Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/1591 E. 2020/249 K. 20.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1591
KARAR NO : 2020/249
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME İSTANBUL 17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ( Denizcilik İhtisas Mahkemesi Sıfatı ile )
TARİHİ : 16/07/2018
DOSYA NUMARASI: 2015/504 Esas – 2018/299 Karar
DAVA: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 20/02/2020
İlk Derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin donatma iştirakinde bulunan aralarında … IMO nolu … gemisinin de bulunduğu gemilerin bir kısmının davadışı … Ltd’ye kiraya verdiğini, ancak kiracının kira akdine aykırı şekilde müvekkili donatanın zararına hareket ettiğinin tespit edilmesi üzerine kira akdinin feshedildiğini, feshin başlıca nedenleri arasında kiracının kendi gemileri için tamirat, akaryakıt, ikmal, yedek parça ve iaşe gibi kalemler nedeniyle yapmış olduğu harcamaları davacı müvekkilinin yabancı oluşunu da fırsat bilerek müvekkilinin donatanı olduğu … gemisine fatura ettiğinin tespit edildiğini, menfi tespit davasının konusunu oluşturan İstanbul … İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı icra dosyasında davacı müvekkili aleyhine … San Tic Ltd Şti tarafından 25/08/2015 tarihinde 14.437,72.TL tutarındaki müvekkili donatanın mülkiyetinde bulunan gemilere verilen sözde mal ve hizmetlere ilişkin fatura alacağından bahisle icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin borçlu olarak … gemisi donatanı …. ‘ye izafeten … Tic Ltd Şti’ye gönderildiğini, … isimli yabancı şahsa tebliğ edildiğini, bu şahsın yabancı olmasının yanısıra acente çalışanı olup olmadığının da meçhul olduğunu, bu nedenle tebligat usulsüz olduğu gibi acentenin kötüniyetli olarak müvekkilini zarara uğratmak kastıyla hareket ederek haksız ödeme emrine itiraz etmediğini, bu şekilde takibin kesinleştirildiğini, devamında da gemi üzerine haciz ve seferden men kararı aldırıldığını, icra dosyası incelendiğinde takibin muvazaalı olduğunun ortaya çıkacağını, öte yandan borca dayanak olarak gösterilen faturaların tamamının C/O … Tic Ltd Şti adına düzenlendiğini, söz konusu mal ve hizmetlerin müvekkiline ait …. gemisine verildiğini gösteren herhangi bir ibare bulunmadığını, kaldı ki .. gemisinin uzun süredir Samsun Limanında bulunduğunu, fatura tarihi itibariyle Türk karasularında bulunup bulunmadığının araştırılması gerektiğini, … … gemisine acentelik ettiğine dair herhangi bir bilgi de bulunmadığını, sonuç olarak müvekkilinin icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespitine, icra takibinin muvazaalı ve fatura tutarlarının fahiş olduğunu ileri sürerek öncelikle İİK’ nun 72/3. maddesi uyarınca teminat mukabilinde icra veznesine depo edilecek paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesine, takibin tedbir yoluyla durdurulmasına, takibin haksız ve kötüniyetli olması nedeniyle müvekkili lehine alacağın % 40′ ı oranında tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; icra takibine ve menfi tespit davasına konu alacağın… şirketinin …, … ve … isimli gemilere verilen fatura ve iş teslim belgelerinde yazılı olan tamir – bakım hizmetlerinden kaynaklandığını, dava dilekçesinde de kabul edildiği üzere takip borçlusunun geminin maliki ve donatanı olduğunu, … de … isimli geminin acentesi olup hizmet alımına aracılık ettiğini, davadışı … ise söz konusu gemilerin kiracısı olduğunu, icra takibinin kesinleşmesinin takip hukukuna ilişkin bir durum olup, bu konudaki iddiaların çözüm yerinin İcra Hukuk Mahkemesi olduğunu, kiracının gerçekte kendi gemilerine almış olduğu mal ve hizmetleri borçlunun gemilerine almış gibi gösterdiği yönündeki iddianın ispata muhtaç olduğunu, icra dosyasına sunulan belgelerden takip talebinde belirtilen gemilere tamir – bakım hizmeti verildiğinin anlaşıldığını, alacağın fahiş olduğu yönündeki iddianın ise piyasa rayicini bilen bilirkişiler tarafından tespit edilebileceğini, davacı vekilinin dava dilekçesinde … acente olduğunu, … de kiracı olduğunu kabul ettiğini, kaldı ki faturaların acenteye kesilmiş olmasının deniz alacağı bakımından bir anlam ifade etmediğini, esas olan konunun hizmetin gemiye verilip verilmediğinin olduğunu, faturalarda gemi isimleri zikredilerek yapılan işlerin belirtildiğini, iş teslim belgelerinde yer alan hizmetlerin gemi tarafından da kabul edildiğini, alacağın doğumuna neden olan tüm gemilerin gerek alacağın doğduğu gerekse halihazırda borçlunun mal varlığı içerisinde bulunduğunu, dolayısıyla alacağın tamamı için Chalna gemisinin seferden men edilmesinde hukuka aykırı bir durum bulunmadığını ileri sürerek davanın reddi ile % 20′ den az olmamak üzere icra inkar tazminatının davacıdan tahsil edilmesine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 16/07/2018 tarih ve 2015/504 Esas – 2018/299 Karar sayılı kararında; ” … Yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen ikinci bilirkişi raporuna göre; icra takibinin dayanağını oluşturan 24/10/2013 tarihli … nolu faturada “M/V … gemisinde iskele m/e ara şafttan … alınması ve sancak m/e layna ayarı kontrol işi toplamı 2.478,00 USD” olarak belirtildiği, 07/08/2013 tarihli iş teslim belgesinde de M/V … gemi kaşe, mühür ve imzasının yer aldığı, 01/11/2014 tarihli 723120 nolu faturada “M/V … Rusya bayraklı gemi bir adet balast pompası bakımı 944,00 USD” kaydının yer aldığı, iş teslimine ilişkin 08/08/2013 tarihli belgede M/V … gemi, kaşe, mühür ve imzasının yer aldığı, 08/08/2013 – 09/08/2013 tarihleri arasında hizmet verildiği, 24/10/2013 tarihli … nolu faturada “M/V … gemisinde iskele m/e ara şaftan dişli kaplin tamiri ve layn kontrolü işi toplamı 1.416,00 USD” kaydının yer aldığı, fatura ve iş teslimine ilişkin 20/08/2013 tarihli belgede M/V … gemisi için hizmet verildiğini gösteren … firmasının kaşe, mühür ve imzasının yer aldığı, hizmet tarihinin 20/08/2013 olduğu anlaşılmış olup, söz konusu faturalar acenteye hitaben düzenlenmiş ise de, hükme esas alınan bilirkişi raporunda belirtildiği üzere fatura konusu işlerin gemilerin denize ve yola elverişliliği için yapıldığı, bu durumda takip alacaklısı davalı lehine gemi alacağı hakkı oluşturduğu, bundan dolayı da yapılan iş ile iş bedellerinden dolayı donatanın da sorumlu olduğu, iş teslim belgelerinde yer alan kaşe ve imzaların söz konusu hizmetlerin alınmış olduğunu gösterdiği, davacı tarafça hizmeti alan tarafın davacı olmadığı, hizmetin … firmasına verildiği, fatura muhatabının … firması olduğu, somut olayda … acente sıfatının sabit olmadığını ileri sürmüş ise de, faturalarda hizmetin verildiği gemi adlarının yer aldığı iş teslim belgelerindeki kaşe ve imzalar ile hizmetin verildiğinin teyit edildiği, gemilerin denize ve yola elverişliliği için yapılan hizmetleri kiracı Kent firması almış olmakla birlikte söz konusu işlerin tamir – bakım nitelikli olması nedeniyle söz konusu işler gemilerin denize ve yola elverişliliği için yapıldığından bu işler için düzenlenen fatura bedelinden kiracı ile birlikte donatanın da müteselsilen sorumlu olduğu, fatura bedelleri toplamı 4.838,00 USD olduğu halde takibin 4.938,00 USD üzerinden yapıldığı, dolayısıyla takip talepnamesinde 100,00 USD fazla talepte bulunulduğundan 4.838,00 USD ‘yi aşan kısma yönelik takibin haksız olduğu kanaatine varıldığından, bu kanaat ışığında davanın kısmen kabulü ile davacının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra takibine konu tutarın 100,00 USD’sinden dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacının kötü niyet tazminatı talebinin reddine, reddedilen kısım yönünden İİK ‘nun 72/4.maddesi gereğince % 20 oranı üzerinden hesaplanan 59,14 TL tazminatın ihtiyati tedbir kararı nedeniyle yatırılan teminattan tahsil edilerek davalıya ödenmesine … ” karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile, ” 1-Davanın kısmen kabulü ile davacının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra takibine konu tutarın 100,00 USD’sinden dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine, 2-Davacının kötü niyet tazminatı talebinin reddine, reddedilen kısım yönünden İİK’ nun 72/4.maddesi gereğince % 20 oranı üzerinden hesaplanan 59,14 TL tazminatın ihtiyati tedbir kararı nedeniyle yatırılan teminattan tahsil edilerek davalıya ödenmesine, … ” karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2015/504 Esas sayılı dosyası tahtında görülmekte olan menfi tespit davasının 16.07.2018 tarihli duruşmasında Yerel Mahkeme tarafından davanın reddine karar verilmiş olup, bahse konu karara karşı istinaf kanun yoluna başvurma zarureti hasıl olduğunu, Müvekkil … şirketinin “…” IMO numaralı … Gemisi Donatanı olup, aralarında …. IMO numaralı … gemisinin de bulunduğu gemilerin bir kısmını dava dışı … Ltd’ye kiraya verdiğini, fakat dava dışı kiracının kira akdine ve ticari teamüllere aykırı bir şekilde Müvekkil donatanın zararına hareket ettiğinin tespiti üzerine söz konusu kira akdinin feshedildiğini ve halihazırda taraflar arasında bu hususa ilişkin olarak davalar açılmış olup, davaların derdest olduğunu, İddia edilen borçtan davacı müvekkilin sorumlu olmadığını, Söz konusu kira akdinin feshinin başlıca nedeninin, kiracının kendi gemileri için tamirat, akaryakıt, ikmal, yedek parça ve iaşe gibi kalemler nedeniyle yapmış olduğu harcamaları da Müvekkilin yabancı oluşu ve Türkiye’deki işleyişe tam olarak hakim olamamasını fırsat bilerek Davacı Müvekkilin donatanı olduğu … gemisine yüklemesi olduğunu, Kiracı şirketin müvekkilini zor durumda bırakmak adına, davalı şirket ile anlaşarak, donatana ait gemilerin tamamı hakkında bu şekilde asılsız icra takipleri başlattığını, başlatılan bu icra takiplerinin hiç birisinin müvekkiline tebliğ edilmediğini, aksine müvekkili ile ilgili herhangi bir acentelik ilişkisi bulunmayan … Şirketine tebliğ edildiğini, anılan şirketin ise tebligatlara yasal süre içerisinde haksız ve kötü niyetli olarak itiraz etmediğini ve takibin kesinleştiğini, Davalı taraf ile Kiracı şirketin Müvekkili aleyhine yarattığı bu gerçek dışı senaryo sonucunda Müvekkiline ait … gemisinin seferden men edildiğini ve müvekkilinin büyük bir zarara uğratıldığını, ancak davalı taraf ve kiracıların tüm bu art niyetli çabasına rağmen, müvekkili ile … şirketi arasında bir acentelik ilişkisi bulunmadığını, zira anılan … şirketinin müvekkilinin acenteliğini yapmadığını, aksine geminin kiracısı … şirketinin acenteliğini yapmakta olduğunu, Bunun en önemli kanıtının ise, kiracı … ile Acente … şirketi arasındaki organik bağ olduğunu, kiracı şirketin bir takım vergisel avantajlar sağlamak amacı ile deniz ticareti faaliyetlerini Bahamalar’ da mukim bir offshore şirket üzerinden yürütmekle birlikte, asıl faaliyet merkezinin Türkiye’ de olduğunu, ancak Türkiye’ deki şirket adresinde dikkatten kaçırılmaması gereken önemli bir husus bulunduğunu, bunun da … şirketinin Türkiye’de şirket adresi olarak gösterdiği adres ile, dava dışı … Şirketi’nin adresinin aynı olduğunu, Hem … Türkiye’de temsilcisinin bulunduğu adres hem de Acente … şirketinin kayıtlı bulunduğu adresin, “… Sokak No:… …. Etiler, İstanbul” olarak belirtildiğini,… ile … şirketlerinin adreslerinin aynı olduğunu, bununla birlikte yaptıkları araştırma sonucunda “…” isimli şahsın her iki şirketin ortağı ve yöneticisi olduğunun öğrenildiğini, dolayısıyla bu şirketlerin müvekkilin yabancı oluşu ve Türkiye piyasasına hakim olamayışını fırsat bilerek muvazaalı sözleşmelerle müvekkilini zarara uğratmaya çalıştıklarını, Davalı tarafın tüm dilekçelerinde, ısrarla ve tekrarla, sunulan dava dilekçesinin 6.1 maddesinde … şirketinin Müvekkilin acentesi olduğunu kabul ettiklerini iddia ettiğini, davalı tarafın iddia edebileceği başkaca bir husus bulunmadığını ve dilekçelerini müvekkilleri lehine yorumlama yoluna gitmekte olduklarını, bilirkişiler tarafından tanzim edilen ilk bilirkişi raporunda … şirketinin gemi kiracısı … acentesi olduğunun açıkça tespit edildiğini, Davalı taraf verdiği iddia ettiği hizmete dayanarak yaklaşık 3 yıl sonra müvekkili ile husumeti bulunan dava dışı kiracı şirket ile aynı adreste yer alan acentesini ödeme emrinde göstererek icra takibi başlatığını, dolayısıyla Davalı tarafın iddia ettiği hizmete ilişkin olarak geçen bu süreçte müvekkilini bilgilendirmediğini ve dava dışı kiracı şirketin acentesini göstererek düzenlediği faturalara ilişkin müvekkili ile iletişime geçmediğini, ne zaman ki müvekkili ile dava dışı kiracı … şirketi arasında ihtilaf başladığını, o zaman müvekkiline ait gemiye hizmet verildiği iddiası ile usule aykırı bir şekilde takipler başlatıldığını, bu takiplerin kesinleştirildiğini ve müvekkilinin gemisinin haczedildiğini, dolayısıyla muvazalı ilişkiler çerçevesinde gerçekleştirildiği iddia edilen hizmetlerden müvekkilinin sorumlu olmasının söz konusu olmadığını, Bu itibarla, verildiği iddia edilen hizmete ilişkin olarak yaklaşık 3 yıl sonra, borçlu olarak müvekkilinin yer almadığı faturalara dayanılarak müvekkilinin sorumlu tutulabilmesinin mümkün olmadığını, dosya kapsamında davalı şirketin ticari defterlerinin incelenmesi neticesinde gemi kiracısı olan … şirketinin borçlu olarak gözüktüğünün tespit edildiğini, dolayısıyla davalı şirketinin iddia ettiği alacak taleplerinin sorumlusunun müvekkili değil, … şirketi veya dava dışı … şirketi olduğunu, bu şirketler arasındaki muvazaalı ilişkiler göz önünde bulundurulduğunda, verildiği iddia edilen hizmetler karşılığında bir para alınıp alınmadığının da muallak olduğunu, Bu kadar yıl beklenildikten sonra iddia edilen borçtan dolayı müvekkili aleyhine girişilen icra takibinin Medeni Kanun 2. maddesinde yer alan ve genel hukuk normu olarak kabul edilen dürüstlük ilkesine de aykırılık teşkil edeceğini, bu itibarla muvazaalı ilişkiler neticesinde müvekkiline yöneltilen alacak talebinin kabulünün hiçbir şekilde mümkün olmadığını, Tanzim edilen bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilmeksizin yerel mahkeme tarafından hüküm tesis edildiğini, 03.10.2017 tarihli bilirkişi raporunda belirtildiği gibi bu hizmeti alan … ve iddia edilen alacak deniz alacağı ise, …’ in borçlarından dolayı gemiye gelinebilmesinin söz konusu olamayacağını, faturalarda ve ticari defterlerde de iddia edilen borçtan sorumlu şirket … iken, yani iddia edilen borç ile müvekkili arasında hiçbir bağlantı bulunmazken, müvekkiline ve gemilerine ilişkin haksız ve hukuka aykırı olarak başlatılan ve usule aykırı olarak kesinleştirilen takiplere konu alacaklardan müvekkilinin sorumlu olmayacağını beyanla; Açıklanan nedenlerle; – Yerel Mahkeme tarafından tesis edilen 16.07.2018 tarih ve 2015/504 Esas – 2018/299 Karar sayılı kararın istinaf incelemesi sonucu kaldırılmasına, – Dosyada mübrez faturalarda ve ticari defterlerde iddia edilen borçtan sorumlu şirket olarak … şirketinin gözüküyor olması nedeniyle müvekkilin borçtan sorumlu olmayacağının kabulü ile davanın kabulüne, – Vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’ nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise re’sen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.
Dava, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına konu alacaktan dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkin olup, davacı tarafça davacının bir kısım gemilerini davadışı … kiraya verdiği, ancak kiracının donatanın zararına hareket etmesi nedeniyle kira sözleşmesinin feshedildiği, kiracının kendi gemileri için temin ettiği akaryakıt, ikmal, yedek parça ve tamirat işlemleri için yapmış olduğu harcamaları müvekkiline kiraya verdiği …. gemisine fatura ettirdiğinin tespit edildiği, icra takibine konu faturanın da bu şekilde düzenlendiği ileri sürülerek icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespiti talepli İİK 72 Maddesi uyarınca açılan menfi tespit davasıdır.Mahkemece, yukarıdaki gerekçeyle Davanın kısmen kabulü ile, davacının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra takibine konu tutarın 100,00 USD’sinden dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Dava konusu olan İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası incelendiğinde; alacaklı … Limited Şirketi tarafından 24/10/2013 tarihli 1.416,00 USD tutarlı, 01/01/2014 tarihli 944,00 USD tutarlı ve 24/10/2013 tarihli 2.478,00 USD tutarlı faturalardan kaynaklanan 4.938,00 USD alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte borçlu … Gemisi Donatanı … İzafeten … Tic Ltd Şti aleyhine 25/08/2015 tarihinde genel haciz yoluyla icra takibi başlattığı, süresinde ödeme emrine itiraz edilmemesi nedeniyle takibin kesinleştiği anlaşılmıştır. Somut olayda, dosyada mevcut 29/11/2011 tarihli ”…” kodlu gemi kiralama sözleşmesi incelendiğinde; kiralama konusunun M/V … isimli kuru yük gemisi olduğu, geminin malikinin … olduğu ve onun sözleşme uyarınca kiraya veren sıfatını haiz olduğu, kiracının … Ltd.(…) olduğu, kiralamanın 6 aylık dönemlere binaen 4 defa uzatıldığı, dolayısıyla 29/11/2011 – 29/05/2012, 29/05/2012 – 29/11/2012, 29/11/2012-29/05/2013, 29/05/2013-29/11/2013 tarihleri arasında olmak üzere kiralama süresinin toplam iki yıl olduğu görülmüştür. İcra takibinin dayanağını oluşturan 24/10/2013 tarihli … nolu faturada “M/V … gemisinde iskele m/e ara şafttan layna alınması ve sancak m/e layna ayarı kontrol işi toplamı 2.478,00 USD” olarak belirtildiği, 07/08/2013 tarihli iş teslim belgesinde de M/V … gemi kaşe, mühür ve imzasının yer aldığı, 01/11/2014 tarihli … nolu faturada “M/V … Rusya bayraklı gemi bir adet balast pompası bakımı 944,00 USD” kaydının yer aldığı, iş teslimine ilişkin 08/08/2013 tarihli belgede M/V … gemi, kaşe, mühür ve imzasının yer aldığı, 08/08/2013 – 09/08/2013 tarihleri arasında hizmet verildiği, 24/10/2013 tarihli … nolu faturada “M/V … gemisinde iskele m/e ara şaftan dişli kaplin tamiri ve layn kontrolü işi toplamı 1.416,00 USD” kaydının yer aldığı, fatura ve iş teslimine ilişkin 20/08/2013 tarihli belgede M/V … gemisi için hizmet verildiğini gösteren Kent firmasının kaşe, mühür ve imzasının yer aldığı, hizmet tarihinin 20/08/2013 olduğu anlaşılmış olup, söz konusu faturalar acente … TİCARET LTD. ŞTİ. Adına düzenlendiği görülmüştür. Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü’nün 14/12/016 tarihli yazısında son geçiş kaydına göre … isimli geminin acentesinin … TİCARET LTD. ŞTİ. olduğu belirtilmiştir.Davacı tarafça …Tic Ltd Şt.nin acenteleri olmadığı ileri sürülmüştür. Kiracı ve acentenin sicil kayıtları incelendiğinde; her iki şirketin sicil adresinin … Mah. … A Blok K:.. NO:…. Şişli/İstanbul olduğu, ayrıca kiracı şirketin tek ortağı ve yetkilisi …’nun acente …TİCARET LTD. ŞTİ.ninde ortak ve yetkililerinden biri olduğu, davalı şirketin ticari defterlerine göre borçlunun acente …. TİCARET LTD. ŞTİ. Olarak kayıtlı olduğu, acentenin, davacının acentesi olduğuna dair dosyada delil olmadığı, kiracı ile acentenin sicil kayıtlarına göre kiracı ile acente arasında organik bağ olup dava dışı donatan kiracının acentesi olduğu anlaşılmıştır. 6102 Sayılı TTK. 1352 Maddesinde deniz alacakları düzenlenmiştir. Dava konusu fatura içeriği itibariyle deniz alacağı kapsamındadır. TTK 1320. Maddesinde düzenlenen gemi alacağı kapsamında olduğuna dair dosyada herhangi bir bilgi, belge ve delilde yoktur. TTK.1134/1 maddesinde, geminin, ticari yönetimi tahsis olunana ait olduğu düzenlenmiş olup, TTK. 1061/2 Maddesine göre ise kiracının donatan sayıldığı, buna göre dava dışı kiracının acentesinin yaptığı takibe konu işletmesel masraflardan dava dışı kiracının sorumlu olduğu, dolayısıyla davacının gemi maliki veya donatan sıfatıyla M/V … gemisine ilişkin faturalardan sorumlu olamayacağı, bu nedenle İDM. ce davanın kabulü yerine yukarıdaki gerekçeyle kısmen kabulüne karar verilmesi, dosya kapsamı ve yasal düzenlemelere göre doğru olmadığından, davacı vekilinin istinaf sebebi yerinde görülmüştür. Sonuç itibariyle, yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkeme kararının HMK 353/1-b2 maddesi uyarınca kaldırılarak dairemizce yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle, davanın kabulüne, dosya kapsamına göre davalının kötü niyetli ve ağır kusurlu olduğu tespit edilemediğinden ve şartları oluşmadığından, davacının kötüniyet tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile, İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin ( Denizcilik İhtisas Mahkemesi Sıfatı ile ) 16/07/2018 tarih ve 2015/504 Esas – 2018/299 Karar sayılı ilamının HMK 353/1-b2 maddesi uyarınca KALDIRILARAK, dairemizce yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle; 1-DAVANIN KABULÜ ile, İstanbul …. İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı icra takip dosyasına konu 4.938,00 USD alacakdan dolayı davacının davalıya İİK 72 maddesi uyarınca BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE, 2-Davacının, koşulları oluşmayan kötü niyet tazminat talebinin reddine, İLK DERECE YÖNÜNDEN: 3-Alınması gereken 990,50 TL harçtan davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 247,63 TL harcın mahsubu ile bakiye 742,87 TL’ nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-Davacı tarafça yatırılan toplam 279,43 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5-İlk Derece Mahkemesi’nde yargılama sırasında davacı tarafından sarf edilen 2.400,00 TL bilirkişi ücreti ve 308,30 TL posta/ tebligat gideri olmak üzere toplam: 2.708,30 TL.’ nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-İlk Derece Mahkemesi’nde yargılama sırasında davalı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına, 7-Davacı taraf vekille temsil edildiğinden dairemiz karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, İSTİNAF YÖNÜNDEN: 8-Davacı tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 35,90 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine, 9-Davacı tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 33,20 TL dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi’ ne gidiş – dönüş masrafı ve İlk Derece Mahkemesi kararı sonrasında sarf edilen 28,00 TL tebligat gideri olmak üzere toplam: 159,3 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 10-Dosyada artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 11-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 20/02/2020 tarihinde HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.