebinin reddine dair karar verilmiştir.
Uyuşmazlığı esastan çözecek olan ilk derece mahkemesinin takdirine göre, iddiaların yargılamaya gerektirmesi, mevcut delil durumu itibariyle yaklaşık ispat kuralının henüz gerçekleşmemiş olması dikkate alınarak; ihtiyati tedbir talebinin reddine yönelik karar ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 98,10.TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 44,40.TL istinaf karar harcından istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 35,90.TL harcın mahsubu ile bakiye 8,50.TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 16/01/2019 tarihinde HMK’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.