Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/1599 E. 2018/1357 K. 27.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1599 Esas
KARAR NO : 2018/1357 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2017/1357 D.iş 2017/1389 Karar
TARİH : 13/09/2018 Ek Karar
TALEP: İhtiyati Hacize itiraz
KARAR TARİHİ: 27/12/2018
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ:
İhtiyati haciz talep eden vekili dava dilekçesi ile, genel kredi sözleşmesine dayanarak 384.117,12.TL alacağın temini için İİK 257 vd. maddeleri uyarınca ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesi 21/12/2017 tarihli kararı ile, ihtiyati haciz isteminin teminatsız olarak kabulü ile 384.117,12.TL alacağın temini bakımından İİK 257 vd.maddeleri uyarınca borçlunun menkul ve gayrimenkul malları ile 3.şahıslardaki hak ve alacaklarının İİK’nda muayyen tahditler dairesinde ihtiyaten haczine karar verilmiştir.
İhtiyati hacze itiraz eden vekili itiraz dilekçesi ile, kanuni ikametgahının …Kadıköy İST. olduğundan yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Mahkemelerinin olduğunu, yetki itirazında bulunduğunu, takip dayanağı sözleşme uyarınca kurulan kefalet sözleşmesi kanunen geçersiz olduğundan kefil olarak sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, Tüketici Kanunu kapsamında takip konusu alacağın varlığı ve miktarı konusunda yargılama yapılmasını zorunlu kıldığından bu yönde bir ilam alınmadan başlatılan takebin en başından beri koşulları bulunmaması sebebiyle iptali gerektiğini, tüm bu nedenlerle usul ve esasa ilişkin itirazlarının kabul edilerek kanuna aykırı olarak verileni ihtiyati haciz kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
İlk Derece Mahkemesi 13/09/2018 tarih 2017/1357 D.iş 2017/1389 sayılı ek kararında;
“Tüm dosya ve deliller birlikte değerlendirildiğinde, 21/12/2017 tarihli mahkememizce verilen ihtiyati haciz kararına öncelikle yetki yönünden itiraz edilmiş ise de taraflar arasında imzalanan 19/08/2015 tarihli Genel Kredi Sözleşmesinin 29/a md. gereğince taraflar arasındaki uyuşmazlıkların çözümünde İstanbul mahkemelerinin yetkili olacağına dair yetki şartı konulmuş olup …Ltd. Şti.’nin sahibi olan ve tacir sıfatını taşıyan itiraz eden asil bakımından da geçerli olup 6100 Sayılı HMK hükümleri çerçevesinde yapılmış olan yetki itirazın reddine, ayrıca esas yönünden de kefalet sözleşmesinin geçersizliği v.b. İtiraz nedenlerine dayanılmış ise de bu nedenlerin, HMK 257,md. ‘de belirtilen tahdidi sebeplere uymaması …”gerekçesi ile,
İhtiyati Hacze yapılmış olan yetki ve esas yönündeki itirazların reddine karar verilmiş ve karara karşı ihtiyati hacze itiraz eden vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
İhtiyati hacze itiraz eden istinaf dilekçesi ile,
Tacir vasfına haiz olmadığından dolayı 6100 Sayılı HMK 17.madde hükmü uyarınca yapılan yetki sözleşmesinin tarafını bağlamadığı gerekçesine binaen mahkemenin gıyabında kanuna aykırı olarak verdiği ihtiyati haciz kararının yetkisiz mahkeme olduğunu,
İstanbul … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasında yapılan icra takibine itirazı uyarınca devam etmekte olan yargılamadan ötürü, mahkemenin ihtiyati hacze itirazın reddi kararının bu bakımdan da usul ve yasaya aykırı olduğunu,
6098 sayılı TBK 21.maddesi uyarınca da yetki sözleşmesinin kefil açısından geçerli kabul edilemeyeceğini,
Geçici Nitelikteki Hukuki Koruma kararı olan bu ihtiyati haciz kararının, şahsının üzerine kayıtlı hiçbir menkul ve / veya gayrimenkul bulunmaması ve uygulanan işbu kararın işlevsiz olması, davalı alacaklı tarafın hukuki hukuki durumunda meydana gelebilecek zararlara mani olması muhtemel olmadığını,
Sözleşmedeki yetkiye dair merasimin hukuken işlevsellik kazanması için 6100 sayılı HMK’nun 6.maddesine müracaat edilmesinin gereklilik arz ettiğini,
Kanuna aykırı olarak verilen verilen ihtiyati haciz kararının yetkisiz mahkeme tarafından verildiğini,
Dava dışı asıl borçlu …t Ltd. Şti.firmasının alacaklı davalı banka lehine verdiği ipoteklerin değerinin hem asıl borcu hem de kefalet ettiği rakamı teminat altına aldığını,
6098 sayılı TBK’nun 586.maddesine göre müteselsil kefillere başvurabilmek için borçluya kat ihtarı tebliği gerektiği şartı yerine gelmediğini,
Mahkemece usul ve esasa dönük eksik inceleme sonucu 1 numaralı celsede verdiği ihtiyati hacze itirazın reddi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu,
İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesinin 13/09/2018 tarihli ek kararının istinaf incelemesi soncu kaldırılmasına, ihtiyati hacze itiraz talebinin ve davanın kabul edilmesine, ihtiyati haciz kararının iptaline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1357 D.iş 2017/1389 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK 355. Maddesine göre istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.
Alacaklı vekili tarafından mahkemenin ihtiyati haciz kararının infazı için, genel haciz yoluyla takip başlatıldığı, her ne kadar istinaf eden borçlu tarafından ihtiyati haciz kararının kendisine tebliğ edilmediği ileri sürülmüş ise de, borçlu kefile ihtiyati haciz kararı sonrası, takip başlatıldığı, takip dosyasında kefil borçluya tebliğ edilen ödeme emrine itiraz edildiği, ancak dosya kapsamından anlaşıldığı üzere alacaklı vekili tarafından ihtiyati hacze itiraz itiraz edildiği tarih itibariyle itirazın iptaline yönelik dava açılmadığı anlaşılmaktadır.
Tüm dosya kapsamına göre; alacaklı banka ile borçlulardan …Şti. arasında genel nakdi ve gayrinakdi kredi sözleşmesi akdedilmiş olduğu, bu sözleşmeyi ihtiyati hacze itiraz eden müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, sözleşmede açıkça İstanbul icra dairelerinin ve mahkemelerinin yetkili olarak gösterildiği, HMK’nın 17. maddesi kapsamında yetki şartının geçerli olduğu ve kefili de bağlayacağı, bu bağlamda ihtiyati hacze itiraz eden borçlu vekilinin ihtiyati haciz kararı veren mahkemenin yetkili olmadığına dair istinaf sebebinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
İİK’nın 45. maddesi uyarınca, ipotekle temin edilmiş alacaklar için kural olarak adi
takip yoluna gidilemez. Ancak, BK’nın 487. maddesi uyarınca, rehinle temin edilmiş alacak için ayrıca müteselsil kefil varsa, rehin alacaklısı müteselsil kefile karşı haciz yoluyla takip yapabilir. Bir başka ifadeyle, İİK’nın 45. maddesi hükmü, müteselsil kefiller hakkında uygulanamaz. Somut olayda da asıl borç için ipotek teminatı verildiği halde karşı taraf … kefalet borcu için herhangi bir teminat verilmediğine göre mahkemece, asıl borç için ipotek teminatı verilmesinin müteselsil kefil olan karşı taraf için ihtiyati haciz talebinde bulunulmasına engel olmayacağı kabul edilerek sonucuna göre bir karar verilmesinin yerinde olduğu, bu nedenle ihtiyati hacze itiraz eden borçlu vekilinin bu yöndeki istinaf sebebinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere göre, ihtiyati haciz talep eden banka ile, hakkında ihtiyati haciz kararı verilen şirket arasında 400.000,00 TL tutar üzerinden 19/08/2015 tarihli Genel Kredi sözleşmesi imzalandığı, haklarında ihtiyati haciz talep edilen ….’ ın müteselsil kefil olduğu, asıl borçlu şirket ile kefil borçlulara kredi sözleşmesinden kaynaklı 384.117,12 TL hesap ka’t edilerek alacağın muaccel edildiği,borcun ödenmemesi nedeniyle kefil borçlu yönünden TBK’nun 586. maddesindeki koşulların oluştuğu, bu nedenle ihtiyati hacze itiraz eden borçlu vekilinin bu yöndeki istinaf sebebinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
İhtiyati haciz talebine konu kredi ticari kredi olup, sözleşmede de kredinin ticari
olduğuna dair hükümler bulunduğu, bu itibarla, mahkemece kredinin ticari kredi olduğu nazara alınarak 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun hükümleri olayda değerlendirilmemesinin isabetli olduğu, bu nedenle ihtiyati hacze itiraz eden borçlu vekilinin bu yöndeki istinaf sebebinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Sonuç olarak ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara kararı usul ve yasaya uygun olup, kamu düzenine de aykırı olmadığından HMK 353/1-b/1 maddesi gereğince ihtiyati hacze itiraz eden borçlu vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İhtiyati hacze itiraz eden borçlunun istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 98,10.TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 35,90.TL istinaf karar harcı istinaf eden tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 27/12/2018 tarihinde HMK’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.