Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/1615 E. 2019/55 K. 16.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1615 Esas
KARAR NO : 2019/55 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2018/249 D.iş 2018/253 Karar
TARİH : 16/08/2018
DAVA : İhtiyati Hacze İtiraz
KARAR TARİHİ: 16/01/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen ek karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ:
İhtiyati haciz talep eden vekili dava dilekçesi ile, borçluların müvekkiline olan borçlarından dolayı 100.507,00.TL bedelli ve 06/04/2018 tanzim ve 18/06/2018 vade tarihli senedi verdiklerini, senet bedelinin süresinde ödenmediğini, alacağın teminata bağlı olmadığını ileri sürerek, borçluların menkul ve gayrimenkul malları ile 3.şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesi 28/06/2018 tarihli kararı ile, talebin, İcra İflâs Kanununun 257 ve devamı maddeleri gereğince yerinde olduğu anlaşılmakla kabulü ile; alacaklının 100.507,00.TL alacağının ifasının temini için borçluların yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz malları ve alacaklariyle diğer haklarının borca yeter miktarının İ.İ.K’nunda belirtilen muayyen tahditler dairesinde ihtiyaten haczine karar verilmiştir.
İhtiyati hacze itiraz edenler vekili 23/07/2018 havale tarihli itiraz dilekçesi ile,
İhtiyati haciz talebinde bulunulabilmesi için, ihtiyati haciz isteyenin alacaklı sıfatını taşıması, cebri icra talebinde bulunma yetkisine sahip olması ve medeni hakları kullanma ehliyetinin bulunması, borçlunun da yükümlülüklerinden kurtulmak amacı ile mallarını gizlemesi, kaçırmaya hazırlanması, kaçmaya hazırlanması, kaçması veya alacaklılarının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunması gerektiğini, ancak müvekkillerinin mallarını gizlemesi, mal kaçırma ihtimali ya da hazırlığı, alacaklının haklarını ihlal eden nitelikte hileli davranışları bulunmadığını, müvekkillerinin savunması alınmaksızın savunma haklarının kısıtlanması suretiyle verilen kararın hukuka ve yasaya aykırı olduğunu belirterek ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
İhtiyati hacze itiraz edenler vekili daha sonra verdiği 16/08/2018 havale tarihli dilekçe ile, somut olay yönünden tacir olduğu sabit olan taraflar arasında bir ihtilafın doğması halinde, ihtilafın çözümü için İstanbul Mahkemelerinin yetkili kılındığını, İstanbul Asliye Ticaret Mahkemelerinin dava konusu senet yönünden doğacak uyuşmazlıklarda münhasır yetkili olduğu sabit iken, Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemeleri nezdinde ikame edilen dosya yönünden yetkisizlik kararı verilmesi gerektiğini, ihtiyati haciz isteyen karşı tarafın 28.06.2018 tarihli ihtiyati haciz kararı akabinde müvekkillerine yönelik haksız haciz işlemlerinde bulunduğunu, bu itibarla müvekkillerinin uğradığı zararlar sebebiyle her türlü dava açma ve müracaatlarda bulunma haklarının saklı olduğunu savunarak, 28.06.2018 tarihli ihtiyati haciz kararının yetkisizlik nedeni ile kaldırılmasına, 28.06.2018 tarihli ihtiyati haciz kararının esas yönünden yapılacak inceleme ile kaldırılmasına, yatırılan teminat üzerine HMK madde 389 vd. hükümleri gereği ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
İlk Derece Mahkemesi 16/08/2018 tarih 2018/249 D.iş 2018/253 sayılı kararında;
“İtiraz içeriğinde; yukarıda izah olunan mevzuat çerçevesinde bir itirazın bulunmadığı, genel ibareler kullanılarak soyut savunma çerçevesine kanıtlanmayan, belgelenmeyen savunmanın bulunduğu, borçlularca mal kaçırmadıklarının savunulduğu ancak bunun ihtiyati hacze engel teşkil etmediği, savunmanın gerektiğinde kanıtlanabilir ve delillendirilirse yargılamayı gerektirebileceği görülmüştür….”gerekçesi ile,
İtirazın reddine karar verilmiş ve karara karşı ihtiyati hacze itiraz edenler vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
İhtiyati hacze itiraz edenler vekili istinaf dilekçesi ile,
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde tesis edilen kararın dosya içeriğine ve hukuka tamamen aykırı olduğunu,
Somut olay yönünden tacir olduğu sabit olan taraflar arasında bir ihtilafın doğması halinde, ihtilafın çözümü için İstanbul Mahkemelerinin yetkili kılındığını, İstanbul Asliye Ticaret Mahkemelerinin dosya konusu senet yönünden doğacak uyuşmazlıklarda münhasır yetkili olduğu sabit iken, Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemeleri nezdinde ikame edilen dosya yönünden yetkisizlik kararı verilmesi gerektiğini,
Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 8.11.2017 tarih 2016/21765E. 2017/13784K. sayılı kararında, taraflarının tacir olduğu bir senette yetkili mercilerin yazılmasının HMK m.17’de belirtilen yetki sözleşmesi niteliğinde olduğu; bu durumda senet metninde belirtilen mercinin uyuşmazlığa bakmakta münhasıran yetkili kılındığının belirtildiğini, benzer olarak Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 22.03.2018 tarih 2017/3371E. 2018/3011 K. sayılı kararının da bulunduğunu,
Yüksek mahkeme kararına paralel olarak dosya konusu uyuşmazlıkta da HMK m.17 düzenlenmesinde belirtildiği şekilde tarafların senet metnindeki yetki düzenlemesinin aksi yönünde bir karar almadıkları açık olup, senet metninde belirtildiği gibi İstanbul Mahkemelerinin uyuşmazlık halinde münhasır yetkili mahkemeler olacağının kabul edilmesi gerektiğini,
İhtiyati haciz istemini haklı gösterecek bir sebep bulunmadığından, istemin kabulüne yönelik kararın kaldırılması gerektiğini,
Müvekkillerinin mallarını gizlemesi, mal kaçırma ihtimali ya da mallarını kaçırmaya hazırlanması, alacaklı karşı tarafın haklarını ihlal eden nitelikte hileli davranışlarda bulunması gibi bir durum söz konusu olmadığını,
İİK 258/1. maddesinde açıkça alacaklının alacağı ve haciz sebepleri hakkında mahkemeye gerekli delillerini sunması gerektiğinin hüküm altına alındığını, nitekim ihtiyati haciz isteyen karşı tarafın da; müvekkillerinin mallarını gizlediğine, mal kaçırma ihtimalinin olduğuna veya böyle bir hazırlıkta bulunulduğuna ilişkin herhangi bir delil sunmamış olup, alacak iddiasına konu edilen senet ve ödememe protestosu ibraz edildiğini, bu haliyle dosya üzerinden denetime elverişsiz şekilde ihtiyati haciz kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğunu,
28.06.2018 tarihli ihtiyati haciz kararının ve 16.08.2018 tarihli ihtiyati hacze itirazın reddine dair ek kararın hangi gerekçelere istinaden verildiğinin ortaya konulmadığını,
Müvekkillerinin dosyaya konu bono vasfındaki senet tutarında karşı tarafa bir borcu bulunmadığını, bu nedenle ihtiyati haciz talebinin reddi gerektiğini, keşideci … Tic. A.Ş.nin dosya konusu senede dayanak ilişki içerisinde esasen senet bedeli olan 100.507,00-TL tutarında bir mal teslim almadığını, bu tutarda bir borcun olmadığı cari hesap dökümü ile de sabit olduğunu, bu nedenle müvekkillerinin avalist olduğu talep konusu senetin keşidecisi … Tic. A.Ş ile karşı tarafın ticari defter ve kayıtlarının celbi sonucu haklılığın ortaya konulabileceğini,
İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesinin 16/08/2018 tarihli ihtiyati hacze itirazın reddine ilişkin ek kararın istinaf incelemesi sonucu kaldırılmasına, ihtiyati hacze itirazlarının kabulü ile ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/249 D.iş 2018/253 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Talep bonoya dayalı ihtiyati haciz kararına itiraza ilişkindir.
İİK 265. maddesinde ihtiyati hacze itiraz sebepleri sınırlı olarak belirtilmiştir. Buna göre borçlu kendisi dinlenilmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, yetkiye ve teminata karşı itiraz edebilecektir. Mahkemede gösterilen sebeplere göre inceleme yaparak itirazı kabul veya reddine karar verecektir.
Somut olayda ihtiyati hacze itiraz edenler vekili verdiği ilk itiraz dilekçesinde yetki itirazında bulunmamıştır. Daha sonra verdiği 16/08/2018 havale tarihli dilekçesi ile yetki itirazında bulunmuş ise de, süresinde usulüne uygun şekilde yapılmış yetki itirazından söz edilemeyecektir. İİK 265. maddesine göre mahkeme itiraz sebepleri ile bağlı olduğundan usulüne uygun olarak yapılmış yetki itirazı bulunmadığından mahkeme yetkili olup olmadığını değerlendiremeyecektir.
İhtiyati hacze itiraz edenlerin yetkiye yönelik istinaf başvuruları yerinde değildir.
İhtiyati hacze itiraz edenlerin diğer itiraz sebepleri İİK 265. maddede sınırlı olarak gösterilmiş olan itiraz sebepleri arasında bulunmadığından itirazın reddine dair mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olmakla ihtiyati hacze itiraz edenler vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İhtiyati hacze itiraz edenler vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf edenler tarafından yatırılan 98,10.TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 44,40.TL istinaf karar harcından istinaf eden ihtiyati hacze itiraz edenler tarafından yatırılan 35,90.TL harcın mahsubu ile bakiye 8,50.TL’nin ihtiyati hacze itiraz edenlerden tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf edenler üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 16/01/2019 tarihinde HMK’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.