Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/1608 E. 2020/210 K. 13.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1608 Esas
KARAR NO: 2020/210 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEME: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/03/2018
DOSYA NUMARASI: 2015/560 Esas 2018/200 Karar
DAVA: Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 13/02/2020
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, davalı … Sigorta A.Ş ile müvekkili şirket arasında “Freight Forwarder Sorumluluk Sigorta Poliçesi” tanzim edildiğini, diğer davalı …A.Ş tarafından imza ve tasdik olunduğunu, sigorta süresi olan 23.03.2012-22.03.2013 tarihleri arasına tekabül eden dönem içerisinde, hasara konu dava dışı …’e ait emtianın fiili kara nakliyecisi dava dışı … Ltd. Şti tarafından müvekkili şirket deposuna teslim edildiğini, teslim tarihinden dava tarihine kadar yük sigortacısı … Sigorta tarafından müvekkiline herhangi bir hasar/rücu bildiriminde bulunulmadığını, müvekkilinin hasardan Bakırköy 15. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/324 esas sayılı dosyası ile açılan dava ile haberdar olduğunu, bunun üzerine davalı …şirketine bildirimde bulunulduğunu, bu davalı tarafından gerekli adımların atılmadığını, Bakırköy 15. ATM’nin 2013/324 esas sayılı dosyası üzerinden yapılan yargılama sonucunda müvekkili şirketin söz konusu hasar nedeniyle 47.010,60 TL ödeme yapmasına karar verildiğini ve müvekkili tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına 78.751,90 TL ödeme yapıldığını, davalıların hasara ilişkin tazminattan dolayı sorumlu bulunduklarını, açıklanan nedenlerle; davanın kabulü ile 78.751,90 TL’nin ödeme tarihinden itibaren hesaplanacak en yüksek ticari faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesi ile, müvekkili şirketin, sigorta ve reasürans brokeri olup, sigorta şirketi olmadığını, müvekkilinin sigorta poliçesinin tanziminde taraflar arasında aracılık yaptığını, bu bakımdan müvekkilinin sigortacı gibi rizikoyu taşımak, aydınlatmak, sigorta poliçesi vermek ve sigorta tazminatı ödemek gibi bir borcu bulunmadığını, müvekklinin hiçbir şekilde hatalı ihmale eş değer eylemler ile hukuka ve emredici hükümlere aykırı fiillerde bulunmadığını, müvekkilinin tüm eylemleri sigorta brokerleri yönetmeliği çerçevesinde gerçekleştiğini, hasar dosyası açılması, hasarın bildirimi, avukat tayini sağlanması yönünde yardımcı olduğunu, müvekkilinin tazminatın tahsiline yardımcı olduğunu, müvekkilinin riski kuver etmek/teminat altına almak gibi bir sorumluluğu bulunmadığını, sigorta tazminatı ödeme sorumluluklarının bulunmadığını belirterek haksız ve hukuka aykırı olarak ikame edilen davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesi ile, müvekkili ile davacı arasında FFL sorumluluk sigorta poliçesi akdedildiğini, sigorta konusunun sigortalının lojistik faaliyetleri sırasında 3. şahıslar tarafından ileri sürülecek maddi ve bedeni hukuki zarar ve hasar taleplerini iş bu sigorta poliçesinde yer alan sözleşme şart ve hükümleri dahilinde teminat altına aldığını, davacının poliçenin geçerlilik süresince meydana gelen her türlü olayı, kazaları, kayıpları, hasarları derhal ve doğrudan sigortacıya bildirmekle yükümlü olduğunu, poliçenin bu hükmünün davacı tarafından yerine getirilmediğini, davacının zarar doğuran olayı davalı … Sigortaya e-mail yoluyla ilettiğini beyan ettiğini, bu hususun müvekkili ile ilgisinin bulunmadığını, zira poliçe şartları uyarınca ihbarın doğrudan ve gecikmeksizin sigortacılara yapılması gerektiğini, davacının hem bildirim yükümlülüğüne uymadığını hem de hazarı azaltıcı tedbirleri almadığını belirterek haksız ve hukuka aykırı olarak açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 20/03/2018 tarih 2015/560 Esas 2018/194 Karar sayılı kararında; “Bu açıklamalar ışığında davalı … şirketinin “vekil” gibi hasarın tazmini esnasında sigorta şirketi ile doğrudan bağlantı kurması, sigortalının haklarını koruması ve tazminatın tahsiline yardım etmesi gerekmekte olup, bu nedenle olayda müşterek sorumluluğu söz konusudur. Sigorta şirketi olan davalı … Sigorta açısından da ; davacıya hasarın meydana geldiği anlaşıldığında hiçbir bildirim ihtar veya ihbar yapılmadığı, davacının bu hasardan ancak rücu davası ile haberdar olmuştur. Davacının hakkında açılan davayı sigortacısına ihbar etmemesi sigortacıyı sorumluluktan kurtarmayacaktır. Bu bildirim yapılmamasından kaynaklı hasarın ağırlaşması, zararın büyümesi de gerekmektedir. Zira sözleşmede böyle bir hasar durumu ögrenildiğinde yapılacak prosedür olarak … A.Ş. ye bildirim hususu zorunlu tutulmuş ve davacı da dava açıldığını öğrenir öğrnemz ertesi gün bu bildirimi e-mail olarak yapmıştır. Alınan bilirkişi raporunda da üç kişilik bilirkişi heyeti ki tamamı sigortacılık uzmanıdır; aynı doğrultuda görüş beyan etmişler ve hesaplama yapmışlardır. Bu durumda davacı ödediği tazminatı her iki davalıdan da talep edebilecek olup muafiyet hususundaki poliçe hükmü de nazara alınarak …”gerekçesi ile, 1-Davanın KISMEN KABULÜ ile muafiyet miktarı da gözetilerek 74.540,05 TL ‘nin her iki davalıdan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, dava tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına, 2-Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı davalılar vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … A.Ş. vekili istinaf dilekçesi ile, Brokerlerden sigorta (hasar) tazminatı talep edilemeyeceğini, tazminatın ödenmesinde brokerin kusuru varsa brokerden tazminat talep edilebileceğini, Sigortacı ile brokerin müşterek, müteselsil hasardan sorumluluğu diye bir hukuki sonucun kabul edilemez olduğunu, sigortalının hasardan ötürü tazminatını alması gerekiyorsa, ya sigortacı haksız şekilde ödemediği ya da brokerin kusuru ile sigortalı hak kaybına uğradığını, brokerin kusurundan kaynaklı zararı tazmin etmesi gerektiğini, ikisi bir arada müşterek ve müteselsil sorumlu olamayacaklarını, Broker konumundaki müvekkili şirkete atfedilecek müşterek müteselsil bir sorumluluk bulunmadığını, bildirimi yapmadığı için kendisinden beklenen dikkat ve özeni göstermediği ifade edilen müvekkili şirketin davacının iddia ve talep ettiği zarar tutarından sorumlu tutulabilmesinin hukuken mümkün olmadığını, Müvekkili şirketin sigorta poliçesinde taraf değil sadece aracı sıfatına haiz broker olduğunu, Brokerlik Kurumunun 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu ve Sigorta ve Reasürans Brokerleri Yönetmeliği’nde tanımlandığını, Müvekkili şirketin sigortacı olmayıp sigorta aracısı olduğunu, bu bakımdan müvekkili şirketin sigortacı gibi rizikoyu taşımak, aydınlatmak, poliçe vermek ve sigorta tazminatı ödeme borcu olmadığını, açıklanmış olduğu üzere, sigorta sözleşmelerinin akdinden önceki hazırlık çalışmalarını yürütmek, gerektiğinde sigorta sözleşmesinin uygulanmasında veya tazminatın tahsilinde yardımcı olmak ile sınırlı olduğunu, Kaldı ki, diğer davalı (sigortacı) … Şirketi dahi müvekkilinin sorumlu olduğunu kanısında olmadığını, …’ın dosyaya sunduğu cevap dilekçesi ve sair yazılı beyanlarda müvekkili şirketin sorumlu olduğuna yönelik bir beyana yer vermediğini, davaya ilişkin tüm savunmasını davacı sigortalının bildirim yükümlülüğüne uymaması ve hasarı azaltıcı tedbirleri almaması üzerine kuran … şirketinin, müvekkili şirketin sorumlu tutulduğu bir ihtimalde sorumluluktan nasıl kurtulamadığının anlaşılamadığını, Mahkemece ve karara dayanak teşkil eden bilirkişi raporuna göre, müvekkiline atfedilen kusurun hasar bildirimini zamanında yapmamak olduğunu, hasarın zamanında bildirilmemiş olması sebebiyle, sigortacı tazminat ödeme yükümünden kurtulamadığına göre, müvekkilinin hiçbir kusurunun olmadığını, mahkeme kararının çelişkili olduğunu, Kurulan hükmün husumet açısından hukuka aykırı olduğu gibi getirdiği mali sonuçlar yönünden de hukuka aykırılık teşkil ettiğini, Broker vasfını haiz müvekkili şirketin Sigorta ve Reasürans Brokerleri Yönetmeliği’nin 17. Maddesi uyarınca sigorta tazminatı ödeyemeyeceğini, yani sigorta ödeme yükümlülüğü ile rizikoyu teminat altına alma yükümlülüğünün sigortacı konumundaki diğer davalı şirket … Sigorta A.Ş’ye ait olduğunu, nitekim bu hususun bilirkişi raporunda da açıkça tespit edildiğini, bilirkişi heyetince yapılan inceleme neticesinde, dava konusu tazminat talebinin … nolu Freight Forwarder Sorumluluk Sigorta poliçesi kapsamında kaldığı ve tazminat ödemesinden diğer davalının sorumlu olduğu sonucuna varıldığını, gerçekten de huzurdaki davada davacının talebi poliçe kapsamına giren rizikonun gerçekleşmesi sebebiyle sigorta tazminatının kendisine ödenmesi talebi olduğu, işbu davada davacının talebi uğradığı zarar değil, açıkça sigorta tazminatının tahsili talebi olduğu, bu sebepten ötürü, müvekkili şirketin davacıya herhangi bir sigorta tazminatı ödemesinin kabul edilemeyeceğini, Müvekkili şirketin diğer davalı şirkete bildirimde bulunmamasıyla davacının talep ettiği miktardan sorumlu olacağı sonucuna ulaşılmanın ise mümkün olmadığı, çünkü bu iki olgu arasında nedensellik bağı mevcut olmadığını, müvekkili şirketin hiçbir kusurlu ve/veya ihmalkâr eylemi mevcut olmayıp somut olayda şayet müvekkilinin diğer davalıya ihbarı ile sigortacı konumundaki diğer davalı haklı sebeple tazminatı ödememe hakkı kazansaydı o zaman davacının zararından müvekkili şirketin sorumluluğunun gündeme gelebileceğini, halbuki somut olayda, müvekkili şirketin kendisine iletilen tazminat talebine ilişkin bilgi ve belgeleri … şirketine derhal bildirdiğini, dolayısıyla sigortalının herhangi bir kaybı olmadığını, Müvekkili şirketin hasarı diğer davalı sigorta şirketine ihbar etmemesinin davacı nezdinde herhangi bir zarara sebebiyet vermediğini, başka bir deyişle, müvekkili şirketin hasarı sigorta şirketine ihbar edip etmemesi arasında bir fark olmadığını, bilirkişi heyetince de müvekkilinin hasarı sigorta şirketine bildirmemesinin davacıda ne gibi bir zarar yaratmış olduğunun açıklanamadığını, ortada iddia edilen gecikmenin yarattığı hiçbir zarar olmadığını, zaten iddia edilen gecikmeden dolayı sigortacının haklı sebeple ödememesi gibi bir durum söz konusu olsaydı bu seferde diğer davalı lehine karar verilmesi gerekeceğini, Kaldı ki, esasen Bakırköy 15.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/324 Esas sayılı dosyasında açılan davayı diğer davalı … Sigorta A.Ş’ye ihbar etmeyenin davacı tarafın bizzat kendisi olduğunu, bilirkişi raporunda bu husus saptanmış olsa da davayı ihbar etmeyen davacıya herhangi bir kusur atfedilmezken müvekkilinin hasarı diğer davalıya ihbar etmemesi sebebiyle sigorta tazminatından sorumlu tutulmasının kabul edilemez olduğunu, bilirkişilerce yapılan ve mahkemece hükme esas alınan değerlendirmelerdeki kusur dağılımlarını bu nedenle kabul etmediklerini, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucu ortadan kaldırılmasına, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf dilekçesi ile, Müvekkili davacı ile sigortalı … A.Ş. arasında 23.03.2012-2013 tarihleri arasında geçerli olmak üzere … nolu FFL (Fright Forwarder Sorumluluk) Sigorta Poliçesi akdedildiğini, sigortanın konusunun sigortalının lojistik faaliyeti sırasında 3. şahıslar tarafından ileri sürülecek maddi ve bedeni hukuki zarar ve hasar taleplerini işbu sigorta poliçesinde yer alan sözleşme şart ve hükümleri dahilinde teminat altına almak olduğunu, Yargıtay’ın uygulamaları ve daimilik kazanmış kararları çerçevesinde sigortacı ile sigortalının poliçe şartlarını özel klozlar çerçevesinde düzenleyebileceği, ayrıca sigortalının 3. Şahısa karşı mesuliyeti ile poliçe şartlarının ayrı ayrı değerlendirileceği kabul gördüğünü, Taraflar arasındaki söz konusu sigorta poliçesinin 8 H maddesi uyarınca Sigortalı ile Sigortacı arasında bir garanti hükmü tespit edildiğini, bu garanti hükmünün Sigortalı tarafından yerine getirilmemesi halinde Sigortacı ve/veya Reasürörler işbu poliçeden dolayı yükümlülüklerinden ibra edilmekte olduğunu, buna göre sigortalı davacının poliçenin geçerlilik süresince meydana gelen her türlü olayı, kazaları, kayıpları, hasarları derhal ve doğrudan sigortacılara bildirmekle yükümlü olduğunu, poliçe kapsamındaki bir olay ve hasarlarla ilgili görüşmeler yapmak, anlaşmalar yapmak, avukatlar atamak ve tüm yasal işlemlerde yetkinin sigortacılara ait olduğunu, poliçenin bu hükmünün davacı tarafından yerine getirilmediğini, Mahkeme dosyasına sunulan 10.05.2017 tarihli bilirkişi raporu ile de bunun yerine getirilmediğinin teyit edildiğini, biran için davacının, dava dışı … A.Ş. ile … A.Ş. emtialarına vermiş olduğu zararı sayılan dava dışı şirketlerin sigorta şirketi olan … Sigorta A.Ş.’nin kendisine açmış olduğu dava ile öğrendiğini düşünsek bile bu davanın da müvekkili şirkete bildirilmediğini, hasarı ve davayı müvekkili şirkete bildirmeyen davacının poliçe şartlarına aykırı davrandığını, Mahkemenin gerekçeli kararında davacının, müvekkili şirkete bildirimleri yapıp yapmadığı hususuna değinilmediğini, çünkü bu husus yargılama aşamasında da hiç araştırılmadığını, Bilgilendirmenin diğer davalı … A.Ş.’ye yapılmış olmasının, müvekkili sigorta şirketine yapıldığı anlamına gelmeyeceğini, zira davalı broker şirketinin, sigortalıyı temsil etmekte olup kendi iç bünyelerindeki bilgilendirmelerin müvekkili bilgilendirildiği anlamına gelmeyeceğini, bu nedenle bilirkişi raporunun 4. sayfasında bildirimlerin çok güzel tanzim edildiğini, kronolojik sırayla yapılan bilgilendirmeleri gösterir tablo bulunduğunu, bu tablo da müvekkili şirketin ilk bilgilendirildiği tarihin, Bakırköy 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2013/324 E., 2014/85 K.sayılı mahkeme kararının davacı tarafından tebliğ alındığı tarih bile olmadığını gösterdiğini, işbu gerekçeli kararın dava dışı … Sigorta A.Ş. tarafından icra takibine konu edilmesinden ve davacının icra dosyasına ödeme yapmasından sonra olduğunu, yani tüm hasar miktarının artmış olarak, hasar miktarına tüm faiz, feriler, yargılama gideri ve vekalet ücretlerinin eklenmesinden sonraki tarih olduğunu, Davacının talep konusu yaptığı Bakırköy 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/324 E., 2014/85 K. sayılı gerekçeli kararı incelendiğinde sigortalının dava konusu olayı sigortacıya gerek dava öncesinde gerekse dava sırasında ihbar etmediğini, bu yönde resmi bir mahkeme yoluyla yapılmış bir ihbarın olmadığını hatta sigortalının davaya karşı bir cevap dilekçesi dahi ibraz etmediğini, bir savunma oluşturmadığını, bilirkişi raporunun bu durumu teyit ettiğini, davacının kendi aleyhine açılmış davaya savunma sunmamasının hasarın artmasına sebebiyet verdiğini, mahkemenin de gerekçeli kararın 3. sayfasında sigortacıya bildirim yapılmaması sebebiyle hasarın ağırlaşması söz konusu ise sigortacının sorumluluktan kurtulacağını belirtmesine rağmen davanın kabulüne karar vermesinin kendi içerisinde çelişki oluşturduğunu, Dava dosyasına sunulan bilirkişi raporunun da, diğer davalı şirketin Kanun, Yönetmelik ve Hazine Müsteşarlığı Denetim Raporlarına aykırı davranarak basiretli iş adamı gibi davranmadığını ve müvekkili sigorta şirketini hiç bilgilendirmediğini tespit ve teyit ettiğini, Müvekkiline yapılan geç bildirimlerin ödenecek tazminat miktarının artışına sebep olduğunu, davacı ile müvekkili şirket arasında tanzim edilen poliçede, poliçe kapsamındaki bir olay ve hasarlarla ilgili görüşmeler yapmak, anlaşmalar yapmak, avukatlar atamak ve tüm yasal işlemlerde yetkinin sigortacılara ait olduğunu, davacı ve diğer davalı brokerın bildirimleri yapmayarak, müvekkili şirketin poliçe gereği avukat atama ve davada savunma yapma hakkını ihlal ettikleri gibi davacının davanın takibini dahi yapmayarak, cevap dilekçesi sunmayarak, dava aşmasında sulh görüşmeleri yapmayarak, dava miktarının artışına, faiz, vekalet ücreti ve yargılama gideri gibi tazminat miktarını artıran ferilerin tazminata eklenmesine sebep olduklarını, Kabul anlamına gelmemekle beraber en azından davacı aleyhine açılmış olan Bakırköy 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/324 E., 2014/85 K. sayılı davanın gerekçeli kararının dahi icra takibine konu edilmeden bildirilmiş olunsaydı icra takibi sebebiyle oluşan harç, masraf ve vekalet ücreti yükünün söz konusu olmayacağını, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılarak davanın reddine, tehir-i icra kararı verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/560 Esas 2018/200 Karar dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, davalı sigorta şirketi tarafından Freight Forwarder Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalanan davacı antrepo sahibinin deposunda meydana gelen ve mahkeme kararı ile ödemek zorunda kaldığı hasar bedelinin sigorta poliçesi kapsamında olduğundan bahisle davalı sigorta şirketinden ve sigorta poliçesi düzenlenmesine aracılık eden davalı sigorta brokerinden tahsili istemine ilişkindir. Davacı vekili, müvekkilinin antreposunun Freight Forwarder Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile davalı sigorta şirketince sigortalandığını, diğer davalının sigorta brokeri olarak poliçe düzenlenmesine aracılık yaptığını, poliçe süresi içinde, müvekkiline ait depoda bulunan dava dışı taşıyıcılara ait yükte hasar meydana geldiğini, dava dışı taşıyıcıların sigorta şirketinin ödediği hasar bedelinin rucüen tahsili için aleyhlerine dava açtığını, bu davanın davalı broker aracılığı ile davalı sigorta şirketine bildirildiğini, buna rağmen davalı sigorta şirketinin davada kendilerine her hangi bir hukuki yardımda bulunmadığını, davayı takip etmediğini, mahkeme kararı ile dava dışı taşıyıcıların sigorta şirketine hasar ödemesi yapmak zorunda kaldığını, bu hasarın sorumluluk sigortası teminatı kapsamında olduğunu, müvekkilinin ödemek zorunda kaldığı bu hasar bedelinin davalılardan tahsilini talep etmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü ile hasar bedelinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş, karara karşı davalılar istinaf başvurusunda bulunmuştur. Uyuşmazlık, davacının dava dışı şirkete taşımadan kaynaklı ödediği hasar bedelini davalılardan talep edip edemeyeceğinden kaynaklanmaktadır. Dosya içinde bulunan kesinleşen Bakırköy (kapatılan) 15. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/324 E., 2014/85 K. Sayılı kararı, … poliçe nolu Freight Forwarder Sorumluluk Sigorta Poliçesi, bilirkişi raporu ve tüm belge ve bilgilerden, davacı antreposunun … poliçe nolu Freight Forwarder Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalandığı, sigortalı antrepoya dava dışı nakliye şirketi tarafından taşınan yükün getirtilerek boşaltıldığı, yükün hasarsız bir şekilde davacı antreposuna teslim edilmesine rağmen, gümrük işlemleri sonucu yapılan kontrolde yükte hasar tespit edildiği, dava dışı nakliye şirketinin sigortacısı tarafından hasar bedelinin hak sahibine ödendiği, dava dışı yük sigortacısı şirket tarafından hasardan sorumlu olduğundan bahisle davacı hakkında Bakırköy (kapatılan) 15. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/324 E sayılı dosyasında rucüen tazminat davası açıldığı, yapılan yargılama sonucunda davacının sorumluluğu tespit edilerek hasar bedelinin davacıdan tahsiline karar verildiği, verilen kararın Yargıtay onaması ile kesinleştiği, davacının hasar bedelini ödemek zorunda kaldığı, ödediği bedeli ihtarname ile sigorta poliçesi kapsamında davalı sigorta şirketinden talep ettiği hususları çekişme konusu değildir. Alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davacının ödemek zorunda kaldığı hasar bedelinin davacı ve davalı sigorta şirketi arasında yapılan … poliçe nolu Freight Forwarder Sorumluluk Sigorta Poliçesi teminatı kapsamında olduğu sabittir. Davalı sigorta şirketi, poliçe hükmüne göre sigortalı davacının poliçenin geçerlilik süresi içinde meydana gelen her türlü olayı, kazayı, hasarları derhal ve doğrudan sigortacıya bildirmekle yükümlü olduğunu, poliçe kapsamında hasarla ve olayla ilgili görüşmeleri yapma, anlaşma, avukat tutma ve tüm yasal işlemleri yürütme yetkisinin sigortacıya ait olduğunu, poliçenin bu hükmünün davacı tarafından yerine getirilmediğini, böylece poliçe şartlarına aykırı davrandığını, poliçe 8 H maddesi uyarınca taraflar arasında garanti hükmü tesis edildiğini, bunun yerine getirilmemesi halinde sigortacının poliçeden dolayı yükümlülüklerinden ibra edilmiş sayılacağını belirterek istinaf başvurusunda bulunmuş ise de, davacı hakkında açılan davayı süresi içinde sigorta sözleşmesinin kuruluşuna aracılık eden diğer davalı … A.Ş.ne bildirdiği ve poliçeden dolayı hasar dosyasının açılması ve gereğinin yapılmasını talep ettiği, bu durumda davacının haber alır almaz kendisine sigorta poliçesi tanzimi ve sözleşme akdinde yardımcı olan aracı broker firmasına bildirimde bulunduğunun sabit olduğu, Sigorta ve Reasürans Brokerliği Yönetmeliği gereğince brokerin hasar tazminatının ödenmesinde de görevli olduğundan sigortalı tarafından hasar ihbarının brokere yapılmış olması halinde bu ihbarın broker tarafından sigortacıya iletilmesi gerektiği, brokerin bu hasar ihbarını sigorta şirketine iletmemiş olmasının sigortacı ve broker arasında kurulu akdi ilişki niteliğindeki protokol ile kurulmuş iç ilişki olduğu, sigortalı bakımından bir hak kaybına sebebiyet vermesinin mümkün olmadığı, sigorta brokerine yapılan bildirim sigortacıya yapılmış gibi kabul edileceğinden meydana gelen rizikonun bildirilmediğine ilişkin davalı istinaf sebebinin yerinde olmadığı, kaldı ki, sigorta genel şartlarında ve poliçe özel şartlarında, sigorta teminatı kapsamı dışında kalan haller arasında bildirim yükümlülüğünün ihlalinin sayılmadığı, bildirim yükümlülüğünün ihlali halinde yaptırımın sadece bu ihlal nedeniyle ödenecek tazminatta bir artış meydana gelmiş ise sigortacının bu artış miktarı oranında tazminat ödeme yükümlülüğünden kurtulması olduğu, dosyada alınan bilirkişi raporuna göre bildirimin yapılmaması nedeniyle ödenen hasar bedelinde bir artış olmadığı, zaten davacı aleyhine açılan rucüen tazminat davasında hasar bedeli belirli olup, yapılan yargılama sonucunda kesinleşen mahkeme kararı ile davacının sorumlu olduğu hasar bedelinin tespit edildiği, ayrıca meydana gelen hasarın sigorta teminatı dışında kaldığının, hasar bedelinin ödenmemesi gerektiğinin ispat külfetinin sigorta şirketinde olduğu, davalı sigorta şirketinin söz konusu rizikonun teminat dışında olduğunu iddia ve ispat edemediği, meydana gelen rizikonun sigorta poliçesi teminatı kapsamında olduğu anlaşılmakla davalı sigorta şirketinin istinaf sebepleri yerinde değildir. Bu davalı yönünden mahkemece verilen karar usul ve yasaya uygun olmakla davalı sigorta şirketinin istinaf başvurusunun esastan reddi gerekir. Sigorta Brokeri, Sigortacılık Kanunun 2. maddesinde tanımlanmış olup buna göre ; sigorta veya reasürans sözleşmesi yaptırmak isteyenleri temsil ederek, bu sözleşmelerin yaptırılacağı şirketlerin seçiminde tamamen tarafsız ve bağımsız davranarak ve sigorta teminatı almak isteyen kişilerin hak ve menfaatlerini gözeterek, sözleşmelerin akdinden önceki hazırlık çalışmalarını yürütmeyi ve gerektiğinde sözleşmelerin uygulanmasında veya tazminatın tahsilinde yardımcı olmayı meslek edinen kişidir. Brokerler, sigorta tazminatı veya tazminata ilişkin avans ödeyemez. Aynı tanıma Sigorta ve Reasürans Brokerleri Yönetmeliğinin 4. maddesinde de yer verilmiştir. Davalı … A.Ş sigorta brokeri olup Freight Forwarder Sorumluluk Sigorta Poliçesinin düzenlenmesine aracılık ettiğinden, sigortacı sıfatı bulunmamaktadır. Bu davalının sigorta ve reasürans brokeri olduğu, sigorta ve reasürans brokerlerinin sigorta ve reüsürans sözleşmesi yaptırmak isteyenleri temsil ederek sigorta sözleşmelerinin akdinden önceki hazırlık çalışmalarını yürüten ve gerektiğinde sözleşmelerin uygulanmasında veya tazminatın tahsilinde yardımcı olmayı meslek edinen kişi olup, sigorta tazminatı ödemesinin yasak olduğu sigorta poliçesinin tarafı olmadığı, riski üstlenmediği bu nedenle sigorta poliçesi kapsamında oluşan risk bedelinin bu davalıdan tahsilinin talep edilemeyeceği, bu davalının kendisine yapılan bildirimi süresinde sigorta şirketine bildirmeyerek kusurlu olduğu iddia edilse dahi, bu durumda bu davalının kusur sorumluluğuna gidilebilmesi için ortada bir zararın olması gerektiği, davacı sigortalının ödediği hasar bedelini sigorta şirketinden talep ettiği, mahkemece hasar bedelinden sigorta poliçesi kapsamında sigorta şirketinin sorumlu olduğunun kabul edildiği, buna göre davacının davalı brokerin davranışı nedeniyle oluşan bir zararının bulunduğunu ispatlayamadığı anlaşılmakla bu davalı hakkında sigorta poliçesi kapsamında riziko bedelini ödeme yükümlülüğü bulunmadığından ve davacının bu davalının kusurlu hareketi nedeniyle oluşan bir zararı bulunmadığından davanın reddi gerekirken mahkemece yanılgılı değerlendirme ile bu davalı hakkında da kısmen kabul kararı verilmesi yasaya aykırı olmuştur. (Yargıtay 11. HD 2016/9512 E., 2018/2292 K. ve 2014/13262 E., 2017/5442 K.) Bu nedenle davalı … A.Ş.’nin istinaf başvurusunun kabulü ile bu davalı hakkında kurulan mahkeme kararının kaldırılmasına ve bu davalı hakkında açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; A-Davalı … Sigorta A.Ş.’nin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, B-Davalı … A.Ş.’nin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/03/2018 tarih 2015/560 Esas 2018/200 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, Dairemizce esas hakkında yeniden hüküm kurularak; 1-Davacı tarafın davalı … A.Ş. yönünden açtığı davanın REDDİNE, 2-Davacı tarafın … Sigorta A.Ş. yönünden açtığı davanın KISMEN KABULÜ ile muafiyet miktarı da gözetilerek 74.540,05.TL’nin davalı … Sigorta A.Ş.’den tahsili ile davacıya verilmesine, dava tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına, 3-Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
İLK DERECE YÖNÜNDEN: 4-Alınması gereken 5.091,83.TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 1.344,89.TL’nin mahsubu ile bakiye 3.746,94.TL harcın davalı … Sigorta A.Ş.’den tahsili ile hazineye gelir kaydına, 5-Davacı tarafça peşin olarak yatırılan 1.344,89.TL harcın davalı … Sigorta A.Ş.’den alınarak davacıya verilmesine, 6-Davacı tarafından sarfedilen 249,00.TL posta gideri ile 1.500,00.TL bilirkişi gideri toplamı 1.749,00.TL’nin kabul-red oranına göre belirlenen (%95 kabul) 1.661,55.TL’lik kısmının davalı … Sigorta A.Ş.’den alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, 7-Davalılar tarafından sarfedilen yargılama gideri bulunmadığından bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına, 8-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, Dairemiz karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 10.490,21.TL vekalet ücretinin davalı … Sigorta A.Ş.’den alınarak davacıya verilmesine, 9-Davalı … Sigorta A.Ş. kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, Dairemiz karar tarihinde Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 3.400,00.TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … Sigorta A.Ş.’ne verilmesine, 10-Davalı … A.Ş.kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, Dairemiz karar tarihinde Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 11.037,75.TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … A.Ş.’ne verilmesine, 11-Bakiye gider avansı varsa karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
İSTİNAF YÖNÜNDEN: 12-Davalılar tarafından yatırılan 98,10’ar.TL istinaf kanun yoluna başvurma harçlarının hazineye gelir kaydına, 13-Alınması gereken 5.091,83.TL istinaf karar ve ilam harcından istinaf eden … Sigorta A.Ş. tarafından yatırılan 1.273,00.TL harcın mahsubu ile bakiye 3.818,83.TL’nin … Sigorta A.Ş. tahsili ile hazineye gelir kaydına, 14-Davalı … A.Ş. tarafından yatırılan 1.273,00.TL istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine, 15-Davalı … A.Ş. tarafından sarfedilen 98,10.TL istinaf kanun yoluna başvuru harcının davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine, 16-Davalı … Sigorta A.Ş. tarafından sarfedilen giderlerin üzerinde bırakılmasına, 17-Bakiye gider avansı varsa karar kesinleştiğinde ve talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’ nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’ da temyiz yolu açık olmak üzere 13/02/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.