Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/1590 E. 2020/142 K. 05.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1590 Esas
KARAR NO: 2020/142 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEME: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİH: 10/05/2018
DOSYA NUMARASI: 2013/318 Esas 2018/497 Karar
DAVA: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 05/02/2020
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin dava dışı … A.Şİ.’deki hisselerini 31/08/2009 tarihli hisse devir sözleşmesi ile davalı tarafa bedel mukabilinde devrettiğini, davalı tarafın devir bedelini hisse devir sözleşmesinin 2. Maddesi gereğince belirlenen tarihlerde davacıya ödeme yükümlülüğünde olduğunu, müvekkilinin sözleşme kapsamında şirketteki hisselerini devir ettiğini, davalının devir bedelini ödeme edimini eksik yerine getirdiğini ve müvekkilinin hisse devir sözleşmesinden kaynaklanan bakiye hisse devir bedeli alacağını ödemediğini, davacı tarafça ödenmeyen hisse devir bedellerinin fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile 500.000,00-USD’lik kısmının faizi ile birlikte tahsili amacı ile İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi yapıldığını, davalı tarafından takibe haksız olarak itiraz edilmesi neticesinde takibin durduğunu, davacı tarafın İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasından başlatılan icra takibine takibe dayanak hisse devir sözleşmesinden doğan hak ve alacaklar bakımından taraflar arasında Kadıköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/148 esas sayılı dosyası ile davanın devam ettiği gerekçesi ile itiraz ettiğini, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün yyy esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinin sebebi ile Kadıköy 5. ASliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/148 esas sayılı dosyası ile ikame edilen davanın konusunun ayniyet teşkil etmediğini, Kadıköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/148 esas sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine ikame edilen davanın konusunun hisse devir sözleşmesinden kaynaklanan devir bedelini ödeme borcunu eksik ifa eden davalı/borçlunun bahse konu hisse devir sözleşmesindeki rekabet yasağı maddesine aykırılık iddiası ile haksız ve mesnetsiz olarak ceza-i şart talebinden oluşmakta olduğunu, dolayısı ile icra takibinin sebebi ve dava konusunun aynı olmadığını, davalının taraflar arasında derdest davanın bulunduğunu beyan ederek itiraz etmesinin takibe konu borcun ödenmediğinin kesin delili olduğunu, hisse devir bedeli ödenmesinin hiçbir şarta bağlanmamış olduğunu, icra takibi ile talep edilen hisse devir bedelinin likit ve muaccel hale geldiğinden bahisle davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına vaki itirazının iptali ile takibin devamına, takibe haksız ve kötü niyetli olarak itiraz eden davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusunu teşkil eden hisse devir sözleşmesinin davacı ile müvekkili arasında 31/08/2009 tarihinde akdedildiğini, buna göre davacının hisselerini müvekkiline devredecek olup bunun karşılığında sözleşmenin 2. maddesi başlığı altındaki bedellerin müvekkili tarafından ödeneceğinin kararlaştırıldığını, bunun yanı sıra taraflar arasında aynı tarihte ve diğer sözleşmenin ayrılmaz parçası olan davacının … Holding bünyesindeki diğer şirketlerdeki hisselerinin devredilmesi konulu hisse devir sözleşmesi “İkinci Hisse Devir Sözleşmesi” de yapıldığını, iş bu sözleşmenin devir bedelinin 2. maddede düzenlendiğini, davacının hisselerinin devri işleminde gecikmiş olup davacıya 2. hisse devir sözleşmesi uyarınca cezai şart uygulandığını, öyle ki bu hususta ayrıca bir mutabakat da imzalandığını, taraflar arasında akdedilen 25/11/2009 tarihli mutabakat uyarınca davalının 113.000,00-USD cezai şart ödemesi konusunda anlaşmaya varıldığını, iş bu 113.000,00-USD cezai şartın müvekkilinin davalıya hisse bedellerinden doğan borcundan mahsup edildiğini, yani müvekkilinin 113.000,00-USD bedeli ödemiş sayıldığını, devam eden süreçte müvekkilinin hisse devir bedellerini ödemeye devam ederken davacının hisse devir sözleşmesindeki rekabet yasağına aykırı davrandığını, … isimli rakip şirkette kurucu ortak ve hissedar olduğunun ve hatta kendi şirketinin müşterileriyle temasa geçtiğinin tespit edildiğini, iş bu durumun sözleşmenin rekabet yasağı maddesine aykırılık teşkil ettiğini, zira hisse devir sözleşmesinde satıcı tarafından bu şekilde rekabet yasağına aykırılık halinde 1.250.000,00-USD cezai şartın öngörüldüğünü, İstanbul Anadolu 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/118 esas sayılı dosyası ile bu cezai şartın dava konusu edildiğini, davanın fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile açıldığından talebe konu alacağın likit olmadığını, müvekkilinin taksitlerini temerrüde düşmeksizin süresinde banka yolu ile ödemeye devam ettiğinden bahisle davaya konu taleplerin reddine, davacının %20 kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk derece Mahkemesi 10/05/2018 tarih 2013/318 Esas – 2018/497 Karar sayılı kararında; “…Tüm dosya kapsamından; davacı …’ın İstanbul Ticaret Siciline … sicil numarası ile kayıtlı … A.Ş.’deki hisselerini davalı …’a devri hususunda taraflar arasında 31/08/2009 tarihli hisse devir sözleşmesi akdedildiği, sözleşmenin devir bedeli başlıklı 2. maddesinde “Hisse devirlerinin iş bu sözleşme uyarınca devri karşılığı olarak hisse deviri aşağıdaki şekilde belirlenmiş olup iş bu madde 2 uyarınca aşağıda açıklandığı şekilde devredene ödenecektir. i) 01/09/2009 tarihinde 17.500,00-USD, 04/09/2009 tarihinde 200.000,00-USD taraflar arasında yapılan aynı tarihli devir sözleşmesi ile belirlenen hisselerinin devrinin tamamlanmasını müteakip 3 gün içerisinde 250.000,00-USD, 04/03/2010 tarihinde 250.000,00-USD, 04/09/2010 tarihinde 500.000,00-USD olmak üzere nakten devralan tarafından ödenmesi, ii) Devredenin 28/04/2008 tarih ve … numaralı kredi sözleşmesi ile kullanmış olduğu konut kredisi borçlarının 304.000,00-Avro tutarına kadar olan kısmının yine kredi sözleşmesinde yer alan taksitler kapsamında devralan tarafından ödenmesi (kredi borcu sadece iş bu maddede yer alan meblağ ile sınırlı olup bu meblağı aşan ödemeler devralanın sorumluluğunda değildir. iii) Devralanın devredenden olan alacaklarına karşı İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosya kapsamında başlattığı icra takibi uyarınca hisseler üzerindeki teminatları fek etmesi ve borçtan feragat edecektir. iv) Devralan tarafından yukarıda (i) maddesi uyarınca yapılacak olan ödemeler, devredenin ablası …’e ait … Bankası Maslak Şubesi … numaralı USD hesabına yapılacaktır. Devreden bu hesaba yapılacak ödemelerin kendisine yapılmış sayıldığını ve devralanın bu hesaba ödeme yapmakla ödeme borcundan kurtulmuş sayılacağının kabul ve gayrı kabili rücu olarak beyan eder. v) Devralan tarafından 28/08/2009 tarihinde devredene ödenen 22.500,00-USD meblağ ve iş bu sözleşmenin imza tarihinde ödenen 10.000,00-USD hisse devir bedeli olarak devreden tarafından teslim alınmıştır.” şeklinde düzenleme yapılmıştır. Anılan sözleşmenin tazminat ve cezai şart başlıklı 4. maddesinde “Tarafların madde 3 hükmü ile belirlenen sorumluluklarına halel gelmeksizin taraflar bu anlaşmadan doğan herhangi bir yükümlülüğünü yerine getirmekte temerrüde düşmesi veya yükümlülüklerini sair herhangi bir şekilde ihlâl etmesi durumunda (Rekabet yasağı dahil) söz konusu yükümlülüğü yerine getirme zorunluluğu ve bundan doğan her türlü sorumluluğuna ilaveten ceza olarak karşı tarafa 1.250.000,00-USD ödeyeceklerini kabul etmişlerdir.” şeklinde düzenleme yapılmıştır. Davalı taraf, anılan sözleşme haricinde taraflar arasında 31/08/2009 tarihinde başka bir hisse devir sözleşmesi daha akdedildiğini ve bu devir sözleşmesinde yer alan rekabet yasağına ilişkin hükümlerin ihlâl edilmiş olduğunu, buna ilişkin olarak İstanbul Anadolu 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/118 esas sırasında dava açılmış olduğunu, ayrıca hisse devir sözleşmesine dayalı diğer bazı yükümlülüklerin de davacı tarafından ihlâl edilmiş olduğunu, bu nedenle cezai şart talep etme haklarının doğmuş olduğunu, buna ilişkin olarak taraflar arasında 25/11/2009 tarihli “Mutabakat” başlıklı belgenin düzenlenmiş olduğunu ve bu nedenle dava konusu hisse devir sözleşmesinden kaynaklanan bakiye hisse devir bedelinin ödenmediğini savunmuştur. Savunmada geçen İstanbul Anadolu 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/118-430 E.K. sayılı dosyası yukarıda ayrıntılı şekilde özetlenmiştir. Davalı savunmasına dayanak olarak 2 sahifeden ibaret “Hisse Devri Sözleşmesi” ve 1 sahifeden ibaret “Mutabakat” başlıklı belge dosyaya sunmuştur. Davalı tarafça dosyaya sunulan hisse devri sözleşmesinin “Konu” başlıklı 1. maddesinde …’ın …, …, …, …, … (Romanya), … (Avusturya), … (Dubai), … A.Ş., … Ltd. Şti.’deki hisselerinin …’a devir ve temliki hususunda düzenleme yapılmış olduğu, “Devir Bedeli” başlıklı 2. maddesinde “İş bu sözleşme uyarınca devredilen bedeller taraflar ile … A.Ş. arasında yapılan aynı tarihli hisse devir sözleşmesinin (devir sözleşmesi) bir parçası olup hisselerin devri ile ilgili olarak devir sözleşmesi uyarınca belirlenen bedeller haricinde bu sözleşmede herhangi bir bedel ödenmeyecektir. Devreden şirket hisselerini en geç 15/09/2009 tarihine kadar gerekli tüm tescil işlemleri dahil olmak üzere gerekli usulî işlemleri tamamlayarak devredeceğini, bu tarihten yapılacak devirler ile ilgili olarak gecikilen her gün için her bir şirket başına günlük 2.000,00-€ cezai şartın toplam bedelden düşüleceğini kabul ve beyan eder. Devir bedeli ancak tüm hisselerin devredilmesi halinde belirlenen tarihte ödenecek olup, devir işlemlerinin tamamlanmaması halinde cezai şart devam edecek olup, devri yapılan hisseler için herhangi bir bedel tahakkuk etmeyecektir. Cezai şart bedeli devir bedelini geçemez. … A.Ş. Hisseleri iş bu sözleşme imzası ile birlikte şirket pay defterine işlenmekte olup hisselerin mülkiyeti devralana geçecektir. … Ltd. Şti. Payları ile ilgili olarak noter huzurunda devir sözleşmesi imzalanacak ve ortaklar kurulu kararını müteakip pay defterine kayıt yapılacaktır.” şeklinde düzenleme yapılmıştır. 25/11/2009 tarihli “Mutabakat” başlıklı belgede ise “… ile aramızda yapılan hisse devir sözleşmesi uyarınca sözleşmenin aşağıda belirtilen hükmü uyarınca ‘İş bu sözleşme uyarınca devredilen bedeller taraflar ile … A.Ş. arasında yapılan aynı tarihli hisse devir sözleşmesinin (devir sözleşmesi) bir parçası olup hisselerin devri ile ilgili olarak devir sözleşmesi uyarınca belirlenen bedeller haricinde bu sözleşmede herhangi bir bedel ödenmeyecektir. Devreden şirket hisselerini en geç 15/09/2009 tarihine kadar gerekli tüm tescil işlemleri dahil olmak üzere gerekli usulî işlemleri tamamlayarak devredeceğini, bu tarihten yapılacak devirler ile ilgili olarak gecikilen her gün için her bir şirket başına günlük 2.000,00-€ cezai şartın toplam bedelden düşüleceğini kabul ve beyan eder. Devir bedeli ancak tüm hisselerin devredilmesi halinde belirlenen tarihte ödenecek olup, devir işlemlerinin tamamlanmaması halinde cezai şart devam edecek olup, devri yapılan hisseler için herhangi bir bedel tahakkuk etmeyecektir. Cezai şart bedeli devir bedelini geçemez. Yapılması gereken hisse devirleri bugün itibari ile tamamlanamamış olmakla birlikte taraflar toplam cezai şartın sözleşme hükümlerine göre uygulanmaması ve toplam 113.000,00-USD cezai şart olarak uygulanması konusunda anlaşmışlar ve bu bedelin ödenmesi gereken taksitten indirimi konusunda mutabakata varmışlardır. Bu sebeple …’a 2. takside mahsuben ödenen 67.000,00-USD ilaveten 26/11/2009 tarihinde 50.000,00-USD, 07/12/2009 tarihinde 20.000,00-USD, 08/01/2009 tarihinde 20.000,00-USd, 25/01/2009 tarihinde 10.000,00-USD ve 15/02/2009 tarihinde 30.000,00-USD olmak üzere tarihinde olmak üzere toplam 197.000,00-USD ödenecek olup sözleşme uyarınca belirlenen ilk taksitin (250.000,00-USD) ödemesi tamamlanmış olacaktır. Mart 2009 tarihinde yapılacak olan 250.000,00-USD yerine ise 210.000,00-USD ödenecek olup cezai şart sebebi ile çıkan fark yukarıdaki ödemeler ile Mart 2009 tarihi itibari ile yapılacak ödeme ile kapatılmış olacaktır. … ilk taksit uyarınca herhangi bir alacağının kalmadığını ve …’ı gayrı kabili rücu ibra ettiğini, … hisse devirleri ile ilgili gecikmeden dolayı başka bir talebi olmadığını beyan karşılıklı olarak beyan etmişlerdir.” yazılı olduğu görülmüştür. Mutabakat başlıklı belgenin altında … ve … isimlerinin yazılı olduğu, … isminin altında imza olduğu, … isminin altında imza olmadığı, görülmüş olup, davacı … imzaya itiraz etmiştir. Bu durumda mutabakat başlıklı belgenin geçerli olduğunu ispat yükü TMK 6 maddesi uyarınca davalı taraftadır. Anılan belgedeki imzanın …’ın eli ürünü olup olmadığının tespiti yönünde imza incelemesi yaptırılmış olup, Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi’nce düzenlenmiş 11/04/2017 tarihli raporun sonuç kısmında “İnceleme konusu belgede …’a atfen atılı imza ile …’ın kısmen polimor mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından uygunluk ve benzerlikler saptandığından söz konusu imzanın kuvvetle muhtemel …’ın eli ürünü olduğu hususlarını bildirir kanaat raporudur.” şeklinde görüş bildirilmiş olduğu anlaşılmıştır. Diğer yandan … tarafından …’a Beşiktaş … Noterliği’nden gönderilen 01/09/2010 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamede ise “…Hisse devir sözleşmesini ‘devir bedelini düzenleyen 2. Maddesinde hisselerin devir bedellerinin çeşitli tarihlerde ödenmesi kararlaştırılmış olup 04/09/2010 tarihinde ise 500.000,00-USD’nin nakten tarafınıza ödenmesinde mutabık kalınmış idi ancak 1.250.000,00-USD cezai şartı müvekkile ödemekle borçlu olduğunuzdan 500.000,00-USD bedeli cezai şarttan mahsup ettiğimizi, kalan 750.000,00-USD’yi iş bu ihtarnamenin tebliğinden itibaren 3 iş günü içerisinde müvekkilin hesabına yatırmanızı, aksi takdirde gerek TTK’nun haksız rekabet hükümleri, gerek BK’nun rekabet yapma yasağını düzenleyen 455. madde uyarınca hakkınızda her türlü yasal yollara başvurulacağını şirketimizin uğradığı zararlara ilişkin maddi tazminat davası ticari itibarımızı ve lojistik piyasasında elde ettiğimiz markamızı planlı bir şekilde zedelemeye yönelik eylemlerinize karşı da manevi tazminat davası açacağımızı, vekalet ücreti ve tüm yargılama giderlerinin tarafınıza yükletileceğini ihtar ederiz.” yazılı olduğu görülmüştür. “Mutabakat” başlıklı belgede davalı …’ın imzasının olmaması, davacının ismi altındaki imzanın davacının eli ürünü olduğunun kesin olarak belirlenememesi ve “Mutabakat” başlıklı belge tarihinden sonra keşide edilen yukarıda yazılı ihtarname bir bütün olarak değerlendirildiğinde “Mutabakat” başlıklı belgenin geçerli olduğunun davalı tarafça ispat edilemediği kabul edilmiştir. Şöyle ki; mutabakat başlıklı belgenin tanziminden sonra keşide edilen ihtarnamede 04/09/2010 tarihinde ödenmesi gereken 500.000,00-USD borcun varlığı kabul edilmiştir. Tüm bu nedenlerden dolayı açıklandığı üzere mutabakata başlıklı belge geçerli kabul edilmemiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporundan 09/10/2012 takip tarihi itibari ile davacının davalı yandan 672.179,66-USD alacaklı olduğu, takibin ise 500.000,00-USD asıl alacak üzerinden başlatıldığı, 500.000,00-USD alacak için 05/09/2010 temerrüt tarihinden 09/10/2012 tarihine kadar geçen sürede işlemiş faiz tutarının 68.835,62-USD olduğu, takip talebinde ise 69.123,29-USD işlemiş faiz talep edildiği anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Alacağın likit ve hesaplanabilir olması, davalı/borçlunun itirazında haksız olduğunun anlaşılması karşısında hüküm altına alınan asıl alacak ve işlemiş faiz miktarı toplamının %20’si oranında İİK 67/2 maddesi uyarınca icra inkar tazminatına karar verilmiştir. İcra takibinde işlemiş faiz miktarı yönünden kısmen haklı çıkan davacının bâkiye kısım için icra takibinde kötü niyetli olduğu kabul edilemeyeceğinden reddedilen kısım yönünden davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmemiştir. Tüm bu sebeplerden dolayı aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerektiği…”gerekçesi ile; 1-Davanın kısmen kabulüne, davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 500.000,00-USD asıl alacak ve 68.835,62-USD işlemiş faiz miktarı üzerinden ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi gereğince T.C. Merkez Bankası’nın 1 yıl vadeli USD mevduata verdiği en yüksek faiz oranı uygulanmak sureti ile takibin devamına, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine, Hüküm altına alınan alacağın (500.000,00-USD asıl alacak + 68.835,62-USD işlemiş faiz) 568.835,62-USD’nin takip tarihi itibari ile -TL karşılığı olan 1.031.014,56-TL’nin %20’si üzerinden hesaplanan 206.202,91-TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, Davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davacı tarafın mutabakat metnini imzalamış olduğunu hatırlamaması sebebiyle söz konusu mutabakat metnine itiraz ettiğini, ancak alınan adli tıp raporu ile mutabakat metnini davacı tarafın bizzat imzaladığını tespit edildiğini, buna rağmen yerel mahkeme mutabakat metninin geçerli olmadığı yönünde karar vermesinin hukuka aykırı olduğunu, Mutabakat metninde yer alan imzanın davacıya ait olduğuna karar verilmesini ve 113.000,00 USD lik kısmın takibe konu 500.000,00 USD den mahsup edilmesinin gerektiğini, Davacı tarafça başlatılan icra takibinden mahsup edilmesi gereken miktarın düşülmeyip, yerel mahkemece taleple bağlılık ilkesine aykırı kararın verildiğini, Dava konusu talep icra takibi başlatıldığı tarihte likit olmadığını, bu sebeple müvekkili aleyhine icra inkâr tazminatı hükmedilmesinin haksız olduğunu, İleri sürerek, istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucu kaldırılmasına ve davanın reddine, yargılama masrafları ve vekâlet ücretinin karşı tarafa bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, taraflar arasında imzalanan hisse devir sözleşmesi uyarınca 500.000,00 USD hisse devir bedeli ödenmediği iddiasıyla 500.000,00 USD hisse devir bedelinin tahsili için yapılan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 500.000,00-USD asıl alacak ve 68.835,62-USD işlemiş faiz miktarı üzerinden ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi gereğince T.C. Merkez Bankası’nın 1 yıl vadeli USD mevduata verdiği en yüksek faiz oranı uygulanmak sureti ile takibin devamına, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. 31/08/2009 tarihli hisse devir sözleşmesine konu dava dışı İstanbul Ticaret Siciline … sicil numarası ile kayıtlı … A.Ş. 27/10/1999 tarihinde iki ortaklı bir limited şirket olarak kurulduğu, şirketin kurucu ortaklarının davacı ve davalı olduğu, sonrasında ünvan değiştirerek şimdiki ünvanını aldığı görülmüştür. Taraflar arasında 31/08/2009 tarihli hisse devir sözleşmesi akdedildiği, Sözleşmenin konusu başlıklı 1. maddesinde;”İşbu sözleşme konusu; Devreden’in şirkette halihazırda sahip olduğu Devir Hisselerinin tamamını, sözleşmede belirlenen şartlar satıcının beyan ve garantilerine istinaden sözleşmenin imza tarihi itibariyle bütün aktif ve pasifi alıcıya devir ve temlik etmesidir. Hisse devri şirkete ve üçüncü kişilere karşı işbu sözleşmenin imza tarihi ve şirket pay defterine işlenmesi ile birlikte hukuken geçerlilik kazanacaktır,” hükmünün düzenlendiği, Sözleşmenin devir bedeli başlıklı 2. maddesinde; “Hisse devirlerinin iş bu sözleşme uyarınca devri karşılığı olarak hisse deviri aşağıdaki şekilde belirlenmiş olup iş bu madde 2 uyarınca aşağıda açıklandığı şekilde devredene ödenecektir. i) 01/09/2009 tarihinde 17.500,00-USD, 04/09/2009 tarihinde 200.000,00-USD taraflar arasında yapılan aynı tarihli devir sözleşmesi ile belirlenen hisselerinin devrinin tamamlanmasını müteakip 3 gün içerisinde 250.000,00-USD, 04/03/2010 tarihinde 250.000,00-USD, 04/09/2010 tarihinde 500.000,00-USD olmak üzere nakten devralan tarafından ödenmesi, ii) Devredenin 28/04/2008 tarih ve … numaralı kredi sözleşmesi ile kullanmış olduğu konut kredisi borçlarının 304.000,00-Avro tutarına kadar olan kısmının yine kredi sözleşmesinde yer alan taksitler kapsamında devralan tarafından ödenmesi (kredi borcu sadece iş bu maddede yer alan meblağ ile sınırlı olup bu meblağı aşan ödemeler devralanın sorumluluğunda değildir. iii) Devralanın devredenden olan alacaklarına karşı İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosya kapsamında başlattığı icra takibi uyarınca hisseler üzerindeki teminatları fek etmesi ve borçtan feragat edecektir. iv) Devralan tarafından yukarıda (i) maddesi uyarınca yapılacak olan ödemeler, devredenin ablası …’e ait … Bankası Maslak Şubesi … numaralı USD hesabına yapılacaktır. Devreden bu hesaba yapılacak ödemelerin kendisine yapılmış sayıldığını ve devralanın bu hesaba ödeme yapmakla ödeme borcundan kurtulmuş sayılacağının kabul ve gayrı kabili rücu olarak beyan eder. v) Devralan tarafından 28/08/2009 tarihinde devredene ödenen 22.500,00-USD meblağ ve iş bu sözleşmenin imza tarihinde ödenen 10.000,00-USD hisse devir bedeli olarak devreden tarafından teslim alınmıştır,”hükmünün düzenlendiği, Sözleşmenin tazminat ve cezai şart başlıklı 4. maddesinde; “Tarafların madde 3 hükmü ile belirlenen sorumluluklarına halel gelmeksizin taraflar bu anlaşmadan doğan herhangi bir yükümlülüğünü yerine getirmekte temerrüde düşmesi veya yükümlülüklerini sair herhangi bir şekilde ihlâl etmesi durumunda (Rekabet yasağı dahil) söz konusu yükümlülüğü yerine getirme zorunluluğu ve bundan doğan her türlü sorumluluğuna ilaveten ceza olarak karşı tarafa 1.250.000,00-USD ödeyeceklerini kabul etmişlerdir,”hükmü düzenlenmiştir. Davalı taraf, anılan sözleşme haricinde taraflar arasında 31/08/2009 tarihinde başka bir hisse devir sözleşmesi daha akdedildiğini ve sunulan hisse devri sözleşmesinin “Konu” başlıklı 1. maddesinde;” …’ın …, …, …, …, … (Romanya), … (Avusturya), … (Dubai), … A.Ş., … Ltd. Şti.’deki hisselerinin …’a devir ve temliki,” hususunda düzenleme yapılmış olduğu, Devir Bedeli başlıklı 2. maddesinde; “İş bu sözleşme uyarınca devredilen bedeller taraflar ile … A.Ş. arasında yapılan aynı tarihli hisse devir sözleşmesinin (devir sözleşmesi) bir parçası olup hisselerin devri ile ilgili olarak devir sözleşmesi uyarınca belirlenen bedeller haricinde bu sözleşmede herhangi bir bedel ödenmeyecektir. Devreden şirket hisselerini en geç 15/09/2009 tarihine kadar gerekli tüm tescil işlemleri dahil olmak üzere gerekli usulî işlemleri tamamlayarak devredeceğini, bu tarihten yapılacak devirler ile ilgili olarak gecikilen her gün için her bir şirket başına günlük 2.000,00-€ cezai şartın toplam bedelden düşüleceğini kabul ve beyan eder. Devir bedeli ancak tüm hisselerin devredilmesi halinde belirlenen tarihte ödenecek olup, devir işlemlerinin tamamlanmaması halinde cezai şart devam edecek olup, devri yapılan hisseler için herhangi bir bedel tahakkuk etmeyecektir. Cezai şart bedeli devir bedelini geçemez. … A.Ş. Hisseleri iş bu sözleşme imzası ile birlikte şirket pay defterine işlenmekte olup hisselerin mülkiyeti devralana geçecektir. … Ltd. Şti. Payları ile ilgili olarak noter huzurunda devir sözleşmesi imzalanacak ve ortaklar kurulu kararını müteakip pay defterine kayıt yapılacaktır,” şeklinde düzenleme yapılmıştır. Mahkemece alınan bilirkişi ek raporuna göre, 09/10/2012 takip tarihi itibari ile davacının davalı yandan 672.179,66-USD alacaklı olduğu, takibin ise 500.000,00-USD asıl alacak üzerinden başlatıldığı, 500.000,00-USD alacak için 05/09/2010 temerrüt tarihinden 09/10/2012 takip tarihine kadar geçen sürede işlemiş faiz tutarının 68.835,62-USD olduğu, mahkeme gerekçesi ve tespitinin dosya kapsamına uygun olduğu görülmüştür. Davalı vekilinin mutabakat metnine ve icra inkar tazminatına yönelik istinaf sebebi incelendiğinde; Dosyaya davalı tarafından sunulan 25/11/2009 tarihli “Mutabakat” başlıklı belgede ise; “… ile aramızda yapılan hisse devir sözleşmesi uyarınca sözleşmenin aşağıda belirtilen hükmü uyarınca ‘İş bu sözleşme uyarınca devredilen bedeller taraflar ile … A.Ş. arasında yapılan aynı tarihli hisse devir sözleşmesinin (devir sözleşmesi) bir parçası olup hisselerin devri ile ilgili olarak devir sözleşmesi uyarınca belirlenen bedeller haricinde bu sözleşmede herhangi bir bedel ödenmeyecektir. Devreden şirket hisselerini en geç 15/09/2009 tarihine kadar gerekli tüm tescil işlemleri dahil olmak üzere gerekli usulî işlemleri tamamlayarak devredeceğini, bu tarihten yapılacak devirler ile ilgili olarak gecikilen her gün için her bir şirket başına günlük 2.000,00-€ cezai şartın toplam bedelden düşüleceğini kabul ve beyan eder. Devir bedeli ancak tüm hisselerin devredilmesi halinde belirlenen tarihte ödenecek olup, devir işlemlerinin tamamlanmaması halinde cezai şart devam edecek olup, devri yapılan hisseler için herhangi bir bedel tahakkuk etmeyecektir. Cezai şart bedeli devir bedelini geçemez. Yapılması gereken hisse devirleri bugün itibari ile tamamlanamamış olmakla birlikte taraflar toplam cezai şartın sözleşme hükümlerine göre uygulanmaması ve toplam 113.000,00-USD cezai şart olarak uygulanması konusunda anlaşmışlar ve bu bedelin ödenmesi gereken taksitten indirimi konusunda mutabakata varmışlardır. Bu sebeple …’a 2. takside mahsuben ödenen 67.000,00-USD ilaveten 26/11/2009 tarihinde 50.000,00-USD, 07/12/2009 tarihinde 20.000,00-USD, 08/01/2009 tarihinde 20.000,00-USd, 25/01/2009 tarihinde 10.000,00-USD ve 15/02/2009 tarihinde 30.000,00-USD olmak üzere tarihinde olmak üzere toplam 197.000,00-USD ödenecek olup sözleşme uyarınca belirlenen ilk taksitin (250.000,00-USD) ödemesi tamamlanmış olacaktır. Mart 2009 tarihinde yapılacak olan 250.000,00-USD yerine ise 210.000,00-USD ödenecek olup cezai şart sebebi ile çıkan fark yukarıdaki ödemeler ile Mart 2009 tarihi itibari ile yapılacak ödeme ile kapatılmış olacaktır. … ilk taksit uyarınca herhangi bir alacağının kalmadığını ve …’ı gayrı kabili rücu ibra ettiğini, … hisse devirleri ile ilgili gecikmeden dolayı başka bir talebi olmadığını beyan karşılıklı olarak beyan etmişlerdir,” hükmünün yazılı olduğu görülmüştür. Davalı … tarafından Davacı …’a Beşiktaş … Noterliği’nden gönderilen 01/09/2010 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamede ise “…Hisse devir sözleşmesini ‘devir bedelini düzenleyen 2. Maddesinde hisselerin devir bedellerinin çeşitli tarihlerde ödenmesi kararlaştırılmış olup 04/09/2010 tarihinde ise 500.000,00-USD’nin nakten tarafınıza ödenmesinde mutabık kalınmış idi ancak 1.250.000,00-USD cezai şartı müvekkile ödemekle borçlu olduğunuzdan 500.000,00-USD bedeli cezai şarttan mahsup ettiğimizi, kalan 750.000,00-USD’yi iş bu ihtarnamenin tebliğinden itibaren 3 iş günü içerisinde müvekkilin hesabına yatırmanızı, aksi takdirde gerek TTK’nun haksız rekabet hükümleri, gerek BK’nun rekabet yapma yasağını düzenleyen 455. madde uyarınca hakkınızda her türlü yasal yollara başvurulacağını şirketimizin uğradığı zararlara ilişkin maddi tazminat davası ticari itibarımızı ve lojistik piyasasında elde ettiğimiz markamızı planlı bir şekilde zedelemeye yönelik eylemlerinize karşı da manevi tazminat davası açacağımızı, vekalet ücreti ve tüm yargılama giderlerinin tarafınıza yükletileceğini ihtar ederiz,” yazılı olduğu görülmüştür. Mahkemece, “Mutabakat” başlıklı belgede davalı …’ın imzasının olmaması, davacının ismi altındaki imzanın davacının eli ürünü olduğunun kesin olarak belirlenememesi ve “Mutabakat” başlıklı belge tarihinden sonra keşide edilen yukarıda yazılı ihtarname bir bütün olarak değerlendirildiğinde “Mutabakat” başlıklı belgenin geçerli olduğunun davalı tarafça ispat edilemediği kabul edilmiştir. Şöyle ki; mutabakat başlıklı belgenin tanziminden sonra keşide edilen ihtarnamede 04/09/2010 tarihinde ödenmesi gereken 500.000,00-USD borcun varlığı kabul edilmiştir. Tüm bu nedenlerden dolayı açıklandığı üzere mutabakata başlıklı belge geçerli kabul edilmemiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporundan 09/10/2012 takip tarihi itibari ile davacının davalı yandan 672.179,66-USD alacaklı olduğu, takibin ise 500.000,00-USD asıl alacak üzerinden başlatıldığı, 500.000,00-USD alacak için 05/09/2010 temerrüt tarihinden 09/10/2012 tarihine kadar geçen sürede işlemiş faiz tutarının 68.835,62-USD olduğu, takip talebinde ise 69.123,29-USD işlemiş faiz talep edildiği anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne alacağın likit ve hesaplanabilir olması, davalı/borçlunun itirazında haksız olduğunun anlaşılması karşısında hüküm altına alınan asıl alacak ve işlemiş faiz miktarı toplamının %20’si oranında İİK 67/2 maddesi uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilmesine yönelik karar verilmiş olup mahkeme gerekçesi ve tespitinin dosya kapsamına uygun olduğu dairemizce belirlendiğinden, davalı vekilinin istinaf sebepleri, ilk derece mahkemesinin gerekçesi ve değerlendirilmesine göre yerinde görülmemiştir. Davalı vekili tarafından ileri sürülen istinaf nedenleri ilk derece mahkemesinin gerekçeli kararında detaylı şekilde tartışılıp değerlendirildiği, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu, mahkeme gerekçesi ve tespitinin dosya kapsamına uygun olduğu dairemizce belirlendiğinden, davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Sonuç itibariyle; dosya kapsamı, mahkemenin kabul ve gerekçesi ve istinaf sebepleri gözetildiğinde; mahkeme kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesine göre esastan reddine karar verilmesi gerektiği gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 98,10.TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 70.428,60 TL istinaf karar harcından, istinaf eden davalı tarafından peşin olarak yatırılan 19.371,27.TL (35,90.TL+19.335,37.TL) harcın mahsubu ile bakiye 51.057,33.TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa, karar kesinleştiğinde ve talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’ nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’ da temyiz yolu açık olmak üzere 05/02/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.