Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/1654 E. 2018/1344 K. 27.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1654
KARAR NO : 2018/1344
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME : İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
TALEP : İhtiyati Haciz Talebinin Reddi Kararının Kaldırılması ve İhtiyati Haciz Kararı Verilmesi
KARAR TARİHİ : 27/12/2018
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sırasında ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin verilen ara karara karşı, ihtiyati haciz talep eden davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla; dava dosyası dairemize gönderilmiş olup incelendi;
TARAFIN İDDİASININ ÖZETİ:
İhtiyati haciz talep eden davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının dava dışı …. Ltd Şti. nden alacağını tahsil edemediğini, davalılar ile belirtilen borçlu arasında organik bağ bulunduğunu, davalıların da bu borçlardan sorumlu olduklarını öne sürerek davalılar adına kayıtlı menkul, gayrimenkul mallar ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacakları üzerine alacak miktarı olan 87.157,73 TL kadar ihtiyati haciz karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesi 18/06/2018 tarihli ara kararı ile;
” Davacının ihtiyati haciz talebinin İİK 257 maddesinde belirtilen borçlunun yedindeki veya üçüncü şahıstaki alacağı olarak değerlendirilebilecek nitelikte olmadığı gibi, davacının bu iddiasını, İİK 89 maddesi kapsamında talep edebileceği, İİK 257 maddesi yönünden talebin yargılamayı gerektirdiği” gerekçesiyle ihtiyati haciz talebinin reddine, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı ihtiyati haciz talep eden davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
İhtiyati Haciz talep eden davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle;
Müvekkil Şirkete borçlu .. Ltd. Şti. ile …’ nın ticari faaliyetlerini davalılar üzerinden sürdürerek müvekkil şirketin alacağının tahsilinin imkansız hale gelmesine yol açtıklarını, davalı …Ltd. Şti’ nin müdürü …’ nın müvekkil şirket borçlusu; şirketin kurucu hissedarı …’ nın borçluların annesi olduğunu, … adına şirket kurarak ticari faaliyette bulunan haciz mahalinde hazır bulunanın baba … ve dava dışı borçluların …olduklarını, davalı şirketin sermayesinin müvekkil şirket borçluları tarafından sağlandığını, borçluların perde gerisinde kaldığını, böylece davalı …Petrol üzerinden ticari faaliyetlerini sürdürmelerine rağmen müvekkil şirket tarafından malvarlığının haczedilmesini önlemekte olduğunu,
Huzurdaki davanın esasında bir alacağın tahsiline yönelik olduğunu, perde altına gizlenmiş şirket ve gerçek kişilerin tüm malvarlığının yeniden gizlenmesini önlemek adına davalılar adına kayıtlı malvarlığı üzerine tatbik edilecek ihtiyati haciz kararı verilmesinin alacağın tahsili açısından elzem olduğunu,
Yerel Mahkemenin ihtiyati tedbir taleplerini somut hiçbir gerekçe göstermeden reddettiğini,
İhtiyati haciz kararı verilmesi için davaya ilişkin tüm koşulların oluşmasının zorunluluğu bulunmadığını, Yerel Mahkeme tarafından koşulların oluşmadığından bahisle ihtiyati haciz talebinin rediine dair verilen kararın usule aykırı olduğunu,
İhtiyati taleplerinin reddi ile telafisi imkansız zararlar oluşması ihtimali bulunduğunu, belirterek İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2018/691 E. sayılı dosyasında verilen ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin ara kararının kaldırılarak, teminatsız veyahut teminat mukabilinde ihtiyati haciz taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE DEĞERLENDİRME:
HMK 355. maddesine göre istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak, kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.
İstinaf açısından uyuşmazlık konusu, dosya kapsamına göre ihtiyati haciz kararı verme koşullarının oluşup oluşmadığı noktasındadır.
İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için ihtiyati haciz talep eden tarafın sunduğu ve alacağın varlığına dayanak yapılan delillerden mahkemenin İİK 257. maddesindeki koşulların oluştuğuna kanaat edinmesi gerekmektedir.
Asıl borçlu firma, dava dışı …. Ltd Şti.dir. Davalılar ile borçlu arasında organik ve fiili bağ bulunduğu, borçlu firmanın ortaklarının tüzel kişilik perdesi ardına gizlendiği, davalıların bu nedenle borçtan sorumlu olduğu öne sürülmekte olup öncelikle asıl borçlu ile davalılar arasındaki organik ve fiil bağ olup olmadığı belirlenmeli, bundan sonra davalıların borçtan sorumlu oldukları kanaatine varılırsa diğer talepler değerlendirilmelidir.
Dava dışı şirket ile davalı gerçek şahıslar ve davalı şirket arasında organik bağ olduğu yönünde davacının sunduğu belgeler, talebin değerlendirildiği aşama itibariyle aralarında organik bağ olduğu ve tüzel kişilik perdesinin arkasına gizlenildiği iddiasını yaklaşık ispata yeterli değildir. Dava dışı borçlu şirket ile davalılar arasındaki ilişkinin ve aleyhine ihtiyati haciz istenen davalıların borçtan sorumlu olup olmadığı ancak yargılamada sunulacak delillerle araştırılması ve tartışılması gereken bir özellik taşımaktadır.
Davalıların borçtan sorumlu olup olmadıkları yargılamayı gerektirmekte olduğundan mahkemenin verdiği karar yerindedir. İstinaf başvurusunun reddi doğrultusunda aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İhtiyati haciz talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden/ ihtiyati haciz talep eden davacı vekili tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 35,90 TL istinaf karar harcı, istinaf eden vekili tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden/ ihtiyati haciz talep eden üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 27/12/2018 HMK’ nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.