Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/166 E. 2018/991 K. 17.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/166 Esas
KARAR NO : 2018/991 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2016/701 Esas 2016/907 Karar
TARİH : 05/12/2016
DAVA : Kıymetli Evrak İptali (Çek İptali)
KARAR TARİHİ: 17/10/2018
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFIN İDDİASININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile, ..bank İznik Şubesine ait,… müvekkili lehine keşide edilmiş miktar kısmı boş olan çek yaprağının zayi olduğunu ve tüm aramalara rağmen bulunamadığını ileri sürerek, çek hakkında ödeme yasağı konulmasına ve iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
İlk Derece Mahkemesi 05/12/2016 tarih 2016/701 Esas 2016/907 sayılı kararında;
“Davacı şirket çekin hamilidir. Çek karnesi sahibi iptali istenen çeklerin keşidecisidir.
TTK’nın 730/20 maddesi yollamasıyla zayii nedeniyle iptal davalarında da uygulanacak olan 669. vd. maddeleri uyarınca; iptali istenen senedin çek vasfında olması gerektiği, aynı yasanın 692. maddesi uyarınca bir senedin çek vasfında olabilmesi için zorunlu unsurlardan birisinin de “muayyen bir bedelin ödenmesi için kayıtsız şartsız bir havale ile keşide tarihi” olduğudur.
Davacının ibraz ettiği çek fotokopisinde muayyen miktar, keşide yeri ile keşide tarihi yoktur. Bu durumda üzerinde meblağ yazmayan, keşide yeri ve keşide tarihi bulunmayan boş yapraklar çek vasfına sahip kambiyo senedi değildir dolayısıyla iptali mümkün olmayacaktır…”gerekçesi ile,
Davanın reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesi ile,
İlk derece mahkemesi kararının hukuka, yasaya ve içtihatlara aykırı olduğunu, kaldırılması gerektiğini,
Hukuki niteliği bir ödeme aracı olan çekin zıyai halinde, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 818. maddesinin 1. fıkrasının s bendinin yaptığı atıf nedeniyle uygulama alanı bulan ilgili kanunun 763. maddesindeki ‘’İradesi dışında poliçe elinden çıkan kişi, ödeme veya hamilin yerleşim yerindeki asliye ticaret mahkemesinden, muhatabın poliçeyi ödemekten menedilmesini isteyebilir.’’şeklindeki hükümden anlaşılacağı üzere, çek vasfını haiz olan kambiyo senetlerinin tedavüle çıkarılması mümkün olup zıyaı halinde iptali, yetkili ve görevli mahkemelerden istenebileceğini,
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2005/5775 E. ve 2006/6299 K. sayılı ilamındaki ‘’…TTK’nın 730/1-20 madde ve bendi yollamasıyla aynı kanunun 592. Madde hükmü uyarınca bir çekin kısmen doldurulmuş ya da sadece imzalanmış olması halinde, tedavüle çıkarılması mümkün ve geçerli olup, böyle bir çek için 669. vd. Maddeleri uyarınca iptali istenebilir…’’ şeklindeki ifadeden de anlaşılacağı üzere, yüksek mahkemenin ticari hayatın devamlılığı ve sürekliliğinin ayrılmaz bir parçası olan çekin, güvenilirliğini korumak adına kısmen doldurulmuş veya sadece imzalanmış halinin çek niteliğini ayakta tutarak iptal istemine konu olabileceği yönünde karar verdiğini, ancak ilk derece mahkemesinin, ilgili Yargıtay ilamında bahsi geçen çek ile örtüşen ve davaya konu edilen çekin iptaline ilişkin açılan davada, ‘’…üzerinde meblağ yazmayan, keşide yeri ve keşide tarihi bulunmayan boş yapraklar çek vasfına sahip kambiyo senedi değildir, dolayısıyla iptali mümkün olmayacaktır.’’ şeklinde yasayla ve yüksek mahkeme içtihatlarıyla bağdaşmayan bir karar verdiğini, çekin hukuki niteliğinin, kanuni tanımı ve yüksek mahkeme ilamları ışığında; ilk derece mahkemesinin işbu çekin çek vasfını haiz kambiyo senedi olmadığı ve bu nedenle iptalinin istenemeyeceği yönünde verdiği kararın hukuka aykırı olduğunu ve kararın kaldırılması gerektiğini, ayrıca mahkeme tarafından gerekli ilanlar yapılmış olduğundan başkaca bir araştırmaya gerek kalmadan davanın kabulü ve ilgili çekin iptali gerektiğini, ileri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulü ile dava konusu çekin zayi nedeniyle iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/701 Esas 2016/907 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dava zayi nedeniyle çek iptali davasıdır.
Mahkemece davacı tarafından ibraz edilen çek fotokopisinde muayyen miktar, keşide yeri ve keşide tarihi bulunmadığı, zorunlu unsurları bulunmayan boş çek yapraklarının çek vasfında olmayıp, kambiyo senedi olmadığı bu nedenle iptalinin istenemeyeceği belirterek davanın reddine karar verilmiştir.
Yargıtay 11. HD 2014/2204 E., 2014/8113 K sayılı kararında da belirtildiği üzere, TTK 818/1-c maddesi yollamasıyla çekler hakkında da uygulanacak olan aynı kanunun 680. maddesine göre çekin tamamen doldurulmamış olarak tedavüle çıkartılması olanağı mevcut olduğundan, 818/1-s maddesi yollamasıyla aynı kanunun 757 vd maddeleri uyarınca tamamıyla doldurulmamış olan çekler hakkında da zayi nedeniyle iptal talep edilebilecektir.
Somut olayda, lehdar davacı davaya konu çekin fotokopisini sunmuş olup, sunulan çek fotokopisine göre keşideci tarafından davacı lehine keşide edilen çekte miktar, keşide tarihi ve keşide yeri bölümleri yazılmamıştır. Davacı çekin zayi olduğunu belirtmektedir. Buna göre yetkili hamil olan davacı, keşideci tarafından imzalanmış, diğer kısımları boş olan çekin zayi nedeniyle iptalini talep edebilecektir. Mahkemece söz konusu çekin zorunlu unsurları bulunmadığından çek vasfında olmadığı, iptalinin istenemeyeceği yönündeki kararı hatalı olmuştur.
Dosyada yasal ilanlar yapılmış, çekin ibraz edilip edilmediği muhatap bankaya sorulmuş ise de dosya içinde muhatap banka cevabi yazısı bulunmamaktadır. Bu nedenle davaya konu çekin muhatap bankaya ibraz edilip edilmediği anlaşılamamaktadır.
Esasen hasımsız olarak açılan ve kesin hüküm niteliği de taşımayacak olan bu türden davalarda, davacının mahkemeye olumlu bir kanaat verecek kadar delil sunulmasını yeterli saymak gereklidir. Kaldı ki, dava sırasında yapılacak olan ilanlar sonucunda, hak sahipleri varsa ortaya çıkabilecek ve kendilerine karşı istirdat davası açılabilecek ya da hak sahipleri tarafından hasımlı olarak açılacak bir dava ile, çek iptali kararının iptali talep edilebilecektir. ( Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2014/1130-8954 E.K.sayılı kararı) Bu durumda mahkemece, somut uyuşmazlık yönünden davacı vekilince sunulan mevcut delillerin yeterli sayılarak, davacının işbu davayı açmasında yasal bir engelin bulunmadığı kabul edilmeli, çeklerin ibraz edilip edilmedikleri muhatap bankadan sorularak yasada belirtilen diğer gerekliliklerin yerine getirilmesinden sonra bir karar verilmesi gerekirken, davacı yanca sunulan uyumazlığa ilişkin deliller toplanmadan, davanın reddine karar verilmesi yerinde görülmemiştir.
HMK’nun 353/1-a-6 ncı maddesi uyarınca mahkemece, davanın esasıyla ilgili gösterilen delillerin hiç birinin toplanmaması veya değerlendirilmemesi halinde bölge adliye mahkemesince işin esası incelenmeden, mahkeme kararının kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için, dosyanın kararı veren mahkemeye veya yargı çevresi içindeki başka bir mahkemeye gönderilmesine duruşma yapılmaksızın kesin olarak karar verilir. Anılan yasal gereklilik karşısında, davaya konu çekin muhatap bankaya ibraz edilip edilmediği araştırılmadan karar verildiğinden yerel mahkeme kararının kaldırılarak, TTK’nun 818/s maddesi yollaması ile anılan yasanın 757 nci ve devamı maddeleri uyarınca işlem yapılarak delillerin toplanmasından sonra karar verilmesinin sağlanması amacıyla dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
1-İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/12/2016 tarih 2016/701 Esas 2016/907 Karar sayılı kararının HMK 353/1-a6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA ve dosyanın mahkemesine İADESİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf yönünden davacı tarafça yatırılan 98,10.TL başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 35,90.TL karar harcının talep halinde iadesine,
3-İstinaf yönünden yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansı olması halinde davacıya iadesine,
5-Kararın ilk derece mahkemesi tarafından davacı tarafa tebliğe gönderilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 17/10/2018 tarihinde HMK 353/1-a6 maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.