Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/1627 E. 2020/266 K. 27.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1627
KARAR NO: 2020/266
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/04/2018
DOSYA NUMARASI: 2017/381 Esas – 2018/534 Karar
DAVA: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 27/02/2020
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı ile davalı/borçlu arasında kurulan ticari ilişkide davacının düzenlemiş olduğu 22.08.2016 tarihli ve … numaralı fatura karşılığında 59.000,00 TL alacaklı olduğunu, 03.02.2017 tarihli alacak/borç mutabakatına ilişkin evrakın taraflar arasında imzalandığını, davalının bu bedeli ödememesi nedeniyle Gaziosmanpaşa … İcra Müdürlüğü’ nün … K. sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, Müvekkilinin karşı tarafa hiç bir surette borcunun olmadığını, davacı tarafın elinde bulunan makineyi, müvekkili şirkete makinenin revize edilmesi, bakımı ve onarımı için gönderdiğini, daha sonra makinesini almayıp şirkete fatura etmeye kalktığını, gelen faturanın iade edildiğini, makinenin şirket merkezinde durduğunu, her hangi bir satın alma veya borç söz konusu olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 19/04/2018 tarih ve 2017/381 Esas – 2018/534 Karar sayılı kararı ile; ” Dava; faturaya dayalı olarak başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır. Takip konusu faturanın mal alım satımına yönelik olarak davacı tarafından davalı adına tanzim edildiği sabittir. Ayrıca faturada bahsi geçen makinenin 20/08/2016 tarihli o’lu sevk irsaliyesiyle de davalı şirket yetkilisi imzasına teslim edildiği olgusu sabittir. Keza teslim konusunda esasen taraflar arasında bir uyuşmazlık söz konusu değildir. Davalı ürünün satın alınmadığı, bakım ve onarım amacıyla gönderildiği iddiasında bulunmuş ise de satışa ilişkin faturanın davacı defterlerinde işli olmakla alacağı tevsik etmesi, sevk irsaliyesi nezdinde ürünün teslimatının yapılmakla davacının teslim edimini yerine getirdiğinin kabulü gerektiği keza yine dosyada mübrez 03/02/2017 tarihli mutabakat metni dahilinde tarafların bakiye cari hesap alacağı olarak ortaya konulan 59.000,00 TL üzerinde mutabık kaldıkları görülmekle davanın kabulü gerektiği yönünde vicdani kanaate erişildiğinden davanın kabulüne karar verilmiştir. Dava konusu harçlandırılan miktar sadece asıl alacak bedeline yönelik olup icra takip dosyasında yer alan takip öncesi işlemiş faiz bedeline dair iptale yönelik harçlandırılmak suretiyle bir talep söz konusu olmadığından sadece asıl alacak bedeli dikkate alınmış ve sair yönden herhangi bir karar verilmesine yer olmadığı takdir edilmiştir. Fatura alacağı kapsamında kabul edilen miktar likit ve belirlenebilir olduğundan (emsal için bknz. Yargıtay 19. H.D. 2016/5503 E. 2017/3917 K. Sayılı ilamı) ayrıca icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği … ” gerekçeleri ile; ” 1-Davanın KABULÜ ile; Davalının Gaziosmanpaşa … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına vaki itirazının kısmen iptali ile takibin 59.000,00-TL asıl alacak ile işbu bedele icra takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmak suretiyle takibin devamına, 2-Takip öncesi işlemiş faiz yönünden itirazın iptaline ilişkin herhangi bir harçlandırma yapılmadığı anlaşıldığından bu yönde herhangi bir karar verilmesine yer olmadığına, 3-Alacak likit ve belirlenebilir olduğundan kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 11.800,00-TL icra inkar tazmintının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerel Mahkemenin kararının TTK hükümlerine ve Yüksek Yargıtay kararlarına aykırı olduğunu, Müvekkilinin mal satın almadığını, davacının söz konusu malı tamir için gönderdiğini, sonrasında iade almayıp sanki satış yapmış gibi bir fatura düzenleyip gönderdiğini, bu faturanın da davalı müvekkili tarafından kabul edilmeyip iade edildiğini, Davacının, dava dilekçesinde “taraflar arasında ticari iş ilişkisi kurulmuştur” şeklinde bir iddiayı dile getirip bu işe ilişkin ne olduğu hususunda hiç bir açıklama yapmadığını, davasını mücerret bir davaya dayandırdığını, Mücerret bir faturaya dayanılarak alacak iddiasında bulunulamayacağını, Yüksek Mahkeme görüşlerinin de bu yolda olduğunu, Davacının alacaklı olduğuna ilişkin mücerret bir fatura dışında herhangi bir açıklama yapmadığı gibi belge, delil de ibraz etmediğini, davacının davasını somutlaştırmadığını ve ispat etmediğini beyanla; Açıklanan nedenlerle; İstinaf incelemesi neticesinde kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini, talep etmiştir.
DELİLLER : İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/381 Esas – 2018/534 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, faturaya dayalı alacağın tahsili için yapılan takibe itirazın iptaline ilişkindir. Davacı, ticari ilişki nedeniyle düzenlenen fatura bedelinin davalı borçlu tarafından ödenmediğini, yaptıkları takibe haksız itiraz edildiğini belirterek itirazın iptalini talep etmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı her ne kadar, faturaya konu malın davacı tarafça tamir/revizyon için gönderilen makine olduğunu, taraflar arasında alım satım akdi bulunmadığını, faturaya süresinde itiraz edildiğini savunmuş ise de bu savunmasını ispat edememiştir. Takibe konu faturaya süresinde itiraz ettiğine ilişkin bir delil sunmamıştır. Yine dosya içine davacı tarafça sunulan ve davalı imzasını içeren hesap mutabakatına göre davalı davacıya takipte talep edilen miktar kadar borçlu görünmektedir. Davalı bilirkişi raporunda belirtilen ve davacı tarafça dosyaya örneği sunulan bu hesap mutabakatına itiraz etmemiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olup davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 4.030,29 TL istinaf karar harcından istinaf eden tarafından peşin olarak yatırıan 1.008,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.022,29 TL’ nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa, avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 27/02/2020 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.