Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/163 E. 2018/654 K. 04.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/163
KARAR NO : 2018/654
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME : İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/10/2017
DOSYA NUMARASI : 2015/157 Esas – 2017/1031 Karar
DAVA : Çek İstirdatı
KARAR TARİHİ : 04/07/2018
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili …. Ltd. Şti.’nin yetkilisi olan …in … plakalı aracı ile … Cad. üzerindeki … Spor merkezine gittiğini, aracını cadde üzerine park ettiğini, aracının yanına geldiğinde, bagajda bulunan çantasının çalındığını, kamera kayıtlarına bakıldığında, şüpheli beyaz renkli Hyundai Accent marka aracın gelerek içerisinden bir kişinin inip aracın camını kırdığının görüldüğünü, müvekkili şirket yetkilisinin çantasında 200 dolar ve 170,00.TL para, kredi kartları, nüfus cüzdanı, aracın yedek anahtarı, sürücü belgesi, imza sirküleri, ticaret sicil gazetesi faaliyet belgesi, vergi levhası fotokopileri, işyerine ait anahtar, ikametgahına ait giriş kapı anahtarı, eşi, kızı ve müvekkiline ait vesikalık resimler yanı sıra, müvekkilinin yetkilisi olduğu şirketlere ait kurumsal evrakları, muhtelif bankalara ait iki ayrı boş çek koçanları ile 65 yaprak boş çek yaprağı, müvekkilinin alacaklarına karşılık aldığı 10 adet müşteri tarafından düzenlenmiş çek ve birtakım evraklar bulunduğunu, yani 10 adet müşteri çeki ile müvekkiline ait boş çek koçanlarının da çalındığını, ödeme yeri Kadıköy olan, keşidecisi … Ltd. Şti. Kadıköy Çarşı Şubesine ait 30/08/2014 keşide tarihli, TR29 … Iban nolu, … çek nolu 30.000,00.TL bedelli çekin de çalınan çekler içinde olması nedeniyle ödemeden men talepli olarak Bakırköy 1.ATM 2014/547.Esas sayılı dosyasından iptal talepli dava açıldığını, yargılama sırasında istirdat davası açılmasına karar verildiğini, öncelikle müvekkilinin çeklerde meşru hamil ve hak sahibi olduğunu, çeklerin müvekkili şirketin rızası hilafına elinden çıktığını, çeklerde müvekkilinin devir ve teslim amacı güden gerçek cirosu bulunmadığını, müvekkili şirket adına sahte kaşe, sahte imza ile ciro edilerek 3. kişilere devredildiğini, bu sahte kaşelerin de müvekkilinin kaşesi ve unvanının eksik ve yanlış yazıldığı gibi vergi numarasının da tamamen yanlış yazıldığını, ayrıca müvekkilinin çekte sahte şekilde tanzim edilen devir cirosu ile devir etmiş göründüğü …c.Ltd.şti. ile hiçbir ticari bağlantısı ve ilişkisi bulunmadığını, davalının çekleri ödemeden men talimatı olmasına rağmen iktisap etmesinin davalının ağır kusurunu ve kötü niyetini ortaya koyduğunu, hakkında ödemeden men kararı bulunan çekleri kabul eden davalının ağır kusurlu olduğunu, davalının bu kusuru karşısında iyi niyetten ve meşru hamililikten bahsetmesinin mümkün olmadığını, TTK.704.maddesinin emre yazılı çeklerle İlgili olarak hamile yazılı senetlere ilişkin MK 903. Maddesine paralel bir koruma sağladığını, İktisap anında ödemeden men kararı olduğunu öğrenebilecek nitelikte bir şirketin bu konudan haberdar olmamasının mümkün olmadığını, tüm bu nedenlerle müvekkili şirketin elinden rızası hilafına çıkmış bulunan çeklere ilişkin olarak çekte hak sahibi ve gerçek hamil olduğunun tespiti ile çekin haksız ve kötüniyetli olarak elinde bulunduran davalıdan alınarak müvekkiline iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin 40 senedir iş hayatınını içinde olduğunu, kurumsallaşmış ve düzgün bir şirket olduğunu, dava konusu çekin Turgutlu ilçesinde tarım ile uğraştığı anlaşılan kişinin sulama malzemesi satın alması sebebiyle müvekkili şirkete ciro edildiğini, müvekkili şirketin basiretli davranarak malı vermeden önce dava konusu çek için bankası aracılığı ile istihbarat yaptırdığını, çekin sahibinin sağlam olduğu ve çekle ilgili herhangi bir kısıtlama olmadığı bilgisi aldığını, bunun üzerine malı verdiğini, çekin vadesi gelince tahsili için bankaya verildiğinde ihtiyati tedbir kararı ile karşılaştığını, müvekkilinin gerekli araştırmaları yaptığını, bu nedenle müvekkilinin basiretli davrandığını, basiretsiz davrananın davacı olduğunu, hırsızlık olayının 03/07/2015 tarihinde olduğu beyan edildiğine göre mahkemenin tedbir kararının 6 gün sonrasına ait olduğunu, bunun bankaya uluşmasının ise çok daha sonra olduğunu, müvekkilinin iyi niyetli hamil olması, kusursuz olması ve davacının basiretsiz olması sebebiyle çekin istidadında karar verilebilmesi için çek bedelinin depo edilmesi veya müvekkiline ödenmesi gerektiğini, bu nedenlerle davacının davasının reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 12/10/2017 tarih ve 2015/157 Esas – 2017/1031 Karar sayılı gerekçeli kararı ile; ” … 6102 sayılı T.T.K.’nun 792. maddesine göre;”çek herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790. maddesine göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çek geri vermekle yükümlüdür.” hükmünü içerdiği, 6102 sayılı T.T.K.’nun 790. maddesi ise ciro silsilinde dış görünüş itibari ile kopukluk olup olmadığını inceleme yükümlülüğünü yüklediği, çekin istirdatını talep eden davacının, davalının, çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğunu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğunu ispatla mükellef olduğu, davalıya ait defterlerin incelenmesinde bu hususun ispatlanmadığı, davacı tarafça yeterli olacak başkaca bir delil sunulmadığı… ” gerekçeleri ile; ” Açılan davanın ispatlanamamış olması nedeni ile REDDİNE, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle;
Müvekkil şirketin çeklerde meşru hamil ve hak sahibi olduğunu, müvekkilin keşideciye satmış olduğu mallar ve mal teslim tutanakları ve kesilen faturalar ile çekteki meşru hamil ve alacaklı olduğunun ortada olduğunu,
Çeklerin müvekkil şirketin rızası hilafına elinden çıktığını, müvekkil şirket yetkilisinin arabasında yapılan hırsızlık olayı neticesinde çalındığını ve müvekkil şirket adına sahte kaşe ve sahte imza ile ciro edilerek 3. kişilere devredildiğini,
Ayrıca müvekkilin çekte sahte şekilde tanzim edilen devir cirosu ile devir etmiş göründüğü …. LTD. ŞTİ. ile hiçbir ticari bağlantısı ve ilişkisi bulunmadığını, bu durumun çeklerde açıkça kanunen tanınan 3. kişinin iyi niyetini koruma şekilde bir kazanım oluşturmak için tamamı sahte kaşe ile oluşturulmuş bir ciro silsilesi yaratılmış olduğunu,
Dava konusu çeklerin ciro silsilesinin muntazam bulunmadığını, müvekkil adına yapılan sahte devir cirosu ile ciro silsilesinin kopmuş olduğunu, sahte ciro ile teslimin, senet metninden anlaşılan mutlak def’ i niteliğinde olduğunu ve tüm hamillere karşı ileri sürülebileceğini, iyi niyet iddiasının dermeyan edilemeyeceğini,
TTK 737. maddesinde belirtildiği üzere; borçlunun emre yazılı senetten doğan alacağa karşı ancak senedin hükümsüzlüğüne taalluk eden veya senet metninden anlaşılan defiler ve alacaklı kim ise ona karşı haiz bulunduğu defileri ileri sürebileceğini, buna göre emre yazılı çekleri müvekkil şirketin rızası hilafına ele geçirenlerin sahte kaşe ve imza ile oluşturulan devir cirosu şeklindeki cirolarının kanunun tabir ettiği anlamı ile senet metninden anlaşılan mutlak defiler niteliğinde olup herkese karşı ileri sürülebileceğini,
Davalının çekleri ödemeden men talimatı olmasına rağmen iktisap etmesinin davalının ağır kusurunu ve kötü niyetini ortaya koymakta olduğunu,
İleri sürerek İlk derece mahkemesinni red kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE DEĞERLENDİRME:
Dava, çek istirdadı istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Davacı, …Kadıköy/ Çarşı Şubesine ait keşidecisi … Ltd. Şti. olan 30/08/2014 keşide tarihli, …çek nolu 30.000,00.TL bedelli çekin lehdarı olduğunu, çekin şirket temsilcisinin aracında yapılan hırsızlık sonucu çalındığını iddia ederek davalıda bulunan çekin istirdadını talep etmiş, davalı tarafta da çeklerin ticari ilişki kapsamında satılan mal karşılığı alındığını ve iyiniyetli hamil olduğunu iddia ederek davanın reddini talep etmiştir.
6102 sayılı TTK 790. maddesi “ cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kişi, son ciro beyaz ciro olsa bile, kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde yetkili hamil sayılır”
Yine 6102 sayılı TTK 792.maddesi “çek herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa ister hamile yazılı ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek sözkonusu olupda hamil hakkını 790.maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş yeni hamil ancak çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür” hükümlerini içermektedir.
Davalının elinde bulunan çekin istirdadı talebiyle açılan işbu davada ispat yükü davacıda olup; davacının, çekin rızası hilafına elinden çıktığını ve çeki elinde bulunduran davalının kötüniyetli ve iktisabında ağır kusurlu olduğunu ispat etmesi gerekir.
Davalı dava konusu çeki dava dışı …’ tan, sattığı mallara karşılık olarak aldığını ve iyi niyetli hamil olduğunu savunarak davanın reddini istemiş ve ilk derece mahkemesince de davalının ticari defterleri üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu alınan rapora göre; davalının dava dışı … adına düzenlediği fatura ve ondan aldığı dava konusu çekin davalının ticari kayıtlarında mevcut olduğu, çek üzerindeki ciro silsilesinin görünüşte düzgün olduğu, ciro silsilesinde kopukluk olmadığı, çek üzerindeki ödeme yasağı kararının çekin iktisabından önce davalı tarafından bilindiğinin ve davalının çeki iktisapta kötü niyetli ve ağır kusurlu olduğunun davacı tarafça ispat edilememiş olması karşısında ilk derece mahkemesinin kabul ve gerekçesine göre yerinde görülmeyen davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 35,90 TL istinaf karar harcı istinaf aşamasında davacı tarafından peşin olarak yatırıldığından; yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
4- İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansı varsa talep halinde davacı tarafa iadesine,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara tebliğe gönderilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 04/07/2018 tarihinde HMK’ nun 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.

… … … …