Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/1637 E. 2020/250 K. 20.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1637
KARAR NO : 2020/250
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME : İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/06/2018
DOSYA NUMARASI : 2014/282 Esas – 2018/593 Karar
DAVA: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 20/02/2020
İlk Derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalıdan … Marka … 1.8 Turbo FSI MULT.tip 2011 model … plaka sayılı aracı satın aldığını, aracın düzenli bakımlarına rağmen araçta bulunan gizli ayıp nedeniyle aracın yağ kaçırdığını, onarım ücreti olan 17.000,00-TL’ nin tamamının servis tarafından karşılanması gerekirken 7.000,00-TL’sinin müvekkilinden tahsil edildiğini, aracın aynı arızayı tekrar yaptığını ve müvekkilinden 2.000,00-TL daha tahsil edildiğini, aracın garanti kapsamında olduğunu, alacağın likit olduğunu, haksız olarak tahsil edilen bedellerin iadesinin talep edilmesine rağmen edilmediğini, bu nedenle alacağın tahsili için İstanbul …. İcra Dairesi’ nin…. Esas sayılı icra dosyasından icra takibi başlatıldığını, davalı tarafça takibe itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, yapılan itirazın hukuka aykırı olduğunu belirterek davanın kabulü ile takibe yapılan itirazın iptaline, davalının % 20′ den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının taleplerinin gerçekleşmesi için yasal koşulların oluşmadığını, davanın zamanaşımı nedeniyle reddinin gerektiğini, araç üzerindeki onarım işlemlerinin dava dışı … tarafından gerçekleştirildiğini, bu nedenle husumet yokluğundan davanın reddinin gerektiğini, araçta gizli ayıp bulunmadığını ve arızanın aracın kendisinden kaynaklanmadığını, aracın garanti süresinin dolumundan sonra piston değişimi yapıldığını, davacının bu işlemi onayladığını, talep edilen tutarın tahsilinin hukuksuz olduğunu belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 19/06/2018 tarih ve 2014/282 Esas – 2018/593 Karar sayılı kararında; ” … Dava, … plaka sayılı … marka … 1.8 Turbo FSI tip 2011 model araçta meydana gelen hasarın onarımı nedeniyle davacıdan alınan 9.000,00 TL’nin araçta gizli ayıp olduğu, bu nedenle davalıların sorumlu iddiası ile tahsili istemine ilişkindir. Bilirkişi heyetince gerek dosya kapsamında yer alan kayıtlar gerekse araç üzerinde yapılan inceleme sonucu düzenlenen raporda, dava konusu aracın ilk tescil tarihi olan 20/10/2010 ile motor arızasının meydana geldiği tarih olan 18/02/2014 tarihi arasında yaklaşık 3 yıl 4 aylık ve 93.607 kilometrelik kullanım süresi bulunduğu, dava konusu araçta motor arızası olduğunda garanti süresinin dolmuş olduğu, davacı tarafın üretim hatası yönündeki iddiasının teknik açıdan geçerli olmasını teyit edecck bir teknik verinin bulunmadığı yönündeki değerlendirme dikkate alındığında, ayıplı ifa yönünden delil olmaması ve aracın garanti süresi bittikten sonra arızaların meydana geldiği, bu nedenle davalının gizli ayıptan sorumlu tutulmasının mümkün olmadığı anlaşılmakla, davanın reddine … ” karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile, ” Davanın reddine, … ” karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, Yerel Mahkeme kararının hukuka aykırı olduğunu, Müvekkil davacının satın aldığı ilk günden itibaren arabada sorunlar yaşadığını, sürekli kendisi başa çıkmaya çalışmak adına yağ taşıdığını, rutin kontrollerine rağmen aracın aynı sorunu tekrarladığını, bu yağ sorununun sebebinin motorun arızalı olması olduğunu, nitekim motordaki arıza giderildikten sonra bu sorunun ortadan kalktığını, bahsedilen yağ sorununun faturalara da dikkat edildiğinde garanti süresi kapsamında meydana geldiğini, ancak … haksız kazanç elde etmek yoluna giderek davacıdan 9.000,00 TL tutarında tahsilat yaptığını, Araçta gizli bir ayıp olduğunu, bilirkişinin raporunda eksik ve hatalı değerlendirmede bulunduğunu, raporda meydana gelen hasarın yağ sorunundan kaynaklandığının yazıldığını, ancak hatalı kullanımdan ötürü meydana gelmiş olabileceği hususuna değinildiğini, motorda ciddi bir sorun yaşandığını ve raporda belirtildiği şekilde hatalı kullanım söz konusu olmadığını, müvekkil davacının kontrol ettirmesine rağmen yağ sorununun kendini tekrar ettiğini, yağ ile ilgili bir sorun oluştuğunda aracı ısrarla kullanmaya devam etmediğini, bilirkişinin de raporunda ihtimaller üzerinde durduğunu, Bilirkişinin raporunda ” yağ eksikliği uyarısına rağmen veya hararet yapıyor olmasına rağmen kullanılmış olabilir.” ibaresine yer verdiğini, başından beri üzerinde durulan noktanın da aracın tüm kontrollere rağmen sürekli yağ eksikliği uyarısı verdiğini, bu durumun da müvekkil davacının kullanım hatasından kaynaklanmadığını, garanti kapsamı içerisinde tüm sorunların yaşandığını ve çözülmeye çalışıldığını,
Garanti dışı bir durum söz konusu olmadığını, hal böyle iken … tarafından kendilerine ödetilen haksız miktarın iadesi gerektiğini, yerel mahkemenin kazancın haksız olmadığı yönündeki kararına itiraz ettiklerini beyanla;
Açıklanan ve re’sen dikkate alınacak nedenlerle; – İstanbul 12.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/06/2018 tarih ve 2014/282 Esas – 2018/593 Karar sayılı kararının İstinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasına,
– Davanın kabulü ile yargılama masrafları ve avukatlık vekalet ücretlerinin davalı idareye yüklenmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’ nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise re’sen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava,davalı tarafından davacıya satılan … marka … 1.8 Turbo FSI MULT. Tip, 2011 model, … Plakalı araçta gizli ayıp olduğu, bu nedenle araçta meydana gelen arızaların onarım bedelinin tamamının servis tarafından karşılanması gerekirken bir kısmının davacı tarafından ödendiği, yapılan ödemeye ilişkin bedelin iadesi istemiyle davalıya yapılan başvuru ve gönderilen ihtarın sonuçsuz kaldığı iddiasıyla alacağın tahsili için yapılan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup verilen karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.Uyuşmazlık, davalı tarafından davacıya satılan … marka … 1.8 Turbo FSI MULT. Tip, 2011 model, … Plakalı araçtaki arızanın imalattan veya servis hizmetinden kaynaklanıp kaynaklanmadığı, araçta gizli ayıp olup olmadığı, davalının sorumluluğunun bulunup bulunmadığı, değişen parçalar ve işçilik bedelinden kaynaklı tazminat şartlarının oluşup oluşmadığı ve miktarı noktasındadır.Davalı vekili cevap dilekçesi ile husumet itirazında bulunmuş olup mahkemece bu itiraz konusunda bir karar verilmemiş ve gerekçeli kararında da değerlendirme yapılmamış olmakla beraber davalı tarafın istinafı olmadığından bu husus değerlendirilmemiştir.
Davalı Vekili cevap dilekçesi ile zamanaşımı definde bulunmuş olup mahkemece 02/06/2015 tarihli duruşmasının 4 nolu ara kararı ile, usuli itirazların son kararda değerlendirilmesine şeklinde karar verildiği halde İDM.ce gerekçeli kararda zamanaşımı defi değerlendirilmemiş ise de Yargıtay 11 Hukuk Dairesi’nin 06/05/2019 tarih ve 2018/1917 Esas,2019/3441 Karar sayılı içtihadında da belirtildiği üzere davalı tarafın istinafı olmayıp davacı tarafında istinaf dilekçesinde zamanaşımı yönünden bir istinafı olmadığından bu husus değerlendirilmemiştir.Dava, taraflar arasındaki ticari satım ilişkisinden kaynaklanmaktadır. TTK’ nın 23/c maddesi uyarınca malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise 2 gün içinde alıcı durumu satıcıya ihbar etmelidir. Şayet açıkça belli değil ise alıcı malı teslim aldıktan sonra 8 gün içinde incelemeli veya incelettirmek ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbar ile yükümlüdür. Mahkemece somut olay bakımından, iddia edilen ayıbın süresinde yapılacak bir muayene ile belirlenebilecek nitelikte olup olmadığı, buna göre süresinde ayıp ihbarında bulunulup bulunulmadığı, sonradan ortaya çıksa bile gizli ayıbın öğrenildiği andan itibaren derhal ayıp ihbarında bulunulup bulunulmadığı hususlarının araştırıldığı ve tüm dosya kapsamı esas olmak üzere itibar edilen bilirkişi kök ve ek raporunda;” dava konusu araçta oluşan arızalara yönelik herhangi bir iş emrinin bulunmadığı, yapılan teknik değerlendirmede 01/08/2013 tarih ve …. sayılı faturalar ile 28/08/2013 tarih ve … sayılı faturadaki tutarın ve yapılan işçiliklerin motor arızası ile ilgisinin bulunmadığı, dava konusu… plaka sayılı AUDI marka A4 1.8 Turbo FSI tip 2011 model otomobil 31/01/2018 tarihinde…. Otomotiv Laboratuvarında motor arızası yönünden incelendiği, aracın güncel kilometresinin 133.996 km olduğu, dava konusu aracın motor onarımı yapıldığı tarihten inceleme gününe kadar geçen zamanda sorunsuz olarak 40.000 km kullanıldığı, yapılan incelemede motorun normal çalıştığının tespit edildiği, onarım sonrası bir sorun yaşanmadığı, aracın hali hazırda sorunsuz olması dolayısıyla araç üzerinde inceleme yapılarak geçmişte yaşanan motor arızasının nedenleri hakkında yorum yapılmasının teknik açıdan mümkün olmadığı, dava konusu aracın ilk tescil tarihi olan 20/10/2010 ile motor arızasının meydana geldiği tarih olan 18/02/2014 tarihi arasında yaklaşık 3 yıl 4 aylık (93607 kilometrelik) kullanım süresi bulunduğu, dava konusu araçta motor arızası meydana geldiğinde garanti süresinin dolmuş olduğu da dikkate alındığında, güvenilirlik teorisi bakımında tamamen gelişigüzel olaylara bağlı olan, sebepleri tam olarak açıklanamamakla birlikte, malzemenin mekanik özelliklerinin, yorulma, aşınma ve kullanımdan kaynaklanan yıpranma gibi olayların gelişebildiği “şansa bağlı safha” ya rastlayan arızanın, üretim hatasından kaynaklandığının teknik açıdan geçerli olmasını teyit edecek bir teknik verinin bulunmadığı, araç üzerinde yapılan teknik inceleme ve değerlendirme sonucunda da araçtaki arızanın üretim hatasından kaynaklı olduğuna dair kesin kanaat oluşturulmayacağı, dava konusu araçta garanti süresi bittikten sonra arızaların meydana geldiği, bu nedenle de davalının sorumluluğunun bulunmadığı,” belirtilmiş olmakla; mahkeme gerekçesi ve tespitinin dosya kapsamına uygun olduğu dairemizce belirlendiğinden, davacı vekilinin istinaf sebepleri ilk derece mahkemesinin gerekçesi ve değerlendirilmesine göre yerinde görülmemiştir. Davacı vekilinin esasa yönelik tüm istinaf sebepleri ilk derece mahkemesinin gerekçeli kararında ayrı ayrı ve detaylı şekilde tartışılıp değerlendirildiği, mahkeme gerekçesi ve tespitinin dosya kapsamına uygun olduğu dairemizce belirlendiğinden, davacı vekilinin istinaf sebepleri ilk derece mahkemesinin gerekçesi ve değerlendirilmesine göre yerinde görülmemiştir. Dosya kapsamı, mahkemenin kabul ve gerekçesi ve istinaf sebepleri gözetildiğinde mahkeme kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesine göre esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40 TL istinaf karar harcından, istinaf eden tarafından yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 18,50 TL.’ nin istinaf eden davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 20/02/2020 tarihinde HMK’ nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.